bugün

sofienin dünyası.
(bkz: açlık oyunları)
son zamanlarda sosyal medya fenomenlerinin copy and paste usulü yazdıkları kitaplar.
Şu aşağıdaki tarz kitapların yazarları bu aralar çok türedi. Verilen emeğe elbete sözüm yok fakat ne bileyim. Bu arada okuyan arkadaşlarımın yorumları ışığında bunu yazıyorum. Kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem ama Türk wattpad edebiyatı da bu etkenlerden.

(bkz: hüzünlü bir ponçik)
(bkz: eyvallahım var)
Kristin Hannah - eğer inanırsan.
çanlar kimin için çalıyor.
saçma aşk romanlarının hepsi. bir de yok kahve kokulu hikayeler yok çiçek kokulu bilmem neler tarzı tumblr kullanan 16 yaşındaki kızların okuduğu kitaplar.
tutunamayanlar.. bide herkes okuyor diye aldım okudum amk psikolojim bozulacaktı nerdeyse zaten yerinde değil
Balzac vadideki zambak ...

Bi sayfanın başındaki konuyla sonunda ki satırların alakası yok varsa bile baştaki konuyu unutuyosun

Bak gene sıkıntı bastı.
(bkz: vadideki zambak)

tamam realistsin anladık da bir kapı 3 sayfa tasvir edilir mi be kardeşim.
(bkz: Kişisel Gelişim Kitapları) sözüm meclisten dışarı, kişisel gelişim adıyla millet otobiyografisini yayınlıyor tamam yayınlasınlar da en ufak bir şey katma ihtimalleri yok. Sizin zaten bildiğiniz hayatın gerçeklerini papağan gibi tekrarlıyorlar.
Ilahi komedya.
kürt mantolu madonna.
Saatleri ayarlama enstitüsü .
Ben bir şeyin kötü versiyonunu deneyimleyince o kötülük gitsin diye daha iyilerini deneyimlemek isterim. Acı yiyip ağzımın tadı bozulunca hemen tatlı yeme isteği gibi. Bu yüzden kötü bir kitaba denk gelince niye kitap okumaktan soğuyor insanlar anlamadım. Wattpad kitaplarını da zorla okutmuyorlar yani. ben hiç okumadım. Ne sevdiğinizi biliyorsanız ona göre okursunuz zaten. Kimse soğumasın okumaktan. Okuyalım.
Kişiye hiçbir şey katmayan, hiçbir amaca hizmet etmeyen ve okudukça verdiğin para, ayırdığın zaman vs. boşa gitmesiyle insanı deli eden -kitap demek istemiyorum- kağıt israfıdır.
franz kafka- milena'ya mektuplar.

abi duyguna, kalemine bi şey demiyorum da ne sıkıcı bi kitapsın sen öyle ya. bu kitaptan önce iyi bi seri yakalamıştım, hızla kitap bitiriyordum. bunda bi kaldım. şu sıralar vazgeçmiş olsam bile başka bir kitaba da başlayamıyorum. mal etti beni resmen.
Nar-ı aşk
Kitaba kötü diyemem ancak dili çok ağır gelmişti. Lise yıllarında zorla bitirmem istenmişti zorlasamda bitmedi boş boş göz gezdirmiş olduk.
Düşündümde kitap boktu aq.
(bkz: kadir mısıroğlu kitapları)
ben sadece james joyce diyeceğim, alışveriş listesini bile bu başlığa yazsam değer.

yazmaz olası.
kesinlikle elif şafak kitaplarıdır.
Sabahattin ali-içimizdeki şeytan.
dan brown - cehennem.
aslında yazarı sevmeme karşın cehennem kitabını tamamlayamadım. sanki "ne yazarsam okunur" tarzı ama altı dolu olmayan bir kendine güven sezmiştim.
jared diamond
düne kadar dünya.
lütfen dünya klasikleri olarak nitelendirilmiş kitapları yazmayın.
2 sene önce ''genç werther'in acıları'' nı aldım, açtım okuyorum. böyle sıkıcı bir şey yok. mektup biçiminde yazılmış, zaten bu tarzda bir kitabı okumaya alışkın değilim. 20-30 sayfa ya okudum ya okumadım, bıraktım.
hakkında da bir şeyler de okumuştum. yazıldığı dönemde okuyan insanları intihara sürüklediği, insanların giyim tarzını bile etkilediği falan falan.
1 ay önce aldım tekrar kitabı elime. başı yine aynı sıkıcı ama bu sefer sonunu görücem, hissediyorum. bitti.
üstüne kaç tane kitap okudum hala ara ara o kitabı düşünüyorum.
ben doğru zamanda değilmişim okumak için yoksa kitap klasik olmayı hak ediyor.