bugün

aynı anda hem güldürüp hem de hüzünlendiren bir film olmuştur. özellikle siz de, zorla evini, yıllarca yaşadığı yurdunu terk etmek zorunda bıraktırılmış bir göçmenin çocuğu ya da torunuysanız, filmde kendinizden bir şeyler bulabiliyorsunuz ve bu da filmi daha izlenilebilir hale getiriyor. çetin tekindor, av mevsimi'nde sergilediği harika oyunculuğundan sonra bu filmde de senaryoya bakmış, atmış ve gerekeni yapmış.
dün izledim. sanıyorum çok fazla şey bekledim. dolayısıla beğenmedim. çok zorlama bir film olmuş.
bir çağan ırmak acıtasyonu. kesinlikle güzel film değildir. çok kişisel düşünülmüş bir hikaye ama toparlanamamış. aşırı kopukluk var. her an 'aha film burada başlıyor' dediğinde başlamıyor. ortasında girsende çok bir şey kaybetmezsin. filmdeki tek güzel şey çocuk oyuncu, iyi oynamış. başka da bir şey yok.
filmi beğendim ama bazı sahneler lüzumsuz yere uzatılmıştı, olmasa da olurlardı.
konu ve oyuncular; babam ve oğluma benzer lezzet almamıza neden olsa da "babam ve oğlum" daha iyiydi.
küçük çırak tahsinin performansını beğendim en çok. başrol oyuncusu çocuk onun kadar iyi değildi bence kendi rolünde.
kefenlik almaya gelen teyze de süperdi. sanki film değil gerçekti ki kendisinin oyuncu olduğunu da sanmam. sıradan bir insan gibiydi ama çok iyi oynadı bence.
eğer bu filmi evde izlersek uyuyakalabileceğimiz sahneler var.
ama gözlerimi yaşartan sahneler de var *

bir de dedenin ölüm şeklini filmle bağdaştıramadım ne alaka yani? kalp kirizi geçirse de olurdu. ha çağan ırmağın dedesi o şekilde öldüyse bilemem.
çağan ırmak' ın klasikleşmeye yüz tuttuğunun en büyük kanıtlarından biridir bu film. hep aynı şeyler üzerine kuruluş senaryolar, günlük hayata dair mükemmel tespitler, darbe ile ilgili sahne koyma zorunluluğu, klasik ege ailesi, ağızlar - şiveler.

çağan ırmak ne zaman çocukluğuna yolculuk yapsa bu tarz filmler ortaya koyuyor. şunu söylemeliyim ki bu film babam ve oğlum kadar duygusal değil, ve bu film babam ve oğlum'a göre daha çok mesaj kaygısı taşıyor. yani esasında aynı kulvar filmi değiller.

mustafa hakkında her şey kalitesinden çok uzakta bu film. çetin tekindor yine yapmış yapacağını tabi ama şerif gören' siz bir çağan ırmak filmi de biraz eksik gbi geldi.

güzel müzikler kullanmış, gökçe bahadır seçimi ise gerçekten yerinde olmuş. filmin başrolündeki ufaklık ise ''helal len''dedirtiyor insana ister istemez.

ama şişirmeye de hiç gerek yok. filmi izlemek vakit kaybı değil ama film de başyapıt değil. açıkçası çağan ırmak' ın klişeleşme yolunda attığı adımlardan hatrı sayılır bir tanesi.

not: şişe sonucu ile gelen paket sahnesi ise çok klasik. senaryonun altınanahtarlarından biri olarak yansıtılsa da hiç etkileyici değil. ve çağan ırmak filmleri sonunu kolayca tahmin edebileceğimiz filmlere dönüşüyor.
güzel bir çağan ırmak filmi. kendimce, film çok harikaydı. beğendim. ha beğenmeyenler var. yok klişeymiş efenim, yok oyunculuklar zart zurt. duyguları çok iyi işledi bu tarafa. salonda herkes ikide bir burnunu çekerek izledi. güzel, zarif esprilerle yeri geldi güldürdü. bazı sahnelerde kendinizden bir şeyler buluyorsunuz. filme daha çok adapte oluyor insan. güzel bir hafta sonu için bu filme gidilir. şunu da söylemeden geçemeyeceğim, çetin tekindor büyük oyuncu.
duygu sömürüsünün ve acıtasyonun ön planda olduğu sıkıcı ve uzun dizi formatındaki son dönem can sıkıcı türk filmlerinden bir tanesi daha..

