bugün

(bkz: lanet olsun dostum ben hemen buradan gidiyorum)
bknz: into the wild. bu durumu anlatan film.
rutin iş yükü ve gündelik hayatın yorgunluğundan bunalmış olan bünyenin yalnız kalma isteğine bağlı uzun bir tatil durumudur. ancak evli ve hatta çocukluysanız yalan olacaktır orası da ayrı...
arada bana da olan istektir. bütün işi gücü bırakıp 31 çekip rahatlayıp gidiyorum.
dün gece 01:45

balkonda sırtımı duvara dayayıp çocuklar gibi ağlarım diye, geçmişe dair ne kadar acı hatıra varsa biriktirdiğim..

yok bu olmadı.

balkonda son sigaramı içip öyle yatayım dedim. sırtımı duvara dayayıp çöktüm. sigaranın yanmasıyla ne kadar olumsuz düşünce varsa sardı zihnimi. kırılan kalplerden, hastalıklara. ayrılıklardan ölümlere kadar..

neden sonra zorluyor gözpınarların, ne sebebini biliyorsun ne de adını koyabiliyorsun bu çöküp kalmaların. bayağı bildiğin çocuk gibi ama ses çıkarmadan haykıra haykıra..

a4 kağıdı yeter dedim sonra. kalemin yerini de biliyorum ve yazmak istediğim cümleleri de.. son kez...

duruldum. 3-5 dakika geçti. kalktım gittim oğlumun odasına.

tombik ellerini sevdim. 2. yaş günü kutlayalı 1 ay olmadı ama sanki gözümde kocaman delikanlı gibi zibidi. saçını okşayıp, yanağından öptüm.

her şeyi bırakıp çekip gitme isteği gelmişti ya az evvel.

nereye?
unuttum ne zaman kendime gelip, iki üç güzel kelam ettiğimi. hatırladığım sadece gitmelere dair verilmiş ve tutulmayı bekleyen o sözleri.
halen kendini yiyip duruyorsun. boğazına takılan cümleler, su içsen de inmez ki.
eskilere, yenilere, yenilmişlere, yaşanacaklara aldırmadan gitmek istediğini biliyorum.
durup durup arkana bakma o zaman. o zaman ki, seni getirir. korkarsın sonra.

unutulmadan git.

''zamana notlar''
Ara sıra geliyor bu istek ama nereye gidiyorsun amk? Senden beklentileri olanlar var. Sadece kendin için gitmiyorsun ki onlar için de gitmiş oluyorsun. Gene bok gibi hissetmeyeydim iyiydi.
çoğu zaman, özellikle sıkıntıda olduğun zamanlarda gelen istektir. ama çekip gitmek bir halta yaramaz. kalıp mücadele etmek gerekir.
Bir köşeye oturup geçmesini bekleyin.
Akşam vakti gelir genelde insana bu istek.

Baktığın her nesneden her insandan nefret edersin. Kırıp dökmek gelir sadece içinden. Küfür etmek bile rahatlatmaz çünkü o da sıradan kelimeler grubuna döner.

Bazen şu duygularımı ameliyatla aldırdım geyiği keşke gerçek olsaydı diyorum. Böyle kalp karaciğer gibi bi duygu organı olsa da gidip aldırsak. Kimseyi sevip acı çekmesek. Keşke allah soyun devamı için gerekli olan istekleri hiç vermeseydi de utanmak zorunda kalmasaydim kendimden. Keşke çocukluğumdaki gibi tek derdim o akşamki mahalle maçında gol atmak olsaydı.

Keşke duygusuz olsaydım. Keşke.
yıllardır içimden söküp atamadığım gel gör ki yapamadığım istek. mecburiyetler, mecburiyetler, kölelik...
an itibariyle yürekte sızıdır bu istek. ne gidebiliyorsun ne tam anlamıyla kalabilmişsin.

halbuki git uyu evinde dimi?
zaman zaman herkesin yapmak istediği ancak yapamadığı eylem.
insanları ölüme sürükleyen istektir. Şimdi gidip yüksek bi dağdan atlama isteğine de eşlik ediyor olabilir.
(bkz: into the wild)
Şu sikimsonik saatlerde gözünü tavana diken binlerce insanın aklından geçen istektir.
Zordur gerçekleştirmesi. Gerçekleşmediğinde depresyona sokar insanı. Halil Sezai dinlettirir.
göt ister.
Herkesin icinde olan ama bir turlu gerceklestirilemeyen durum. Murphy bu konuda iyi calisir.
depresif, mutsuz, umutsuz haldeki çoğu insan düşünür bunu. kendini yiyip bitirmek ya da çektiğin acıların etkisiyle daha büyük zararlar vermek yerine, uzaklara, o acıları yaşatanlardan çok uzaklara gitmek, hatta dönmemek üzere... ama olmaz, hem gitse bile o acılarını da yanında götürceğini, kafasından silemeyeceğini bilir, oturur oturduğu yerde.
şu aralar peşimi hiç bırakmayan istektir.
Her gün bir kez aklımdan geçen fikirdir.
Uzak diyarlara açılmak istersin bazen... Bazen işte sadece bazen.
şu aralar aklıma gelen önermedir. ne var sanki bırak git denilesidir. ama çoğu zaman yapılmaz yapılamaz, hayat seni bazen ordan oraya sürüklerken bazen de olduğun yerde süründürür.
parayi nerden bulacam lan otur oturdugun yere demeyi saglayan bir istektir.
her insanın ara sırada olsa, bazen sık sıkta olsa içinden geçirdiği bir his. bazı insanlar hayatlarının sonuna kadar kalplerinde gitme isteği taşısalar da, bir sokak öteden başka bir yere gidemezler. Kimileri ise, ne kadar kalmak istese de ne yazık ki gitmek zorundadırlar.
Suan en çok istediğim şeydir. Ama bir öğrenci olduğum için bunu yapamam. Çünkü sistem izin vermez. Eski çağlardaki gibi rastgele meyve toplayarak, hayvan avlayarak yasayamam. Yasatmazlar. Çünkü bir diploma alıp bir yerlerde ise girmem gerekir. Çünkü birilerinden emir almam gerekir. Çünkü bazıları bunu istiyor. Ama sevgili sözlük bu yazımı unutmayacağım. Mezun olunca biraz para biriktirip çekip gideceğim(mühendislik okuyorum). Asla geriye bakmayacagim. Bakınca sadece bok görüyorum arkamda çünkü. Sadece hayatıma sıçan insanları görüyorum. Ya iyi şeyler yok, ya da ben göremiyorum. Böylesi boktan bir hayatı da istemiyorum. Oğuz atay'in da dediği gibi 'küçük oyunlar istemiyorum artık albayim. Ben ölmek istiyorum sayın albayim ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılaşacağını görmek istiyorum. Insan tehlikeli oyunlar oynamak istiyor albayim. Bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Kelimeler albayim. Kelimeler bazı anlamlara gelmiyor.'