bugün

Bildiğm kadarıyla latinlerin vulcanus adıyla anmış olduğu demircilik ve sanırım zanaatkarlık tanrısıdır. Kimine göre hera ilr zeus'un oğlu kimine göre de sadece hera'nın oğludur.
Tanrılar arasındaki en çirkin olanı olduğu ve bu nedenle kendi anne babası tarafından bile pek sevilmediği söylenir. Hatta bu nedenle hera(sanırım) tarafından olimpost'an aşağı atılmış topal kalmıştır..

Devamını sonra yazarım belki..
Yunan mitolojisinde, zanaat tanrısıdır.
zeus'un kafasını yarıp athena'yı doğurtmuştur.
eski yunan’da ateş tanrısı.

kısaca: zeus ile hera’nın oğlu. bazılarına göre ise zeus’un athena’yı tek başına yaratmasını kıskanan hera’nın babasız tek başına doğurduğu da söylenir...

-ara not, islam inancına göre hazreti isa “babasız hak peygamberdir”; alakası şu, mitolojik bir vak’a olarak hephaistos’a itiraz eden olmaz ama iş hazreti isa bahsine gelince hemen bize de mi lo lo lo... mitoloji’nin oxford sözlüğü’ndeki “belirli bir dinî veya kültürel geleneğe âid” vasfına dikkat!- devam edelim.

hera onu doğurduktan sonra maden işçiliği öğrensin diye naksos’lu kedalion’a yolluyor. başka isimler de geçiyor yolladığı kimse hakkında.

topallığı ilyada’ya göre, zeus ve hera herakles hakkında tartışırlar. hephaistos annesini tutar ve zeus’un öfkesi ona patlar ve bacağından tutup olympos’tan aşağı atar. gün boyu düşer ve akşamüstü lemnos adasında topal ve zorla nefes alırken sintialılar tarafından bulunur hayata döner fakat artık topal kalmıştır...
diğer bir anlatımla; topallığı doğuştan, onun bu halinden utanan annesi diğer tanrı’lardan saklar ve olympos’tan aşağı atar, dokuz sene bir denizaltı mağarasında iki tanrı tarafından bakılır...
diğer bir anlatım; atılınca denize düşer, tanrıçalar tarafından kurtarılır...

onu atan annesinden intikam almak için altından bir taht yapar. taht, üzerine oturan kimseyi zincirliyordur. hera bu tuzağa düşer ve tanrıçalar hephaistos’u çağırmak zorunda kalırlar... dionysos onu sarhoş edip bir eşek üzerinde olympos’a getirir ve annesini kurduğu tuzaktan zincirlerden kurtarır...

tanrı’lar içinde “hephaistos ateş unsurunun efendisi” diye bilinir; devler ve tanrı’lar savaşında “dev klytios’u akkor hâlinde bir gürzle vurup öldürdü”...

“troya önünde de alevleriyle savaştı”...

“madenlerin ve sanayiin tanrısı, yanardağlara da hükmeden”...

renkli aşk maceralı vardır... pandora’nın çamurdan yoğurulup şekillendirilmesine ve prometheus’un kafkasya’da zincirlenmesine de yardım etmiştir.
Yunan mitolojisinde, Demircilik ve zannat tanrısı.

Çirkin oluşu ve Zeus'a karşı çıkışı yüzünden hem olympos'tan kovulmuş hem de annesi tarafından istenmeyen tanrı olmuştur.

