bugün

1984 öss sorularını çözdükten sonra kafama dank eden gerçektir. bir de artistlik yapar o dönemde öss yi kazananlar, şöyle kazandım böyle kazandım diye...
gerçektir. o zaman üniversiteye girmek de sınavları gecmek de gercekten daha kolaydır.
(bkz: eskiden oys nin boru gibi oldugu gercegi)*
1998 yılından önce çift oturumlu olan sınavdır, bu yüzden bol bol düşünme vakti vardı öğrencilerin.
bu bakımdan düşünülürse öss önceden daha insaflıydı.
öss ve 2. aşama öys(öğrenci yerleştirme sınavı)'nın olduğu yıllardır.

2. aşama öys olduğundan ilk aşama öss de öğrenci kısmı çok fazla zorlanmaz, daha çok öys kısmında, adı da üstünde, öğrenciye "yerleştirilir" di.

1996 öss a kitapçığı sayısal birinci sorusunu hala unutmam: "9 un karekökü kaçtır?"
bir de şu var :

(sadece bakmayın bir de düşününüz: eskiden öss kolay olduğu için iyi yerleri kazanmanın zorluğu gerçeği)
Sanrıdır bu yargı efenim. Türevleri vardır "siz girdiğinizde kpds kekti" gibi. Bir de gerçek vardır ki adayın yarıştığı diğer adaylar da aynı teste girmektedirler, önceki sınavlara girip puanı adayın girdiği sene kullanma hakkı olmadığına göre.
normal olan durumdur. çünkü sonrasında çapı 80 cm olan bir öys vardı o yüzden baştan hissettirmeyelim niyetimizi babında bir durumdur.
şu an için 2008 öss nin çok kolay olduğunu düşünen öğrenci modelidir.
-işe bak demekki geçen sene girseydim tıpı kazanacaktım.