bugün

osman tanburacı'nın bugünkü yazısında ayar verdiği ne idüğü belirsiz insan.

http://www.sporx.com/yazarlar/osman_tanburaci/7641
son yaptığı hareketle "biz fenere operayı canlı yayında mı yapıyoruz?" diye kendimize sormamızı sağlayan insancık. kaale alınmayası, gereksizin master degree'si.
kesinlikle ciddiye alınmaması gerekir. buna benzeyen bir diğer şahıs için (bkz: selçuk yula)
(bkz: ercan saatçi yi istemiyoruz)
kendisi şaşırtmamaya devam ediyor. yeni incileri için;

http://www.ultraslan.com/
galatasaray taraftarının hak ettiğini az da olsa verdiği adam. kendisi o küfürlerin çok daha büyüklerini hak ediyordu ama taraftar insaflı davrandı.
son hal ve hareketleri ile ne kadar iyi bir taraftar olduğunu bizlere göstermiş olan spor müdürü(!)

hani derler ya; ben sana spor müdürü olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. işte o ercan saatçi için söylenmiştir.
(bkz: by saatchi futbolumuzdan uzak dur allah aşkına)
artık kredisini tüketmiş sanatçı!

(bkz: (vid #47615))
ayrıca,bugünkü galatasaray - sivasspor maçında gol sonrası "ercan anneni götünden sikeyim" tezahüratınında muhattabıdır.
zamanında bir müzik grubunun üyesi olarak meşhur olmuş kişi.
bizim ülkenin gelenekleri, toplumsal tepkileri, bireylerin genetik kodları modern ülkelere göre değişik işliyor, buna eyvallah da bazen hakikaten boku çıkıyor. ercan efendi, ülkenin önemli camialarından birine küfür etmiş, karşısındaki metin ağa da buna katılmış.
yorumlara bakıyorum; -erkek muhabbeti, -sen hiç yapmadın mı hacı?, -hergün aramızda yapıyoruz di mi muhittin? gibi hakikaten fanatikliğin bokunu çıkaran yorumlar.
lan dallama; sen benimle, arkadaşınla bu yorumları yapıyorsun da senin görevin, işin, sosyal konumun ne, senin bireysel küfürünün türk spor camiasına etkisi ne? senin küfürün en fazla aynı tertip bir küfürle karşılık görür, karşılıklı ayarlarla da konuyu tamamlarsın.
adam hürriyet'in spor müdürü lan. bu ülkede medya yönlendirmesinin, medya manipülasyonunun, siyasetten spora kadar son derece etkili olduğunu herkes bilir. medya baskısıyla hakem atayan federasyonlar, bu baskıyla cezalar veren ya da veremeyen ceza kuralları, bu baskıyla gaza gelip kelle isteyen taraftar grupları olduğu da gayet bilinen gerçekler.
bu baskıyı oluşturabilecek bir yayın organının spor sorumlusu olacak adama, etik olarak zaten böyle bir görev verilmemesi lazım ama bu ülkede; iş, siyaset, spor mecralarının hiçbirinde ahlak olmadığı için gayet normaldir. anormal olan bu görevdeki adamın böyle aleni bir şekilde büyük bir camiaya küfür ettikten ve aşırı fanatikliğini belgeledikten sonra bile o görevde kalabilmesidir.
ama nasıl diyordur son mavi reklamı, burası türkiye; her minareye uygun bir kılıf bulunur, olmadı; yaratılır.
Hürriyet gazetesinin bir yazarıdır. şuan bolca gündemdedir kendisi lakin beni şaşırtmamıştır. çünkü bu küfürleri eden şahıs, galatasaray'ın fenerbahçeyi nonda'nın golüyle 1-0 yendiği maçtan sonra da galatasaray taraftarının sabrını zorlayıcı yazılar icra etmiştir.

