bugün

bizim müslüman olduğumuzu, ama onun gibi düşünmediğimizi ve onun gözünde dinsiz olduğumuzu ama sadece onun gözünde öyle kalacağımızı hatırlatmak istediğim yazar müsvettesi. insanları kamplaştırarak mı yazar olunur? yazarlık ciddi sosyal sorumluluk ister. bu yüzdendir ki her konuşmasında biz ve onlar diye ülkeyi bölen bir insana ben yazar demem, diyemem...
çok garip bir düşünme sistemine sahip insan, bu insan türkiye vatanadaşı olamaz diyeceğim ama mensup olabileceği bir toplum yok henüz. dağdaki teröriste sahip çıkan laflar ediyor, laiklikle genelev kelimelerini aynı cümlede kullandığı gibi sebep sonuç ilişkisine bağlıyor, laikliği dinsizlik olarak niteliyor, şeriata kucak açıyor vs. vs.. ben bu hatunu çözemedim arkadaşlar, bu hatunu anlayan beri gelsin...
bu akşamki teke tek programına çıkarak özür dileyeceği, fatih altaylı tarafından akşam haberlerinde açıklanan kişi. talep kendinden gelmiş.

zevahiri kurtarma çabası olarak görülebilir ama kurtaracak zevehair de kalmadı ortada. hazırlıksız olduklarında ve beklemedikleri sorular karşısında o itidalli duruş nasıl da yok olup, gerçek duygu ve düşünceler süsenip, derlenip toparlanmaya fırsat kalmadan dökülüyor. sonra da işte böyle ikinci bir seans talep ediliyor. bir haftada düşünceleri mi değişti, hayır elbette, de daha zamanı değil, fazla ileri gittim demiş olsa gerek. amman zaten ortam hassas, iyi olmadı falan... da geçmiş ola diyeceğim.
islami kesimde erkek düşmanlığını körükleyen yazılar yazan, kendi eşine babamın evine gitmek için ben ondan izin mi alacam diye çıkış yapan, feminist yazar. senin yazdığın kitaplar ne diyor sen ne diyorsun ? okuyucusu olan kızlara erkekler hakkındaki bol bol öğüt dolu yazıları meşhurdur.
an itibariyle fox tv'de objektif programında ısrarla ''laiklik dinsizliktir'' diyen yazarımsı. kendisini beş dakika dinleyen biri tutarsızlığını rahatlıkla anlayabilir. kadir çelik savlarını çürüttükçe, tutarsızlıklarını yüzünü söyledikçe, çevir kazı yanmasın felsefesini uygulamaktadır.
kendisine methiyeler düzen kişiler kadar ,
kendisinin de laiklik ve atatürk karşıtı olduğu ve bunu da utanmadan ifade eden şeriatçı gerici kişi.
bu kadın hakkın da iki şey akıllara geliyor:

1- bu kadın gerçekten de deli olabilir! ne dediğini bilmiyor (iyimser olarak diyorum bunu)

2- tam da türban olayı bir şekilde sonuçlanmaya varacak iken bu tip keskin açıklamalar yapmak türbanlı üniversite öğrencilerinin zararına dokunmaktadır. tam da bu zaman da birçok kurum ve kişinin teyakkuzda olduğu bir anda bu tip çıkışlar türban için serbestlik tanıyacakların işini zora sokar!

edit: ha bana kalırsa konuşsun, gayet güzel konuşuyor emine şenlikoğlu! artık kimin ne olduğu şöyle adam gibi bir ortaya çıksın da demokratçılık oynayanlar ve avrupa'dan örnek gösteren ikiyüzlüler belli olsun! konuş emine konuş! sen onların sesisin konuş.
laiklik dinsizliktir deyip yobazlığını pekiştirmiş kadındır.
haber sunucu kadir çelik;
e;laiklik dinsizliktir,
k;ben laik bir insanın siz bana dinsiz mi diyorsunuz, siz nasıl insanları yargılarsınız, lütfen dengeli bir düzeyde tartışmaya devam edelim.
e;siz bana dengesiz mi diyorsunuz...
* *
cemil ipekçi'nin ödünü bokuna karıştıran kadındır kendisi.

bir tv programında -isim vermekten çekinmiyorum, adını hatırlamıyorum sadece-, bu kadın telefon ile bağlandı programa ve eşcinsellik konusunda, daha doğrusu eşcinselliğin ne kadar yapay -yapay derken, eğreti gibin-, kaka, ayıp, günah ve benzeri konularda konuştu. cemil ipekçi de muhafazakar bir eşcinsel olmasına rağmen, bu duyduklarına oldukça şaşırdı, çünkü o hem muhafazakar, hem de eşcinseldi! aman yarebbim. adam sanki ihanete uğramış gibiydi, o çok sevdiği dini hakkında bir kadın öyle-böyle diyordu. bugünlerde hem muhafazakar, hem de eşcinsel olmak zor iş vesselam, seni anlıyor ve çok seviyoruz cemil abi!

adam ağlayacaktı lan, ahhahha.
yazdığı cin ali tadındaki eserleri okuyup etkilenen müslüman varsa şaşılasıdır.
kendi cemaatini kolaylıkla etkileyebildiği düşünceleri, çıkarımları, genele söylediğinde ve karşısına biraz karşı çıkan birini koyduğunuzda nasıl da yetersiz olduğu ortaya çıkan kişi.

