bugün

Merkezi istanbulda bulunan, bursa/orhangazide de bir fabrikası bulunan mısır fabrikasıdır.
Cargill, gıda ve endüstriyel kullanım için nişasta, nişasta türevleri, tatlandırıcılar; yem ve yağ sektöründe kullanılmak için ise kepek, protein ve mısır özü üretimi yapmaktadır.
Piyasada duyulanın aksine ne çevreye ne de başka bir yere zararı vardır.
Amerikan şirketi olması yüzünden onlarca aleyhine dava açılmıştır. Fakat türkiyenin en temiz firmalarındandır.

görsel
nedense basbakanimizin her abd ziyaretinde hususiyetle yetkilileriyle gorustugu firmanin adidir.ne konusuluyor bu toplantilarda merak ettim dogrusu? (bkz: emin colasan)
Bursa/Orhangazi'deki fabrikasını Toprak Kanunu'nun Tarım Alanlarıını Korunması ve Kullanılması'na dair yönetmeliğini hiçe sayarak 1. sınıf tarım arazisinin üzerine yapmış, inşaatı bittikten sonra izin almayı aklına getirmiş fakat sivil toplum kuruluşlarının baskısı nedeniyle Tarım Bakanlığı'nın yönetmeliği hiçe sayarak izin veremediği amerikan şirketi. Fakat bu amerikan şirketinin hükümet üzerindeki etkisi o kadar büyüktür ki, mecliste yönetmeliği değiştirterek, yönetmeliğe tarım arazilerine yapılan yapılar metrekaresine 5 YTL ödenmek kaydıyla affedilir gibi bir madde ekletmiştir ve bu şekilde yasal zemine kendisini oturtmuştur. *
başkan bush'un rte'yi arama sebepleri arasında olan şirket... öyle ki, rte; "cargill'in haline içim kan ağlıyor..." bile demiştir...
bu adamlar mısırın genetiğiyle oynayıp fruktoz imalatı yapıyorlar. şeker pancarına kota uygulanması müsebbibi bunlardır. ayriyetten soya fasulyesinden et ve kıyma üretip türkiyeye ithal ediyorlar bugün istanbul daki yemek, mantı fabrikalarının alayı bu soya eti ile üretim yapmaktadır.. çünkü çok ucuza gelmektedir.
iznik yolu'ndaki fabrikasının yanından geçtiğinizde çok kötü kokan, doğanın anasını ağlatan şirket.
bursa'nın 1. sınıf tarım arazisinin üstüne çöreklenen abd'li tarım şirketi.
ülkemizdeki şeker pancarı üretimini durdurmayı planlayan şirkettir.
kendileri mısırdan nişastadan elde edilen şeker üretiyorlar. nedir bu nişasta bazı şeker? başta amerika olmak üzere dünyada obezitenin yayılmasını sağlayan maddedir. gelişmiş dünya ülkelerinde n.b.ş. üretimi toplam şeker üretiminin %1'i civarıdadır. peki bizim ülkemizde kaç? sıkı durun, %15. tam bu aralar abd'liler bursa'ya gelip gitmektedirler. ilginç bir ayrıntı daha, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. yakın zamanda özelliştirilecekler sırasında yerini alacak. ve bu günlere tekabül eder ki cargill bursa basınından kimi şahsiyetlere yemek vermiştir. ve "kendini anlatma" derdine düşmüştür.
ve hemen kimi kalemşörler kalemleri eline alıp süper güzellemeler dizmeye başlamıştır. isim vermekten hiç çekinmeyeceğim, bursahaber yazarlarından yusuf kotaman.

evet sözlüğümüzde de cargill'i seven, temiz ve namuslu olarak gören arkadaşlarımız varsa bu küçük bilgicikleri okumalarını tavsiye ederim.
vay efendim kapatılırsa oradan ekmek yiyen bin kadar kişi ne yapar? gibi bir soru gelebilir.
efendim cargill sayesinde bitirilmek istenen şeker pancarı üretiminden geçin sağlayan aile sayısı 200 binlere dayanmaktadır. bir o kadar da şeker pancarı ekiminde çalışan tarım işçileri. ve de özelleştirilip tasfiye edilmek istenen Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'de çalışan kişi sayısı da 10 bini geçmektedir.
konuyla ilgili olarak:

Çokuluslu 'açlık' oyunu!..

Son 75 yılın en büyük krizi ve çokuluslu 'açlık' oyunu..
Küresel finans sistemi, kendini kurtarmak ve büyük çöküşünü engellemek için, milyonların kanını emmeye, onları açlığa mahkum etmeye ayarlı yeni bir senaryo uygulamaya başladı. Sosyal, siyasal ve insanlık krizlerine yol açacak olan, iç çatışmalara ve işgallere sebep olacak bir senaryo bu. insanoğlunun ayakta kalabilmesi için vazgeçilmez olan üç temel ürün üzerinde vahşi bir rekabet başlatıldı.

