bugün

bugünkü bölümünde gösterilenler insanın içini öfkeyle doldurmakla beraber, gerçekte yapılanların pek ufak ve masum bir yansıması olduğunu hatırlayınca, nasıl oldu da bu kadar güzel unutturdular bize herşeyi diye düşündürür.
işkence sahneleri nedeniyle annenin izleyemediği, izlememesi için kardişimi* tekrar tekrar uyardığı, fenalıklar geçirmesine neden olan, benimde teoman'dan ayrı kalma sebebim dizi.*
yasemin karakterinin rol kesemediği dizi. kız ağlayamıyor bile ya da dudak bükünce ağlamış gibi olduğunu zannediyor ya da onun gibi bir şey.
dizideki çoğu karakterin kolpadan oynadığı dizi. senaryo hakkaten güzel ama bazı oyuncuların bir şeyler öğrenip gelmesi lazım. ben çıksam daha iyi oynarım be.
biraz yanlı olduğunu düşünmeye başladığım dizi. tamam deniz gezmişin, yusuf ve hüseyinin ve onun gibilerin düşüncelerinden ötürü asılmaları bana göre de yanlış ve bir yere kadar onlarla düşüncelerim uyuşuyor ama onların da o kadar masum olduklarını düşünmüyorum.
Oyunculuklarının çok başarılı olmadığı,sahne kurgularının da zaman zaman zayıf kaçtığı bir dizi. Fakat bunların hiç bir öneminin olmadığı dizi. Dönem olaylarını bir çok insanın tahmininden öte yeterince sert,yalın ve dürüst aktardığını gördüğüm dizidir. Kaldı ki o dönem olaylarını anlatan ve karşılaştırma yapılan pek bir TV dizisi örneği de yoktur. Yan roldeki oyuncuların nispeten ekran yüzü pek görmemiş oyuncular olması o rolü oynayacak kalburüstü oyuncuların belki de bu riski göze alamadıkları dizidir. Kaldı ki Deniz Gezmiş kim canlandıracaktı. Berhan Şimşek mi? O dönem olan olayları kaç kişi ayrıntılarıyla biliyor ki ayrıca.Uzun lafın kısası çok acımasızca ve haksız yere eleştirildiğini düşündüğüm dizidir.
Bunları da yaşadı bu ülke dedirten dizi.Bir daha yaşamasın...Bir daha hiç bir ülke yaşamasın.
gerçeklerin 1/10'ini anlatmasına rağmen bazı bünyeleri rahatsız etmiş dizi.

onlar gitti, ülke böyle öküzlere kaldı işte!
dışarıda o kadar asker varken içeride tuttukları kıza "korkma" dedirtecek kadar devrimcileri sempatik gösteren dizi. gerçi çocukların akıbetine de bayağı üzüldüm. haketmiyorlardı bence ölmeyi.

salak çoban. o çocuklar senin de hakkını savunuyordu ya.
Son bölümü yaklaşık beş dakika önce biten dizi.
Harkulade bir dizi.
izlenmesini şiddetle tavsiye edebileceğim dizi.
bu bölümüyle beni dağıtan,kapanış jeneriğinide 33 kurşun la yapan dizi.
insanlara bu ülkede yaşanan haksızlıkları, zorbalıkları anlatmaya çalışan dizidir. bu arada konu ile ilgisiz olan insanlara az biraz birşeyler katabilmek amacı ile, onların ilgisini çekecek romantik hikayeler serpiştiren, buna rağmen bazılarının tüm bu olanlarla ilgili yorumlarının düzenli olarak, çok komik bir espriymiş gibi 2-3 entry'de bir, evlilik dışı çocuklar ne çok hehe, seviyesinde kalması gerçekten üzücüdür.
yayınlanan 52. bölümü şu ana kadarki en iyi bölümdü. tek bir boş sahne, tek bir sıkıcı görüntü yoktu bölümde. hatırla sevgilinin, sevgilisini hiç göremedik bu bölümde. hep hatırladık. belki de bölümü özel kılan buydu.

cansel elçin, dizi boyuncaki en iyi performansını çıkardı bu bölümde. küçük ali'nin performansı harikaydı ki bu küçük oyuncu ulak filminde de mükkemmel bir performans sergiliyor.

işkencelerden nurhaka, mehmetin ölümünden sinan cemgilin ölümüne, mahirlerin yakalanmasına. ağır bir bölümdü. işkenceler tv ritueline uyma adına yumaşıtılmış gösterildi. olsun varsın. bu kadarı bile ilk defa oluyor.

