bugün

Dört hak mezhep varmış.

Aynı dinin peygamberinin bundan haberi yok.

Fıkra bu kadar.
Her şeyden önce ifade edilmelidir ki mezhep imamları mezhep kurmak için uğraşmamışlardır. Ve mezhepler arasında asli- temel meselelerde farklılıklar yoktur. Farklılıklar teferruat yani temel olmayan ayrıntılarda görülmektedir. Hristiyanlıkta olan mezhepler temel farklılıklardandır. Örneğin Hristiyanlığın bir mezhebi olan Nasturiliği Hazreti isa Tanrı değil dediği için istanbul ortodoksları( Başka bir Hristiyanlık mezhebi) onları aforoz etmiş (dinden çıkarmışlardır) ve bu kişiler Nusaybin'e sığınmıştır. Hristiyanlıktaki mezheblere bakarsanız Avrupa katolikliğinin farklı olduğunu, afrika habeş etiyopya hristiyanın farklı olduğunu, mardin süryaniliğinin farklı olduğunu, nusaybin nasturiliğinin farklı olduğunu, istanbul ortodoksluğunun ve diğer mezhepler itibariyle çok temel inanç meseleleri bağlamında farklı olduğunu görürsünüz. Necaşi Hristiyan liderin ülkesine hicret eden Hz Muhammed(Allah'ın selamı üzerine olsun)'in arkadaşlarının okuduğu Meryem suresini duyunca sizinle aramızda çöp kadar farklılık yok demişti.
Konuya dönersek, Ebu Hanife islam üzerine çalışmalarında kendine göre, kültürüne, yaşayışına da dini meseleleri yorumlamıştır. Hiçbir zaman mezhep kuruyorum demiyor. sünnet ve Hadislerden benim anladığım meseleler budur diyor. Sonrasında imam Malik yine dini meseleleri değerlendirirken kendi zamanın ruhu, kültürü, yetiştiği şartlar bağlamında meseleleri ele alıyor. Dini meselelerde sorduğu kişilerden çok küçük farklılıklarla Muvatta isimli hadis kitabı ortaya çıkarıyor ve dini fetvaları görüş farklılıklarını da yazıyor. imam Malik'in öğrencisi imam Şafi ise hocasına bağlı olmakla beraber bir kısım farklı yorumlar ortaya koyuyor. Ayrıntılara dair meselelerde farklılıklara yer veriyor ve El- Umm isimli kitapta bunları topluyor. imam Ahmed bin hanbel imam Şafi'den sonra geliyor. Dini meseleleri Hadis'lere dayandırıyor ve 40.000 Hadis içeren El Müsned eserini ortaya koyuyor. Yine mezhep kurmak gibi bir derdi yok. Böylece bu kitapları takip edenler tarafından bir ekol olarak takip ediliyor. Bu anlayışları parlak ve cazip bulanlar onların arkasından yürüyorlar. Böylece zamanla mezhepler doğuyor. Mezheplerden kişiler her zaman birbirlerine çok saygılı olmuşlar. Ebu Hanife'nin kabri Bağdatta diye imam Şafi, şafi mezhebinde olan sabah namazında kunut duası okumayı terk etmiş ve Ebu Hanife'ye karşı çıkmadan namazı kılmak istedim demiştir. Ayrıca şu çok önemlidir ki ki Hazreti Muhammed(Allah'ın selamı üzerine olsun)'in hayatını tek başına bir insanın yaşaması mümkün değildir. Her bir mezhep Peygamberimiz'e ait farklı derinlikleri temsil ediyorlar. Tüm hayatımızı tek başına Peygamberimizin yaşadığı gibi yaşamaktan mezheplerin varlığıyla O'nun hayatını farklı açılardan yaşamamıza imkan veriyor. Biz de o derinliklerden birini yaşadığımızda kurtulmuş oluyoruz. Bir de çeşitli mizaç, coğrafya, kültürlerin varlığını da düşününce bir bağlama daha yatkın olabilir ve daha kolay yerine getirebilirler.
Farklılıkların ortaya çıkışı ise imam Şafi kan çıkınca abdest bozulmaz ama kendisine nikah düşen birisine dokunursa abdest bozulmaz der. Ebu hanife de tam tersini söyler. Kan çıkınca abdest bozulur, nikah düşen biri dokunursa abdest bozulmaz der. imam Şafi şunu der, savaş varken kanlı olarak namaz kılınıyordu. Ebu Hanife taraftarları da şunu der bu her zaman değil, savaşta ve zaruruiyette geçerlidir. Yine Hazreti Aişe Hazreti Muhammed (Allah'ın selamı üzerine olsun)'in sivilcesini koparır. Hz Muhammed abdest alır. Ebu Hanife bunu kan çıktı diye derken, imam Şafi ise kadın değdiği için der. Bu ayrıntılardaki bakış açıları nedeniyle açıklamaları cazip bulanlar onları izlemiştir.
Hanefi fıkıhı daha şehirli kişilerce benimsenmişken Şafi fıkıhı daha köylerde benimsenmiştir. Ahmed bin hanbel mezhebi de kendi çevresinin sıkıntılarına uygun olarak var olmuştur. Topluluklar kendi şartlarına göre dinin ruhundan anladıklarına göre karar vermişlerdir. Mezhepler arası farklılıklar olsa da bunlar bir ağacın dalları gibidir ve hepsi aynı yörüngeyi gösterir. Anlayışlar bakımından zorluklarla karşılaşan kişi, mezheplerin sunduğu kolaylıklarla onlardan faydalanabilir. Örneğin Kabe tavaf ederken kadın ve erkekler birbirine değerbilirler burada da Hanefilerin bakış açısından durum değerlendirilebilir, her defasında abdest almaktan kurtulurlar. Yine zayıf bir hadiste'' Ümmetimin ihtilafı rahmettir.'' denilmiştir. Kuvvetli bir Hadiste de ''ümmettim dalalet üzerinde bir araya gelmezler. '' denilmiştir.