Demir işleme konusundaki yeteneği ve ustalığıyla bilinir.
anne- oğul ilişkisi bakımından oldukça tuhaftır bu tanrı:

anası hera'nın kendisini istemediğini hiç unutmaz. intikam için altın bir taht yapar ve anasına onu verir. güzel ve görkemli şeyleri seven hera "hop" tuzağa düşüverir. oturur tahta, bir daha da kalkamaz. taht onu sımsıkı sarar. bütün dağ seferber olur, hera'yı kaldırmanın yolunu arar. dionysos'un aklına bir fikir gelir. hephaistos'a çilingir sofrası kurar. sarhoşken konuşturur, hera'yı nasıl kurtaracağını öğrenir. bu olay hayırlara vesile olur. "aslında hephaistos o kadar da kötü değilmiş canıım." düşüncesi tanrılar arasında yayılır onu da aralarına alır, benimserler.

alışılmadık ve garip bir çift olarak da afrodit ve hephaistos'u düşünebiliriz: çirkin topal, annesi tarafından istenmemiş bir tanrı, güzelliğine şike karışmış * olmasına rağmen arzu tanrıçası ilan edilmiş afrodit...
afrodit'in çapkınlığından bıkıp kilden ilk kadını yaptığı da söylenir.

promethes'u kayalıklara bağlayan zincir de onun eseridir. artemis ve athena'nın kullandğı oklar da...
sevdigim bir mitolojik karakter, yunan tanrilarinin silahlarini yapmistir.

titanların öfkesi filminde basariyla izleyiciye tanitilmis ve sevdirilmistir.
zeus ve hera(kahpe hera, kancık hera, orospu hera)'nın oğludur.
aslında sadece hera'nın oğlu olduğu da rivayet edilir.
zira, zeus'un athena'yı kendi kendine doğurmasına öykünen hera'nın hephaistos'u kendi başına doğurduğu söylenir.

tabi hera, zeus kadar kudretli olmadığı için bu tek başına doğurma/çocuk yapma işlemi arızalı olmuş, hephaistos sakat olarak dünyaya gelmiş.

bu hera adlı kancık da kendi doğurduğu evladından utanmış, diğer olymposlu tanrılar "aaa hera'ya bak bir çocuk yapamadı" derler, kendisiyle dalga geçerler diye de hephaistos'tan kurtulmak istemiş ve çocuğunu uçurumdan atmış ve böylece hephaistos'un diğer ayağı da sakatlanmış.

hephaistos'a kıyamayan zeus, o'nu akhilleus'un anası olan thetis'e emanet etmiş, hephaistos'u da thetis büyütmüş, o'na analık yapmış.
tabi hephaistos daha sonra thetis anasına olan borcunu, akhilleus'a bir zırh yaparak ödemiş, akhilleus'a öyle bir zırh yapmış ki ok işlemez, kılıç saplanmaz, mızrak delmezmiş. böylece akhilleus yenilmez bir savaşçı olmuş.

hephaistos mühendislik ve zanaat tanrısıdır.
müthiş silahlar, zırhlar yapar, tanrılar için saraylar, tahtlar inşa edermiş.
zaten kendisini sakat bırakan anası hera'dan da bu şekilde intikam almış.
zeus, biricik zevcesi hera'yı sürekli aldatır ve yakalanırmış, her yakalandığında da hera'ya hediyeler verir gönlünü alırmış.

bir aldatma sonrası yine hera'ya yakalanınca, hera tarafından affedilmek için ona muazzam bir taht yaptırmaya karar vermiş, bu konuyu hephaistos'la paylaşmış ve ondan bir taht yapmasını istemiş.
hephaistos kafayı çalıştırmış, hera için bir taht yapmış ve olympos'a göndermiş.
hera tahtı çok beğenmiş, fakat tahta oturur oturmaz bir mekanizma çalışmış ve hera'yı tahtın üzerine kelepçelemiş.
ne yapsalar bu kilidi açamamışlar.
sonuçta hephaistos'u çağırmışlar.
hephaistos kilidi zinhar açmayacağını, hera'nın o'nu sakat bırakarak kötülük ettiğini söylemiş.
tabi karısının bu durumuna dayanamayan zeus devreye girmiş yine.
hephaistos'a, hera'yı bırakması karşılığında ne isterse vereceğini söylemiş. (ne istediler de vermedik lafının kökeni buradan gelmektedir.)
hephaistos'ta zeus'tan afrodit'i istemiş...

