bugün

(bkz: bütün felsefecilerin çatlak olması)

öğretmenleri tenzih eder, ellerinden öperim. saygılar.
liseyi bitirmesine ramak kalmış prozac gençliğine hayatında hiç aklına getirmediği soruyu sorduğunda gevrek, eblekimsi, adam sendeci bir ifade ile karşılaşmayı kanıksamış emektar.
öğrenciye soru sorar. sonra da sordugu soruyu olumsuz şekilde ya da öğrencinin söylediğinin tam tersini söyler. büyük ihtimal öğrenci bocalar. öğretmen egosunun verdiği şişkinlikle birkaç soru daha patlatır. ama şunu unutmamalıdır. soruya soruyla cevap veren o konu hakkında birşey bilmiyor demektir .
lise de genellikle ne anlattığını kendisi de anlayamamış gariban memurdur. dersi dikkatle dinlendiği taktirde çok komik olabilen bir memurdur da aynı zamanda.
türkiye ve türkiye gibi ülkelerde işi zor olan öğretmendir.

bazen müslüman olmadığını belli eder istemeden. hem öğrenciler tarafından hem de öğretmenler tarafından yalnız bırakılır anında.

hayat garip değil mi?
" hocam yaeeea felsefe çok saçmaahh, bize ne bunlardan yaahhe " serzenişleriyle bolca karşılaşan ama yılmayan sabır taşıdır. " töbe töbe dinden çıkarır hocam bu felsefe adamı eheöhöhöhhuhuzuha " cümlelerini işittikçe sakin olmaya çalışandır. böylesi durumda kaldıklarında takındıkları tavırlardan çıkarabildiğim kadarıyla zordur işleri, zor...
(bkz: bilinmez sorular)sorarlar
Öğrencilerinin ne saçma şey bu felsefee yaaa serzenişleriyle baş etmek zorunda olan sabırtaşı insandır.
edit: Soruya soruyla cevap vermek zaten felsefenin ana noktasıdır.Ve sorular cevaplardan daha önemlidir. soruya soruyla cevap veren çok şey biliyordur aslında ama anlayana.
kendilerinden hep her soruyu aristovari cevaplandırmaları beklenir oysa müzik öğretmeninden mozart olması ya da beden öğretmeninden sırıkla atlaması beklenmez,bu haksızlıktır.
aylık ortalama 1500 lira maaş alan öğretmen tipidir.
sayelerinde bizde yarı filozof olduk..
(bkz: akşam yemekte bamya yiyen felsefe öğretmeni)
Artık Türkiye'de ataması neredeyse olmayan bölümü bitirmiş olup üstelik kendisinin girmesi gereken derslere, sırf atama yapılmadığından, çoğu zaman geometri hocası müdür yardımcısının girdiği talihsiz insan evladıdır.
saçları genç yaşta dökülmüş, gözlerini normalin iki katı açabilen düşünce psikopatıdır.
nirvanaya ulaşmışlardır.
öğretmen olmalarına rağmen benim kadar bilgi birikimine sahip değillerdir. bunların bir de prof. modeli vardır. yazık yauf günümüzde sanat gibi felsefenin de sonu geldi. hem dünya çapında en derin felsefi gözlem gücü ve birikime benim sahip olmam bunu gösteriyor. hem her yerde karşılaştığım klasik marksist teorisyenler, artık ne kadar dar kafalı olduğumuzu, düşünmediğimizi gösteriyor.
lisede girdiği ilk derste 'felsefe nedir?' diye sorduğunda, 'felsefe taşı mı hocam, ahuhahau' diyen mal ergenlerle karşılaşması muhtemel öğretmendir.
ne işe yaradıkları hiç belli olmayan, bu işin öğretmeni olup aslında felsefeden hoşlanmayan, muhtemelen felsefeye olan ilgisinden değil sadece öğretmenlik kısmından nemalanan, üniversitede çıkan birkaç sorusunun hemen hemen yarısı da din kültürü dersince elinden alınarak iyice gereksizleştirilmiş, ilk tanıştığı kişilerce genelde soğuk karşılanan, uzak durulan, tanıştığı herkesin kendince bahsettiği felsefi ifadelerden hiçbir şey anlamayan, bu muhabbetlerden sıkılan, genelde ateist oldukları düşünülen, insanlara sözde düşünmeyi öğreten, boş boş konuşana "felsefe yapma" denilen, aynı zamanda nihat doğan gibi gereksiz adamların bile filozof olarak adlandırıldığı bu ülkede felsefe yapmaya çalışan, bir yandan varolup olmama problemini anlatırken aynı anda akşam eve götüreceği kıymayı düşünen boş beleş insanlardır(!).
bizim lisedeki öğretmenimiz türbanlı falandı.

tanrı probleminde tövbe tövbe der, allah vardır çocuklar inanmayın böyle saçmalıklara derdi.

al sana felsefe öğretmeni...
evren ve hayattan bi bok anlamayan düşüncelerini gelştirememiş felsefe bölümü mezunları olaiblirler... parasızlıkdan da yapıyor olabilirler...
Felsefe öğretmenimin hiç unutamadığım sorusu ve verilen cevap karşısındaki ilginç betimlemesi:

- Sen ne tür müzik dinleyisun?
-Hocam kulağa güzel gelen,nağmeli olan herşeyi.
-Ha sen şu Rize meydanında ne iş olsa yaparım diyen hamallar gibisun.

(bkz: ah hocam ahhh)
Çok bilgi verdiği için öğrencilerimizin sıkıldığı derstir.
mini filozof.

ortaokulda vardı bizim bir tane hoca. hababam sınıfının öğretmenler odasından fırlamış gelmiş gibiydi. yaşlı, saçlarının önü dökülmüş, yanlar ve arkalar uzun beyazdı. şişedibi gözlüklü ve zayıf suratlıydı. derste neler anlatıyordu hatırlamıyorum bile.
ancak kendisi gibi sıska bir motosikleti vardı. dersten sonra ona atlar ve giderdi. yaz kış mont giyerdi. üşütük olduğunu söylerlerdi üst sınıflar. muhtemelen ruhu üşüyordu. yaz kış mont giyerdi. üşüyordu.
o da isterse evleneceğim hocadır. meslektaş olacağız bi yerde.
Ne şerefsizdir oo bir de adaşım olacak son sene sözlüme düşük verip zayıf getirtmişti karneme. iyi hatırlattınız gece gece kulağı çınlamıştır.