bugün

türkiye futbol federasyonu'na `şubat 2008'de seçilen(!)* yeni yönetimden sonra kısaca böyle refere edilmelidir, eskisi gibi; yani ''federasyon'' şeklinde değil.
federasyonun fenerasyon olduğuna en güzel kanıt için:
(bkz: 17 şubat 2008 konyaspor galatasaray maçı)
levent bıçakçı federasyonuna da verilen isimdi. elle atılan goller, verilmemesi gereken penaltılarla gerçekten ne kadar doğru bir tespit oldğu belli olmaktadır. hasan doğan'ın da levent bıçakçı dönemin de federasyonda olması sebebi ve ilk haftadan fener yanlısı bir yönetim sergileyeceğini belli etmesi ile daha uzun süre akıllarımızda yer alacak gibi bu sözcük..
Bakın kimi atamışlar gözlemcilerin başına: artık fenerasyon lafı bile az kalır

+++++++++++++++++++++

Yeni federasyonun Gozlemciler ve Temsilciler Kurulu Baskani Kemal Dinçer oldu. Kendisini unutanlara hatirlatmak için asagidaki maçi hatirlatmak istedim...

Allah razi olsun yeni fenerasyonu seçenlerden seçtirenlerden de

*************

F.Bahçe taraftarlarinin bulundugu bir tribünden (Ne kadar absürd bir ifade, öyle degil mi? Sanki stadyumda G.Saray taraftari varmis
gibi...) sahaya atilan bir biçagin (bozuk para, pet sise veya cep telefonu degil), F.Bahçe Menajeri Kemal Dinçer tarafindan `çaktirmadan' tasinmasi ve yedek kulübesine birakilmasi, Lig TV kamerasi tarafindan basariyla görüntülendi.
Elbette ki Sayin Dinçer'in, hakkaniyet duygusuyla dolup tasmasi ve biçagi maçin gözlemcisine vermesi beklenemez. Benzer bir durumda, herhangi baska bir takimin görevlisinin de ayni tavri sergileyecegini tahmin etmek zor degil. Aksi takdirde, büyük bir sürpriz yasamis oluruz.
Öte yandan bu olayin isaret ettigi sorun su ki; Türkiye'de, futbola bagli siddet olgusu her yil biraz daha tehlikeli bir hal aliyor. Son derbi maçinda, örneklerini önceki yillarda yasamadigimiz, yani orjinal siddet eylemleriyle karsilastik. Ayni durum geçen yil da geçerliydi. Her sezon, özellikle de ligin son haftalarinda, pek çok futbolsever "Hiç bu kadar kötü olmamisti" izlenimine kapiliyor, siddet eylemlerine tanik oldukça...
Bu sorunu gerçekten çözmek (en azindan dogru dürüst bir teshis koymak için), rakip takim taraftarlarinin maçlara gitmesine engel çikarma gibi zorlama önlemlere basvurmak ve her seferinde yüzeysel tartismalara girip kliselere hapsolmak yerine, biraz sosyolojik bir bakis açisina sahip olmak gerekiyor.
yeni başkanı aday yapan özhan canaydın'ken yapılan saçma iddiadır. konya - galatasaray maçı da gayet normal bir maçtır. fenerbahçe ve trabzonsporlu futbolcular sivas'ta ki dondurucu soğukta,taş gibi zeminde maç yaparken gsli futbolcuların ne ayrıcalığı vardır ki maç ertelenecektir.
(bkz: yüksek düzeyde ayar içeren entry)

tanım: başarısızlığa kılıf aramak için fonetik ahenkten türetilmiş ifade.
iftira atmak güzel şeydir. ama iftiranın bile adabı olur. mesela elle atılan goller, verilmemesi gereken penaltılar şu bu...ayıp be! kaç elle gol atmıştır fenerbahçe, son 2 sezon toplasanız kaç penaltı atmıştır fenerbahçe? bazılarının haklı olanlarını bırakın hadi, haksız yere alın teri akıtanların puanlarını çaldıkları uydurma penaltılarının 1/12'si oranında olabilir mi acaba?

bilmeyen dünkü çocuklara söyleyelim fenerasyon dediğiniz şeyin başkanı Gs'li.
bu kadar ağlak olmamak lazım. erkek adamdan sürekli ağlaması beklenmez, biraz duruş beklenir. ama tek yapıp yapabilecekleri sanaldan atar gider yapmak olanlardan ne beklenir? eziklik, aşağılık kompleksi, çirkeflik sonucunda kamuoyu yaratmaktır bu ve benzeri ifadelerin amacı. ama önemli olan nokta şu, gerek insan kalitesi gerekse vizyoner bakış açısı olarak iyi durumda olan fenerbahçe kulübünün aleyhinde kamuoyu yaratmak yerine, ali samiyen'de cinsel taciz var diyen Gs'li spor yazarlarının, fenerbahçe bizi her alanda geçti itirafını yapan Gs'li yöneticilerin fikrini değiştirin.

