bugün

(bkz: diyarbakır daki meşhur başkent lokantası)
Amed (diyarbekir ) bir çok sevdaya yuva olmuş şehirdir çok kişiler gelmiştir ( çoğu atla gelip yayan gitmiştir.) Sivar Hatin PEya ÇUN) .
sanıldığının aksine isim babası çok ters taraftadır ;

(bkz: bizans)

ayrıca hiç şaşmaz bir şekilde kürt milliyetçisi olan insanların gururla ağızlarından dökülür ve ne yazık ki kürt milliyetçiliği pkk demektir, halkların kardeşliği masalı değil.
herşeyiyle ayrı ve farklı bir kent...
4 sene kaldığım, ağlaya ağlaya gittiğim ve ağlaya ağlaya ayrıldığım, yüreğimi bıraktığım şehir. namı değer şehr-i diyarbeakir.doğmadım bu şehirde, anam babam veya atam da hiç geçmemiş diyarbakırdan, ama şimdi memleket nere diye soranlara "diyarbakır" diyorum.

berat mardin'in henek isimli kitabında da bahsettiği gibi diyarbakır anlatılmaz yaşanır...

--spoiler--
bir de beni mutlu eden, trafik kontrollerinde trafik polislerinin ehliyetimi gördüklerinde bana "hemşehrim" diye hitap etmeleridir. kendilerine "diyarbakırlımısınız?" diye sorduğumda; "diyarbakırlı değilim ama sayılırım. orada görev yaptım. asla unutamıyorum" demeleridir
--spoiler--

gerçekten de böyle, diyarbakırın havasını soluyan, suyunu içen ve insanıyla tanışan herkes yüreğinde bir parça bırakır...dostlukları kalıcıdır. ne olduğunuz önemli değildir (türk, kürt, zaza, arap ...), yeterki insan olun...
mezopotamyanın büyük kenti, vatan toprağı...
türkiye cumhuriyeti sınırları içinde bulunan şehirdir.

bilmem anlatabildim mi?
artık 4.sınıflara " eğitim " amaçlı verilen yayınlarda güneydoğuyu ve doğu anadoluyu " kürdistan " başlığı altında gösterilen bir ülkenin içinde böyle bir şeye "sebeb gösterilen" şehir olarak bilinmekteymiş.
sadece televizyondan gördüğüm şehir. çoğunlukla gördüğüm manzara şu: "terör, bağırıp çağıran protestocular, yakılan lastikler, koşanlar, panzerlerden sıkılan biber gazları ve renkli sular..."

bu mu diyarbakır?

türkiye'nin her şehrini görmeye imkanımız yok. yazık ki televizyondan görüp tanımaya da imkanımız yok.

her akşam televizyon kanallarının haber bültenlerinde gördüğümüz diyarbakır'la, arada bir kültürel amaçlı yapılan gezelim görelim misali programlardaki diyarbakır arasında dünya kadar fark var. peki bunlardan hangisi gerçek diyarbakır?

tabi ikisi de...

iki diyarbakır'dan birini tarih ve kültür yarattı. yani gezelim görelim türündekini. seviyorum onu ben.

öbürünü kim yarattı peki? öfkeli, acı dolu, her an patlamaya hazır dinamit fıcısı gibi bu şehri yaratan kim? bilmiyorum ve onları hiç sevmiyorum. ama hiç görmediğim bu şehri her hali ile seviyorum.
hayatımda hiç gitmediğim belki de hiç gitmeyeceğim, ırkçılığın dayanılmaz hafifliğine kapılmış andavalların genellemelerle terörist memleketi ilan ettiği şehirdir. "ulan koskoca ahmed arif'i çıkartmış diyarbakır, sen ne yaptın deyyus?" derler adama, canım benim...

yemeklerini yerken, karpuzunu rakına meze ederken, türkülerini söylerken, evine diyarbakırlı kiracı alırken, orayla hiçbir problemin yok, arkasından sallamaya gelince de, tecavüz ettiği kadını recmetmek için salyalar saçan tecavüzcü gibisin nedense?
diyarbakır'ın eski adı.*
(bkz: amık).
bursa maçından sonra görüldü ki "bir kısım insanı" hala "taş" devrinde yaşayan memlekettir. polise taş, hakeme taş, futbolcuya taş. tabi bütün şehre mal etmek çok büyük yanlış ve ayıp olur. herkes biliyorki bunu yapanlar futbol "teröristi" dir.

edit : "bir kısım insan".
oynanan oyunlara alet olan, olmaması gereken misak-ı milli sınırları içindeki şehrimizdir. az uyanın bea. gelmeyin bu oyunlara...
dün sağ - sol diye piç ettiler geleceğimizi, bugün türk - kürt diye etmeye çalışmaktalar. senaryo aynı isimler farklı. yapmayın...
içinde, her yere pisleyen ve her şeye saldıran bolca hayvan barındıran yurdumun kıymetli diyarı.
içinden ticareti düzgün yapan tek insanın çıkmadığı şehirdir .
Hayatında tek defa görmemiş gerizekalı hayvan tiplemelerinin hakkında sürekli genellemeler yaptığı, yapmaya çalıştığı güzel memleketim. insan gibi davrananları, ırkçılık yapmayanları, dışlamayanları gayet güzel ağırlar, kabul eder. ama her türlü şerefsizliği kendi memleketinde yapıp sonra çiçek bekliyorsan aynaya bakarak kendini tokatla.
her boku taşlayan insan evlatlarını barındıran şehir. polisi taşlıyon, fitbolcuyu taşlıyon, onu taşlıyon bunu taşlıyon. bu ne mına koyayım ya?
recep tayyip erdoğan' göre bop projesinin başkenti.
terör belası yüzünden kalkınamayan şehirdir. oraya gönderilen doktor, polis, asker, öğretmen, mühendis vs.lerin çoğu yolda öldürülüyor. sonra da havlıyor provakatörler devlet bize bakmıyor.
2 yıl kaldığım güzel şehir. dağkapı ciğercisi müthiştir. birgün yolum düşerse diyarbakır a, dağkapı ciğercisine gitmeden dönmem.
bu güzelim şehre gidenler şunları mutlaka yapmalıdır;

*sur üstünde gezinti,
*hasanpaşa hanında kahvaltı,
*onur ocakbaşında kebap yemek,
*hz. süleyman türbesinden dicle vadisi ve nehrini izlemek,
*keçi burcundan hevsel bahçeleri ve ongözlü köprüyü izlemek,
*gazi köşkünde nargile keyfi yapıp kırklar dağını izlemek,
*dört ayaklı minare, ulu cami, cahit sıtkı tarancı müzesi, esma ocak kültür evi ve ermeni kiliseleri gibi tarihi yerleri ziyaret etmek.

şimdilik aklıma gelenler bunlar. yoksa say say bitmez...
bir atasözü derki ayının doksandokuz türküsü varmış hepside elma armut üstüne. aramızda insan diye dolaşıp ayı misali aynı türküyü söyleyenlerin uydurmasıdır.
memleketim , eski diyarbakırdan eser kalmamış şehrin yapısının gün geçtikçe bozulduğu ve artık gitmek istemediğim memleketimdir.