bugün

(bkz: oluruna bırak)
yanılgıdır. zamanla bünye kendini tedavi edecektir. hayat boyu yanında kalacağı kesin olan tek kişi kendin. azıcık iyi bakmak, hoş tutmak gerek.
Çevrede kafa dengi insanlar yoksa, frekans farklıysa, elektrik yoksa, muhtemelen kaçınılmazdır. Sıkıntı soylenmez açılınmazsa zaten frekansta yakalanamaz vahimleşir. Bilinmesi gereken tek şey eğlenmek için küçük oyunlar oynamaktır hayat. Trip yapmak, hava atmak, kastırmak, oynamak , oynamak ,oynamak, belki çocuklar gibi eğlenmek. Kısacası kendini eğlendirmek, senaryolar üretmek sonsuza dek mutlu yaşatır ruhu.
ve buna rağmen yaşamak tabi yaşamak denirse.
hayatının sonuna kadar bir duyguya kapılmak, buna kendini inandırmak.

hayatının sonuna kadar mutsuz olacağını tahmin(bilemez ancak tahmin eder) eden kişi kendi kendine zulmetmiş olur ve bu yaratan'ın hoşuna gitmeyen bir davranıştır. insanın kendi kendine acıması ve karamsar düşüncelere dalması ve dahi bu düşünceyi sonsuza addetmesi çok acıdır. bu şekilde hiçbir yere varamayacağını bilmelidir.
allah insanları farklı farklı yaratmıştır. kimisi rahatlık, bolluk ile imtihan edilirken kimiside darlık ve yokluk ile imtihan edilir, ölüm(ailesi-çevresi) ile sınanır. "başa gelen her olay benim için hayırdır" şuuruyla hareket etmekten başka çaresi yoktur. ancak bu şekilde imtihanın üstesinden gelebilir. allah'dan sabır dilemelidir, gönlüne ferahlık dilemelidir. allah dualara icabet edendir unutmayınız. o'nun ihtiyacı olduğundan değil kişinin samimiyetindendir dua; içtenliğindendir.
bu sebepten "mutsuz olacağını bilmek" diye bir saçmalık yoktur. bu bir bahanedir. allah katında geçersizdir. kişi allah nazarında kendisini küçük düşürmüş olur.
van gogh'UN dedigi gibi mutsuzlugum sonsuza kadar surecek benimde. ben ne zaman mutlu olma sevdasindan kurtulduysam bu fikirden arzudan siyrildiysam o zamandan beridir huzurluyum. mutluluk olmasin huzurun hakim oldugu bir hayati istiyorum. dunyayi gectim turkiye gibi bir ulkede yasayip huzurlu olup kalabilmek nasil bir istir !?
Sen istedikten sonra kargada sana ugur getirir. Yeter ki iyi dusun.
o "hayatın sonu" nun bir an önce gelmesini istemektir.
Mutluluk ve mutsuzluk ikisi de iyi değildir. Önemli olan aradaki dengeyi yakalamaktır. Bu dengede huzur vardır.
yarı ölümdür.
namaz kılmayan kişilerin yaşantısıdır.
bilmek değil, tahmin yürütmektir. hayatının tam da istediği gibi gidemeyeceği kestirmektir, yanlıştır. ben de istediğim hayatı hayal etsem şişer kalırdım, ona ulaşamayacağım diye, sevdiğim adamla ( ama deli gibi sevdiği, aşkımdan ölüyorum o derece *) evlenmişim, çok gibi param var, motosikletler, arabalar gani, evim şahane havuzlu mavuzlu, ailenin tüm üyeleri turp gibi, sağlık sorunlarımız yok, oh mis. şimdi gerçek hayata dönelim, yukarıdaki gibi hayatları olanlar var mı var, benimki böyle mi değil, e ölek mi hacı. ben asla buna kavuşamayacağım diye hayata mı küseyim. neden o şartlara kavuşmak için çırpınmayayım. allah bir yerde bir şekilde beni görüp bana hak ettiğimi vermeyecek mi. işte hayırlısı ile gelene şükürler olsun. siz hayata olan sevginizi, kendi değerinizi, tanrıya inancınızı kaybederseniz evet sonsuza kadar mutsuz kalırsınız.
kimsenin asla bilemeyeceği mevzu.

bir kapı kapanırken, başka bir kapı açılıyor olabilir.
"mutsuz" sözcüğünün yerine ne koyarsanız koyun, hastalıklı bir bakış açısına sahip olan düşünselliktir. herkesi kapsaması açısından dinsel değil ama manevi yönden eksiklik içeren bir yaklaşımdır bu.

ne yaparsanız yapın, büyük sorunun cevabını veremeden ve nihai amacınıza eremeden sona erecek bir yaşamsal sürecin içerisindesiniz. karşılıksız sevmeye devam edin, şartlar ne olursa olsun her türlü duyguyu dibine kadar hissederek yaşayın. sabit fikirli olmayın, düşünerek değil yaşayarak tecrübe edin.