bugün

ömer uğur un yönetmenliğini yaptığı film. ömer uğur 12 eylül darbesinde başından geçen olayları beyazperdeye aktarıyor. konusu; fabrika işcisi mustafa ve ailesinin darbe döneminde yaşadığı acı dolu hayat hikayesi anlatılacak. ayrıca filmde bol işkence sahnelerine de rastlamak mümkün. oyuncular; memet ali alabora, sibel kekilli, altan erkekli, civan canovave erdal tosun oynayacak.
film afişini,6 seçenek arasından halkın seçeceği film.
bu akşam itibariyle galası lütfi kırdarda yapılacak olan film.
bugün itibari ile vizyona giren film...
gitmek için sabırsızlandığım film...
filmin sonundaki yazılarla asıl tokatı vuran film.*
bu akşam sinemada izledigim ama fazla begenmedigim daha dogrusu bekledigim kaliteyi bulamadıgım sıradan olmus dedirten film. böyle türk tarihi acısından önemli bir olayla ilgili cok daha tatmin edici bir film yapılabilirdi.
bugün izlediyip izlediğime bin pişman olduğum film, işkence sahnelerinde olsun diğer sahnelerde olsun memet ali alaboranın eğretiliği, sibel kekillinin bozuk şivesi çok göze batıyor ancak altan erkekli ve civan canova nın oyunculuğu yabana atılır cinsten değil keşke cast seçiminde biraz daha dikkat olunsaydı...
muhteşem bir konu yakalamışken bu kadar mı sıradan bir senaryo yazılır anlamıyorum..bu kadar mı kötü oyuncu seçilir anlamıyorum..sibel kekilli belki de izlediğim en kötü oyuncu bu rolle..oysa ki fatih akın'ın filminde rol üstüne iyi oturduğuı için çok iyiydi..eve dönüşte sokaktan geçen bir kadını koy çok daha iyi canlandırır karakteri..mehmet ali alabora da oturmamış role ama diğer yönden civan canova tavan yapmış resmen,altan erkekli de mükemmel zaten kötü olması beklenmiyordu..

gelelim filme;filmde hiçbir numara yok..sevdiğim iki sahne var biri ihtilal öncesi kahvede ecevit resmi varken ihtilal sonrası kenan evren resminin yer alma sahnesi fakat bu sahnede de şöyle bir olay var çok gözümüzün içine sokarak vermiş mesajı daha izleyicinin dikkatine bıraksa iyi olurmuş..klişe bir olayı kalkıp alenen göstermesi izleyiciye siz anlamazsınız der gibi olmuş ama yine de iyi..diğer sahne ise işkence sahnelerinden sonra kenan evren'in işkenceleri yalanlayan konuşmasını vermesi olmuş..bu sahneyle daha doğrusu filmin geneliyle kenan evren'e feci şekilde giydirmiştir..

sinema'da izlemeye değmez..çok boş vakti olanlar ve ihtilal ile kafayı bozmuş olanlar için evde izlemeye birebir..
(bkz: halil damar)
işkenceci polis dışında oyuncu performanslarını beğenmedim. film konudan yoksundu. ana onu işkence diyebiliriz. ikinci yarıya geçtiğimizde iyice boğlumaya başladık. babam ve oğlum filminde 12 eylül 40-50 saniyede anlatılmış ve izleyici tatmin olmuştu. bir film boyunca anlatım zorluğu derin hissediyorsunuz. özellikle sibel kekilli rolü ayrık otu gibi kalmış. yıl 1980 ve kırık türkçe ile konuşan bir işci kadın. o günleri bilen biri olarak; film olmamış.
sibel kekilli'nin akıllarda kalan tek repliğinin malum sahnedeki malum sesler olduğu film. ama çoook etkileyi olsa gerek altın portakal kazandırdı bu ablamıza. demek ki diğer "profosyonel" filmleri baz alınsa devlet üstün hizmet nişanıyla ödüllendirilecek juri tarafından.
rahatsız edici bir dönem filmi.

izlenmelidir. çünkü; gerçek anarşistleri** tanımak için.
izlenmelidir. çünkü; hiçbir şeyin anlatıldığı gibi masum olmadığını anlamak için.
izlenmelidir. çünkü; hayatta her şeyin marka giyinmek, bilmem nerede yemek yemek, bilmem ne marka cep telefonu kullanmak olmadığının anlaşılması için.
izlenmelidir. çünkü; bu ülkede birilerinin diğeleri için çabalayarak "bok yolu"na gittiklerini görmek için.
izlenmelidir. çünkü; "ton ton ressam dede"nin aslında bir işkenceci ve palavra üstadı olduğunun anlaşılması için.
izlenmelidir. çünkü; sözün aksine kılıcın kalemden güçlü olduğunu görmek için.
izlenmelidir. çünkü; şu an nasıl bir anayasayla yönetildiğimizi anlamamız için.
izlenmelidir. çünkü; televizyonlara çıkıp da "bir şeyler atan tutan"ların yalancı olabileceğinin yakın geçmişe ait kanıtlarını görüp uyanabilmemiz için.
izlenmelidir. çünkü; yarın bir gün olabilecekleri şimdiden kestirip ona göre davranmamız gerektiğini kavramamız için...

daha gider bu...

