bugün

Türkiye'ye ait olduğundan şüphe ettiğim şehir.

Zira 100 metre ilerisi Bulgaristan.

Eee nasıl oluyor bu?
bulgarları aynı selimiye camiisine top mermisiyle saldırmıştır hatta izi de vardır. 17 yıldır yaşadığım gayet güzel bir şehirdir.
serhat şehirimizdir. selimiye camisiyle de ünlüdür.
muhtemel sel baskınına tedbir olarak komşu olduğumeriç nehri üstündeki köprülerin kapatıldığı şehir.
sel mel olmayan şehir, her sene aynı bok arkadaşlar alışmadınız mı hala ?

sel riski taşıyan bölgeler zaten bu duruma alışık ve senelerdir her sene sel altında kalan bölgeler ve bu bölgelerde yerleşim birimleri yok. o yüzden içiniz rahat olabilir.
Alıştık gayrı, su, çok su basmış şehrimiz.

görsel
bir ilkbahar gününde arkadaş zorlmasıyla gidilen genelevinde hayattan soğumuşluğum vardır. iğrenç.
Dün itibari ile evde üstümüzde bir şey olmadan oturmamıza müsaade etmiş şehirdir. Sakin, memur ve emekli şehri Edirne... yalarun
Sıcaklık artınca " t-shirt "süz oturduğumuzu söyleyip, emekli ve memur semti olduğunu söylerseniz, dışlandığınız, eksilendiğiniz, aşağılandığınız şehir. Ne sanıyorsun la zibidi? He barların, discoların şehri. Aynı zamanda da aralıksız donuyoruz, yazın bile sibirya. Oldu mu zırtapoz?
iki kere gittim. hemşire bir fuck buddyim vardı. göbek deliğinden vodka içerdim.

her neyse özetle farklı bir havası olan şehirdir.
Canım şehrim memleketim, hızlı trenine de kavuşursa artık hepinizi beklerim.
hava durumu yüzünden dengesizlikler şehridir. t-shirtle çıkar, sırılsıklam dönersin. insanları içmeyi, ciğeri sever. küçük ama kendine yeten bir şehirdir. ha bir de her yerinden fıskiye ve heykel çıkar. ama yine de güzeldir bea.
Müthiş insanların yaşadığı müthiş şehir. her gece meyhaneye gidip hem karıyla papaz olup hem de meyhaneciye parçalanmaktan bıktıkları için kendilerine meyhane açan güzide insanlar var burada. Ayrıca kültür turuyla ilgilenenler içinde çok zengin. Denizin olmadığı yerde de nasıl medeniyet olurmuş görün. istanbulda deniz var da medeniyet var mı o da ayrı mevzu tabi. Neyse Gidin görün pişman olmazsınız. istanbuldan 2 saatlik yer.
kimliğimin arka yüzünde yer almasını heyecanla beklediğim yurdumun en güzel illerinden birisi. *
Zaten üç beş şehrin kalmış bari canla başla çalış, bir müzeye bir showcitye çevir, bak neler neler yapıyoruz de,

Şu güzelim trakya bu tembellerin elinden çok çekiyor, taşaklarımı sallasam oyu toplarım rehaveti ile olanı da bozuyor,
Meydana bir kaç fıskiye taktılardı, 6-8 tane biri çok akıyor biri az akıyor biri yamulmuş sağa fışkırıyor, öteki hiç akmıyor, yahu bir basit boru ile fıskiyenin ayarını tutturamayan adamların elinde yerinde sayıklıyor,

Yani şükür yol mol yaptılar otoban gibi, yepyeni sarı şeritli elektrikli lokomotifler raylara indi yeni yolcu trenleri hazır, hızlı tren başlamak üzere, kiliseler sinegog yıkılmış camiler selimiyeyi yazmalıyı bile restore ediyorlar, yok yok chp değil onlar tuzluk koysak seçiliri kanıtladılar sedefçiyi sepetleyerek o kadar...

Berbat belediyecilik ile ne yazık ki günden güne solan ilerleyemeyen trakyanın bir şehri...

Deniz yok denmiş ama denize kıyısı vardır. Ama medenileşmek için sizin gibi denize yazlığa ihtiyacı yoktur, halkı nasıl okumadan medeni, köylü iken modern olunurun cevabıdır.
bir şehre gittiğimde otogar ya da havaalanından bindiğim taksiye hep aynı muameleyi yapıyorum. benzer şeyler soruyorum. şehir hakkındaki izlenimimi de biraz o taksinin şöförünün tiynetine bağlamış oluyorum aslında ama eğlenceli bir yöntem.

işte bu yöntemle bi kaç saatliğine bulunduğum edirne'yi çok severek ayrıldım şehirden. edirne güzel şehir. garip bir huzuru var.

selimiye'den çok etkilendim bi kere. uzun zaman sonra dua etmek geldi içimden. ettim de. o rahatlatıcı hissi unutmuşum. baya iyi geldi. ama eski cami'yi daha çok sevdim mesela. girişindeki allah yazısı ve ara güler'in o meşhur fotoğrafı. uzun uzun bakmak istiyor insan. güzel şeyler düşündürüyor.

hayatımı nasıl yaşayacağıma benim adıma karar vermeye çalışanlara duyduğum öfke beni alıp daha az inanmaya, daha az dua etmeye savuruyor günden güne. edirne'de, tek başıma camileri gezerken daha çok inanmak istedim. oysa 2 hafta önce Kirikkale'de boğulmuştum resmen. edirne'deki dinginliğe ise bayıldım. neye inanacağıma karışan yoksa daha çok inanıyorum ben, tersindeyse inadına hissizleşiyorum.

istanbul'da herşey için verilen o kadar kavganın yanında orda kendiliğinden inanmak, dünyanın en heybetli ve etkileyici camilerinden birinin gölgesinde yaşayan bir şehirdeki özgürlük duygusu çok güzel.

edirne'ye gitmek lazım. selimiye ve eski cami'yi uzun uzun gezmek, çarşıdaki saçma sapan şekilli, kokulu sabunlardan, balık çarşısı sokağındaki sayınbaş tatlıcısındaki inanılmaz nazik ve yaşlı amcadan badem ezmesi almak, niyazi'de ciğer yemek, gitmişken sınıra kadar gidip meriç ve tunca'nın üstünden geçmek lazım.

tüm bunları tavsiye eden o taksici abi'ye bol bol teşekkür ettim içimden. kafamda çok güzel bir Edirne algısı yarattı.
peynirleri pek bir guzeldir.
Memleketimdir.
serhad şehri.

her karışı tarihi bir sanat eseri.
Hatunla gidilecek yerler nereleridir?(cafe vs) bowling falan var mı? Diye merak ettiğim şehir. Bilenler yeşillendirirse sevinirim.
ciğeri güzel memleket. evet.
Sürekli olarak bira içen tiplemlerin olduğu şehir. Haramdır haram. Anlamıyor musunuz?

Çok meraklı olanlar Yunanistan'a gitsin orda içsin.

Burası müslüman bir ülke.
Yüzyılımızın icadı su püskürteçlerinin saraçlar'a da takıldığı şehir.
Otobüste oturmak için yer bulabileceğiniz şehir. Kalabalık büyük şehirden sıkılanlar eminim çok severler.
Yüzlerce suriyeli göçmen dün otogarı terk etmiştir.
Nereye gittiler ya da nereye gönderildiler öğrenemedim ama umarım insan gibi yaşayabilecek bir yerde olurlar.