Mortgage krizi, bankaların ve kredi kurumlarının krizi, merkez bankalarından bu kuruluşlara aktarılan yüz milyarlarca dolar, altın stoklarının satışa sunulması, acil önlem çabaları ABD'de başlayıp Avrupa'yı vurmaya başlayan ekonomik çöküşü, finans kurumlarının çöküşünü durduramıyor. Mortgage ve kredi krizlerinden sonra finans baronları petrol üzerinde spekülasyona başladı. Paper oil yöntemi fiyatları 125 dolara tırmandırdı ki, yüzde altmışı spekülasyon. Böyle devam ederse dört yıl içinde bu fiyat iki yüz dolara tırmanacak. Bugün bin dolar civarında olan altın da iki bin dolara yükselecek.

Finans krizini gören ve çöküşü engelleyemeyen güçler petrol ve doğalgazdan sonra madenlere saldırdılar. Dünyanın her yerinde madenler üzerinde çok büyük kavgalar yaşanıyor şimdi. Vladimir Putin'in stratejik yatırımlar kategorisine soktuğu ve yabancılara yasakladığı bu alana ABD, Avrupa, Çin ve çokuluslu şirketler büyük yatırımlar yapıyor.

Bu güçlerin son buluşu aynı spekülasyonu gıda üzerinden yapmak oldu. Haiti'de, Mısır'da, bazı Afrika ülkelerinde insanların gıda sıkıntısı yüzünden sokaklara dökülmesi, ABD'de bile gıda satışlarına sınırlama getirilmesi, Asya'daki pirinç yetersizliği bunun ilk işaretleriydi. BM kaynakları yüz milyon insanın daha aç kalacağına ilişkin açıklaması da öyle. Gıda üzerindeki sorun, sadece üretim yetersizliği değil, finans sistemini yönetenlerin, petrol üzerinde yaptıklarını bu sefer gıda üzerinde başlatmaları aslında. Paper oil ve madenlerden sonra Paper foodu yeniden keşfettiler. Küresel ekonomik çöküşün yol açtığı zararı buralardan karşılamayı hedefliyorlar.

Yakından bakalım..

Çokuluslu şirketlerin, insanlığın üç temel besin kaynağı olan buğday, mısır ve pirinç üzerindeki fiyat oyunları gerçekten ürkütücü. Bazı çokuluslu gıda ve tarım şirketlerinin, milyonları açlığa mahkum etme pahasına, bu oyunla elde ettikleri kazanç şöyle:

Son üç aydaki kazançlarını ikiye katladılar. Geçtiğimiz yıl bu dönemde üç aylık kazançları 543 milyon dolar iken bu yıl aynı dönemde bu kazanç 1.12 milyar dolar olmuş. Dünyanın en büyüğü olan; Mc Dolad's, Pizza Hut, Burger King gibi bir çok şirketi besleyen Cargill'in net karı aynı dönem içinde, 553 milyon dolardan 1.030 milyar dolara yükselmiş. Karını yüzde 86 artırmış. Dünyanın en büyüklerinden Archer Daniels Midland'ın karı, yüzde 42 artmış, bir başka büyük şirket olan Mosaic Company'nin karı ise 12 kat artarak, 42.2 milyon dolardan 620.8 milyon dolara yükselmiş. Bütün bunlar sadece üç aylık kar.

Çokuluslu gıda şirketlerinin finans kuruluşlarıyla birlikte yürüttüğü dehşet verici açlık oyununun göstergeleri. Şu an gelişmekte olan 37 ülke çok ciddi gıda krizleriyle yüzleşme aşamasında. Bu krizin sebebi doğal afetler değil, gıda şirketleriyle finans kurumlarının birlikte yürüttüğü küresel ölçekte soygun! 66 ülkede 158 bin çalışanı olan dünyanın en büyük gıda şirketi Cargill bu soygunda başrolü oynuyor.

ABD ve Avrupalı şirketler, dünyanın her tarafında tarım alanları kiralamaya başladı. Hem gıda sıkıntısını gidermek hem de yatırım için. Bankalar ve finans kuruluşları da yeryüzünün bir çok bölgesinde tarla ve arazi kapatıyor şimdi. Malezya, pirinç ve palmoil takası yapmaya başladı.

Tarıma elverişli arazilerin sadece yüzde dokuzuna sahip olan Çin, Afrika ve Güney Amerika'da tarım arazilerine yöneldi. Bu eğilim hem gıda sıkıntısını gidermeyi hem de karlı bir yatırımı amaçlıyor. Ancak bunun ötesinde, devletler için; tarım üzerinden güvenlik yatırımı anlamına geliyor, stratejik önem kazanıyor. Çünkü insanoğlunun üç besin kaynağı olan buğday, mısır ve pirinç, gelecekte barışın ve savaşın habercisi olacağı varsayılıyor.