ayrıca harun fiziksel olarak inanılmaz derecede che'yi andırıyordu.
yayınlanan son bölümü soğuk duş etkisi yaratmıştır.
hafıza kaybı geçirip aşkını unutan sevgiliye yazılacak şiirin başlığı olabilecek söylem.
şu yasemin'le ahmet'i diziden atsalar da sadece denizleri, mahirleri, sinanları işleseler ne güzel olur diye düşündüren dizi. zaten hiç oynayamıyorlar o ikisi, gerçi dizide kim adam gibi oynuyor orası da ayrı mevzu, yine de o kadar kötü oyunculuklara ve salak saçma bir aşk hikayesine rağmen o çocukları izlemek, hatırlamak, bilmeyenlere bir nebze de olsa öğretmek güzel.
8 şubat 2008 tarihinde* yayınlanan bölümüyle hakkını vermek gerektiğini düşündürten dizi.* *
tüm bölümlerini kaydedip evimde arşivlemek istediğim dizidir.

52. bölümde geçen bazı replikler şöyledir.

karakollarda insanlık dışı uygulamalar ve işkenceler vardır.

(imza kampanyası için, metin yazma sahnesi):

- ...işkence söylentileri var. vs...
- aslında biz söylenti olmadığını biliyoruz. bizzat yaşadık biz bunları.
- ve şimdi daha da sertleştiler.
..................................
bir başka sahne, albay megafondan mahir çayan ve arkadaşına sesleniyor:

- teslim olun! size hiç bir fena muamele de bulunmayacağımıza söz veriyorum!.
(ahahahaaaa koptuğum sahnedir.)
Diziyi ilk bölümünden beri takip eden ben rahatlıkla söyleyebilirim ki dün akşamki bölümmü izlediğim en gerçekçi, en sürükleyici bölümüydü.ama oyunculuklar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. beren saat'in birkez olsun bizleri şaşırtmasını beklerdim ama o,dayısının yani mehmet karakteri'nin ölmesiyle bunu bir kez daha bize kanıtladı."kızım dayın o senin en azından üzülüyor gibi yapsaydın yüzünde ufak ta olsa mimik belirseydi" demekten kendimi alamıyorum.
dünkü bölümüyle bir kez daha takdirimi kazanmış, kaliteli dizi.
zaten bu dizide ne zaman aşk olayları kısa tutulsa o bölüm güzel oluyor.
dizide yayınlanan polisiye sahnelerde,polisin yaptığı işkenceleri gösteren ve bunun için yayından kaldırılma endişesini duyduğum dizi.
deniz in "şerefinle girdin, şerefinle çık. ihtilalci namusuna halel getirme." yazısını okuduğu sahne, mideye inen sağlam bir yumruk etkisi yaratmıştır bünyede.
sanırsam dün akşam en can alıcı sahnesi ; mahir cayan'ın catismaya basladigi anda kıza sen yat demesidir.
o an aklımdan neler gecti neler, yazık oldu.

(bkz: mahir in türküsü)
en sonunda aksiyona giren dizi. inanılmaz rahatsız edici bir bölümdü. işkence sahneleri yumuşatılmıştı ama dışardan bağrış çağrış sesleri geliyordu bazı yerlerde, yani gerisi hayal gücünüze kalmış demişler gibi geldi bana.

o değil de, en çok anneme şaşırdım dün akşam. bağrış çağrışlı dış sesler sırasında birden cop sokuypr şerefsizler diyip diziyi izlemeyi bıraktı. yanına gittiğimde ağlıyordu. o zamanlar daha çocuk olsa da 80 ihtilalinde işkence görmüş olan arkadaşlarını hatırlamış. canım annem benim. demekki öyle şeyler yapılmış ki aradan seneler geçtiğinde bir dizi ile "yumuşatılmış" olarak hatırlatıldığında bile ağlatabiliyor insanı.

aslında gerçekten hatırlanması, unutulmaması gerekiyor sanırım. hatırla sevgili sanki ucu açık bırakılmış bir dizi ismi gibi. sonuna türk halkı diye ekleyesi geliyor insanın.
cansel elçin in güzel bir performansla bölümün sonunu getirdiği, beren saatin ise ağlamada bile ne kadar başarısız olduğunu gösterdiği dizidir. ben zaten ayla'yı ahmet'e yakıştırırdım...*
son bölümüyle tüyleri diken diken etmiş bütün solcu damarlarımı kabartmış olan güzel dizi.