tabi teklif afrodit'e sunulmuş, afrodit; "lan manyak mısınız, ben alemlerin en güzel kadınıyım, topal bir demirciye varamam" dediyse de, zeus'un fevkalade israrlarına boyun eğmek suretiyle hephaistos'la evlenmek zorunda kalmış.

afrodit hephaistos'la evlenmiş evlenmesine ama, gönlü yok tabi, başlamış kocasına boynuzu takmaya.
bir ares ile düşüp kalkmış, bir hermes ile.
tanrılar afrodit'i kesmemiş, ölümlüler ile de birlikte olmuş, adonis ile yatmış kalkmış, ankhises ile pompiş yapmıştır.

neyse, tabi her gizli şey birgün ortaya çıkar hesabı, hephaistos'un pampası helios bir gün ares ile afrodit'i fofeynk yaparken görünce gitmiş hephaistos'a ispitlemiş, hephaistos'ta onlara bir tuzak hazırlamış.
hazırladığı bu tuzak bir yatakmış, işte bir gün afrodit ile ares bu yatakta pompiş yaparken yatak birden katlanmış ve bu iki zani kendilerini zincirlere vurulmuş bulmuşlar.

tabi hephaistos almış bunları olympos'a götürmüş, zeus'a göstermiş. "bu ne yarram" demiş, "adalet istiyorum, yıkarım bu olympos'u başınıza" demiş.
poseidon felan da devreye girmiş, hem afrodit'e, hem ares'e ağır bir zina cezası verilmiş, ayrıca hephaistos'a da yüklü bir tazminat ödenmiş ve konu kapatılmış...

hephaistos'un büyük bir mühendis ve zanaatkar olduğundan yukarıda bahsetmiştik.
yaptığı en önemli eser ise şüphesiz ki pandora'nın kutusu'dur.

işte böyle, hephaistos doğuştan gelen fiziksel kusurlarını ve çirkinliğini aklıyla, sanatıyla, bilgi ve becerisiyle kapatmış.
olympos'un bütün kudretli tanrılarının -ki bunlar hephaistos ile birlikte 12 tanedir- hephaistos'a işi düşer, ona muhtaç kalırlarmış.
zaten ilk başlarda bunu hep küçümsemişler fiziksel kusurlarından ötürü, ama o aklıyla, sanatıyla azmetmiş ve bu büyük olympos tanrıları arasına girmiş.

ha bu arada hephaistos anadolu orijinli bir tanrıdır. yunanistan değil anadolulu kabul edilir...