Türkiye'nin de, bunları görerek, tarım politikaları üzerinde radikal adımlar atması bir zorunluluktur. Bu yönde, geleneksel politikaların ötesinde, çok kapsamlı uzun vadeli projelerin geliştirilmesi gerekiyor.

Hitler'den anormalliklerin nasıl normalleşebileceğini öğrendim diyen George Soros, dünyanın içinde bulunduğu halin, son 75 yılın en büyük krizi olduğunu söylüyor. 2000 yılında emekliye ayrılan ancak kriz yüzünden tekrar şirketlerinin başına dönen Soros, önceki gün yayınlanan bir söyleşide yatırımlarını özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelttiğini, dünyada büyük bir belirsizlik olduğunu, krizin önlenemediğini söylüyor.

Son özet: Finans krizinden sonra, paraya yön veren bankalar ve çevreler önce petrol şirketleriyle bir oyun kurdu. Enerji oyunu. Sonuçlarını görüyoruz. Ardından maden şirketleriyle aynı oyunu kurdu. Devam ediyor. Şimdi de gıda şirketleriyle büyük bir tezgah kurdu. Bu üç oyunun bedeli, bütün insanlık için çok ağır olabilir.Açlık, sosyal krizler, iç çatışmalar, ayaklanmalar, bloklaşmalar ve işgallere sebep olabilir.

Ve Türkiye.Bu oyunu görmeli. Tedbirini almalı. Almalıyız.

ibrahim Karagül

kaynak: http://www.iyibilgi.com
türkiye'yi mısırdan üreilen ucuz ve kalitesiz şekere mahkum eden ve piyasaya girişiyle ülke tarımından şeker pancarını kaldırtan şirket. türkiyede iş ortakları arasındaki şirketleri yazmaya gerek yok herkes tahmin ediyordur. *.* *

mısırdan üretilen şekerin kalitesizliği ve genetiğiyle oynanmış mısırdan elde edilmesi dolayısıyla da zararlı olması insanlık için en büyük tehlikelerden biri. tadı az oldugundan daha çok şeker kullandıran bu ürün daha çok kullanılmasıyla da bünyede daha büyük zararlar meydana getiriyor.

iş meselesi ise apayrı bir konu bir fabrikada istedikleri kadar çok adam çalıştırsınlar şeker pancarının sağladığı istihdamı sağlayamazlar.
çünkü şeker pancarının üretiminde, işlenmesinde ve artıklarının işlenmesinde toplamda 2 milyon 260 bin kişiye istihdam sağladığı devlet tarafından açıklanan 2002 verilerinde yer alıyor.

ayrıca pek bilinmese de şeker şeker pancarı doğnın bir harikası;

-600 dekarlık çam ormanının yıllık ürettiği oksijeni 200 hektar pancar tarlası bir sezonda üretir,

-şeker pancarının sanayide işlendikten sonra kalan posası tarıda yem olarak kullanılan küspedir ki hayvancılık açısından en büyük yiyecek sağlayıcılarından biriydi tarlalar ve fabrikalar kapatılana dek.

-yakıtlarda ve sanayide kullanılan ispirto üretiminde de yine şeker pancarından yararlanılmaktadır.

tüm bu özellikleri düşünüldüğünde ve bunun üzerine de 2 milyonu aşan istihdam eklendiğinde bu üretimden vazgeçip sadece ve sadece dışa bağımlı kalarak cargill şirketine bu kapitülasyonu vermek ne demek daha iyi anlaşılabilir sanırım.

özelleştirmeye hayır derken tümüyle dışa bağımlı bırakılmaya ne dmek gerekir bilemiyorum. şeker pancarı üretimini ve işlemesini durdurmak vatana hainliktir!
cargill bu ülkeden defedilmelidir.
Merkezi ABD'nin Minnesota eyaletinde bulunan dünyanın en büyük şirketlerinden.
tahıl başka olmak üzere her türlü tarımsal hammaddenin ticaretini yaparlar, her türlü tarımsal kökenli mamul ve yarı-mamül ürünler üretirler.
CBOT'un en büyük üyelerindendirler.

