bugün

hamsterin biraz daha küçüğü olan dünya tatlısı kuyruksuz fare.
(bkz: speedy gonzales)
gündüz uyuyup, gece dolanan. yuvası bellediği yere bol bol talaş taşıyan minik hayvan.
ing. karsiligi dwarf hamster olan bir hamster cesididir.
(bkz: giant gonzales)
An itibariyle sahip olduğum yaratık, inanılmaz güzel. Fazla büyümüyorlar, hamstera nazaran çok daha küçük ve güzel, fareden daha hızlı koşuyorlarmış. Çok temiz hayvanlarmış bunlar, 2 kere ellediğim halde 10 dakkadır temizliyor kendini. * *
Portakal büyüklüğünden ceviz büyüklüğünde olanlarına kadar çeşitli boylardadırlar. Şirinlikleri yüzünden pek çok çocuğun ağlaması ile ailelerin almak zorunda kaldığı ama cezasını odasında barındıran kişinin çektiği ufak fare.
Gündüzleri tembellik eder, geceleri oyun oynamaya kalkarlar.
tatlıdır filan ama an itibariyle elimi ısırıp kanatan hayvandır. sakın yuvasından çıkarmayın sevimliliğine aldanıp,elinize aldığınız an bırakabilirsiniz sonra elektirik kablolarını kemirip ölür.
an itibari ile kız arkadasımla beslemek icin aldıgımız kucuk sıcan.
kendileri pek bi sirin olmalarına karsın kız arkadasımın ilgisini ustunde tutmasından dolayı nefret duygularının icimde yesermesine neden olmustur.
elektrik kablosunu kemirtme yontemıyle kurtulmayı dusundugum fare.* * *
(bkz: sevgilinin entryleri okudugunu bilmek)
Bir zamanlar sayıları 2'den başlayıp 20'ye kadar çıkan dostlarım. Şu an dünyanın dört bir yanında torunumun torununun torunları cirit atıyor. Bunlar çok tatlı adamlardır insan saatlerde oturup hareketlerini izleyebilir geberene kadar durmamaları, koşuşup dururken birbirlerine çarpmaları, şaşkın şaşkın hareketleri, su içerken ki komik hareketleri, yemleri yanaklarına ölümüne doldurup orayı adeta bir çeşit buzdolabı gibi kullanmaları hangi birini anlatsam. çok şeker adamlar bunlar ya. Her şeyde olduğu gibi bunların da bakımında dikkat edilmesi gereken hususlar var tabi (mesela eşşek gibi dişleri var aha bu kadar, ısırttırmamak lazım) ama bunlara şimdi girmiycem daha geniş bir zamanda yazarım. Diyeceğim o ki bu adamlar tatlı akarı kokarı yok haftada bir hatta ayda bir kafesin talaşını suyunu değiştir yetiyor. Bakımı da zor olmadığından herkese bu matrak ve şaşkın adamlarla arkadaş olmalarını öneririm.
bizim öğrenci evinde vardı bunlardan bir dişi bir erkek 2 yaratık. tatlılardı ve bir o kadar da salak. acayip duygusuzdurlardı. hasta olan dişi öldüğünde erkek ganzales dişinin kafasını kemirmiş hatta bir kısmını yemişti. işte böylesine duygusuz bir hayvan bunlar.
hamstera göre daha küçük boyutlarda, daha sevimli, çok hızlı koşabilen, enerji küpü, kuyruksuz faremsi.

her evcil hayvan gibi bunuda beslemek çok zevklidir. eğer size alışmışsa şirinlikler yapar, durmadan koşar, birşey yerken ki görüntüsü hafızadan gitmez o derece. canı yanmadığı sürece bağırmaz ama kafeste özellikle geceleri çok ses yapar, uyutmaz. dışarı çıkarmak istiyorsanız kafesi açın, o çıksın sonra elinize alın. elinizi kafese sokmayın fena ısırır. ne de olsa kemirgen.

tabi beslemenin bazı püf noktaları vardır. öncelikle söyliyim fazla bir duygusal bağ içine girmeyin çünkü her ne kadar fare olsalar da pek dayanıklı değillerdir ve ömürleri iki sene gibi bir süredir.

