bugün

2008 kadrosu, maçlara para için, ego için değil forma için halkı mutlu etmek için çıkmıştı. o zaman da taktik yoktu. fatih terim'in 2 taktiği var. biri "sıkışınca dön kaleciye" diğeri "gördüğün adamı prese boğ" başka da taktiği yok. bunları söyleyip bol keseden gaz verir. topcular gazi alırsa oynar, gazı almazsa takım komple sıçar.

2008 kadrosu, maddi değerleri ikinci planda olan bir kadro oldugundan gayet güzel gazı almış, alakasız maçları göt zoruyla almıştı. parator yine gazlarım diye düşünmüş anlaşılan ama imam her zaman pilav kaşıklamıyor haliyle. normal bir adam sıçtığını anlar sıvamaya uğraşmaz amabu adamın egosunu imparator diye diye dalga arşa dayadığımızdan hatası olduğunu asla kabul etmeyecektir. tıpkı malum şahsiyet gibi.
görsel
imparator diye addedilen zat.

Neymiş uefa'yı almış super kupayı almış, adama demezler mi hagi, popescu, taffarel ne iş yaptı?
Saha içi takımı yöneten bu 3 kişi idi, fatih terim denen futbol yoksunu anca "hadi aslanlarım siz yaparsınız" minvalinde anca gaz versin teknik-taktik yok çünkü bilgisi yok, teknik direktör olabilecek yetiye sahip değil. Saydığım 3 isimdir o başarıların asıl sahibi.
Ben bunu ta o kupalar alındığı zaman da söyledim bu şahıs için tabi millet sevinç sarhoşluğundan anlamadı mevzuyu.

Özet, bir bok değildir, zavallının tekidir, bir bok yaptığını zanneden (soyadı ile örnek veriyim) terim yerindeyse sağlam göt yalayıcıdır.
Fatih terimin en büyük sorunu motivasyonu ne kadar abartıyorsa taktik organizasyonu o kadar küçük görmesidir.

iskoçya ise kendi iddiasına göre "en motive futbolcular"a sahip, hepsi 2016'yı evinden izliyor.

italyanlar taktik açıdan herkesten güçlü oldukları için en iyi olmayan kadrosuyla bile iddialı.

Taktik, herşey taktik fatih terim. Artık ver gazı, gönder sahaya iş yapmıyor.
galatasaray'ın ürünüdür!
sadece paraları cukkalıyor.
görsel
Motive direktörüdür, teknik hep zayıftı
polemiğe gerek yok adam paraları götürüyor.
hayatı boyunca siyasilerden geçinmiş kişisidir. bir de alın teriyle gel oralara.
terdir evet, daha fazla değeri yoktur.
en büyük hatası doğmaktı.
Turnuvada olanların asıl ve gerçek sorumlusudur.

Kaç aydır top oynamamış topçuları ilk 11'de oynatıyorsun, kendi takımında başka mevkilerde oynayan futbolcuları yanlış mevkilerde oynamaya zorluyorsun, sakatlıktan daha çıkmamış adamları takıma alıyorsun, oynatmayacağın adamları ilk de takıma alıyorsun.

Ama paraları cebe indirmeyi gelince indiriyorsun. insanların beklentilerini karşılayamayıp da eleştirilince ortalığı yıkıyorsun.

inşallah çek Cumhuriyeti maçında yeniliriz de 0 gol 0 puanla dönersin ülkeye. istifa etmezsen şerefsizsin ayrıca. Net.
turnuva sonrasında galatasaray ın başına geçecektir.
valla bütün dünya gülmüştür halimize. "bu beceriksiz herife yılda 3,5 milyon euro mu veriyorlar, ne salak ülke lan bu" demişlerdir. galatasaray da bu kadar şeyin üstüne bu herifi takımın başına getirirse dünyadaki en enayi takım ünvanının sahibi olur heralde.
kim ne derse desin türkiye nin en başarılı teknik direktörüdür. lakin galatasaray ve milli takım başarılarının ardından bir seri gereksiz yeniden bu takımlara dönmeler yaşadı.

son milli takım kadrosu ve sistemi de baştan aşağı fiyasko bence. takımlarında çoğu zaman yedek ve oynamayan adamları oynatması ve haliyle galatasaraylı ve fenerbahçeli oyuncuları milli takıma doldurma geleneği! ve takıntısı ile yolun sonuna geldi. madem bu adamları aldın bari yerlerinde oynat. defansa da bir iki gerçek defans oyuncusu takviye et.
Taktik bilgisi menejerlik oyunlarına meraklı yurdum delikanlılarından fazla değildir. "Yürü koçum, aslansın kaplansın" tarzı türk işi motivasyonel yaklaşım yöntemleri artık Türkiye'de bile işlevini yitireli yıllar olduğu için çeyrek asıra yaklaşan süredir ele avuca gelir bir başarısı olmamıştır ve olmayacaktır.Fatih Terim overrated kavramının tillahıdır. Wikipedia resmidir.
görsel
şöyle ki şansal büyükanın söylediği üzre takımda hocasına tavır alan oyuncu var falan filan.yani bu kısımda sıkıntı var bi kere.

ikincisi arda oynadığı ülkede zaten zor günler yaşıyor bide siz onların önünde o adam aşağılarsanız yuh size.adamlar bizim evladımızı bizden savundu maçta.

