bugün

herkeste vardır bir domuz gribi paranoyası. aslınla varlığından bile şüphe edilmesi ve şüpheyle yaklaşılması gereken hastalıktır. mümkünse sorgulanmalıdır ama türkiye'deki manzara bu akılcılıktan tamamen uzaktadır ne yazıkki. bizler daha çok ulan aşı olsak mı olmasak mı hıdır şeklindeki diyaloglarla besleniyoruz? iyi ama peki gerçekten domuz gribi diye bir şey yoksa? ya goebbels tarzında söylenmiş büyük bir yalansa? hazırlanan ve yapılan her şey bir reklamsa? ve bu işin içinde müthiş paralar dönüyorsa?

nedense bizim türk milleti evinde oturup televizyonda ne görürse onu kabul edip sorgulamadan kabul edebilme yeteneğine sahip bir millettir. öncelikle şunu bir sorgulayalım neden avrupa da bir çok aşı başka firmalar tarafından üretilirken novartis bize aşı yolluyor? başbakan kendini ima etmek durumunda kalmıştır; ben olmiycamlaa...

tepkiler verilmiştir, baykal yapması gerekeni yapmış artismisin olm aşı olsana şeklinde çağrılarda bulunmuş, bahçeli çıkmayan sesiyle nedediği anlaşılmamıştır ama kesin karşı çıkıyordur. ama bir ara da ben domuzlara inanmıyorum falan dediyse de sanırım griple domuzu karıştırmıştır. sağlık bakanı akdağ hop hopluyor; o gader para verdiydik mallar elde kaldı niye almıyonuzlen?

öte yandan gelişmelere bakıyoruz, uzmanlar bir anda ''domuz gribini salıyoruz geliyo dikkat ediyn haaa'' şeklinde uyarı verip ardından sanki saldıkları domuz gribi piyasa da av peşinde adam kovalıyor. üstüne yapılan yanlış teşhişlerde ahanlan kesin var olm bu grip tribine girilmesine neden oluyor. neyse sonra açıklıyorlar vallahi domuz gribi mutasyona uğradı yenisini salacağız hazırlanın!!

son söz; yeni griplerden emin değiliz ama şundan kesinlikle eminiz ki yeni domuzlar türemeye başladı bu dünya'da gerçekten dikkat etmek gerekir.
geçenlerde açılan bir soruşturmaya göre bir çok bilimadamının aşıyı yapan firmalara danışmanlık yaptığı ve bilerek paniğe yol açmaya çalıştıkları ortaya çıkmıştır.
(bkz: rüzgar gibi geçti)
bugünkü haberlere göre aşıların çoğunun ilgisizlik yüzünden elde kaldığı ve artık zarar ettiği belirlenmiştir. sen kalk onca reklam yap, büyük paralar dök, büyük umutlarla bilim adamlarına da çığlık attır(bu haberde 2009'un sonunda ortaya çıkmıştı) sonra'da yeteri kadar başarılı olamayıp zarar et. allah allah neden acaba?

ayrıca sarı bıyık recep her ne kadar belirtmese de türkiye olarak çok büyük paralara en kalitesiz aşıları aldığımız da ayrı gerçekliktir. ehh kar payı da 500 milyarlık alınan arabalara gitti desenize. hiç konumuz olmasa da airbus askeri naliye aracının tanesine 147 milyon dolar diyordu ve sonrada zam yapacağız demesi üzerine ingiltere, ispanya, almanya gibi ülkeler vazgeçerken bizim bonkör türkiyemiz kabul ediyor. halkımızında aynen dediği şudur; allah razı olsun hükümetimizden!!! ehh acaba biz niye bu haldeyiz sorusunu daha fazla sormaya gerek var mı?

bence yok...
ve en son avrupa'da ortaya atılan iddiayla çok çarpıcı bir boyut kazanmıştır. araştırmalara göre ''domuz gribi'' denilen vaka yüzyılın en büyük tıp yalanı olarak belirtiliyor. eh bu esnada türkiye de tartışmalar devam ediyor aşı olayım mı, olmayayım mı? şeklinde ki kerizlik boyutunu bir nebze olsun aşabilmenin rahatlığı içerisinde artık ''Ulan sahiden domuz gribi varmıydı???'' deniliyor. ama ben başka bir konunun tartışmaya girmesinden yanayım sahiden asıl domuzluk kimde?