ya ben bilete para verip sinemaya gidiyorsam bunu herşeyden önce keyif almak için yapıyorum..sosyal mesaj,acıtasyon,duygu sömrüsü vs falan eksik kalsın..bu tür filmler yapılmaz değil..yapılır..ama bizdeki her film böyle artık..sinemayı resmen ''vurgun alanı'' olarak görüyorlar..azıcık bir para ve birkaç kamera ile çek bir film tamamdır..biraz da duygu sömürüsü,acıtasyon falan kattın mı tadından yenmez..

o yüzden türkiye'de cem yılmaz'ın filmleri dışında hiçbir filme para verip gitmem..o adam dışında para ve emek harcayıp bilet parasının hakkını vermeye çalışan başka biri daha görmedim..bunun dışında holywood filmlerini tek geçerim..filmi o adamlar çekiyorlar..gerçekten emek harcıyorlar..para harcıyorlar birşeyler için..yani biletin parasını sonuna kadar hakediyorlar..

bizimkiler gibi vurguncu zihniyetle hareket etmiyorlar..hatta şunu söyleyim..yeşilçam filmleri bile daha iyidir son dönem türk filmlerinin çoğundan..en azından ufukları daha genişti..birşey yapamıyorlardı ama yapmaya çalışıyorlardı..
bana hiç tanımadığım dedemi özlettiren film.

inanın filmin iki devlet arasında kalması, siyasi tavrı, aşırı demogojiye girmiş olması, ya da sinemografik açıdan diğer çağan ırmak filmlerinden uzak olması falan hiç umrumda değil gerçekten.. bütün bunlarada katılmıyorum ayrıca belirtmek isterim.

belki haklısınız belki değil o da umrumda değil.

tek bildiğim şey fena dokundu.

hiç tanımadığım halde dedemi özlettirdi bana.

garip..
çağan ırmak'a hayranlığımı biraz daha artıran film.

insanı sıkmadan bir şeyler anlatabilme becerisi, filmin bir derdinin olması, bunların dışında samimi diyalogları ve unutulmuş değerleri, insani duyguları sonuna kadar yaşatmasıyla kalbimi fethetti tekrar çağan ırmak.

1967'de vefat eden ve bana anlatıldığı kadarıyla kafamda canlanan dede imajını tam anlamıyla ekranda gördüm çetin tekindor sayesinde. kendisini marlon brando gibi izliyorum zaten.

bana böyle duyguları yaşatan filmlere övgülerimi abartarak yazmak istiyorum. sonuna kadar hakediyorlar.

-dükkanı neden kilitlemiyorsun dede?
-gündüz vakti dükkan mı kilitlenir oğlum? komşulara ayıp.
istisnasız, izleyen herkesin gözlerinin dolmasına yol açmış film.

