bugün

burukluktur. mutluyken çekilmiş olanları bile görevini layıkıyla yerine getirir ve ruhunuzu acıtır. zamana sövmek için birkaç nedenden en sağlam olanıdır.
hatıra bırakmanın,
birilerinin hatrına bakmanın post-it'i.

her şeyi ama her şeyi unutmaya programlıyken
metruk zihinlerimiz
nasıl bir gayretle ve öfkeyle keşfe çıkmış beşer.

ömrüm boyunca yanlışlıkla kadrajına girdiğim tüm fotoğrafları alıp getirseler, ben en çok onlara bakarken ağlarım gibi.
"Fotoğraf sanatı bizim için bir 'cin kovma'dır. ilkel toplumun maskları vardı, burjuva toplumunun aynaları, bizim ise görüntülerimiz var. Fotoğrafı çekilen nesne geri kalan herşeyin yok olmasının izidir sadece. Neredeyse kusursuz bir cinayet. Fotoğraftır bizi görüntüsüz bir evrene, yani salt görünüşe, en çok yaklaştıran. Çünkü nesnedir bizi gören, nesnedir bizi düşleyen. Dünyadır bizi yansıtan, dünyadır bizi düşünen. Budur temel kural."
(bkz: jean baudrillard)
Israrla bazıları resim der kendisine.
bundan istiyorum. görsel
Tam zamanında çekilmiş 40 tanesini görmek için:

http://onedio.com/haber/b...40-efsane-fotograf-246632

34 ve 35 favorimdir.
ışığın muhafaza ettiği hayalet.
Bir siyah beyaz fotoğrafım ben
Tozlu raflardayım eski albümlerde
Yağmurlu günlerde
Alçak gönüllü bir su birikintisiyim

Şehrin karanlık sokaklarında
Donu düşük çocukların yaptığı
Kağıttan bir gemiyim
Yüzüyorum, yüzüyor muyum
Bilmiyorum, bilmiyorum

Bir günbatımıyım güneyde
Bir akşam vaktiyim
Ucuz bir şarabın şişesiyim denizde
Yüzüyorum, yüzüyor muyum

Biliyor musun,
Bir gün bir yağmur sonrası
Siyah beyaz bir fotoğraf
Bulacaksın yerlerde

işte o an,
Bir kıpırtıyım yüreğinde
Ve iki damla yaş olacağım
Güneşli gözlerinde, gözlerinde.
sanatsal değeri olan fotoğrafa bakmaktan alıkoyamam kendimi. anlık bir durumu ölümsüz kılan belge oluverir fotoğraf ta ki silinene kadar.

seni sevmemin sebeplerinden biriydi elbet. yüzünün sanatsal değer taşıdığı aşikar. ben seni -bende var mı bilmem ama- sanatçı ruhumla sevdim.

tipsiz olduğunu iddia eder durursun. ben sadece gülüyorum buna. biraz da kızıyorum. çünkü kendinin farkında değilsin. karanlığı içinde boğan sol yanağındaki gamzen hortum gibi beni de içine çekip boşlukta döndürecek gibi. alnının genişliği avuçlarım oraya rahat yerleşsin diyedir. aşağı doğru genişleyen burun kanatların nefesini benimle paylaşabil diyedir. gözlerinin renkliliği bana canlılık versin diyedir. gülüşün göğe bakma durağıdır. çünkü orda bütün güzellikler görülür. uzanışın yanında rahat olmam içindir. yanına kıvrılıp küçülmek isterdim.

hanımeli kokusunu çok severim. kaldırımda yürürken bu kokuyu aldığımda gözlerim hanımeliyi arar ve dibinden dibinden giderim. bittiğinde yol boyunca bana eşlik etmesini istediğim için koparırım kimseye aldırış etmeden. boynuna baktıkça bu his uyanıyor bende. dibinden aayrılmazdım. dudaklarından omzuna kadar olan yol en sevdiğim yol olurdu. dinlenirdim serinlerdim orda.

tek bir boyut eksikti. üç boyutlu değil iki boyutlu olması dokunuşundan mahrum bırakıyordu beni. ama ben boyutsuz sevdim. yalnızca bir fotoğraftı uğrunda ısrarcı olduğumuz hatta tartıştığımızdı.

yetmiyordu ama yettiriyordum. gecemin aydınlığı gamzende hapsolan karanlıkta saklıydı. sana baktıkça yanaklarımda oluşan şeyi tarif edemem. sanki ağzım seninle doluyordu ve yemek için beynime sinyal çoktan gitmişti.