her şeyi yerler. domates, hıyar, cips, fındık, fıstık, çekirdek (hatta kendileri soyabilirler), nutella böyle gider bu. ama siz "yok kardeşim ben hayvanıma öyle her şeyi yedirmem" derseniz özel yemleri de mevcuttur. 3 gün hiçbir şey yemeden içmeden yaşayabilir. ama yapmayın, açlıkla terbiye etmeyin hayvanı. suyunu eksik etmeyin, çok önemli.

sizin yaşadığınız oda sıcaklığında yaşar, çok soğuk falan olmasın.

kafesinde, içinde koşabileceği tekerlek kesinlikle olmalı. metabolizması gereği sürekli hareket etmek zorundadır. aksi taktirde kalbi yağ bağlar ve ölür. arada çıkartıp etrafı kapalı geniş bir yere koyun. koşsun hayvan.

kafesini iki hafta temizlemeseniz de olur. fakat çok pis kokar. odaya girilmez. hayvanı elinize almaya tiksinirsiniz. bu yüzden zamanınız varsa üç günde bir temizleyin.

evin içine salabilmeniz için tasarlanmış top tarzı bir şey mevcuttur. içlerine girer evde tur atarlar. üstüne kimse basmasın ya da kaybolmasınlar diye. bence edinin bir tane.

bir erkek bir dişi almayın bence, çok hızlı ürerler. yavrularından bazılarını yiyebilirler. hatta birbirlerini bile yiyebilirler, öyle yamyamdırlar. iki tane alıp üç ayda 30 tane fareyle kalabilirsiniz. kardeşlerin de birbirlerinden yavruları olur (bkz: ensest ilişki). onun yerine bir tane erkek alın. dişiler daha saldırgan.

kesinlikle yıkamayın, ölür.

fiyatları 5 ile 15 tl arasında değişir. öpülüp koklanası görünüşte yaratıklardır ama bence yapmayın.*
eğer yanlış hatırlamıyorsam lucescu zamanında kiralanan kolombiyalı sağ bekin ismiydi. perez çok sakatlanıyor diye kiralanmış ama perez sakatlanmayınca 1 maç bile oyanamadan gönderilmişti. giderken de türkiye macerasını 'oynaman şampiyonluk yaşadığım yer' olarak hatırlayacağım demişti.
gündüzleri sersem, geceleri hareketli, dişleri çok keskin, kakasını mutlaka saklayan, ne bulursa kemiren, beklenmedik derecede sevimli bir çeşit fare. fareler içinde en sevimlisi bu galiba.
sahibini asla ısırmayan sevimli ötesi bir canlı. sözlükte yazılanları okuyup korkmuştum ısırır falan diye. ne ısırması o korkuyor benden. öyle mahsun mahsun bakıyor. tühleri yumuşacık. bu kadar yumuşak tüylü hayvan olamaz heralde. kendi içinde bir medeniyet gibi, kendi kendine yetiyor. kendine göre bir düzen kuruyor. daha önce kedim vardı ama bu hayvan kedilerden katkat daha sevimli. ev içinde dolaşırsa en kuytu ve sıkışık yerlere kaçıyor. eğer topunu alıp onunla dolaştırırsanız da güzel güzel dolaşıyor. bu hayvan sayesinde artık farelerde gözükme çok sevimli gelmeye başladı. bir iki tanesini tutup beslesem mi acaba *
sürekli doğurabilme kapasitesine sahip hayvanlarmış. doğurduktan sonra 24 saat içinde tekrar çiftleşiyorlar maşallah. sevimlidirler evet; ama ısıranları vardır. ÖZellikle anne iken ve hamile iken çok sinirlidirler, ısırırlar. yeni doğan yavrulara emzirme süreci bitene kadar dokunmayınız. Annesi yabancı kokusu alıp öldürebiliyormuş ayrıca.
sahiplenmeden önce internetten okuduğum tüm özelliklerinin aksini sergileyen hamster türü. bir tek geceleri hareketli olduklarını doğruladılar. talaş altına saklanmadıkları gibi talaşın üstünde sırt üstü uyurlar. eve geldiklerinden beri bir defa bile ısırmaya çalışmadıkları gibi insan yaklaştığı zaman kafesin tellerine deli gibi tırmanırlar. sonra da düşerler. her hayvan gibi onların da beklentileri yemek üzerinedir tabii. uyumadıkları zaman harcadıkları enerji insanı kendilerine hayran bırakır. yemekleri zula yapmayı ve kendilerine özel bir bölge hazırlamaya bayılırlar. şöyle ki gonzaleslerimden bir tanesi yatak olarak koşu çarkını gözüne kestirdiğinden dolayı diğerini koşturmuyordu üstüne her tarafını talaşla doldurmuştu. mecbur koşmaları için bir tane daha aldık.
şanslı olduğumuzu düşünerek not düşmek gerekirse çok sinirli ve durmadan ısıran gonzaleslere de çok sık rastlanıyor. 1 santim çapında bile olsalar o dişlerin insan parmağını ne hale getirdiğine inanamazsınız. tabii ele almadan önce mutlaka eller yıkanmalı. iyi niyetli bile olsa elinizde yemek kokusunu alırlarsa işler değişir. ne olursa olsun çok komik hayvanlardır.
(bkz: simidi gonzales)
3 günde 2 kat boy atan mamudum benim.
bir hayvan.