bunu da kulübünüze destek olarak yapın. bedava forma dağıtılıyor diye ancak o zaman 10 milyon'a bilet alarak, 15.000 kişilik stadı dahi dolduramayarak, forma almayarak, kombine almayarak, kulübün sırtından geçinerek, her maçta ana avrat küfrederek güzel giden takımınızın ayak takımı olarak kalırsınız.

nkfvas kaşkolları takmakla, hepiniz o...çocuğusunuz pankartları asmakla, şampiyon olunmaz. büyük olunmaz. küçüldükçe küçülünür. bir süreliğine bu çapınızla ve ufkunuzla sizi ezeli rakip ya da ebedi dost olarak görmüyor, ihmal edilecek kadar küçük değerlik olarak yorumluyoruz.

(bkz: nokta)
(bkz: 27 subat 2008 galatasaray fenerbahce maci)
yine galatasaray'a ceza vererek boş durmadığını göstermiştir. aziz'in paraları tatlı olsa gerek.

Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Galatasaray'a 1 maç seyircisiz oynama cezası verdi.

Kurul, Turkcell Süper Lig'de 15 Mart'taki Ankaraspor-Galatasaray maçında, taraftarlarının kötü ve çirkin tezahüratta bulunması nedeniyle, daha önce Bursaspor ile yapılan maçta aynı nedenle 30 bin YTL para cezası almış olmasını da gözönünde bulundurarak Galatasaray'a, 1 resmi müsabakayı seyircisiz oynama cezası uyguladı.
yavaş yavaş kendini gösteren oluşum. ama durun daha çok gösterecek zamanı olacak bunun.
''5 nisan 2008 fenerbahce kayserispor maci'' ile gövde gösterisi yapmıştır.
galatasaray'ın uefa kupasında mücadele ettiği günlerde ard arda oynayacağı bilmem kaç tane lig maçı ertelenirken, günümüzde fenerbahçe'nin daha büyük bir kulvarda ülkemizi temsil etmesine rağmen kendisine en ufak bir esneklik yapılmadığını göz ardı etmenin ne kadar kolay olduğunu gösteren bir kelime.
galatasaray'a deplasmandaki ankaraspor maçında edilmeyen küfürden dolayı ceza veren, buna mukabil binlerce kişinin hep bir ağızdan "satılmış kayseri" şeklinde bağırdığı maçtan sonra gözlemcisinin üç maymunu oynadığı kurum.

FENERBAHÇE'nin Kayserispor'u 2-1 yendiği maç sırasında sarı lacivertli taraftarların toplu kötü tezahürat yaptığı iddiası üzerine Gözlemciler Kurulu, raporlarında bu yönde bir ifade yer almayan gözlemciden ek rapor istedi ve Hukuk Kurulu'na gönderdi. Fenerbahçe taraftarlarının da "Satılmış Kayseri" diye bağırdığı iddiaları üzerine, Gözlemciler Kurulu harekete geçti. Kurul, raporunda bu konuda ifade yer almayan gözlemci Hamdi Kutval'dan ek rapor istedi. Kutval raporunda "5500 kişilik tribünde 500 kişilik bir grup Satılmış Kayseri diye bağırmak istedi. Ancak diğerleri bunu engelledi. Bunu toplu küfüre girmediği için yazmadım.

iddia edilmiş efendim bu tezahürat. insaf.

edit: lig tv'den maçı izlemesek, satılmış kayseri diye 2-3 dakika boyunca yerin göğün inlediğini duymasak, alkışlayın ulan ibneleri, kayseri piçleri gibi küfürleri duymasak bizi kandıracak adamlar ya, yuh.
nasıl bir yapı içinde olduğunu anlamak için geçen hafta ankara'da oynanan gençlerbirliği-galatasaray maçını izlemek gereken oluşum. tabi tanım olarak fenerasyon, gerek camia olarak gerek futbolcu kalitesi olarak, gerekse yönetim olarak hiçbir şey olmayan bazı spor kulüplerinin olası başarısızlıkları için vehmettikleri oluşumdur.

