bugün

düşman adlı şarkısından sonra kalbimde bir delik açıp, derinlerde beni yüzdüren öztürk şarkıdır. bir diğeri şarkısı için (bkz: sir)
orhan gencebay'ı dinleme sebebim olan şarkı.sizde sebeblenin

http://www.youtube.com/watch?v=k32LPPkWQyU
avazın çıktığı kadar bağırırsın hiç istemediğin kadar gitmemesini istersin ama bazen hiç istemediği kadar gitmek ister.
'gitme gitme, gittiğin yollardan dönülmez geri
gitme gitme, el olursun sevdiğim
incitir beni'
bu mısralarla daha anlamlı gelen kelimedir.
çoğu zaman giden sevgiliye söylenir ve o an zaten mecalsiz kalmış kişi son bir çırpınışla 'gitme' der. fakat sevgili arkasına bile bakmadan çeker gider...
hani bazen kabus görürsün de çığlıklarını duyuramazsın, kan ter içerisinde uyanırsın da, tek bir kelime dökülür ya dudaklarından... "gitme!"
henüz burdayken korkuyla veya tam giderken ardından söylenen sözdür. söyleyenin canının yandığı gibi söylenen de bu sözle yaralanabilir.

gitme, henüz burdayken sardı korkusu.
bulalı çok az oldu.
sanki nefes almak gibi..
korktum gözlerine bakarken.
ya hayatımı mahvedeceksin
ya da kurtaracaksın, dediğimde
ellerin yüzümde, dudakların susturdu bizi.
yarın yokmuş gibi,
yarınlarıma şans verirmiş gibi 'ian'
gitme 'ian' gitme
bırak zaman gider
akar gider
sen gitme
çok giden oldu hatta çoğu gelmedi bile
gitme 'ian'
korkuyorum uyuyamam diye bir daha böyle huzurlu
'ian'
ya sen gerçekten yoksan
bir hayalsen
yastığımı hayaletin bürümüşse.
olsun, sen yine de gitme..
gitme 'ian' gitme
ellerim seni tutamayacak kadar ufak..
çoğu zaman fısıltıyla söylenilen söz. haklıdır, gitmesi gerekiyordur, gitme diyemezsiniz.
ayrıca harika bir 110 şarkısıdır.
Bıraktı çocuğun elini kız elinin ellerinden kayıp gitmesini gözü yaşlı izledi. Dayanamayacaktı ve dayanamadı da yıllarca. Kendini harap etmek hiçbir işe yaramadı. Gideni geri getiremedi. onu geri getiremedi. O gün o terminalde sıkıca yapışsaydım ellerine de keşke gitmesine izin vermeseydim diye çok geçirdi içinden. Tekrar yüzlerce binlerce kez gözünde canlandırdığı o güne geri döndü.
Sımsıkı tutuyordu çocuk ellerini. Bırakmak istemezcesine. Ama hayır gözlerinin içine baka baka gitmesine dayanamıyordu. Elini isteksizce çekti kız. Gözlerinde ki yaşları gizlemek istercesine uzun bir müddet kapadı gözlerini. Kızın yanaklarından usulca akan yaşları izledi erkek.. derin derin çekti kokusunu içine. Bir daha göremeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü. Bırakmıyordu kızın elini, bırakamıyordu gitme demesini bekler gibi baktı yine ıslak gözlerine. Demedi kız diyemedi..
Susuyorlardı sanki o anı her dakikası, her saniyesiyle beyinlerine kazıyorlardı. Ve acı veriyordu. ikisine de derin bir acı veriyordu sonunda dökülüverdi dudaklarından iki kelime erkeğin seni seviyorum
Gözlerini kaçırdı yine kız. O zümrüt yeşili gözler deniz mavisi gözlere bakamadı. Yakalanmak istemeyen küçük bir kız çocuğu gibi bakışlarını başka yere çevirdi.
Dakikalar yıllar gibi geçmişti. Ama onun gücü sadece güle güle demeye yetebildi. Güle güle