hatırlayalım. o gün eski açık tribününde kartonlarla hazırlanmış bir tribün şovu vardı. "street fighter" karakterlerinden ken, galatasaraylı; chun-li ise fenerbahçeli olarak gösterilmişti. en üst kısımda da k.o. yazılmıştı. galatasaray taraftarı bir futbol müsabakasına gönderme yaptığından ötürü de kareografi yeşil bir zemin oluşturmaktaydı. bu şahıs ertesi günkü yazısında bir "spor yazarı" olarak:
"(...)dün, hemen fenerbahçeli taraftarların oturduğu kale arkasındaki g.saraylı taraftarlar da bu derbi için bir organizasyon yapmışlar... üstelik oldukça renkli bir karton gösterisi organize etmişler ! sadece renklerle ilgili biraz kafam karıştı... sarı ve kırmızı kartonları anladım ama yeşil rengin sarı kırmızıyla aynı tribünde olmasını anlayamadım? arada biraz da beyaz renkli kartonlar vardı... meksika bayrağı desem sarı var o yüzden değil... g.saray'ın renkleri desem o da değil, yeşilin ne işi var orada ? anlayamadık... maçtan önce f.bahçe taraftarının o trübüne yaptığı tezaruhatı yazmayacağım, ama manidardı doğrusu..." şeklinde galatasaray kulübünü, galatasaray taraftarını kendi "özgün" dimağından çıkan ahenk, bilgi yoksunu, subjektif bir açıklamayla irrite etmişti. ne olmuştu peki? ercan saatçi, tüm pişkinliği ile özür dilemişti.

gelelim bugüne. 3 yıl öncesinden olduğu söylenen bir konuşma ayyuka çıkmıştır. ve görülmüştür ki ercan saatçi bir spor yazarı olabilecek birikim ve perspektife sahip değildir. bu benim zerre kadar umrumda da değildir açıkçası. "kaçı o kadar birikim ve perspektif sahibidir zaten ulan?" diyene de "haklısın abi" demekteyim ayrıca.

yalnız bu olayın beni rahatsız eden boyutu bu adamın artık "hürriyet" gibi bir gazetenin spor müdürü olmasıdır. yoksa bunun dışında ve ötesinde ercan saatçi dikkate alınmaya değer bir yazar değildir. taraftar bir yazardır. hatta bağnaz bir boyutunda icra etmektedir taraftarlığı. "hürriyet" gazetesini severiz ya da sevmeyiz, ancak hürriyet basının bayrak gazetelerinden biridir. her gün dışarı çıktığımızda, her hangi bir yerde bir masanın üzerine bırakılmış bir şekilde görebileceğimiz türden, kaba deyimle "eli uzun" bir gazetedir. bu gibi bir gazetenin, spor bölümünün, söz konusu vidyoda görüldüğü kadarıyla "ergen" patavatsızlğına sahip birine emanet edilmesi; hele hele esat yılmaer gibi bir duayen kalemin halefi olması kötü bir şaka gibi gelmektedir kulağa.

bunun dışında ve ötesinde ise ercan saatçi, tüm samimiyetimle söylüyorum ki "hiçbir şey"dir. o kadar "hiçbir şey"dir ki bu adam, 7/24 küfür etse ne galatasaray kepenk kapar, ne galatasaray'ın büyüklüğüne, görkemine bir çizik atabilir. yazar olmak ise tarihe not düşmektir. bunu yapamamıştır ercan saatçi, yapamazdır, yapamayacaktır.
Galatasaray yönetiminin acilen basın toplantısı düzenleyip, seri haddini bildirme seanslarından sonra istifaya davet etmesi gereken cisim, kütle. Sadece atmosferde bir yer ayırdığı için bu kelimeleri kullandım. Onun dışında annelerin genelevde aranaması gerektiğini söyleyerek sözde ahmet kayaya ayar vermeye çalışan, ahlak ve terbiyeden nasibini almamış sokak adamı.
biraz evvel hürriyet okur temsilcisi mesaj bölümüne alttaki yazıyı yazmamı sağlayan adamcık ;

