bugün

bir küçük iskender kitapı. pı evet.
bakardık karşı karşıya geçip, hatırlıyor musun, yalnızca bakardık! dipsiz, yalansız, ölüme davet eden bir bakmaydı bu! kumsaldaydık. kumdan bir saldaydık. batacaktık. battık antik bir tiyatro gibi. oyuncular da bizimle boğuldu. bil, seni yanlış anlamaya hazırdım. anlamak? yanlış? yanlış anlamak? herkes birbirini yanlış anlamaya hazırdır zaten. yıllarca o anı, karşısındakini yanlış anlamayı beklemiştir sanki. ilişkilerin vazgeçilmez bir parçası olmuştur mazoşizm. "beni yanlış anladın!" der o. buz gibi bir hava eser aranızda birdenbire: konuşma kesilir, konuşma kesilen yerinden kanar, gözler lüzumsuzca başka taraflara çevrilir; birşey olmamiş, kırılınmamış gibi yapılır. sen neler umarak etmişsindir az önceki lafı; nerelerden, hangi davranışlardan güç alarak o cümleyi kurmuşsundur ki, o, sevdiğin insan, patlatır bombasını: "sen beni yanlış anladın!" bu yargıdan, yaralanıştan sonra konuşmaya nasıl dönülür? konu açılacak mesele ne kadar yapmacıklaşır, sıradanlaşır o anlarda. aranızdakiler adeta bitivermiştir. su durur.
Bana mayasıl bulaştır anne! Anne bana uyuşturucu sat! Bana define haritası ısmarla anne! Bana canavar düdüğü kirala! Anne, göbek kordonumu geri ver bana! Bana süt ve regl ısıt! Bana rakı pişir anne! Anne beni ahlaksız yetiştir! Anne bana birkaç hormon ve enzim öner! Bana köpek yarala anne! Anne sen Iron Maiden'a basgitarist ol! Anne sen gerilla eğitimi gör, dağlara çık! Anne sen bir 'Çocukları Kurşuna Dizme Mangası' kur! Anne sen artık büyü ve rahat bırak penisimi! Onunla sperm bankalarından kredi temin edeceğim! Benim yerime askere sen git anne! Sen orospu ol benim yerime! Anne, sen inan benim yerime sosyalizme! Benim yerime sen eşcinsel ol anne! Bana Kuran, incil, Tevrat, Zebur indir anne! Evlilik cüzdanınızı tuvalet kağıdı olarak kullanmama izin ver!