#mitoloji
demir ve alev tanrısı olup, tüm savaş teçhizatlarını yapan yunan mitolojisinde önemli yeri olan tanrı.
Çirkin ve topal olması, savaş unsuruna hizmet eden bir tanrı olmasına inat, yüreği güzellikten yanadır.
Baş tanrı Zeus ve hera' nın oğlu, aphrodith' in eşidir.
Zanaat ve ateş tanrısıdır.
Özellikle silah üretimi için gerekli olan demircilik zanaatının koruyucusudur.
Çirkin ve topal olduğu için daha alt katmanlara ait tanrı ünvanı verilmiştir.
(rick riordan sağolsun) leo gibi harikulade bir çocuğu olması münasebetiyle müstakbel kayınpederim olan yunan efsanesi.
çok çirkin, çok illet bir tanrıdır. hephaistos doğduğunda hera "seni doğuracağıma taş doğursaydım" demiştir. Zeus hephaistos'u görünce "baban ben değilim. anan bir ara hades'e vermiş" der ve onu evlatlıkltan reddeder. yunan tanrılarının arasında en küçük emrah olanı bu tanrıdır. hiçbir kız hephaistos'a vermemiştir.
(bkz: hephaisteion)
--spoiler--
drizzt do'urden'in keşişlerle çıktığı yolculukta kandırdığı kırmızı ejderhadır.
--spoiler--
zeus'un gazabına uğrayarak olimpostan aşağı yuvarlanmış taa nereidlerin yanına kadar yuvarlana yuvarlana gitmiştir. nereid yerel halkı da yaralarını sarıp onu iyileştirmiştir.
Yunan mitolojisinde ateş ve volkanlar tanrısıdır. Zeus ile Hera'nın oğludur ayrıca.
Hephaistos, Yunan mitolojisinde, Zeus ve Hera'nın oğlu ve Afrodit ve Kharis'in eşidir. Ateş ve volkanların tanrısı idi. Tanrılar ve kahramanlar için demircilik, zanaat ile uğraşarak silah ve zırh üretirdi. Latince Vulcan da denir.Hephaistos, zanaatkarlar tarafından Athena ile birlikte mesleklerin piri ve koruyucusu olarak kabul edilen bir ateş tanrısıdır. Tarımı, uygarlığı ve şehir hayatını korur. Anadolu kökenli tanrılardan biri olan Hephaistos, özellikle sönmüş bir yanardağ olarak saygı görmüş, sonraları yanardağların içinde çalıştığına inanılmaya başlamıştır.Zeus'la Hera'nın oğlu olarak bilinmesine rağmen, Zeus'un annesi Metis, hamileyken kendisinden daha güçlü bir çocuk doğurmasından korkup onu yutması ve bunun sonucunda da Athena'yı başından doğurmasına karşılık Hera'nın da Hephaistos'u tek başına doğurduğu da söylenmektedir.Hephaistos, tanrılar arasında en çirkinidir. iki ayağı da topaldır. Homeros'un ilyadası'nda bunun sebebi iki şekilde açıklanır. Birinciye göre babası Zeus, Hera ile kavga ederken Hephaistos annesinin tarafını tutmuş, buna kızan Zeus oğlunu Lemnos (Limni) adasına fırlatmış ve Hephaistos bu yüzden sakat kalmıştır. ikinci efsaneye göre Hephaistos sakat doğmuş, bu durumdan utanan annesi onu Olympos'tan aşağı fırlatmış ve Hephaistos'u nereidler ve Thetis büyütmüştür. Hephaistos'la Hera hiçbir zaman birbirlerini sevmemişlerdir. Yunan mitolojisinde ise Hera, Hephaistos'u kendi başına oluşturmuş ve doğurmuştur. Fakat bebeği ayaklarını topal kendisinin çirkin olduğunu görünce ve bütün Tanrılar onla alay edince, Hephaistos'u Olimpos Dağı'ndan atmıştır.Tanrıların arasında en çirkin olan olmasına rağmen, hem onlar hem de insanlar arasında en sevilen tanrıdır. Olimpos'taki görkemli saraylar onun elinden çıkmıştır. Tanrılar ve kahramanlar için en güzel silahları yapmıştır. Zeus'un emriyle insanları cezalandırmak için gönderilen ilk kadın Pandora onun eseridir. Hephaistos, ilyada'da Kharis (zerafet, neşe ve sevinci temsil eden tanrıçalardan biri) ile evlidir.Hephaistos hakkında anlatılan bir mitte de Hephaistos'un Olimpos'a çıkma hikayesi şöyle anlatılır; Hephaistos annesi için bir taht yaptırmıştı. O aralar Hera Hephaistos'un hayatta olduğunu bilmiyordu. Hephaistos ona bu tahtı verirken saygılarını sunarak üzerine "sevgili annem hera'ya-oğlu Hephaistos'tan" diye yazdı ve annesine kendisini tanıttı. Hera o gün bu tahtta yedi içti ve gülüştü. Kalkmaya çalışırken demirlerin elini ve ayağını kıskıvrak tuttuğunu gördü. Giden tanrılara seslendi. Bazı tanrılar onu duydu ve yanına geldi ve olanları görünce Zeus'a haber verdiler. Sonra şarap tanrısı Hephaistos'un yanına gitti ve onu sarhoş edip geri getirdi. Zeus ona Hera'yı kurtarmasını emretti. Hephaistos annesini affetti. Sabah uyandığı zaman kendini Olimpos'ta buldu. Artık o da Olimpos'taki bir tanrıydı. Zeus onun isteğini kabul etmişti. Daha sonra Afrodit'le evlendi. Bu Hephaistos'un ikinci isteğiydi. Böylece tanrılar yine eski huzuruna kavuştular.
vikipedia
yunan mitolojisinde ateş ve volkanların efendisi hera ile zeus' un oğlu, demirci ve büyücü tanrı.
(bkz: vulcan)

