bugün

6 ay boyunca iş aramaktır.
annem haklıymış dediğiniz andır.
+ anne bir bak su versene.
- kocaman oldun kalk sen bana getir.
cevabının acı bir tokat gibi yüze çarptığı andır.
(bkz: barış manço şarkılarının hüzünlendirmesi)
kek yaptıktan sonra dibinde kalanları yemek için artık çok da hevesli olmadığınızı fark ettiğiniz andır.
annenizle birlikte kadınlar tuvaletine giremediniğiz an büyümüşsünüzdür demektir.
aileden birine kan verdiğiniz an.
aile bireylerinin günden güne huysuz ihtiyarlara dönüşüne şahit olmak. bu duruma eklenen yaşa bağlı hastalıklarda cabası. öff
ortamda 'sigara kullanıyor musun' diye soru sorulup ardından sigara paketi uzatılmasıdır. *
büyümek yaşla değil, sorumlulukları erteleyememekle olur. bu nedenle herkesin büyüme yaşı aynı değildir. kimi 5 yaşında büyürken, kimi 40 yaşında hala büyümemiştir...
kardeşinizin derslerini önemsemek zorunda olduğunuzu hissettiğiniz andır.
üniversiteye kayıt için tek başına gitmesi. gerçi üniversiteye girmesi de büyüdüğünü gösterir ama tek başına okula kaydolmak ayrı bir haz veriyor insana.
çocukken;

akşam işten eve gelen babayı görmek.
pokemon izlemek.
dışarıda 8-10 kişilik arkadaş grubunuzun seslerini duyup, heyecanla sokağa fırlamak.
günümüz parasıyla, yerde 25-50 kuruş bulmak.

gibi, yaşadığınız sıradan şeylerde bulduğunuz o tarifsiz, pak, tertemiz, hayatı yaşanılır kılan mutluluğun, size artık nadiren uğradığını farkettiğiniz anlardır.

edit: imla
sorunlarıyla tek başına mücadele etmesi gerektiği andır..
Artık kişi düşse ve dizi kanasa bile eskisi kadar ortalığı yıkmadığını farkettiği andır.
sevdiklerinin ölümlerini acılarını yaşamaya başladığı andır.
kimsenin seni teselli etmediği, belki de edemediği an.
üniversite tercihini yaptığı andır kanımca.
öğrencimisin sorusuna hayır demek zorunda kaldıgı gün. değilim lan artık! resmen, bildiğin değilim! nalet!
kendime kendi paramla bir ayakkabı almıştım lise 2 idi sanırım. büyüdüğümü anlamıştım. o ayakkabıyı kafama yiyene kadar. sonunda anladım ki büyümemişim, ne zaman kendi paramla bir ayakkabı aldım ve kafama inmedi o ayakkabı, o zaman anladım büyüdüğümü. lise 3 tü sanırım.
banyo yaparken şampuanı ilk önce ele döküp sonra kafaya sürmeye başlanıldığı gün. çocukken olsa banyoyu anne yaptırdığından şampuanı direkt kafaya dökerdi miktarı gördüğünden.
seviştiği kişinin artık başkasıyla seviştiğini bilmek ve bunu kabullenmek..
otobüste abonman ücreti ödemeye başladığı gün. çok koyuyor be sözlük.
sırtına sorumlukların yakında binmeye başlayacağını anladığı an insanın büyüdüğünü anladığı andır.
(bkz: tercih zamanı)