bugün

hucrede bulunan bir organel.
paketleme ve salgı işlemlerinin gerçekleştirildiği hücre organeli. granullu ve granulsuz olmak üzere 2 çeşidi bulunmaktadır. granul olarak tabir edilen ribozomdur.
aşiret gibi isim. hücrenin bir parçası da olsa korkutuyor beni. isme bak, iranlı şairler gibi.
Kısaltılmışı E.R olan organel...
stoplazmayla nükleus arasındaki muhabbetin de gerecidir.
(bkz: uludağsozluk fen zirvesi)
ribozomu üstlerine alıp granüllü olanların da bulundugu organel çesiti.
muhtemel bilmem kaçıncı nesil yazar adı. *
Hücre zarından çekirdeklere kadar uzanan ince borucuklar sistemidir.
Hücre içinde madde taşır.
Hücre zarından çekirdeklere kadar uzanabilen zar yapılı kanallardan oluşur. Hayvan hücrelerinde bitki hücrelerine oranla daha gelişmiş olan bu yapıların sitoplazmaya bakan yüzlerinde ribozom bulunuyorsa granüllü (tanecikli) ER; ribozom bulunmuyorsa granülsüz (taneciksiz) ER denir.
Hücre içi madde iletimi görevini üstlenir. Granülsüz ERlar ayrıca yağ asidi ve diğer lipitleri sentezlerler.
(bkz: enerji nakil hattı)
hücre içi taşımacılık şirketi.
sözelcilerin en son lise 1 de gördüğü ve bir daha karşılaşmaları düşük olasılık olan,söylemesi zevkli bir fen terimi..
lise tahsil sürecinin en akılda kalan fenni terimidir,anlamını kimse bilmez hücre ziki gibi bişeydir,fakat en gerzeğine bile tamamını sen getir ses tonuyla endoplazmik dersen böbürlenerekten retikulum diyecektir,bi de emcekare formulu vardır bunun gibidir...
söylenmesi en zor organeldir.hücre içinde taşımacılığı sağlar.granüllüsü vardır granülsüzü vardır,sevdiğimiz bi abimizdir.
golgi aygıtıyla aralarında hep bir duygusal bağ olduğunu düşündüğüm organel.bence golgi aygıtı ayrı eve çıkmalı.
kısaca E.R. adını alan hücredeki tasıma olaylarını gerceklertiren organel.
Hücre sitoplazması, sentez işlevlerinin yürütülmesinde çok büyük bir önemi olan hücre organıdır.
hücre stoplazması,sentez işlevlerinin yürütülmesinde büyük önemi olan,garnüllü ve granülsüz olarak ikiye ayrılan, kanalcık ve borucuklar sistemi.
Endoplazmik retikulum

Endoplazmik retikulum, 1945 yılında PORTER elektron mikroskobu ile yaptığı çalışmalarda, hücre sitoplazmasının dantel şeklinde bir ağ manzarası görünümünde olduğunu saptamıştır. Bu ağ yapı hücrenin ektoplazmasında görülmediği için PORTER ve arkadaşları buna Endoplazmik retikulum (plazma içi ağı) adını vermişlerdir. Yapılan daha derin çalışmalar endoplazmik retikulum'un sitoplazmada bulunan bir vakuol sistemi olduğu ve bu sistemin bir zarla çevrilmiş bulunduğu saptanmıştır. Endoplazmik matriks ise vakuol sisteminin dışında yani vakuoller arasında kalan alanı doldurur.

Endoplazmik retikulumun membranı 50-60 A° kadardır. Kalınlığı hücre zarından az olduğu halde aynı yapıyı gösterir. iki koyu ve arsında açık renk tabakadan yapılmıştır. Bu membran sistemin yüz genişliği bazı dokularda ölçülmüştür.

Endoplazmik retikulumu kargoya benzetebiliriz.Hücre içi ve dışı taşımayı sağlar. Aynı zamanda bazı hücreleri depolar, üzerinde genellikle ribozomlar bulunur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Endoplazmik_retikulum
(bkz: endoplazmik birkulum)
en karizmatik hücre organeli. karizmasıyla hücre çekirdeğini bile ezmiştir ve en akılda kalan organel olmuştur.
okul hayatımız boyunca boşu boşuna öğrendiğimiz gereksiz bilgilerden bi tanesi...
Hücrede hücre zarı ile çekirdek arasında madde taşıyan ince kanalcıklar.
endoplazmik retikulum hücre içerisinde madde iletimini sağlayan boru ağı gibi iş görür. hücreyi bir şehir gibi düşünürseniz endoplazmik retikulumuda bu şehrin su borusu şebekesi gibi düşünebilirsiniz.

endoplazmik retikulum hemen hemen tüm hücrelerde bulunur. fakat hücreden hücreye yapısal olarak farklılık gösterebilir. örneğin bazı hücrelerde yassı kese şeklinde olmasına karşın diğer bazı hücrelerde ise tubular (boru şeklinde) bir yapı gösterebilir.
hücre içinde getir-götür, ayak işleri ile uğraşan birim.