sadece hakem hatalarıyla ve çalınan yanlış penaltılarla hiçbir şey oynamamış galatasaray'a haksız yere hediye edilen onca puan varken, aslında bu ifadenin bu kadar sık kullanılması türkiye'de fenerbahçe dışındaki taraftar profillerinin ne kadar düşük ve ucuzcu olduğunu gösteriyor. kayseri maçında tribünler satılmış kayseri diye bağırmadılar bağırmaya yeltendiler ve aziz yıldırım'In bir hareketi ile bağıran yüz kişilik grup sustu. peki ya her türlü pisliği yapan binlerce taraftarını sırıtarak seyreden büyük (!) camiaların büyük (!) yönetimlerini ne yapacağız? türkiye'de bir tek seçkin camia vardır, küfretmeyen, insan gibi medenice kulübünü destekleyen tek camia vardır. o da fenerbahçe camiası. ben de ona fenerasyon değil fenerbahçe cumhuriyeti diyorum.

kısacası fenerasyon bir hayaldir, bir başarısızlık, bir korkaklık ifadesidir.
fenerbahçe taraftarının kayseri maçındaki tezahüratlarını unutturan kurumdur. erman toroğlu'nun da dediği gibi, bu maçta şahit olunan "satılmış kayseri" tezahüratına ceza verilmedikten sonra artık kimse beni çifte standart olmadığına inandıramaz.
açıklayıcı bir senaryo gerekirse; ''satılmış kayseri küfür değil *'' diyene ''senin anneciğin satılmış'' diyeceksin, ''aaa sen ne biçim konuşuyorsun terbiyesiz'' diyecek, bozulacak, sen de ''eee bu küfür değil ki'' diyeceksin, hani ancak bu şekilde mağdur ettiklerinin derdini anlayabilecek bir engizisyondur bu fenerasyon.
(bkz: 30 000 BC fenerbahçeliler derneği)
başbakan ve aziz el ele mutlu günlere sloganıyla çalışan kurum.
fenerbahce'den kuyruk acisi olan kediciklerin yeni umut isigi.

fenerbahce ye nasil cemkiririz diye uzun dusunmelerin sonunda ortaya cikmis kelime oyunu.

(bkz: gul gul olduk)
(bkz: oglum tyson sen daha toysun herkes sana koysun)
bir zamanlar şekip mosturoğlu denilen zatla halledilen işlerin şu an jilet kemal diye * anılan kişi ile yürütülen federasyonun fenerasyon diye adlandırılmış kolu.

(bkz: kemal dinçer)

zannımca bu şahıs da bir süre türk futbolunun kirlettikten sonra bir yerlere asbaşkan olucaktır ya da alıştığı üzere menajer.

halefi için:
(bkz: şekip mosturoğlu)
gs'ı kollamayan federasyon.
ya da fenere haksızlık yapmayan federasyon.

edit:an itibariyle
federasyon başkanı: bjklı,
pfdk başkanı: gsli,
tahkim kurulu başkanı: gsli,
hukuk kurulu başkanı: gsli

haluk ulusoy'dan önceki federasyon da "fenerasyon" olduğu için yerinden edilmişti. bu federasyondan tek farkı başkanlarının da gsli olmasıydı.
laftır..

http://www.videofb.com/vi...60in-Verilmeyen-Gol%C3%BC
aynı gün avrupa maçı oynayan gs-fb ikilisinden gs'nin maçını pazara, fb'nin maçını pzt'ye atayan komite. ayrıca fb'nin maçı bittikten sonra gs maça başlamıştı ispanya'da. türkiye'deki maçta gs deplasmana(inönü) gittiği halde pazar, fb kendi evinde oynadığı halde pzt maç yapıyor. enteresan ya.
sayelerinde ligde kendi sahamızda oynayacağımız ilk iki maçı seyircisiz oynayacağız. bu nasıl gözün içine soka soka yanlı davranmaktır. biz sadece küfürlü tezahürattan 2 maç seyircisiz ve bir ton para cezası alıyoruz. fenerbahçe taraftarı stadlarını yakıyor, polisi taşlıyor, arabanın tavanı damalı siyah beyaz renkli diye sırf, içinde iki tane hanım olan araca saldırıyor ve bizden çok çok daha düşük bir para cezası alıyorlar. ne güzel istanbul amına koyayım.

tanım: ibne federayonun olması gereken ismi.
fenerbahçe, her maç kendi takımlarını madara ettiğinden, "nasıl ortalığı karıştırırız?" mantığı ile uydurulmuş bir terimdir. bu terimi kullanan malların istatistik bilimi ile de ilgisi yoktur. bu federasyon yönetime geldiğinden beri sırasıyla galatasaray, beşiktaş ve bursaspor şampiyon olmuştur. bu dönemde en çok kart gören, en çok ceza alan takım fenerbahçe'dir.