Merhaba..
Ercan Saatçi gibi terbiye sınırını aşmış insanların yazdığı gazetenizi artık okumayacağımı, almayacağımı ve gazetenizin artık gözümde Bulvar gazetesinden farkı olmadığını bilmenizi isterim.
Benim gibi düşünen insan sayısının hatırı sayılır sayılır derecede olduğunu da söylememe gerek yoktur sanırım.
Şimdi Ercan Saatçi'ye sormanız gereken zamandır ;
- "nasıl ....... Hürriyet'i ?
Hoşçakalın..

bu adam Galatasaray yazarı da olsa tepkim farklı olmazdı. terbiyesizlik her zaman terbiyesizliktir.
hala yapıyor mu bilmiyorum ama bu herif bi ara maçlardan sonra gazetede maçın 3 adamını seçerdi. galatasaray'ın kupada feneri yendiği maç sonrası yine maçın 3 adamını seçmişti. bizi şaşırtmadı, çünkü 3 ü de fenerliydi. ancak şaşırttığı nokta şudur: bu 3 adamdan 1 tanesi o maçta hiç oynamamıştı.
sadece görünen tarafa eleştiri yapılan ülkemde güzel bir örnek. televiyonda, radoyada küfür ve argo belirli sınırlar içinde olduğundan kullanılması cok zordur. Ama kamera önündekiler de gündelik hayatta ufak bi kaza geçirince, beklenmedik bi durumda çok rahar a...a ko..ım diye küfür eden insanlardır. Ve bu insanların hayatında kameralar bilmem kaç yıldır var, artık kameralar onlar için yaşamın parçası, nasıl ki bizler ulan elimde cep telefonu var küfür etmiyim kaygısı taşımıyorsak onlarda kameralar önünde küfür etmeme kaygısı taşımıyorlar bazen, bazenin altını çiziyorum çünkü büyük çoğunlukla dikkat ediliyor ve canlı yayınlarda çok rastlamıyoruz ama banttan yayınlanacak bir yayın için kahve muhabbeti yapmıştır ercan saatçi, doğal halidir. bugün fenerbahçeli bir yeğenin, amcasına, el hareketi ile bütünleştirerek
'' nassı koydukkk ammaaa'' demesi yadırganmaz ise bununda aynı paralellikte düşünülmesi gerekir. ve emin olun ercan saatçi ertuğrul özkök'ün eski damadı olduğu için o küfürü etmiştir yoksa ne haddine edebilir mi damat olmasa ( ercan saatçi sadece birisinin damadı, bir de siz düşünün kimlerin damadısınız acaba ? patron...? müdür...? dayı...? akp'li dayı...?
türk sporunun kalkınması için emek veren, beyefendi, iyi bir gazeteci ama öncelikle iyi bir insandır. bulunduğu yere hakkıyla gelmiştir. ülke gençlerine örnek olabilecek nadir isimlerdendir.

(bkz: sözlükte eksi oy rekorunu kırmak istemek)
(bkz: ercan saatçi fb tv nin kendine yakışanı giymesidir)
keşke fener illetine hiç bulaşmasaydı o 90'lardaki haliyle kalsaydı dediğimiz bitik.
osman tanburacı nın yazısından alıntıdır... hatta yazının kendisidir...

"Boka bir zerresi düşse!"

"Şu boka bok deme boklar duyarak ar eyler
Boka bir zerresi düşse boku murdar eyler!

Of, of, of!
Of ki ne of!
Tam Ercan Saatçi için söylenmiş bir beyt-i cuk!

Beytin sahibi Neyzen!
Rahmetli ney üstadı Neyzen Tevfik.
Hem tatlı tatlı üfler hem acı acı söylerdi Neyzen...
Her hicvi bin nasihat,
Her küfürlü beyti insan onurunu yaralamayan, dinleyeni okuyanı rahatsız etmeyen bilakis düşündüren derin bir hayat düsturu olurdu ama ne yazık ki alem de onu küfürbaz bilirdi!
Şimdi küfürbazlar beyitle ders vermiyor, kendilerini rezil-i rüsva ediyorlar...
Ercan gibi...

