bugün

Sessizliğin hükmetmeye başladığı anlar . Konuşmak yerine dinlenmek.
Herkes çok güzel şeyler yazmış.
Gece insanın kendisiyle arkadaş olduğu zamandır, radikal kararlar geceleri alınır, bunlardan başka gece benim için son değil başlangıçtır.

insan hayatta iken kendisini birkaç kere öldürebilecek bir varlık, kişinin her ölümü insanın bir başka doğmasına sebep olur. Aynı şekilde bir daha ölmez o insan. En yakınları arkasından vurur güven kaybeder, sevgilisi ya da değer verdiği kız aşkına karşılık vermez, canından çok sevdiği insan hayatından çıkar o adam ölür yerine birbaşkası gelir, tabi bu örnekler çoğaltılır.

Ben geceleri öldüğümden geceyi seviyorum, ertesi sabah bambaşka bir insan oluyorum.
Ben geceleri ağladığımda kimsenin olmamasından seviyordum. Şimdilerde ise pek sevmiyorum. Çünkü geceleri yanımda olamıyor..
Daha sessiz oluyor geceleri etraf. ben o yüzden seviyorum.
geceleri az insan,az gürültü ve az karmaşa olmasıdır lakin geceyi seviyoruz diye kimse kendini yıldız sanmasın.
Gecenin tüm pürüzleri kapatmasıyla beraber etrafa sûkunet çöktüğü için insanın kendisiyle baş başa kalır.
sessizlik ve içime dolan romantizm (ne bileyim böyle akşam al sevgilini yanına gez sokaklarda doyasıya ama lekanlarda oturmak yok sadece banklar).
az insan çok huzur.
Gece karanlıktır kusurları örter .geceyi sevin
Gün ışığı ve insan gürültüsü olmaması.
görsel
Böyle bir güzellik varken; gündüzü niye seveyim?
Gece sessizliği simgeler. Kendi kendine kalabilir, kendinle uzunca dertleşebilirsin. Herkes kendi halindedir, düşüncelerin en yoğun olduğu zamandır.. Gece sevilmesin de ne olsun?
Çünkü insanlar yaşadıkları bu kalabalık, yorucu, koşuşturması bir an olsun bitmeyen hayatlarından memnun değil tıpkı sizin gibi, ve yine aynı insanlar tüm huzursuzluklarını ancak gece yaşayıp onlara çözüm üretecek vakit bulabiliyor, bu yüzden seviliyor gece bence.
çoğu değişkenin ortadan kalkması ve insanın kendiyle kalmasıdır.

kendi kendine vakit geçirmeyi bilmeyen insanlar için zor bir durumdur.
Gece hayat durulur, insan kargaşası biter.
Sessizliğin saatleridir gece. Bu yüzdendirki anksiyete hastaları geceyi daha çok sever.
az insan varken kafa dinlemek hoş. kendi kendine kalıp hayatını ölçüp biçebiliyorsun.
Herşey durgunlaşır sakinleşir insan kendini dinleyebildigi içindir bence .
geceleri insanların gözünde canlandırma (buna hayal kurma da denebilir) yetenekleri artar. bu nedenle düşünürken keyif alırsınız rahatlarsınız.
Gecenin karanlık olması veya insanın daha çok kendi içine dönebildiği vakitler olması bir yana, gecenin dayattığı zorunluluklar da bana tatlı geliyor.
Örneğin eğer gece uyuyamıyorsam, bundan nefret etmiyorum. Ancak gündüzleri uyanmaktan veya öğlen insan içinde yürüme zorunluluğundan nefret ediyorum. Akşamları dışarı çıktığımda yürüdüğüm sokak gündüzleri yürüdüğüm sokaktan çok daha farklı hissettiriyor bana, her ne kadar aynı sokak olmalarına rağmen.
Ve bir de güneşin çekildiği, artık karanlığın bastığı vakitler karşılaştığım insanlar gözüme daha sevilesi geliyor, karşınızdaki gözler sanki ışıldıyormuş gibi. Gündüzleri ise çoğusu donuk bakışlı olan insanlar arasında öylece günümün bitmesini bekliyorum.
Düşünürken kendisini kimsenin fark etmediğini hissettiği içindir.
insan yok,ses yok kendin ve düşüncelerinle baş başasın daha ne olsun.
Gece uzayda kaplayıp yazık ettiğim hacmim üzerine düşünmem için güzel bir zamandır. Gündüz sürekli saçmasapan sebeplerle insanlar tarafından bölünüyorum. Neymiş yok "Önüne bak ulan kırmızı ışık yanıyor!", "Saçımı çekme!" ya da ne bileyim "Beyefendi onlar numune değil lütfen yerine koyun." gibi boş sözler.
Geceleri ise gündüzleri göt-cebime attığım düşüncelerle başbaşayım. Beni bölen ya da bir bardak su için yalvaran açlar yok.
psikolojik olarak hava kararınca ve hatta gecenin gec saatlerinde daha bi yogun duygular yaşayan insanlarin bunu sevmesi.
insanların kendilerini sevmesidir. sadece geceleri kendi başına kalabiliyorsun rahatça düşünebiliyor günün muhasebesini başka sesler başka insanlar olmadan tek başına yapabiliyor ertesi gün yapacaklarını sakin kafa ile düşünebiliyorsun.
insan bazı şeyler bir an önce bitsin istiyor, bir an önce aradan çıksın istiyor. Çünkü bitmediği sürece hep bir yük oluyor, hep bir angarya. Gece de günün bitişi ya ondan seviyor herhalde geceyi. Ben mesela, bir an önce kıyamet kopsun diyorum, bak ölelim demiyorum, kıyamet kopsun, ne olacaksa olsun. Hoş sorguya hazır olduğumdan değil de daha da kirleniyor insan dünyada. Bir de, gece insanı hüzünlendiriyor gece insana bitmeyi hatırlatıyor, diyor ki 'bak bir gün daha kaydı parmaklarının arasından ve senin kolların hala boş'. Acı yani, acıyı seviyor insan.
"gün ışığı tuzaktır. ışık bizi kör eder. ancak geceleri, gözlerimiz faltaşı gibi açılır. geceleri ,tüm öteki duyularımız da daha duayrlıdır; çünkü düzen güçlei o saatlerde, makinelerini kapatmış olurlar. gece sessizliği dinleriz, karanlığa nüfuz ederiz, bedenlerimizin de hayal gücümüzün de dizginlerini serbest bırakır".