bugün

istediğin mesleği yapma ihtimalin, istediğin firmada çalışma ihtimalin, üniversitenin mesleki anlamda bir bok öğretmediğini anladığın zaman için burkulur ve hevesin kaçar.
Sen ev çok sıcak diye söylenirken, başkalarının yatacak yeri olmaması.
canım,cicim, aşkım gibi kelimeleri kendine değil de etrafındakilere söylendiğini duymak. *
Beni hiç sevmedi. Bilmiyorum belki de sevdi ama ben öğrenemedim.
evet? sen ne bekliyodun?
ilkokulda ortaokulda ya da lisede kopya verdiğiniz kişinin sizden yüksek not alması, boya kaleminizi kullandırdığınız kişinin resmini hocanın daha çok beğenmesi.
(bkz: bin muhteşem güneş)
iyi kalpli veya yardımsever olmanın adı saflık olmuş.
dünyada bir kişinin dokuz, dokuz kişinin bir lirayı paylaşmasıdır. böyle adaletsiz bir yerdir işte dünya.
kaybedenler kulübünde tam olarsak iç burkan bir şey vardır, bilirsiniz izleyenler. izleyemen derseniz burada oyalanmasın açsın izlesin sonra tekrar gelsin, derim.
parayla para kazanma gerçeği bunlardan birisidir.

eğer paranız yoksa haftanın her günü günde 12 saat çalışırsınız ama ayın sonunu ancak getirebilirsiniz. evde sizi bekleyen çocuklarınıza almak istediğiniz ufak bir hediyeyi bırakın, delinmiş ayakkabılarıyla bir ay daha idare etmesi gerektiğini söylemek bile ölüm gibidir sizin için.

öte taraftan bankada yüklü bir mevduatla faizden gelen bedava parayı yiyen veya kat karşılığı verdiği arsadan gelen kira gelirleriyle gününü gün eden bir kitle de vardır. ekonomiye tek kuruş faydası olmayan bu adamlarsa rahat ve mutlu bir hayat sürerler.

dolayısıyla paranız varsa daha çok kazanırsınız. eğer yoksulsanız önünüzde pek fazla seçenek yoktur.
iyilik yaptığınız zaman karşılık bulamamanız.
ayrılmak istediğini söyleyen sevgiliye sadece ''canın sağolsun'' diyebilmek. yine o üzülmesin diye kendi içini parçalamak.
aklı başında bildiğın adamın kendi doğruları dışında hiç bir fikre tahammülü olmayan bağnaz ve kombo olarak kıymet bilmez bomboş bir adam çıkması.
görme engelli birinin otobüs durağının camına çarpıp düşmesi. canım nasıl da yanmıştı. o naptı peki. güçlü bir şekilde ayağa kalkıp yoluna devam etti. mutlu oldum ve onun için dua ettim..
Sıkıntılarla uğraşmaktan mutluluğa zaman ayıramamak.
Kaybedince değeri anlamak.
Ayrılıklarda aşka gelmek.
Hep daha iyisini aramak. Eldekine bakmamak.
Insanlari nesne gibi kullanmak.
Derine duygulara inememek.
Ve ölüm.
yalnız hissetmek.
bugün sucu gelmediği zaman damacana su aldığım arka taraftaki bakkala gittim. ekmek de alayım dedim. önümdeki sepete eğilip alacak iken onlar bayat dedi bakkalcı abla. tazelerini dolaptan verdi. sonra düşündüm o bayat ekmekler niye duruyor diye. acaba parası çıkışmadığı için bir günlük ekmek alabilenler için miydi? umarım bu duruma düşürülmüş insanlar yoktur. boğazım düğümlendi.
annelerin de bir gün vefat edeceği gerçeği. çok üzücü ama gerçek.
10'daki dersi 9.30 da sanıp okula yarım saat erken gelmek. hem de (bkz: kim ki bu)yu da getirtmek.
fenerbahçe'nin 2 haftadır son dakika golü atıp maçı kazanması. ballarını s.keyim hepsinin.
Çalar saatimi ilk kez yanlış kurup bir saat fazladan uyumak ve derse geç kalmak.
yağmurlu bir günde açmışsın arabanın kaloriferini sıcacık, yanındaki sevgiliyle muhabbet ede ede caddeden eve dönüyorsun. sokakta mendil satmaya calışan çocuğa ilişiyor gözün istemeden. bakıyorsun, süzüyorsun.. ayağında ayakkabısı yok. işte o ufacık detay adamın yüreğinin sol kapağının amına koyuyor. kadrajındaki binlerce kişiden o takılıyor gözüne. soluduğun havadan bile tiksiniyorsun.

senin adaletini sikeyim ben hayat gibi.
-ceylo, pırıl pırıl bir memen var artık.
-gerçekten mi ?
-evet.

günün birinde bir erkeğin* bana böyle mi cümle kuracağı aklıma gelmezdi. konu sağlık olunca dünya başka dönüyor.