bugün

ankara' da bir semt adiymis.
kesinlikle bizim geleneğimizde ve kültürümüzde olmayandır. zorla oldurulmaya çalışılıyor da yok abi yemez. bir devletin demokrasi ile yönetilmesi zaten çokta mühim bir hadise değildir. önemli olan kişilerin demokratik yapılara sahip olmasıdır.
sandıkta fazla oy alan parti üyelerince kurulan iktidarın, halka istediği her şeyi dikta edebileceği bir rejim değildir. bu bakımdan akp' nin yaptıklarını destekleyenleri anlayabilirim ama akp' nin yaptıklarını demokratikmiş gibi gösterenleri anlamam asla.
bu yüzdendir ki zaman gibi, vakit gibi gazetelere saygım var, en azından inandıkları değerleri savunuyorlar. benim saygımı hak etmeyen gazete sabah' tır. çünkü o halkı kandırıyor. yapılan şeyleri demokrasi adı altında halka yutturmaya çalışıyor.
ileri versiyonu çok fena olan yönetim biçimi.
(bkz: ileri demokrasi)
insan doğası gereği uygulanması zor olan rejim. %51'in geçerli sayıldığı bir düzende, geriye kalanların bunu kabulleneceğini zannetmek oldukça yanlıştır. bu ayrılık, günümüzde de gördüğümüz gibi* iktidar-halk arası uçurumu giderek büyütür.

insanları bir arada tutacak bir rejim var mıdır bilinmez, ancak sanırım uzun bir dönem bunu göremeyeceğiz.
"Bir ülkede aydınlar ve siyasi liderler hayvanlaşıp da ihtirasları uğruna milleti mahva sürüklerken tek kurtuluş ilâcı demokrasiyi kenara itmektir."

H. Nihal Atsız
demokrasi hollandadır.
ülkemizde 1923'ten beri adı var olan ama kendisi pek gözükmeyen rejimdir.
demokrasi dediğiniz en büyük fantezi.
herkesin birbirine "giydirdiği", giydirenin, kendisine giydirildiğinde "demokrasi bu değil" diye eleştiride bulunduğu siyasal rejim.
en basit tabirle "özgürlük" kavramı ile karıştırılan kavram.
cumhuriyet olunca mı olur yoksa olmadan da olur mu diye akla soru işareti bırakan kavramdır.

(bkz: tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan)
son 10 yıldır en çok kulanılan kelime. lafta çok işlevde yok.
(bkz: gerçek demokrasi)
(bkz: yakın siyasal tarih demokrasisi)
demokrasi cumhuriyet olmadan da olur. (bkz: eski yunan demokrasisi)
cumhuriyet demokrasi olmadan da olur. (bkz: iran islam cumhuriyeti)
"haklarımı gaspediyorlar ve tek başıma üstesinden gelemiyorum napabilirim?" sorusunun doğurduğu siyasal rejimlerden biridir.

bu vesile ile demokratik siyasal rejim uygulanır ve haklarınızı gaspedenlere izin verilmeme ihtimali doğar. artık bu amaçla yetki verdikleriniz haklarınızı gaspeder. buna karşı gidebileceğiniz merci yargıdır. yargı çoğunlukla bağımsız değildir.

(bkz: döngüsel başvuru)
nihat gencin tabiriyle 'ülkemizde bir çiçek türü olarak görülen mesele'
referandum sonucunda "aziz nesin haklıymış" veya seçilmlerden sonra "%47 aptal gerizekalı" diyenler oldukça bize uğraması çok zordur.
(#17823029)

demokrasi tesis edilemez ise diktatörler ortaya çıkar ve haklarınızı tek elden koruma(!) misyonu edinir. (bkz: faşizm) (bkz: komünizm)

onlar da derde derman olamayınca ya halk ya asker misyonu devralır. (bkz: darbe) (bkz: devrim)

bunlar da uzun soluklu çözümler üretemediğinden demokrasi tesis ettirilir ve seçimlere gidilir (bkz: demokrasi) (bkz: plebisit)

sonra hep beraber mutlu oluruz "biz seçtik" deriz.

ama seçtiğimiz de zümredir, seçtiren de zümredir. döngü devam eder. hazımsızlık hiç bitmez.
anlamı, antik yunandan günümüze değişerek, evrilerek gelmiştir. antik yunanda demokrasi anlayışı ile günümüz demokrasi anlayışı arasında dağlar vardır. ancak literatürdeki gerçek anlamıyla şuana kadar var oldu mu bilinmez. ütopya bir yanı vardır ayrıca demokrasinin. kapitalizm ile var olabilmesi çok zordur. sosyalizm ile de var olamaz. ancak devletin var olmadığı bir düzende gerçek demokrasiyi görebilir ve yaşayabiliriz.

komünist toplum bunun için ideal olabilir.

ayrıca, cumhuriyet olmadan var olamaz. ancak cumhuriyet, demokrasi olmadan var olabilir.
iskandinav ülkeleri dışında yeterince sağlanamayan bir durum.
kapitalist düzen tarafından istenmeyen yönetim biçimi. bu yönetim biçiminin kullanıldığı bir yer var mıdır bilmiyorum.
Bir mühendis olarak aldığım seçmeli derste demokrasiyi şu benzetme ile açıklamıştı asistanımız:
- Demokrasi sınıfça yemek söylemeye benzer. Yarıdan fazlası ( çoğunluk ) kebap söylemek istediği halde sınıfta vejateryen olanları da düşünüp yeri geldiğinde kebap söylememektir. ( Çoğunluğun dediğinin her zaman, her halükarda geçerli olmaması gerektiği )

Temel mantık şudur; çoğunluğun dediği esasları azınlıkların da temel yaşam şartları ve istekleri gözetilecek şekilde adapte edebilmektir. Tek bir insana bağımlılığı minimize etmektir. ( Güçler ayrılığı ). Sistemin her bir parçasının birbirini denetlemesidir ki çok ütopiktir. ( yargıyı denetleyen üst kurumların olması ancak onların da yargı tarafından denetlenebilir olması gibi )

Tüm bu şartlar sağlandığında, iktidar nasıl bir parti olursa olsun demokratik yöntemler gözönüne alındığında temel bir refah seviyesi yakalanmış olur. Ancak bırakın Türkiye'yi dünyada böylesi bir demokrasi çok az ülkede var, onlar da zaten ellerini kremleyen norveçli balıkçılar, bize uğramaz.

Türk milleti olarak bizim kültürümüzde " bana bulaşmayan yılan " felsefesi ile yoğurulmuş "saldım çayıra mevlam kayıra " felsefesi ağır basmakta. 13. yy da kralın egemenliğinin azaltılması ile magna carta yolu arayan ingilizleri düşündükçe 21.yy tayyip şakşakçılarına daha bir üzülesim geliyor.
(#17890517).
sadece ona layık bir halk var olduğunda iyi bir yönetim biçimi olabilir aksi halde sayıca üstün olan kesimin zorbalığına dönüşür. bu sayıca üstün olan kesimi belli bir şeyle etki altına alabilirsen(din, menfaat, tehdit) dünyanın en tehlikeli yönetim biçimi olabilir. çünkü tıpkı günümüzde olduğu gibi yapılan her şeyi 'halk bunu istiyor' cümlesi ardında meşru gösterebilirsin.