Evet vakit gelmişti artık. O korkunç siren sesini kulaklarında hissediyordu erkek. Ve gitmesi gerekiyordu. Ona da bunca yıl çektirdiği acı yeterdi. Eğer bitecekse her şey güzel bir son koymak en iyisiydi. Kızın hatıralarında hüzünlü bir sayfa olarak kalmak istemiyordu. Seviyordu onu. Her şeyden çok seviyordu. Daha iki yıl önce verdiği söz geldi aklına bizi ancak ölüm ayırır. Ben sensiz yapamam. Demişti kıza. Ve her şeyin sonu gibi bununda sonu geliyordu işte.
Elinden bir şey gelmiyordu kızın. Gelemezdi de. Artık oda tüm gücünü kaybetmişti. Ve çılgınca ağlıyordu. Ağlıyordu Uzun uzun ve son kez öptü sevgilisini. Göz yaşları birbirine karıştı iki küçük sevgilinin. Evet o an o kadar aciz ve küçüktüler ki ve güçsüzdüler
Suratında garip bir gülümseme yayıldı erkeğin. Evet yolculuk başlamıştı. Gidiyordu. Sonsuz yolculuğa karşı bıraktı kendini. Tek yapabildiği geride gözü yaşlı sevgililer bırakmaktı. Kapanıverdi sonra gözleri. O deniz mavisi gözler kilitlendi ıslak siyah kirpiklerin arasına. Düşüverdi başı sevgilisinin kollarına. Bitirmişti hayatını, ömrünü, aşkını şu küçücük vagonu andıran hastane odasında. Kız durdu bir an kesti ağlamasını. Sevgilisinin kapanan gözleri ile birlikte kendi kalbinide kapattı oracıkta. Ta derinlerde hissetti kalbinin kapısının gıcırtılarını. Büyük bir gürültüyle kapanıyordu işte.
Büyük ve hüzünlü bir rüyadan uyanmış gibi doğruldu koltuğundan yaşlı kadın. Gözlerindeki yaşları sildi. Bir yudum daha aldı kahvesinden.buz gibi olmuştu oda. Gözleri daldı tekrar boğazın mavi sularına. O deniz mavisi gözler geldi yine aklına. incecik kırışık dudaklarından ona söylediği son sözü tekrarladı gitme seni seviyorum.
tarkan'ın yorumladığı sene* emel müftüoğlu da emelce albümünde yorumlamıştır bu şarkıyı, tarkan versiyonu kadar olamamıştır elbette.
ayaklarının altı yakın olsun ayaklarımın altına. hep. dolayısıyla; gitme...
tüm gücümü toplamıştım oysa kapıdan çıkmadan önce son nefesimi verir gibi söyledim öyle yürekten son bir umutla gitme dedim verdiğin cevap herşeyden ağırdı gitmeliyim o an hayata umuta dair son nefesimdi. söylenecek birşey yoktu gittin bir daha da gelmedin.
en çok denilemeyenler listesinin birinci sırasındaki kelime.
diyemediklerimizi toplasan hepsi aynı kapıya çıkar belki de: gitme...
söylense ne değişir, ya da değişmesi bizim için faideli midir bilinmez. ama en azından bi kere söylemek gerekir hayatta. yalnızca bi kere ve en gitmemesi gerekene.
söylenir ve beklenir. belki gider, belki dinlemez.
belki "gitme"nin yanına koyacağınız bütün cümleleri bırakıp başucunuza yine de gitmeyi seçer. ama yine de söylemek gerekir bir kere. tüm gidenlerin inadına...
gidenin ardından son yakarış, ağlayış...
bir serdar ortaçgil şarkısı olup,
klibi; "çıkı çıkı çıkı" tuş sesi eşliğinde ekrana gelen şu yazıyla başlar, "istanbul eylül 2006".

kafasında bandana olan yan gelip yatmış bi adama serdar ortaç'ın telefon açıp "kız gitmiş" demesiyle olaylar gelişir.
bu bi toplanma parolası gibi algılanmıştır adeta, sanki bu adamlar ve yarı cıbıldak kız topluluğu uzun zamandır dans etmek için bu parolayı beklemişlerdir, neyse.

