bugün

Evet önerileri alalım arkadaşlar.

Evde tek başıma izleyeceğim korku filmi arıyorum.
Kimi film senaryolarında seyrederken...

- ulan ben olsam bu durumda ne bok yerdim?!

Diye seyredin... farkını görürsünüz.
ben, neşeli günler'in turşu suyu kavgası sırasında bile korkuyorum.

nerde cinli minli, samathalı filmleri izlemek ya.
Hayvan mezarlığı
Korku seansı
Dabbe 3.
(bkz: musallat 2 lanet)

Türk korku filmleri dışında beni korkutan hiçbir film olmadı. insan inandığı şeyden korkuyor.
Dabbe.

Ben onu izlerken çocuktum aq hala korkarım.
(bkz: saw)
(bkz: #44228215)
Suspiria 1977 bu filmi seyretmeyin sakın!

Sinir sisteminizi feci şekilde allak bullak eder.
Çocukken Freddy Kruger,şimdilerde Dabbe tarzı filmler.
Üniversiteliyken akşam 10 da kucakta laptop kulaklıkla paranormal activity serisini izlemiştim. Uyuyamadım o gün kıçımı duvara yaslayıp gün ağarana kadar kapıyı izlemiştim.
martyrs.
normalde kolay korkmam ama bu korkuttu cidden.
Benim için zirve noktası sinister'dır.

Bunun yanında halka da çok etkileyici.

Ha bir de lanetli tepe filmi belli bir yere kadar çok ürperticidir sonrası saçmalık.

Ha bir de cinli minli bir Türk filmi izlemiştim. Ondan da o kadar etkilendim ki zamanımı böyle gerzekçe bir film için niye harcadım diye kendi kendime küfredip bir daha Türk korku filmi izlememeye and içtim.
Önerileri beklemekteyiz.
Çok eskiden (1990 ya da 1991 olabilir) tv'de izlediğim adını hatırlamadığım bir filmdi. Mimi diye bir tekerlekli robotu olan (düdüklü tencerenin tekerleklisinden hallice) genç çocuk anasıyla üsküdar'a taşınıyor ve orada bir manita yapıyordu. Kız, robot ve oğlan hep beraber mutluca yaşıyorlardı. Bir gün çöpleri arsadan toplamayan kalleş istanbul belediyesi yüzünden mecburen sokakta top kapmaca oynarken; elinin ayarını bondiklediğimin kızı fızlı attığından, top yanda oturan gudubet moruğun bahçesine kaçıyordu. Kıza hava yapacağım diye gariban mimi'yi bahçeye yollayan kopil az sonra silah sesiyle irkiliyor ve dostu mimi'yi bir gacı için sattığına pişman oluyordu; çünkü gudubet moruk karı av tüfeğiyle robotu vurmuştu. Sıpa üzülüyordu; ama elinden bir şey gelmiyordu. Belki lazım neyin olur diye mimi'nin çipini söküp garajına saklayan sıpa, ikinci bir şok ile sarsılıyordu: kader ağlarını örmüş ve kız, doktorların iyi edemediği habis bir hastalıktan hayatının baharında öldüğünde, bir şekilde gidip kıza sakladığı çipi takıp, onun canlanmasını sağlıyordu. Bundan sonrasında evinde gizlice kızı saklıyordu; fakat mimi'nin çipi kızın bünyeye ters mıknatısiyet (o da neyse artıkın) yapıyor, gudubet yaşlı karıdan başlayarak, çocuğa gık diyenin gırtlağını kesiyor, guk diyenin mabadından kan alıyordu. Hele ilk cinayetinde gudubet karının kafasına o bahçeye kaçan topu atıp öldürdüğü sahne vardı ki, sormayın: Hâlâ bir top atılarak o kafanın nasıl parçalandığını senelerdir çözemedim. Neyse... En sonunda olay duyulup polis kızı öldürüyor ve morga koyuyordu. Bizim avel ergen durur mu? Durmaz tabi: Gidip morgda kızın yattığı çekmeceyi çekiyor ve kız birden gözlerini açıyor, oğlanın gırtlağını sıkıyordu. Kızın yüzünün etlerinin soyulup robota dönüşme sahnesi vardı ki; şimdinin benim diyen filmini şamarlar, evine yollardı. "Benimle gel, benimle gel!" diye çocuğu boğarken çekmece kapanıyor ve çocuk kız delisi olmasının bedelini ağır ödüyordu. Demek ki neymiş gençler: Efendi olun, adamı hasta etmeyin! Yaşlı ananızı bir kız için üzmeye değmez, di mi ya?
"Dövme" diye Türkçe'ye aktarılmış bir yabancı film.
açık ara exorcist. 1973 yılında çekilenden bahsediyorum. Eşek kadar adam oldum, hala açıp tek başıma seyredemem.