--spoiler--
12 eylül' ü arka planda ele alırken, sunduğu bazı enstantaneler de dikkat çekiciydi. kapıyı kapatmak isteyen çırağa dedenin ' konu komşuya ayıp olur, neden kapatayım ? ' hitabı, cenaze sırasında sinsi belediye başkanına gerçekleştirilen haklı protesto, dedenin yunanca ezgiler mırıldanarak denize girmesi ve ilk anda akla gelmeyen neler neler... kaçırmayın, izleyin.
--spoiler--
ailesinde dedelerinden ninelerinden muhacir olan birileri varsa ve onların anlattıkları memleket hikayelerini, özlemlerini, bir gün oraları tekrar görme umutlarını onlardan dinlemişseniz ya da annenizden babanızdan duymuşsanız bu filmi izleyip duygulanmamak gerçekten elde değil.
babam ve oğlum benzeri bir film beklentisi içinde olunca; fikir değiştirip aksiyon filmi izlemeyi tercih ettiğimden gitmediğim filmdir.
muhteşem kadrosuyla ilgimi çekmiş çağan ırmak filmi. izlemeye fırsat bulamamış olsam da izlemeyenlere peşinen tavsiye ediyorum. yiğit özşenerin filmde olması ayrı bir çekicilik katıyor filme. bilindik çağan ırmak kadrosunun dışında birilerinin olması gayet hoş bi davranıs. izledikten sonra geniş eleştirimi yazacağım.
Filme giden bir çok yazarında bahsettiği gibi film beni de içine aldı ve hapsetti. Bende kendimi o ailenin bir bireyi gibi hissettim. Sonra kendimi hüngür hüngür ağlarken buldum. Bir an kendimi gördür, napıyorsun kızım kendine gel dedim ve derin bir nefes aldım. Sonra aklıma dedelerim ve anneannem geldi. Yine ağladım. Neyse ki ışıklar açılmadan gözyaşlarımdan eser bırakmamayı başardım. Çağan Irmak yine yapacağını yaptı bize..
izleyene farklı duyguları sıkılmadan yaşatan bir film.
dönemi ve yaşananlar ne olursa olsun kendinizden bir parça bulabilir hatta bu ailenin güzelliğini kıskanabilir insan.
ağlatmasa da iç sızlatır fakat filmin sonu mutlu olanlardandır.
çetin tekindor un unutulmayacak karakterlerinden oldu mehmet dede.

en güzel sahnesi diye ayırt edemesem de en iç sızlatan sahne* ozan'ın karneye baktığında "arkadaşları ile ilişkileri : pekiyi" yazısıyla gözlerinin dolmasıdır.
filmin ana fikrinin göz kırptığı sahnede denebilir.
etkileyici bir filmdi. çetin tekindorun oyunculuğu ile daha da etkiledi. ayırdığınız zamanın hakkını fazlasıyla veren, biraz ağlatan biraz gülümseten, izlenesi bir film.
son dönem türk filmlerinden izlenmesi gereken film. oyunculuk konusu tarzıyla hayran bırakmış daha çok dram filmi sayılır. insanların acıları ve tahhamülsüzlük üzerine kallavi mesajlar veren ve özellikle filmdeki dede ve torunun oyunculuk dersleri verdiği arşivlik film.
ağlatmaz ama göz doldurur. keşke acıtasyon sahneleri uzun yapsalardı da ağlayabilseydik, filmin tek eksisi budur.
şiddetle değil, bizzat silah zoruyla tavsiye ederim.
güzel film . kadro iyi , senaryo güzel , özgün. aile içi diyologlar çok hoş , sıcak samimi , film akıcı da sıkmıyor hiçbir zaman ama işte ama diyorum .

etrafta bir fısıltı dolanıp duruyor ''dedemin insanları dedemin insanları'' . herkes bu filmi anlatıyo birbirine . '' çok ağladık çok güldük falan filan '' . tabi kişisel beğenidir birbirini tutmak zorunda değil ama ne çok ağladım ne çok güldüm . güzel bi film izledim sadece . babam ve oğlum gibi bi film ortaya koymamış olsaydı çağan ırmak , bu film şu anda elde ettiği gişenin yarısını elde edemezdi .