Oysa Neyzen, hakaretten uzak taşlamalarla hak eden gafilleri yerle bir ederdi.
O gitti meydan boş kaldı;
Şimdi kendini müzisyen zanneden küfürbazlar spor yazarı,
Kendini, gerçekten imparator zanneden ahlaksızlar hoca,
Bir kısım spor yazarları da dip yalamaktan yalaka oldular!...
Böylece gazeteci kıtlığına kıran girince,
Ercan Saatçi de benim ilk göz ağrım Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü oldu!

Türkiye'de kayınpeder-damat, Efendi-mürid, sermaye-köle, irtikap-cehalet ele ele verince ehl-i namus medya da kenara itildi!

Bütün mesele namusluları bulup göreve getirmek.
Yoksa koskoca Türiye bunların elinde kalacak!

Pazar sabahı bunları yazmama sebep Ercan Saatçi ve Metin Özülkü'nün FBTV'de yaptıkları programda Galatasaray'a hakaret etmeleri!
Aslında kem söz sahibinindir deyip geçmek gerek ama...
Cevap vermek farz oldu!
O da bize nasip oldu...
Binlerce mail aldım. Okuyucularımı mahzun bırakamazdım...
FBTV'de Ercan;
"-Nasıl s.ktik Galatasaray'ı" diye galiz küfrü adlı adınca, makamı iftiharla sallıyor ve de arsız çocuklar gibi etrafına, arkasına, sağa sola bakınarak pis pis de gülüyor!
Karşısındaki bitin bulunduğu yiğit Metin de şöyle cevaplıyor;
"-A.ına koyduk Galatasaray'ın!"
Ne denir ki bu ahlaksızlığa...

Neyzen doğru demiş;

Şu iki boka bok deme,
Boklar duyarsa utanır!
Bunların bir zerresi boka düşse
Bok bile kirlenir!

Düşünün boktan daha pis ne olabilir ki dünyada!

Başka bir deyişle de şöyle anlatıyormuş Neyzen;
Bok boku nerde bulurmuş?
Kenefte!
Mekan da önemli...

Yaman adammış Neyzen!""
futbol ile ilgili, ilgisiz herkes; adamı ibne, şerefsiz ilan etmiştir. ben nefret ederim kendisinden, ama futbol, nedense(?) küfürsüz konuşulamıyor(hele arkadaş çevresinde. ki bu adamın görüntüleri internete sızdırılmış, sanırım). bi yerden, mutlaka patlak veriyor. öyle işte. ha bir de; vurmayın lan öldü adam.
yüz arto iticiliğinde olan adam. zaten milyonların nefret ettiği bir kişilikti iyice kendini bitirdi. internete görüntüleri sızdıran arkadaştan allah razı olsun.
--spoiler--
Galatasaraylılar beni Fenerbahçeli olduğum için eleştiriyorlar ama bu görüntülerin de Fenerbahçe TV den sızdığını hatırlatmak isterim....
--spoiler--
şu açıklamayı yaptıktan sonra seni eleştirmiyorum artık ercan. kafa yapın hakkında bilgi sahibi olmak için şu kısacık yazı yetti.

bi de nedir lan o hasan abi, adnan abi, yıldırım abi bokunuzu yeyim halleri. suç senin değil ercan, suç ertuğrul'un.
bu adamin basina ne geldigi ortada. metin ozulku ile aralarindaki muhabbet 3 yil once olmus. nereden cikti bu video bir anda? ercan saatci'nin iki hafta once ertugrul ozkok'un kizindan bosandigini soylesem. buyuk ihtimal ozkok elindeki bu video'yu servis etti. zaten internet hurriyet'i protesto cagrilari ile inliyor. ertugtul bunu kovmak zorundaymis gibi yapacak. yakinda kovulur.

iste boyle. genel yayin yonetmeni damati olup boyle isler kaparsan, sonun boyle olur.
açıklama amaçlı yazısında dikkat çeken kısım olayın 3-4 sene önce yaşanmış olduğunu anlatırken kullandığı ifadedir.

+ ercan abi 3-4 sene önce demişsin. 3 mü 4 mü?
- ne bilim lan. son 10 sene içinde bir gün işte.