bugün

gün itibariyle blues'un, boynunu büken duyguların mütercim tercümanı. ruhu şâd olsun...

tıpkı şarkıda da dediği gibi;

say goodbye to the lonely nights
say goodbye to the northern lights
say goodbye to cold north winds
say goodbye to the autumn leaves
beni ciddi anlamda üzmüş olaydır.

kimbilir daha kaç besteye hayat verecek olan, kaç genci müziğiyle eğitecek, gitarı sevdirecek olan adam artık yok.

hoşçakal üstad!
yapmayın lan...

üstad cennette melekler için çal. allah rahmet etsin.
(bkz: still got the blues for you)
çoğu insana blues'u sevdiren insan, üstad.
hala dio'ya üzülürken, bir de gary moore.. sırada kim var diye düşünmeden edemiyor insan. huzur içinde yatsın.
kendisine kaybetmek korktuğumuz ve üstatların üstadı b.b. king ile olan bir düeti ile veda etmek doğru olurdu sanırım.

http://www.youtube.com/watch?v=lqauuidu2sw

thrill is gone...

güle güle gitarın duygusu, bendi.
iyi insandı az dinletmedik kendisini.

Allah rahmet eylesin.
huzur içinde yatsın. mükemmel bir gitaristti.
Değeri bilinemeyen gitar virtüözü, gitarı ağlatan nadir adamlardır bir çok mükemmel esere imzasını atmıştır...
"but I've still got the blues for you"
elveda üstad.
rock tarihinden bir efsane daha gitti.. ışığın bol olsun gary moore...
aslında çok da dinlemediğim, kendisini thin lizzy aracılığıyla tanıdığım büyük üstad. ölümü de üzdü beni. erken öldü yahu
toprağı bol olsun.
bu adamın ölümünün beni bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmemiştim. ilkokul yıllarımdı, babam still got the blues'u çalmaya çalışırdı evde. o giriş melodisi hayatımın fon müziği olmuştu o dönemde. sonra büyüdük, koca koca adamlar olduk. zaman zaman hatırladık yine o melodiyi. derken beklenmedik bir anda gelen bu ölüm haberi üzmüştür beni de. babama henüz söylemedim. duyar belki haberlerde. biraz erken oldu bu veda. ama dünyaya eşi benzeri olmayan bir eser bırakıp gitmek de herkesin harcı değil. müzik dünyası çok önemli bir gitaristini yitirmiştir. mekanı cennet olsun.
sonradan ameliyatla bluescu olan fakat bluse aleminde protez bir organ gibi duran
bu adam tüm irlandalılığına rağmen ölümünü duyana kadar kalbe pek dokunamamıştı.
zaten genç ölümü onun hala hard rock bahçesindeki çitlerden bluse'un pamuk tarlalarına
geçemediğinin bir göstergesiyedi.yalnız ölümüyle kalbimi sıktı bıraktı.
başımız sağolsun. kendisini çok takip edenlerden, büyük hayranlarından falan değilim ama still got the blues şarkısıyla bol bol kulak pasımı silerdim.
dün tatil sırasında ispanyada hayatını kaybetmiştir. R.I.P Gary Moore
şarkılarını her çalışımda -bu ne porno müziği gibi , diye klasik türk tepkisi alsamda,
bu sefer büyük birisini kaybetti dünya , eserleriyle ve insanlığıyla bilinerek ayrıldı.
ne kadar güzel gary moore adına , keşke herkes bu kadar saf gidebilse.
gitarını ağlatan adamdı kendisi, şimdi gitarı arkasından ağlıyor.
muazzam sololarıyla hatırladığım gitar ustası, çok sıkı takipçisi olmasamda üzüldüm. toprağı bol ola.
ölümü ile blues'u öksüz bırakan gitar üstadı. çok yazık...
vefat ettiğini daha bu sabah öğrendiğim gidişiyle üzerimde derin izler bıraktıran adam. * huzur içinde uyu...
müzik zevkimin daha yeni yeni şekillenmeye başladığı bir dönemde, kendisine hayranlık besleyen hemen herkes için geçerli olacak şekilde still got the blues ı ile hayatıma girdi bu büyük sanatçı.

kadıköy'deki kabalcı kitabevinin* şu an bulunduğu yer olan haydarpaşa-kadıköy istasyon caddesi üzerinde değilde yukarıda akmar'ın bulunduğu mühürdar caddesinde olduğu yıllardı. fakir öğrenci halimle o zaman için iyi bir meblağ sayılabilecek bir tutara gidip üstadın ballads & blues 1982-1994 albümünü almıştım da arkadaşlarım bu yatırıma anlam verememişlerdi.

o yıllar internetten müzik bulup dinlemenin ciddi ustalık istediği, fizzy gibi youtube gibi modern zaman araçlarının bulunmadığı zor yıllardı.

takoz walkmanimle okula gidip gelirken kasedimi mutlulukla dinliyordum. üstadın tek şarkılık bir adam olmadığını da bu vesileyle öğrendim.

özellikle ülkemizde hala gary moore geniş kitlelerce tanınıp dinlenen bir sanatçı değil.

belki still got the blues hemen herkesin tanıyıp sevdiği popüler bir şarkı. ancak empty rooms gibi parisienne walkaways gibi muhteşem şarkıların bilinirliği gayet azdır.

sözü fazla uzatmak istemiyorum. zaten yazma yeteneğimi ve akıcılığımı da kaybetmiş hissediyorum. michael jackson dahi öldükten sonra bu hayatta beni şoke edecek fazla bir olay olabileceğini zannetmiyorum.

her ölüm ani ve zamansızdır fakat gary moore ustanın ki biraz daha böyle oldu sanki.

öbür taraf yaşamak için çok daha güzel bir yer oldu sanırım.

huzur içinde uyu güzel insan.
ölümünün ardıdan baya üzüldüğüm, gitarı ağlatan adamdır.
(bkz: aint no sunshine when she s gone)
coğrafyanın psikoloji üzerindeki etkilerini incelemek gerekir gary moore'yi anlamak için. adam irlandalı. gitar soloları karşısında yorgun düşmenizin, tüm kelimelerinizin boğazınızda tıkanmasının ve soluğunuzun kesilmesinin nedeni: orada şekillenen bir psikolojiyle karşı karşıya kalmanızdır. adamın çığlıkları notaya dönüşüyor. büyüleniyorsunuz...
ölmedi ki. tanrı blues çalmayı bilmiyomuş, ona öğretip gelicek