serdar'a öyle böyle yine de koymuştur kızın terk edişi. kahrından cipine atlayıp aynı zamanda da inşaat alanı olan eski benzinliğe arkadaşlarının yanına varır. orda yine üstü bikinili, baretli inşaatçı kızlar karşılar onu. bu kızlarla çılgınlar gibi dans ederek sinirini çıkarmaya çalışırsa da rahatlayamaz. bunlar böyle sinirle dans ederken, giden kız anladığım kadarıyla havuzlu villasında "ohh be kurtuldum şunlardan" gibisine kafasını dinleyip beyaz bikinisiyle özgür vili gibi yüzmektedir. soora bu dans eden grup, "ne yapmadım, sen çok istedin de" mısrası eşliğinde gaza gelir. "alıcaz kızı, geri getircez" kararlılığında villayı basar ve orda beklemedikleri bi durumla karşılaşırlar, evet kız bunlardan kurtulmak için irisinden bi zenci koruma tutmuştur. velhasıl bunlar zenciyi görünce "boş ver abi sana kız mı yok!" diyerek omzuna vurarak serdar'ı telkin ederler. serdar durumu kabullenip siyah cipiyle kıçın kıçın geri döner.

son...
haykırılan ama karşı tarafı zerre etkilemeyen cümle , bu sözün karşılıksız kalacağına öl daha iyi . *
genelde zayıf karakterlerin kullandığı söz.
çoğu kez yüzüne söyleyemediğimiz ama içimizden haykırdığımız kelime... gitme ...
keşke sadece gitme deseydin.
ben yine de giderdim.
ama sen sadece gitme deseydin keşke.
bir kez daha öpmek için neden olsaydı elimde.
sadece gitme deseydin sen,
ben yine de gitseydim.
ama bir kez daha, bir kez daha sevseydim.

sen sadece gitme deseydin,
ben arkamı dönmeden gitseydim.
gittiğim yollara bıraksaydım sevinçlerimi,
toplayarak bir gün bana gelseydin,
bir kucak sevinçle,
ben geldim deseydin.
ama önce gitme deseydin keşke,
gitmeseydim.
gitme, ne olur gitme
sen gidince üşüyor ellerim
sensiz acı veriyor boynu bükük öksüz kalbim
sen gidince aşka kısır sancılar
gözlerimde yağmur olur şarkılar
bu koca dünya içimde toz duman olur
her sokakta alev alev yangınlar çıkar...

aç bana kollarını sar yine öyle tut bırakma
sev beni delicesine kimseye verme canımıda yakma
çok severim güzelim
ben deliyim sen kusuruma bakma
ah yanıyor yüreğim ne olur beni anla...

gitme ne olur gitme;
gitme üşüyor ellerim...
esasen emir kipinde bir kullanım olsa da en duygusal anlamlara haiz söcüktür.
emrin en romantiği. en az dinlenileni...
gitme deseydim gidermiydi sorusunu hiç düşünmemek için sorup yanıtını görmektir. belki acıdır cevabı üzer seni, yada çok mutlu olacaksındır. ne kaybedeceksin peki? gurur mu? o gittikten sonra ne anlamı vardır ki gururun? korkma son nefesinle haykır gözlerinin içine bak ve gitme de.
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
incinirsin yine de sen bilirsin

Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia

Üşüyorsun ceketimi al günün en güzel saatleri bunlar
Lavinia yanımda kal
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia
Adını gizleyeceğim
Sende bilme bilme lavinia
*
gitme be derken bile içinizden diyemediğiniz o kadar şey geçer ki allahını seversen beni bırakma yapma etme bak dur. seni seviyorum gitme , sen gidicek adammıydın be sende bırakıp gittin ya bana hiç bişey koymaz ama sende mi be bir türlü oyuncuların adam gibi oynayamadığı konu.
110 grubunun bir şarkısı.

dur gitme
Beni böyle öldürme
Sus dinle
Şehir çok sessiz bu gece

Sonunda anladım
Sensiz çok yalnızım
Hatalıyım
Ben sana aşığım

Gitme
Beni öldürme
Ruhum dayanmaz bu sessizliğe
Gitme
Beni öldürme
Kalbim dayanmaz bu gidişe