çok tatlı lan. bu benim Faryd Mondragón\'um http://galeri.uludagsozlu...n-itiraflar%C4%B1-524162/
erkek zannettiğim için mondi demiştim de dişiymiş. adı kaldı öyle.

eğer yaşarlarsa bunlardan biri george best diğeri robbie fowler olacak. http://galeri.uludagsozlu...n-itiraflar%C4%B1-524154/
hamser'ın biraz daha küçüğü ve daha hareketlisi. kocaman götüyle yürürken bile tebessüm içinde buluyorsunuz kendinizi.
bir tane dişi alıp mutluluğuna mutluluk katmayı planlıyorum. çok tatlı şerefsiz.
farelerin en uc noktasindaki turleri. soyle ki hem cok akilli, hem de cok duygusallar. 3 sene evvel 2 tane beslemistim. isirmayi es geciyorum kafesi acinca direk ayaklarimda biterlerdi. cekirdek citlemeleri de cok efsane. minicik elleriyle 2-3 isirikta acip kafesin kosesine zulaliyorlar.

kendilerini evde tadilat oldugu icin 2 hafta kadar petshopcu bir arkadasima birakmistim teslim almaya gittigimde ayrilik defterini elimize verdiler. 2 hafta boyunca herhangi bir sey yiyip icmemisler. yiyecekleri alip kafesin kosesine, talaslarin altina koymuslar. ilk basta cok icerledim, uzuldum keskeler falan. sonrasinda da bahcemizin en guzel yerine gomdum ikisini.
Gece mutfağa şutluyom bunu hala sesi geliyor, durmuyor yerinde. Yemeğe falan hep beraber oturuyoruz zaten. Benden çok yediği zamanlar oluyor.
Yine aldım 2016'da bir tane. Sonra yalnız kalıyor diye bir de erkek aldım yanına.
Ilk 3 tane doğurdu bakamadı, yedi 2 tanesini hatta, protein diye. Sonra 7 tane doğurdu, onlar güzel büyüdü. fakat anne bir sinirli, bir sinirli, kocasını öldürecek neredeyse, ortalık kan revan, ayırdım erkeği. Arada geceleri üçer çocuğu görmesine izin verdim ihtiyarın, yanına bıraktım.
Sonra baktım sefillik oluyor hem hayvanlara hem bana, pet shopa babayı götürdüm önce...
Bi dahaki gelişimde baktım diğer hatunları götürüyor benimki, yası kısa sürmüş belli ki...
1 hafta sonra da diğerlerini getirdim bakamadım.

Diyeceğim o ki doğurtmayın marifet değil.

Aylarca rüyamda farelerle uğraştım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar