bugün

soykırım yoktur, zamanında haklı olarak çıkarılmış techir kanunu vardır.

techir kanunu nedir?

Tehcir Kanunu (resmî adıyla Sevk ve iskân Kanunu) 27 Mayıs 1915'te savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce tedbir almak için çıkarılan kanundur.

yani göç ettirilmişledir. göç sırasında devlet kaynaklı olduğunu söyleyemeyeceğimiz (doğal şartlar vs.) kayıplar yaşanmış olabilir. peki sormak gerekmez mi? o dönemde ermenilerin casuslukları nedeniyle türkler ölmemiş midir? ölmüştür. ama tabikide bu konu hiçbir ülkenin çıkarına uygun düşmediği için konuşulmak derecesinde bir öneme sahip olamamıştır.

herkes tarihine bakmalı. fransa da kendi tarihine bakmalı.
koskoca millet gelmiş asıl onlar bizi katletti diyor. hani şehitliğin hani mezarlığın. işte deve işte hendek, ya bu deveyi güdersin ya da bu diyardan gidersin demişler.
savunanların hiç sektirmeden pkk yı ve devrimci karargahı da savunduklarını gözlemleyebildiğimiz fantazi türü.

türk basınında özelliklede cnn türkbaştan kabul etmiştir de "ermenilerden nasıl özür dileriz? ne yapsak? domalsak acaba affederlermi?" nin kritiğini yapmaktadır.

böylesine rezil bir tv kanalı görmeyeli çok olmuştu.

(bkz: cnn türk ün ermeni yağlama politikası)
tarihi, milli eğitim bakanlığının lise kitaplarından öğrenenlerin inkar ettiği katliam.

birde almanya yenilince yenilmiş sayılmıştık *
zamanında yaşamış önemli bir ermeninin de reddettiği soykırımdır.

Dashnagtzoution Has Nothing to Do Anymore
Author : Hovhannes Katchaznouni

"hovannes katchaznouni is the first prime-minister of
the armenian state founded in july 1918.he was is power
as the head of gouvernment until august 1919,for thirteen
months.he was among the founders of the dashnagzoutiun
party and one of its top leaders.he was the prime authority
of armenia and the dashnagzoutiun party...
the first prime minister of the dashnagzoution government makes the following observations:
-it was a mistake to establish the volounter units.
-they were unconditionally allied with russia.
-they had not taken into consideration the balance of power which was in türkiye’s favour.
-the decision of the deportation of armenians was a rightful measure taken by türks to serve their purpose.
-türkiye had acted with an instinct of self-defence.
-the british occupation once more aroused the hopes of the dashnags.
-what they established in armenia was a dashnag dictatorship.
-they had acted in pursuit of the imperialist demand,”fredom sea to sea” and had been provoked with this.
-they massacred the muslim population.
-the armenian terrorist activities were directed at winning over the western public opinion.
-the fault was not to be found outside the dashnagzoutiun party.
-the dashnagzoutiun party had nothing else to do but commit suicide."

Dashnag diye bahsettiği Taşnak Partisi, sanırım hepimiz aşinayız.
varlığı veya yokluğu kanıtlanmamıştır.

böyle konularda duygusallığı, milliyetçiliği bir kenara bırakmak gerek. bir iki yazı, kitap okuyup ve fotoğraf görüp "biz türk'üz yapmayız öyle şey" veya "bu türk'ler kesin yapmıştır" yargılarına varmak -kimse kusura bakmasın ama- ahmaklıktır. tarih dalına yıllarını vermiş insanlar bile kesin ifadelerle konuşamazken klavye başından veya meclis kürsülerinden atıp tutmak boş işler.

bu soykırım hakkında bizi ilgilendiren kısım varlığı veya yokluğu değildir. sözde varlığı ile ilgiliği ülkemiz üzerinden yapılan pis siyaset ve çıkar amaçlı yaptırımlardır. yüce! vekillerimiz bu konu hakkında gerekli politikayı izlemeyip sadece boş boş konuşmakla yetindiği sürece halk olarak bizim de yapabileceğimiz hiçbir şey yok. boykot vb. hareketler fransa'nın ekonomisine değil ülkemizin pazarına zarar verir. ayrıca boykot edilecek isimlerin bulunduğu alanlarda (örn: danone) bulunan türk firmaları, piyasa kendilerine kalacağından dolayı kalitelerini arttırmak yerine tam tersine düşüreceklerdir.

sonuç olarak:
"bizi ilgilendiren kısım varlığı veya yokluğu değildir. sözde varlığı ile ilgiliği ülkemiz üzerinden yapılan pis siyaset ve çıkar amaçlı yaptırımlardır."
ermeni soykırımının olmadığını düşünüyorum ama umarım vardır.
son günlerde maillerde dolaşan şu bilgilinin incelenmesi, irdelenmesi gerekir.
sözlük formatına istinaden marka isimleri gizlenmiştir.

ABD eski Başkanı Reagan'ın danışmanı Fein:
''Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlı'yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor'' dedi.

ABD Başkanı Ronald Reagan'ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, sözde Ermeni soykırımı iddialarını değerlendirdi. Ermenilerin bu iddialarının son derece asılsız olduğunu belirten Fein, Reagan'ın başkan olduğu bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini söyledi. işte sözde Ermeni soykırımı konusunda Fein'in açıklamaları:

Osmanlı imparatorluğu'nun azınlıklara karşı ''müthiş'' sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdü.

Ermeni terör çeteleri I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve Rusya ile birlikte Osmanlıları öldürdü. Bu rakamın 2 milyon civarında olduğu bir gerçek. Ermeni kayıplarının ise 500 bin civarında olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Burada asıl önemli konu, Ermenilerin ihanetidir. Osmanlı da kendisini savundu. Özellikle ABD'de yaşayan Ermeniler, soykırım yalanı ile büyük getiri sağlıyor. ABD yönetimi de büyük paralar döndüğü için Ermenileri karşısına almak istemiyor. Ermeniler ısrarla kendi arşivlerini açmıyor. Çünkü yıllardır soykırım yalanı ile dönen getirimi kaybetmek istemiyorlar. Arşivler açıldığı anda gerçek ortaya çıkacak. * SIGORTA GRUBU ERMENILERE SOYKIRIM TAZMINATI ODEMEYI VADEDIYOR, * SIGORTALILARIN BILGISINE..

Geçtiğimiz günlerde dünyanın dört bir yanında 'sözde ermeni soykırımı' ile ilgili onlarca panel-konferans düzenlenmiş. *Bunların ana sponsorları kim
biliyor musunuz? ............... * Bizim ülkemizde bizden elde ettikleri para ile bize karsı sözde ermeni soykırımını destekleyen bu kuruluşlarla olan ilişkilerinizi gözden geçirmeye davet ediyorum. Saygılar.

EGE UNIVERSITESI HASTANEDEKI BUTUN DOKTORLARIN * KREDI KARTLARINI VE HESAPLARINI KAPATTIRDIKLARINI GORUNCE BANKANIN GENEL MUDURLUGU OLAYA EL
KOYDU. AMA KIMSE VAZGECMEYINCE ADAMLAR TUTUSTU. BIR SURU FAKSLAR FALAN OZUR YAZILARI. AMA BU SADECE BU HASTANE ILE SINIRLI KALMAMALI. ULKEMIZDE BIR SURU YATIRIM YAPIYORLAR, BIZIMLE IYI GECINMEK iSTIYORLARSA BIR TERCIH YAPSINLAR. ERMENILER MI, TURKIYE MI? BENCE, HIC DUSUNMEYIN KARTLARINIZI
IPTAL ETTIRIN. AMA EN ONEMLISI BU OLAY SEBEBIYLE OLDUGUNU BELIRTIN,
LUTFEN... !!!

AYRICA * BANK'IN DA PKK'YA MAYIN SAGLAYAN KURULUSLA KARDES SIRKET OLDUGUNU DA UNUTMAYALIM. ...
Türkler soykırım yapsaydı dünyada türkçeden başka dil olmazdı.
(bkz: #14233539)
hrant dink davasının geldiği aşamayı
gördükten sonra, doğru olduğuna
inandığım iddia. bugünden sonra, nasıl
"devlet cinayet işlemez, 1915'te
soykırım yapmamıştır" diyebiliriz ki?
desek bile dünyayı nasıl inandırabiliriz?
"ermeni soykırımı olmamıştır" diyenler
bugün sokağa dökülmeli ve hrant dink'i
öldüren devlet örgütünün üstünü
kapatanları protesto etmeli. aksi
taktirde, bu soykırımın yapıldığını
söyleyenler hep haklı olacak.
kimilerinin halktan oy kırmak için kabul ettikleri sözde önerme.
zamanında şunu demiştim bu konuyla ilgili: (bkz: ermeni soykırımı/#12584625)

bunu nedense pek okumadı insanlar, sıkıcı mı geldi nedir. neyse, diyeceklerim bitmemiş bari bu vesileyle bunları tamamlayayım.

ne diyoruz, arşivlerin açılması ve tarihin aydınlatılması lazım. tarihe not düşmek adına, bugün fransa ermeni soykırımını inkar etmeyi suç olarak kabul etti. bu yasanın ilk kabul edilişi değil, daha önce yanılmıyorsam isviçre ve iki ülke daha aynı şekilde bir yasayı kabul etmişti. bunun insan haklarına uygunluğunu tartışacak değilim. an itibariyle sözlükte fransa' ya şu yaptırımı uygulayalım, bu yaptırımı uygulayalım konuşuluyor. bunun beyhudeliğini biliyoruz. türkiye' nin bu ve benzeri yasaları etkisiz kılmak için yapabileceği tek şey var: konuşmak. ermeni meselesini etraflıca, korkmadan, gizlemeden konuşmak. yoksa renault arabaya binmediniz diye fransa batmaz. türkiye konuşacak ki onların bu yasaları çıkarıyor olması anlamsızlaşacak. türkiye "ben kendim konuşuyorum, tartışıyorum zaten; sana ne oluyor" diyebilecek ve bu sayede "bu işin aslı şudur, siz de bunları yaptınız" diyebilir hale gelecek.

yukarıdaki entrymde demiştim. bu iş için osmanlı, rus ve alman arşivleri açılmalıdır diye. türkiye' nin 2015 yılında büyük bir siyasal baskıya uğrayacağı açık. o zamana kadar meseleyi kendi içinde çözmeli, çözmeli ki karşı atak yapabilsin.

evet, bir şeyler yaşandı. soykırımı ve ermenilerin (ve türklerin) öldürülmelerini geçtim. yüz sene önce bu ülkede ermeniler vardı. bugün yoklar. bu insanların vatanıydı bu ülke ve bir sebepten vatanlarında yaşayamaz hale geldiler. ben bu acıyı paylaşmanın türkiye' den bir şey eksilteceğine inanmıyorum. yaşananların soykırım olup olmadığının bir önemi yok (zaten ben olmadığı kanaatindeyim) ancak ölenler var ve türkiye, eğer ki osmanlı' nın mirasını devraldığı iddiasındaki bir ülkeyse, açıkça "yaşanan şeylerden dolayı üzgünüz. hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza başsağlığı diliyoruz. bu olaylardan ötürü vatanını terk etmek zorunda kalan, yakınlarını kaybeden tüm vatandaşlarımızın acısını paylaşıyoruz." diyebilmelidir. olayların etkilediği tüm insanları kucaklayabilmek, türk veya ermeni olsun, türkiye' nin siyasal anlamda rahatlayabilmesini sağlayacak tek adımdır ve yeterlidir de.

soykırım mı değil mi meselesine gelince. soykırımların belli aşamaları vardır.

1. insanları biz ve onlar diye ayırma, sınıflandırma
2. nefret sembollerini kullanma, sembolleştirme
3. karşı tarafın insanlığını ve insanlık haklarını reddetme
4. organizasyon*
5. kutuplaştırma
6. hazırlık
7. kıyım
8. inkar

4. madde çok önemli. bir olayı soykırım olarak kabul edebilmek için o olayın organize bir güç tarafından planlanarak yapılmış olması gerekiyor ki arşivleri açmak bu yüzden önemli. bu ülkenin organize silahlı gücü türk silahlı kuvvetleri olduğuna göre burada muhattap da ordu. halk içinde iki grubun birbirine girmesi soykırım değildir, eğer ki ordu bu konuda bir hazırlık yapmış ve organize bir şekilde ermenileri kıyıma girişmişse bu soykırımdır. bu noktada türkiye' nin soykırım suçundan kurtulabilmesi için yapması gereken bir organizasyon olmadığını kanıtlamaktır. kaldı ki diğer entrym' de de dediğim üzere o sırada, 1915' te, türk ordusunun başında alman generaller vardı. eğer ki bir organizasyon varsa bu durumda otomatik olarak türkiye ile birlikte almanya da suçlu duruma düşüyor; ama türkiye' de bunu dile getirebilecek siyasetçi yok. kaldı ki türkiye' de o dönemde yabancı nefretinin oluşmasının bir sebebi de ittihatçılardır. unutmayalım ki ittihatçılar balkan kökenli kişilerdi ve bu topraklardaki türklerin tamamı, o bölgelerdeki rus yanlısı hükümetler tarafından sürüldüler. türkiye bunları konuşabilmeli, konuşabilmekten de öte konuşturabilmeli. o çatışmalar neden yaşandı, dünyaya bunu anlatabilmeli.
(bkz: ermeni denen şey insanmıdır sorunsalı)
sözde ermeni soykırımıdır. dikkat edilmeli bu konulara.
belki de vardır lan böyle bir $ey diyesi geliyor insanın. medeniyetin be$iği soykırım diyosa vardır bence bi' $eyler.
fransa senatosunun oylama ile soykırım yapıldığı kanısına vardığı mesele.. ibretlik ve ilginç ayrıca komik lan.
diaspora'nın ne çekilen acıların telafisi ne de kaybedilmiş hakların kazanılması için kovaladığı olaydır. aynı şekilde türkiye'nin de bu bakış açısıyla "yok biz öyle bişey yapmadık" dediği olaydır.

dünyanızdan da sisteminizden de paranızdan da sizden de tiksiniyorum... insanları mezarlarında rahat bırakıp rant malzemesi yapmayın be.
olmadığına inandığımız , inanmak istediğimiz olay örgüsü .

kime sorsan ''abi devletin elinde belgeler var, kanıtlasak kanıtlarız'' düz mantığında. nedense yıllardırda bu belgelerden eser yoktur efendim.

gerçi devlet belgeyi çıkarsa ne olacak ;

hrant dink cinayetinde işi ''2 gencin canları çekti ve adamı öldürdüler''e bağlayan devlete avrupalılar nasıl güvenecek ?
hrant için adalet için sokaklara dökülen insanları vatan haini ilan edenleri mi kabullenecek avrupa ?
yoksa ''ne yahudiliğimiz ne ermeniliğimiz ne affedersiniz rumluğumuz kalmadı" diyen ülke azınlıklarına hoşgörülü (!) başbakanımıza mı güvenecekler ?

hadi avrupayı siktir et yahu , biz nasıl güvenicez nasıl inanacağız sizlere soruyorum ? böldünüz,parçaladınız,hayvanların * insanlardan daha fazla olduğu bir ülke yarattınız , insanı yaşadığı ülkeden soğuttunuz tebrik ediyorum sizi . o bir yerlere gelmek için sömürdüğünüz,kullandığınız allah tez zamanda belanızı versin inşallah.
sözlükte binlerce akademisyen olduğunu gösteren olay.
bu ne özgüven lan.olmamıştır.yoktur.vardır.yapılmamıştır,ama yaparız.
sakin olun olm.bi gidin dinleyin büyükleri.bi araştırın internette.
uludağsözlük'ün yazar profilinden beklendiği gibi daha neyin tartışıldığı dahi bilinmeden angut gibi tartışılıyor konu. tabi buna tartışma denirse. adam daha uluslarası hukukta soykırım nedir, ne değildir onu bilmiyor, "soykırım yok" diye geziniyor. ulan şurada boykot yapanların, soykırım yokçuların ya da konu ile ilgili öyle ya da böyle herhangi bir yorumda bulunanların çoğuna sorsak soykırım nedir onu dahi bilmezler. böyle bir kör döğüşü işte.

http://www.ushmm.org/genocide/take_action/genocide

alın bi bakın ne, nedir öğrenin de ondan sonra bir şeyler üfürün bari...
pratikte olup olmadığı tartışılan, daha da tartışılacak olan iddia.

ama sözlüğe bakılırsa, yazarların çoğunluğu soykırımdan daha beterini yapmaktadırlar ermenilere.

bu yazıları yazanların atalarının soykırım yapmadığına dünyayı inandıramazsınız!
olayları basitçe bi ele almak gerekirse( ki bu tabir hoş olmadı ama olsun kabaca değinelim ): birinci dünya savaşı esnasında osmanlı devletinin içinde bulunduğu zor durumdan faydalanmak isteyen ayrılıkçı ermeni çeteleri doğu anadoluda isyan niteliğinde bir hareket başlatarak türk köylerini basmaya ve müslüman halka zarar vermeye, onları öldürmeye başlar . osmanlı devleti 1915 yılında aldığı tehcir kararı ile 300.000 bin dolaylarında ermeni nüfüsu suriye topraklerına tehcir eder . tehcir esnasında salgın hastalıklardan eşkiya baskınlarından ve gerekse halkın yaşanan olaylardan kaynaklı hıncı yüzünden çetelerin saldırılarına maruz kalınması sonucu 130 bin ermeninin hayatını kaybettiği söylenmekte . 1948 yılında yapılan soykırım sözleşmesinede türkiye 1950 yılında taraf olmakta anlaşmayı kabul etmekte . olaylar bundan sonra karışmakta . öncelikle devletimizin resmi tezi ve tarih kaynaklarımızın söylediği ( en azından bizim tarihçilerimizin iddiası bu yönde ) budur . ermeniler ise rakamı yıllar yılı arttırarak şu anda son halinden benimde tam emin olmadığı bi hale getirmişler ki sanırım küsaratın inandırıcılığı prensibini benimsemekteler. yapılmak istenen şey aslında tehcir sonucu oluşann sonucu, soykırım suçunun sonuçları ile eşitlemek ve bu sayede suçu kabul ettirmek .

buradan kalkıp devletin avukatlığını yapıcak değilim . ortada her iki halkında büyük kayıpları var . açılan toplu mezarlardan binlerce türk çıkmaktadır . ermeni çetelerinin yaptığı zulümler açılan toplu mezarlar sonucu bellidir . buna karşılık tehcir sonucuda ciddi bir ermeni nüfusununda hayatını kaybettiği aşikar ki bizim devletimiz bile soykırım suçunu kabül etmemekle birlikte ortaya çıkan kaybı rakamsal olarak belirtmektedir . ancak bu suç soykırım suçu değildir . 1948 yılında ortaya konulan soykırım suçunun unsurları bu olayda yoktur . bu unsurlarıda buraya tek tek madde halinde döşemek yerinde olurdu ancak benzer paylaşımları çokça yapıldığına şahit oldum ve hafif bi araştırmayla konu hakkında bilgi sahibi olmak mümkün . ha birde ben şahsen çokta fazla bilgi sahibi olmadığım şı konu hakkında buraya bi yazı yazarken son derece çekindim ve uzun süre hiç bişey yazmadım . ama allah aşkına şuraya salt '' sözde ermeni soykırımıdır , götten uydurmadır , keşke yapsaymışız zamanınnda ehehe bunlara müstehak zaten tarzı tamamen subjektif ve gerek tarih gerek bilimsel açıdan zerre değer taşımayan entryler yazıp durmayın . ha az buçuk araştır bildiğin varsa söyle , yoksa da oku . her konu hakkında görüş belirtmek gerekmez .

olaya soykırım anlaşmasının 1948 yılında yapıldığı ve soykırım suçunun 1948 yılında tanımlanması sonucu ceza hukukunun zaman bakamıdan uygulanması açısından geçmişe yürümemesi ilkesi gereği suçun işlenmesinin imkansız olduğu yönündeki savunmayı ise anlamlı bulmuyorum zira aynı olay almanya tarafından uygulanan yahudi soykırımına uygulanmıştır .
(bkz: bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş)
ermenilerin babaları kafaları taşla ezilerek öldürülmüştür; anneleri tecavüz edilerek, yakılarak telef edilmiştir. savaşlar kötüdür. kötü derken lafta kalmasın diye söylüyorum binlerce rezillikten birkaçını. türkler de en az ermeniler kadar acı çekmiş, en az onlar kadar kötü şartlarda katledilmişlerdir. bunu ben söylemiyorum, zaten çok zaman da olmadı yüz kadar yıl önceydi hepsi. dedeleri vahşice öldürülenler hala ermenistan'da acı çekerken; neneleri aşağılanarak katledilenler hala türkiye'de üzülürken, bu işlerden çıkar sağlamaya çalışmak, vahşiliklerin en büyüğüdür. kimse kan üzerinden, katliam üzerinden siyasi amaç gütmesin, kar elde etmeye çalışmasın, toplumları kışkırtmaya kalkmasın. adı soykırımdır, katliamdır, cinayettir; mühim değil. mühim olan bazılarının öldürüldüğüdür. asıl düşünülmesi gereken, yapılması gereken, bunlardan ders çıkarmaktır. insanı yüceltmek, onu kutsalların kutsalı olarak görme gayretini bilinçlere yerleştirmeye çalışmaktır. bilip bilmeden atalarını sütten çıkmış ak kaşık zannedip bir milletin ecdadına sövmek türk halkına yakışmaz. böyle olursa elimizde sadece nefret kalır. bilinmesi gerekir ki ermeniler türkleri severler; türkler de ermenileri sever. yapılması gereken öldürülen üzerinden siyaset yapmamak, ayrıca öldürenlere saygısızlık etmemektir.