belli ki yıllardır aynı söylemlerle idare etmiş, okuma araştırma zahmetinde bulunmamış. öne sürdüğü düşünceleri destekleyecek donanımı ve derinliği yok. dönemin trendi olduğu için (dereyi geçene kadar ayıya dayı deme zorunluluğu) demokratik görünme ile radikal dincilik arasında denge kurmaya çalışmaktan helak oluyor. haliyle beceremiyor. hazır kabullere alışmış, ezber bozulunca, kafa karışıyor, kafa karıştıkça da takiye makiye kalmıyor.
objektif programında baya saçmalayan kadındır kendileri.
http://www.youtube.com/watch?v=m-6dSuV2VP0&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=2oFwl7lEvFs

izlenemeden anlaşılamayacak kadındır.
Bu kadar enty girildiğine göre konuşulası bir yazar olsa gerek.
degistigini anlatan kisilik. eskiden gunah sandigi seylerin aslinda gunah olmadigini soylemis bir gazeteye. ha gayret, bir 10 yil sonra belki biraz daha degisir ve basi acik gezmenin gunah olmadigini ve kimseye bir zarar vermedigini anlar ve biraz daha degisir.
anlattıkları biraz saçmaca anlaşılan yazar kişidir. kendisi kızım kapanmasa üzülürdüm, okumamış olmasına da sevindim mi demektedir? kızım okumadı demekle yetinmiş, zorla bu iş olmuyor demiş kendisi (başını örtmede de aynı şeyi dediğini belirtelim), bunu "kızım okumadı oh ne iyi oldu sevindim" olarak algılayanlara da ne demek lazımdır bilemiyorum. kadın belli bir görüş belirtmemiş, çocuklarının okumamış olmasından sevinçli ya da üzgün olup olmadığını belirten bir ifade dahi yok. zaten muhabir kızınız kapanmasaydı tepkiniz ne olurdu gibisinden detaylı bir soru sormuş o da detaylı cevap vermiş.

işte ne dendiğine değil, kimin dediğine bakarak akıl-mantık yürütülürse böyle çarpık varsayımlarla yorumlara gidilir.
evlere şenlik bir roportajı vardır bu kadının, kızımın kocası sosyalizmi anlatan kitaplar okuyordu az kalsın dinsiz olacaktı gibi enteresan söylemleri var.
kadın ve erkek asla dışarda buluşamazmış. ancak nişanlanırlarsa birkaç kere kız, adamı babasının evinde görebilirmiş falan. nişanlanmadan önce buluşma yasak yani. karı ve kocanın birbirini tanıması hoş değilmiş günahmış. kendi kocasının gözünün renkli olduğunu evlendikten sonra farketmiş.
yazdığı eserlerin bünyeye herhangi bir getirisi olmadığını düşündüğüm, çocukken anne ve babamın okumayı yasakladığı, yıllar sonra bir kitabını okuduğumda iyi ki yasaklamışlar dediğim yazar. burdan dinsiz olduğum sonucu çıkarılabilir mi? hayır. çünkü yazdıklarının kezban serilerinin islami versiyonu olduğunu düşünüyorum. anlatabildiysem ne ala.
soy adı gibi.

şenlik dolu bir insan.

şenlik dolu açıklamalarını altımıza sıçmak suretiyle kahkahalarla okuyoruz.
gündemde olmazsa ölecek hastalığına tutulmuş kişi.

müthiş orjinal(!) fikirleriyle, hem de bazılarını kadın hakları savunuculuğu yaptığını düşünerek (lütfedercesine onlara haklar bahşederek) türk kadınlarını aydınlatmak üzere o gazete senin bu tv benim gezmekte.

o denli doğruluğundan emin ki fikirlerinin asla ve asla sorulamak ihtiyacını duymuyor. son derece radikal. acıklı bir ironi olan şey ise, kendini oldukça hoşgörülü, kadınların haklarını kolluyor falan sanması.

ama sevdi şöhreti. ah bu ego, bu ego var ya, adamı vezir de eder rezil de eder.
--spoiler--
-Oyunculardan kimi beğeniyorsunuz?
-Türkan Şoray'ı. Gençliğimde de beni ona çok benzetirlerdi. *
--spoiler--

röportajını okuduğumda beni dumurun doruklarına çıkarmış hatun kişi. *
nur serter'in islamcı versiyonu.
http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=28776

diğer tüm saçmalık ve çarpıklıkları bir yana, Sinemayla ilgili bir soruya;
- islami açıdan izlemem gereken bir film varsa izlerim diyen ve yönetmen olmak istediğini de ekleyen aydın.
Kendisini önceleri yobaz ama artık aydın bir tam müslüman olarak gören kadın yazar.*
Banu Alkandan nasıl nefret ediyorsam kendiside tam 180 derece Banu hanım la zıt olmasıyla birlikte beni kendisinden bir anda soğutmuş kişidir.
Demekki ben ortalarda bir yerlerdeyim. ne yobaz ne fazlasıyla modern.
atatürk'ün, kur'an-ı kerim'in türkçe mealini hazırlatan kişi olduğunu dahi bilmeyen büyük(!) islam alimi...

(habertürk'te yayınlanan saba tümer'le bu gece programında, az önce; "atatürk kur'an ı yasak etti" demiştir. bunu da, kendinden emin bi şekilde söylemiş; sunucunun uyarısı üzerine çaktırmadan geri adımını atmıştır)