bugün
- istanbul8
- anın görüntüsü14
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi9
- su faturasının elektrik faturasını sollaması11
- sözlükten hatun kaldırmak19
- uzay pornosunun adı ne olmalı15
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- herkesle iyi geçinmek15
- irem derici'nin erkek sevdası17
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması17
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- kur koruma ne demek11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- cinlerin musallat olma sebepleri20
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- icardi190518
- ellerim bos gonlum hos9
- gideon reid morgan jj29
- jose mourinho18
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener14
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- amerikan film klişeleri9
- esma bint mervan15
- fenerbahçe9
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi16
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
iş yerinde yapılması gereken angarya işe zoraki bir gönüllü aramak amacı ile söylenebilecek bir lakırtı.
Hamal, taşınabilir yükleri, omuzda veya sırtta bir arkalık üzerinde bir küfede, semerle, veya bir çekçekte, bir el arabasında bir ücret karşılığında taşıyan ve sadece bu iş ile geçinen kişi.
sivas' ın kangal ilçesine bağlı, kangal termik santrali yakınında bulunan köy, güzel olmasa da canım köyüm.
Sivas'ın Kangal ilçesine bağlı bir köy.
hamallık mesleğini icra eden kişi. zaman zaman türkiye'deki öğretmenlerin de yapmak zorunda olduğu iş.
bu ülke maaşı yetmediği için hamallık yapıp kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden bir öğretmene tanık oldu bu gün. acı haberin linki aşağıda:
http://haber.gazetevatan....ogretmenim/321834/7/Yasam
sözün bittiği yeri çoktan geçtik artık. çünkü ne sözler ne de feryatlar bir işe yarıyor. elimizden gelen hiç birşey yok. çaresiz kaldık ve susuyoruz. tek yapabildiğimiz sessiz sessiz ağlamak ve göz yaşlarımızı içimize dökmek acımsı tuzlumsu. ama bu ağlamalar içimizi serinletmiyor. tersine daha da yakıyor bağrımızı. alev alev yanıyoruz ey devlet büyükleri. bu yangın orman yangınlarından da beter. acaba türkiye'den başka vatandaşını bu kadar çaresiz bırakan başka devlet var mı?
bu öğretmenin başına gelenler ilk değil, son da olmayacak. allah rahmet eylesin sevgili öğretmenim. mekanın cennet olsun, allah yakınlarına sabırlar versin.
bu ülke maaşı yetmediği için hamallık yapıp kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden bir öğretmene tanık oldu bu gün. acı haberin linki aşağıda:
http://haber.gazetevatan....ogretmenim/321834/7/Yasam
sözün bittiği yeri çoktan geçtik artık. çünkü ne sözler ne de feryatlar bir işe yarıyor. elimizden gelen hiç birşey yok. çaresiz kaldık ve susuyoruz. tek yapabildiğimiz sessiz sessiz ağlamak ve göz yaşlarımızı içimize dökmek acımsı tuzlumsu. ama bu ağlamalar içimizi serinletmiyor. tersine daha da yakıyor bağrımızı. alev alev yanıyoruz ey devlet büyükleri. bu yangın orman yangınlarından da beter. acaba türkiye'den başka vatandaşını bu kadar çaresiz bırakan başka devlet var mı?
bu öğretmenin başına gelenler ilk değil, son da olmayacak. allah rahmet eylesin sevgili öğretmenim. mekanın cennet olsun, allah yakınlarına sabırlar versin.
bir yerde bir yazı okumuştum. orada bir hamala ait bir sözden alıntı vardı, cok hoşuma gitmişti. söz suydu:'içim düzgünse yüz kilo yük taşırım. değilse yirmi kilo bile ağır gelir!'
Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim gibi çoğunluk, bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor olmuyordu...
Yanımdaki hamalla yola çıktık.
ihtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği...
Diyordum ki içimden 'Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..' Nitekim çok geçmeden dedi ki:
'Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!...
'Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!...' Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü.
Salarken yükünün ipini 'Sen de dinlen hadi' dedi. Benim canım sıkılmıştı bu işe.
Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum.O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.
Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında... 'Yükünü indirip sen de dinlen', demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım...
Sonra yine durdu. Bana da 'dinlenmemi' söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım saat sonra 'dinlenelim mi' diye sordu, aksi aksi başımı salladım...
Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı.
Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım... Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek;'Hadi kalk, dedi. Bana yaslan.
Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz.' Dediğini yaptım. Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana. 'Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu insanlara ait...
Halbuki bir yükü 'taşımak' bizim işimiz, 'altında ezilmek' değil!.. Unutma ki bir yük , taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem. Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma... Akşamları bırak ve hafifle...
Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.
Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler... *
Yanımdaki hamalla yola çıktık.
ihtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği...
Diyordum ki içimden 'Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..' Nitekim çok geçmeden dedi ki:
'Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!...
'Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!...' Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü.
Salarken yükünün ipini 'Sen de dinlen hadi' dedi. Benim canım sıkılmıştı bu işe.
Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum.O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.
Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım etrafında... 'Yükünü indirip sen de dinlen', demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım...
Sonra yine durdu. Bana da 'dinlenmemi' söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım saat sonra 'dinlenelim mi' diye sordu, aksi aksi başımı salladım...
Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı.
Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım... Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek;'Hadi kalk, dedi. Bana yaslan.
Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz.' Dediğini yaptım. Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana. 'Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu insanlara ait...
Halbuki bir yükü 'taşımak' bizim işimiz, 'altında ezilmek' değil!.. Unutma ki bir yük , taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem. Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük taşıma... Akşamları bırak ve hafifle...
Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.
Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler... *
(bkz: hasan telci)
bilumum fıtık çeşitlerinden mustarip olan, olmasa bile yakın gelecekte tanışacak olan kişi.
(bkz: öğrenci babası)
sırtında küfesi, çarşı pazar gezerek insanların yüklerini taşıyan kişi.
Yük taşıyıcı.
güncel Önemli Başlıklar