kısacası serinletiyor beni fotoğrafın. teşekkür ederim. :#
geçmişten bir kare. zamanda yolculuk için fotoğraflara bakın. tıpki yıldızlara baktığınızda geçmişi gördüğünüz gibi.
bazen bir tanesine saatlerce bakıp o anı düşünebilersiniz, özleyebilirsiniz.
sabah yuruyuse ciktiniz ve orman yolunda fotograf cekildiniz. fotografta alt bolgeniz ozerkligini ilan etmis gibi ortaya cikmis. siz o fotografa bakmadan o fotografi facebooka yuklediniz.

iste fotograf, facebook ve rezil olusun baslangici. okula gidemiyorum bu yuzden utaniyorum.
Sözcükleri olmayan gayet edebi dil.
Yiten, giden, bitenlerin ardından hafıza ile çatışmaya giren ve galip gelen kalıt.

Çok uzun süredir görüşmediğiniz biri (eski sevgiliniz veya ölmüş olan bir yakınınız) bir süre sonra maddesel görüntüsünün keskin netliğini kaybeder. imgelemlerde dolaştığınız her an daha bir buğulu, daha bir uzak gelir görüntü. Eğer o kişinin fotoğrafı varsa elinizin altında ve istemli ya da istemsiz bakar bulursanız kendinizi o fotoğrafa, söz konusu kişinin fotoğraf içindeki konumu, jest ve mimikleri, etraftaki eşyalar, kısacası fotoğraf karesi içindeki her şey hafızanıza hücum eder, hafızanızda zaten netliği kaybolup gitmiş ne varsa onlarla savaşa girer, her şeyi darmadağın eder. O fotoğrafa bir bakışınız yeterlidir, artık o kare hafızaya alınmıştır. Eğer zaman zaman bakmaya devam ederseniz de, her bakışınızda, hafızanızdaki imgelem daha da uzaklaşacak, daha da parçalanacak, sonunda da yok olacaktır. imgelem ile madde arasındaki bu savaşın galibi maddedir. Bir süre sonra madde, yeni imgeleminiz olur. Artık o kişiyi düşündüğünüzde sadece o fotoğraf gelir aklınıza; o fotoğrafta "an" olarak ne varsa o gelir. Daha fazlasını, daha gerçeğini anımsamak için zorlarsınız hafızanızı, mümkünatı yoktur. O kişi, o an, sadece o fotoğraftan ibarettir artık. Şahsı düşündüğünüzde her şeyden önce aklınıza "o kare" gelir. Lanet edersiniz. Fotoğraf, gerçeğiniz olmuştur.
Bir Pilli bebek şarkısı. Uçurur, götürür.
Eskiden az ama elimizden düşürmediğimiz, bakmalara doyamadığımız fotoğraflarımız vardı bizim.
Şimdi milyonlarca (abartmıyorum) fotoğrafımız var dönüp de bir kez bile bakmadığımız; hatta özensiz orda burda, çeşitli digitallere hapsettiğimiz.

Ama gariptir hala bakarız eski fotoğraflara ısrarla...
Peki eski fotoğraflara sarmak bir yaşlanma belirtisi mi, yoksa geçmişe duyulan özlem mi?
@buzzluk
bir yağmurlu hava pilli bebek şarkısıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=Xm98K2Y6ZSA
Pilli bebek adlı grubun enfes şarkılarından biridir.
hayatı durdurma afaratı,
anı yakalama objesi,
mecburi gülüşlerin tablosu...
Fani yi bifani kılmaktır.

Bi nevi, firavun olmaktır.
Bir Cemal Süreyya şiiri. Şiire yeni bir boyut kazandıran adamın kaleminden;

Durakta üç kişi
Adam kadın ve çocuk

Adamın elleri ceplerinde
Kadın çocuğun elini tutmuş

Adam hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

Kadın güzel
Güzel anılar gibi güzel

Çocuk
Güzel anılar gibi hüzünlü
Hüzünlü şarkılar gibi güzel.
bu saatlerde çok güzel giden pilli bebek şarkısı.
(bkz: premses havuç un hobisi fotoğraf çekmek)
yöreye göre "hotoraf" olarak da adlandırılır.
doğadan bir anı ölümsüzleştirme ve gelecek nesillere aktarma sanatı.