bugün

ne oldu zorunuza mı gitti*. sakat lafı kaldırıldı "özürlü demek daha doğru" dediler, engelli vatandaşlarımızın avukatlığını yaptılar. yıllar geçtikçe özürlü kelimesi yanlıştır "engelli demek daha doğru" dediler. şimdi "engelli dememek lazım alınıyorlar" diyerek engelli vatandaşlarımız adına yorumlarda bulunan insanları neden hiç bir engelliyle sevgili, nişanlı yada evli göremeyiz? soruyorum sizlere bu toplumsal bir ikiyüzlülük değil midir?* en olmadık yerlerde engelliler adına yürüyüşler yapan yardımsever hayır kuruluşları adı altında engelli siyaseti yapan vatandaşlar neden engellilere alıcı gözle bakmazlar. "onlarda normal asıl engelli bizleriz" diyerek duygu sömürüsü yapan zihniyetleri bir engelli ile evlenmeye davet ediyorum.*
yukarıda özetlenmiş yardımseverlerin bir nevi insanları ötekileştirilmesinden doğan riyakarlık.
''Ben 2buçuk yıldır sağlıklı yürüyemiyorum. Geçtiğimiz yıl bir ilişkiye başladım, gayet mutluyuz Ve de sizin düşüncenize göre gayet sağlıklı bir insan. '' diye cevap veririm.
dünya genelinde 4 yılda 1 kez yapılan ve her yapılışında farklı farklı "down sendromu"na yakalanmış çocuklarn yarıştığı bir koşu yarışması yapılıyor. yarış başlayacak... stadyum tıklık tıklım dolu. bütün çocukların aileleri başarmasını ve güveninin 1 arpa boyu olsun büyümesini istiyor. hepsi kendince koşmaya başlayıp herşey yolundayken... bir tanesi fena halde düşüyor, dizini kanatıyor. acısına dayanamayıp avazı çıktığınca bağırarak ağlamaya başlıyor... tüm stadyum buz kesiliyor, kimseden ses çıkmıyor... ve bakıyorlar ileriden yarışan bir kızarkadaşı gelip çocuğun dizini öpüyor "geçti, hadi kalk" diyor. onu ayağa kaldırdığı sırada yanlarına gelen diğer yarışmacı arkadaşları ile hepbirlikte elele tutuşup birlikte geçiyorlar bitiş çizgisini!

şimdi soruyorum... onlar mı zihinsel engelli, yoksa biz mi?

kaynak: ahmet şerif izgören avcunuzdaki kelebek konferansı