üçüncüsü takımın pres denen şeyden haberi yok sadece yer dolduruyor ispanyadan yediğimiz 3. golde ispanya 24 pas yaptı ve top 1 dk onlarda kaldı biride doğru düzgün topa koşmadı.

dördüncüsü bu adam bence de gereğinden fazla kazanıyor ama kazanınca imparator kaybedince im"para"tor ilan ediliyor.böylede dönek bir toplum yapılanması var.

beşincisi adamın damadı ve kızları locadan maç seyrederken laf atılmasına yorum bile yok zaten.

altıncısı şimdi böyle laf ettiğiniz bırak dediğiniz adam 2008 de çeyrek final oynarken.bu sene takımı ipten alarak turnuvaya katılırken baş tacı ediliyordu 2 maç kaybedince ona ve takıma küfürler diziliveriyor.böylede yavşak bir toplum yapılanması var.

son olarak bize nihat gibi semih gibi tuncay şanlı gibi ruhlu adamlar lazım tuncayın koşup hakeme bayrak yetiştirmesini son dakikalarda kaleye geçip allahım yardım et deyişini unutamam.

eğer adam gibi oynasaydı bu kadro kimse toz kondurmazdı ama koşmayıp adam izlerseniz olmaz işte o iş öyle.
kaleye volkan babacan gibi kekoyu alan ki adam edirneden dışarı çıkmamış. .

stoperde memo tam bir mallik, koca koca ülkede stoper mi yok.
sağbek formsuz gökhan gönül
sol bek aylardır oymamayan caner

orta saha desen tam hayal kırıklığı
ozan tufan kim
6 aydır oymamayan arda ne alaka
oğuzhan kim amk
olcay nerenin adamı.

forvet desen ben olsam sinana şans veririm ama o çinde bile oynamayan buraki terfih etti..

yani nerden tutsan elinde kalan bir kadro...

keşke daha enteresan genç ve aç bir kadroyla ciksaydik..

hani tecavüze uğrarken bile zevk al derler ya milli takım bunu yapamadi..
Ağız mimikleri ile ilgili dolu caps yapılmış türk spor adamı ve ünlüsü.
zamanında 15 sene önce milan'da iken andrea pirlo tarafından güzelce özetlenmiş teknik direktör.

http://onedio.com/haber/p...ri-tam-bir-kaostu--717100
andrea pirlo yazdığı i think therefore i play adlı kitabında fatih terim'i şu şekilde özetlemiş;

--spoiler--
berlusconi ve ancelotti arasında karşılıklı sevgiye dayanan, oldukça sağlam bir ilişki vardı. fakat bunun milan'ı çalıştıran herkes için geçerli olduğunu söyleyemem, örneğin fatih terim...

fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi gözüken garip bir insandı. daha en başında milan'da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu.

terim milan'dan önce, canının istediği her şeyi yapabildiği daha düşük profilli takımlarda görev almıştı, ama burası milan'dı. burada bazı hareketlerin tolere edilmeyeceğini herkes bilirdi...

mesela; öğle yemeğine canı isteyince geç katılıyordu. ac milan'ı temsil etmesi gereken resmi aktivitelere kravat takmadan gelebiliyor; sonra bu aktivitelerden, evinde "biri bizi gözetliyor" seyretmek için kimseye haber vermeden erkenden ayrılıp, galliani'yi masasında tek başına bırakıyordu. kendisini tesislerde john travolta gibi garip, cafcaflı ve renkli kıyafetler giyerken görüyorduk.

görevi boyunca kendisinin adeta gölgesi gibi olan deli bir tercümanı vardı. terim'in 5 dakikalık ateşli konuşmalarını, duygusuz şekilde 5 saniyede tercüme eden bir adam... tercümanı bir ara terim'e medya ile tüm ilişkileri süresiz kesmesini tavsiye etti... medya ile ilişkileri kesmek... süresiz... ac milan'da... iletişimin her şeyden önemli olduğu ve mükemmel yönetildiği bir kulüpte...

özellikle göreve başladığı ilk günlerde yaptığı takım toplantıları ise unutulmazdı. terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki; hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarşılık bir hal alırdı. kısacası tam bir kaos... sadece kalecinin kendi pozisyonundan emin olabildiği bir kaos...

toplantı sırasında bir daireyi işaret edip, "costacurta, tam burada olman gerekiyor" diye konuşmaya başlardı. bir gün dayanamayıp, "ama patron, o gösterdiğin dairenin biraz önce benim olduğunu söyledin, costacurta değil ki" demek zorunda hissettim.

işin daha da kötüsü konuşma ilerledikçe defans bölgesindeki dairelerle, forvettekileri karıştırmaya başlardı. artık öyle bir hal almıştı ki, kendi aramızda acaba bunu berlusconi'nin gizli rüyası olan 2-4-4 taktiğini gerçekleştirmek için bilerek mi yapıyor diye şakalaşmaya başlamıştık.

ancak şaka bir yana, terim'in taktik bilgisinin yetersizliğini ve tüm oyun planının takımı bağıra çağıra motive ederek, sahada iyi bir sonuç almamızı ümit etmek olduğunu anlamamız çok uzun bir süre almadı... belki böyle bir plan başka yerlerde geçerli olabilirdi, ancak milan'da işlemezdi. işlemedi de, milan'da uzun süreli görev alabilmek için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç vardı.
--spoiler--

adam iyi özetlemiş, işte kaynaklar;
http://www.medyaspor.com/...rlo-terimi-anlatti-1227/3
http://www.nationalturk.c...-terim-tespitleri-196998/
https://www.amazon.com/I-...refore-Play/dp/1909430161
egosu her daim başarılarının önüne geçmiş teknik direktör.
kabul edilmesi gereken ve yıllardır bu özelliği değişmemiş bir gerçek: bu adamın teknik ve taktik bilgisi ve iş disiplini zayıf. yani büyük takım menajeri olamaz. olamıyor da! namı var ya işte... pirlo'nun yazısını okudum ve hiç şaşırmadım:

http://m.uludagsozluk.com/e/32921781/