hayır beklintinin böyle zart diye yukarı çekilmesinden kaynaklı olarak yerme ihtiyacı duyuyorum filmi düşünün . şu filmi bi başıma ben gidip izlesem , çok daha fazla beğenicem ama babam ve oğlumu izleyip zart diye elinde mendillerle ağlamak için sinema salonunu dolduran insanları görünce sinirleniyorum . her daim ağlamaya ve hüzne aşırı sempati besleyen halkımız bence hiçte öyle ağlatma için yapılmamış bi filmi bile rayından çıkardı . ( dikkat spoiler geliyo ) kanaatimce filmde ölmüş olan bebek mustafa nın evvela mezarının gösterilmesi , aynı zamanda dedemiz olan mehmet beyin intihar edişinin ayrıntılı gösterilişi filmdeki ölümlerin çarpıcılığını ve hüznünü azaltmak maksatlı yapılmış olabilir ( ki bence dedemizin neden intihar ettiği iyi işlenmemiş ve intihar edecek bi insan psikolojisi iyi yansıtılamamış. intiharı biraz anlamsız kalıyo ve üç beş cümleyle , yazdığı mektupla açklanmaya çalışılıyo .) yani sonuç bilmiyorum bende tuhaf bi duygu oluşturdu bu film. insanların bu kadar yoğun sevgisini kazanması , ve hani kimsede kalkıp olumsuz bişey diyemiyo çağan ırmak olunca filmin içinde . ben açıkçası kıskandım bu filmi biraz . çünkü beğenilmeyi hak ediyo ama bu kadar takdir edilmeyi hak etmiyo .
Harika bir Film demektir Dedemin insanları Çağan Irmağın yönettiği Çetin Tekindor, Yiğit Özşener, Gçkçe Bahadır, Hümeyra'nın oynadığı Girit Göçmeni Bir Ailenin yaşadıklarını anlatıyor hala izlemediyseniz hemen izleyin derim gidin pazanıza kıyın ve bu filmi izleyin hem ağlayıp hem güldüğüm ender Türk filmlerinden Çünkü
Çok beğendiğim ve izledikten sonra sinema salonundan ağlayarak çıktığım film.Senaryo,oyunculuklar hepsi mükemmeldi.Bu senenin en güzel filmleri kanaatimce celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi ve dedemin insanları.
bir egeli olarak bayılarak izlediğim film. aynı zamanda film delisi bir insan olarak şunu fark ettim ki ince ayrıntılar mükemmele yakın bir şekilde işlenmiş. hiç bir şey gözden kaçmadan, itinayla yapılmış. sıcacık ege şivesi salonda çoğu zaman gülüşmelere neden olsa da bir filmin içine ancak bu kadar güzel monte edilebilirdi. her şeyiyle bir film olmuş.

bir amme hizmeti yapmadan entry kapatmayalım. filmde beni bitiren o şarkı için:

ozan' ın anne ve babasının dans ettiği şarkı için:

http://www.youtube.com/watch?v=8qpdHPd8JSM&feature=related

filmin sonunda kulakların pasını alan güzelim yunan parçası gül bahar:

http://www.youtube.com/watch?v=fkfAf_vIDQw
(bkz: gitmeyin dedeler)

çağın ırmak'ın yine bilindik oyuncularla duygu sömürüsü yaparak sağlam para kaldıracağı "yapıtı". azcık sağ-sol muhabbeti de kattın mı işin içine changir kültür-sanat camiasını da arkana alırsın, oh al sana sinema, al sana sanat! buyur sok popona! kebap amk! biz mahsun kırmızıgül'e nafile kızıyoruz.
anneannesinin yüzüne her baktığında annesini mübadelede kaybetmiş, kendisinden küçük kız kardeşine hem annelik hem ablalık yapmış bir kadının hüznünü görmeyenler; anne ve babasını kaybedip, Türkiye'ye ağabeyi ile dönmek zorunda kalan, yengesi istemediği için önce yolda bırakılan, sonra ağabeyi tarafından kıyamadığından dönülüp alınan babaannesinden bu nüfus değişimi hikayelerini dinlememiş ve " sen sarışınsın, ailenizde de çok sarışın var, sizde kesin bi gavur tohumu karışımı var" şeklinde aşağılanmamış olanların asla gerçek anlamıyla anlayamayacağı harika bir film.
küçük Ozan'ın karne günü ağlamamaya çalışması en güzel sahnesidir ay yavrum ya.