Hephaistos ates tanrisi idi. Zeus ile Hera'nin oglu olan bu tanri topal olarak dogdu, üstelik çokda çirkindi. Hera onu dogurdugunda çirkinliginden utandi, ve diger tanrilarin kendisiyle alay etmesinden korkarak onu Olympos'tan asagi firlatti. Hephaistos'un Olympos'tan asagi Lemnos adasina düsüsü tam bir gün sürdü. Bir hocanin yardimiyla burada demir, bronz ve degerli madenler üzerinde çalisma sanatini ögrendi ve ve bir yanardagin içine demir atölyesini kurdu. Bu demirhane de insani hayrete düsürecek sanat saheserleri yaratti. Nadide yüzükler, bilezikler kalkanlar yapti. Fakat annesini ve onun kendisine yaptiklarini hiç unutmadi. Annesinin yanina çagirilmasi için bir seyler yapmasi gerekiyordu. Ve bir gün oturup annesi Hera için altindan muhtesem bir taht yapti. Bu öyle bir tahtti ki insanin gözlerini kamastiriyordu, diger yandan hiç te göründügü gibi degildi. Görünmez baglardan yapilmis kiskaçlari vardi ve üzerine biri oturdugunda bir daha açilmamak üzere kilitleniyor oturan kisiyi hapsediyordu. Tahti Olympos'a yolladiginda Hera tahtin ihtisamina hayran kaldi, fakat üzerine oturur oturmaz kiskaçlar kapandi ve Hera tahta baglanip kaldi. Bütün tanrilar el birligi ile onu tahtan kurtarmaya çalistilar ama basaramadilar. Son çare Hephaistos'u çagirdilar fakat Hephaistos kulak asmadi. Tüm çagrilari duymuyormus gibi davrandi. Kendisine yaptiklarindan dolayi Hera'nin cezasini çekmesini istiyordu.Zeus Hermes'I yolladi ancak Hermes onu Olympos'a çikmaya razi edemedi. Ardindan Ares geldi, onu Olympos'a çikarmak için zor kullanmaya çalisti ama, Hephaistos onu kavgada yendi ve gerisin geri geldigi yere yolladi. Bunun üzerine sarap tanrisi Dionysos onu getrimeye talip oldu ama o çok farkli bir yol denedi. Içirdigi saraplarla Hephaistos'u sarhos ederek ondan Hera'yi taht'tan kurtaracagina dair söz aldi.Fakat Hephaistos bunu tek bir sartla yapmayi kabul edecekti. Bunun için Tanrilar katina kabul edilmesi ve güzeller güzeli Aphrodite'in kendisiyle evlenmesi. Karisinin daha fazla aci çekmesine dayanamayan Zeus oglunun sartlarini kabul etti. Bunun üzerine Dionysos onu alip Olympos'a götürdü. Hephaistos Hera'yi kurtardiktan sonra ilk is olarark kendisine bastan basa tunçtan bir saray yapti. Saray günes dogunca paril paril parliyordu, dör tarafina yildizlar serpistirilmisti. Görenleri hayran birakan sarayin bir tarafina da muhtesem demirhanesini yerlestirdi. Hephaisto her sabah günes dogduktan sonra atolyesine gidiyor, aksama kadar hiç durmadan çalisiyor, tanrilari ve insanlari hayrete düsüren ve hayran birakan saheserler yaratiyordu. Zeus için muhtesem bir asa ve altindan taht imal etti. Demeter içinse parlak bir orak. Apollon ve Artemis içinse saglam ve hizli oklarla, ok kiliflari yapti. Tüm bunlarin yaninda Olympos'u süslemek için elinden geleni yapti; Apollon için güzel bir saray insa etti, Zeus'un sarayini güçlendirip süsledi. Ve tanrilar için onlarin arzularina göre hareket edecek koltuklar imal etti. Hephaistos sadece tanrilar için degil insanlar içinde bir çok iyilik yapti. Çirkin ve topal olmasina ragmen iyi kalpli olusu ile gerek tanrilar gerekse insanlar tarafindan sevildi ve sayildi. Ama arzu ettigi ve hak ettigi mutluluga hiç bir zaman tam olarak ulasamadi. Onu sevmeyen ve sürekli aldatan Aphrodite ile olan evliligi ona mutluluktan çok aci ve utanç getirdi.
Yunan mitolojisinde ateşin demircilerin, sanatkârların tanrısı. Lâtinlerdeki adı Vulcanus'tur. Zeus ile Hera'nın oğludur. Topal ve çirkindi. Bir efsaneye göre, çirkinliği yüzünden annesi Hera onu Olympos'tan aşağı atmış. Hephaistos bir mağarada büyümüştür. Orada, tanrılar, kahramanlar için gerekli silâhları yapar di. Zeus ona acıdığından Aphrodite ile evlendirmiştir.
hoş gelmiş nesildaştır.