--spoiler--
mustafa- abi valla benim bu işlerle ilgim yok.
hoca-zaten sen ve senin gibilerin bu işlerle ilgisi olsaydı şu an ikimizde burada olmazdık.
--spoiler--

not: genç bakış'ın muğla üniversitesi'ndeki programında kenan evren'i; "bugün olsa yine darbe yaparım." sözü üzerine alkış yağmuruna tutan angutların özellikle izlemesi gerektiği film. allahın kara cahilleri sizi...
sinema sanatı açısından değeri tartışmaya açık da olsa, senaryo basit de olsa, oyunculuk kötü de olsa halkın bir şeyleri görmesi için atılmış önemli bir adımdır bence.
başrollerinde tanınan kişilerin bulunması sebebiyle izlenecek bir filmdir. okuduklarımızı, abilerimizin bize anlattıklarını kısmen de olsa bize göstermesi açısından önemlidir bence.
filmin sonunadki yazılar bilinen şeyler de olsa çarpıcı gelmektedir insana.
iyi seyirler...
mehmet alabora ancak bu kadar kötü oynayabilirdi diyeceğim bir filmdi. hadi sibel kekillinin nerden geldiği hangi oyunculuk eğitimleri aldığı belli(!) ama bu kadar eğitimini al ve bu kadar rezil oyna. her zaman kolay roller çıkmayacak karşına. amerikan espirileriyle dolu dizide oynamak kendisine popülarite kazandırdıysada her şeyi kazandıramamış. üzgünüm tek kelimeyle berbattı. o dönemlere ait okadar çok malzeme var ama ne yazık ki bir değerlendirmesini bilen çıkmıyor çok yazık.
son darbeyi filmin sonunda yazılarla verdiği bilgilerle indiren film. % 100 gerçek.
filmin sonundaki hicivler kesinlikle çok etkileyiciydi.bu kadar özenle yazılmış senaryo için daha iyi isimler seçilebilirdi. altan erkekli yine ispatladı oyunculuğun yetenek olduğunu!
genel kanının aksine mehmet ali alabora ve sibel kekilli nin oyunculuklarını çok beğendiğim film. öyle ki sibel kekillinin yüz ve fizik itibariyle film için yapılabilecek en iyi tercih olduğunu düşünüyorum.
genel kanı malum, ancak işknce görmüş kişideki psikolojik bozuklukları yakından görmüş biri olarak, mehmet ali alabora nın oyunculuğunu gayet inandırıcı buldum.
sibel kekilli ise göze batan türkçesi ve bazı sahnelerde donuk kalması dışında izlenilebilir bir performans sergilemişti. - ki kendisinin diğer çalışmalarını her fırsatta gündeme getiren yarım akıllılara da selam ediyorum-
civan canova ve altan erkeklinin performansları da tartışılamaz şekilde güzeldi kanımca.
senaryo basit olmuş eleştirilerine gelince; yaşanan olaylar, işkenceler, zulumler, ülkenin ve dönemin tüm çarpıklıkları da filmin senaryosu kadar basit olunca insanın ne senaryoyu ne filmi eleştiresi gelmiyor açıkçası...
keşke çekilmeseymiş filmi... ne oyunculuk , ne konu , ne vurucu replikler... hiçbirşey yok!

bir diğer keşke çekilmeseymiş filmi;

(bkz: hoşçakal yarın)
mehmet ali alabora nın kariyerindeki en iyi filmidir. ayrıca sibel kekilli ve civan canova mükemmele yakın bir performans sergilemişlerdir. yönetmenide * buradan tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. film mi? kenan evren e sormak lazım...
güzel dokundurmaları ile dikkat çeken , daha iyi olabilirliği yüksek olan, kadrosu ile de beğenimizi kazanan film.
mehmet ali alabora'nın donuk ifadesini oyunculuğunun yetersizliğine bağlayan arkadaşlara söylüyorum: o aslında alabora'nın yeteneğinin kanıtıdır çünkü işkenceden çıkıp eve dönen kişi gerçekten öyle ruhsuz ve donuk olur. sibel kekilli tam anlamıyla berbattı, herhangibir kadın çok daha iyi oynayabilirdi. aldığı ödülü ona layık görenleri de kınıyorum. civan canova öyle iyi oynamış ki, sokakta görsem boğazlarım adamı, rolüne de çok oturmuş. altan erkekli de her zamanki gibi son derece başarılı.
konuya gelince, gerçek bir konudur, ilgisiz alakasız çok kişi içeri alınmış ve 20 gün yatmıştır o dönemde. ayrıca mustafa'nın arkadaşlarının da kahvede görüp hemen kaçmaları da gerçektir. doğru bir senaryo işlenmiş, ama vurucu olmamış pek. daha çok izleyiciyi geren, öfkelendiren, empati kurdurtan bir içeriği var. bence bu da çok önemli, "aman bana bir şey olmasın" diyerek düşünmekten ve eylemlikten kaçmanın da bir çözüm olmadığını fark ettiriyor böylece film.
verdiği mesaj açısından güzel bir film, ama izleyip de unutacaklarımızdan.

benzer bir temayı işleyen kitap için (bkz: vatandaş abuzer)
izledikten sonra "kenan evrenin yatacak yeri yok" dedirten film.
mehmet ali alabora ismi ile nam salmış oyuncunun * * solcu takılmasını pekiştiren bir film. onun solcu olduğuna inanan varsa *size bir sır vereyim. dedem anlatmıştı karl marks, marks olmadan evvel niğde de bir cami de müezzinlik yapıyormuş. ona inanan buna da inanasın!!