hızlı öğrenen parlak zekaya sahip birisidir. bir de en tuttuğum özelliği bilmediğine bilmiyorum deyip, öğrenmeye çalışması. Allah ona zihin açıklığı versin diyor, meslekdaşımı selamlıyorum.
Yeraltı ateşini temsil eden tanrıdır. endüstrinin ve emekçilerin tanrısıdır; çirkindir ve topaldır. Simgeleri örs, çekiç ve demirci kıskacıdır. Zeus ve Hera'nın oğlu olan Hephaistos; dişi insan güzelliğinin eşsiz temsilcisi, Aşk ve Güzellik Tanrıçası Aphrodite'in kocasıdır. Atölyesini bir yanardağın altına kurmuş olan Hephaistos, demircilik sanatının erişilmez yaratılarını ortaya koymuştur. Yaptığı benzersiz yüzükler, bilezikler, yataklar, hem tanrıçalar tarafından paylaşılamaz, hem de onların başına çeşitli işler açar. ilk kadını yaratma görevi de hephaistos'a verilmiştir ve yaptığı kadın heykelini görenler dudak ısırmıştır.
ateşin topal efendisi hephaistos dünyadaki en iyi işlemecidir.
hephaistos çirkin ve topaldır. bu yüzden tanrılar onu hor görürler.
bir efsaneye göre, zeus'us, athena'yı kafasından çıkarmasını kıskanan hera onu kendi kendine doğurmuştur.
hephaistos, erikhtonios efsanesinde de rol oynar: ilk kadın pandora'nın bedenini kilden yontmuştur ve prometheus'u kafkas dağının tepesine o çıkartır.
babası zeus tarafından istenmediği ve doğumunda zeus tarafından girit adasına fırlatıldığı için yalnız büyüyen ve babasına kin besleyen zavallı tanrı. demir işçiliğindeki yeteneği sayesinde babası zeus'a son derece ihtişamlı bir taht yapıp yollar öyle bir tahttır ki tılsımlıdır, zeus oraya oturduktan sonra yapışır ve bir daha kalkamaz. daha sonra dionisos hephaistosu sarhoş ederek zeusu nasıl kurtaracağının yolunu öğrenir ve kurtarır.