http://www.cargill.com
(bkz: türkiye şeker fabrikaları anonim şirketi/#6477809)
"ayrıca amerikan cargill firmasının tarım arazisini işgal edebilmesi için yasa üstüne yasa çıkarılması için emir veren kim?
cargill, türkiye'nin, orhangazi tesisi'nin kurulu bulunduğu tarım arazisinin "özel endüstri bölgesi" olması için başvuru yaptı. söz konusu arazi, bakanlar kurulu kararıyla 5 temmuz 2005 tarihinde özel endüstri bölgesi ilan edildi. kararın iptali için bursa barosu öncülüğünde bursa meslek odaları tarafından danıştay 10. daire'de dava açıldı. danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen abd siyasetinde etkili cargill firmasının bursa orhangazi'de, birinci sınıf tarım arazisinde fabrika yapabilmesi için toprak kanunu'nda değişiklik yapıldı.
gazeteci emin çölaşan, konuyu başbakanlık müsteşar yardımcısı mustafa çetin tarafından imzalanıp tarım bakanlığı'na gönderilen nisan 2006 tarih ve 3020 sayılı yazıyı yayınlayarak belgelemişti. kanun teklifini akp bursa milletvekili altan karapaşaoğlu vermişti.
peki altan beye talimatı kim vermişti?
ve daha ötesi.. tayyip beyden cargill'in önündeki engellerin kaldırılmasını kim istemişti?
kim olacak, abd başkanı george w. bush elbette..
bush, önce erdoğan'a mektup göndererek şeker kanunu'nda yüzde 10 olan mısır şurubu (fruktoz) kotasının artırılmasını istemişti. erdoğan da hemen kotayı yükselten bir tasarı hazırlatarak abd gezisi öncesinde bakanlar kurulu'nun imzasına açmıştı. bunu da gazeteci güler kömürcü ortaya çıkarmıştı.
tesadüf bu ya! cargill de mısır şurubu üretiyordu!
pancar ekimi sınırlandırılırken kansere sebep olduğu bilinen mısır şurubu kotasının yüzde 15'e çıkarılmasını sağlayan bizzat tayyip erdoğan oldu!"

http://ulu.so/umhrf9
kendisinden, şu belgeselde bol bol bahsedilen, kendini insanların kökünü kurutmaya adamış şirket.

(bkz: food inc)
çorum mitinginde kemal kılıçdaroğlu'nun açık açık çattığı firma.
türkiye'de en büyük nbş (nişasta kökenli/bazlı şeker) üreticisi dünya gıda ve gdo üretim devi amerikalı cargill. ülker bunların türkiye ortağı. şimdi siz hangi ürünleri kullanıyordunuz ?

ek:
bismillah, paylaşır paylaşılmaz eksi oy aldı. patron ekranda bekliyorsa demek..
(#33985722)

(bkz: cargill yasası)
Küçüklüğümden hatırladığım kadarıyla Pendik'te bulunan fabrikaydı. Nefis patates cipsi kokuları yayılırdı buradan
cargill ailesi olarak arattırırsanız yine birçok ilginçlikle karşılaşacaksınız. ne kadar sağ görüşlü sanayici ve işadamlarını desteklesem de ülkerin bu adamlarla yaptığı işbirliği şerefsizliktir. Şeker pancarı dururken mısır nişastası nedir allahını seversen.
akpli çomarlara göre "laikçi ateist cehabeliler"i kudurttuguna gore cok super olan şirkettir.

yok, şeker özelliştirmesini bende destekliyorum. bütün gun şekerli cayi kolayı hupleten comarlar erkenden ölücekler. haberleri yok. bir taşla bir kuş.
Bundan böyle şeker alırken ambalajında HFCS kısalması veya eşdeğerini görürsek şeytan görmüş gibi elimizden bırakıp mutlaka "%100 şeker pancarından üretilmiştir" işaretini arayacağz.
hani bir tabir var, "küresel çete" diye.
işte bu küresel çete'nin tetikçisi olan firmadır bu cargill...

(bkz: dünya tarım piyasasının hakimi küresel şirketler)

tarih 28 ocak 2004.
yer beyaz saray, türkiye cumhuriyeti başbakanı tayyip erdoğan ve abd başkanı george w. bush buluşması...
gündem fevkalade yoğun, ama bush'un erdoğan'dan istediği, erdoğan'a söylediği yegane şey şuydu;
"siz neden ülkenizde cargill'e zorluk çıkarıyorsunuz?"

abd başknaının 1 numaralı gündem konusu olan cargill neden bu kadar önemliydi?

neydi cargill? kimdi, kimin nesiydi?

cargill 1865'te abd'de kurulan küresel bir şirket.
şirketin kurucusu new york'a göç eden bir iskoç göçmen william wallace cargill...

cargill şu an 70 ülkede faaliyet gösteriyor.
ekonomi dergilerine göre cargill dünyanın en büyük 12. şirketi.
tahıl ve gübre ticaretinde dünyanın en büyük 2. şirketi.

yıllık cirosu 200 milyar dolar olan şirket, enerji, sağlık, ilaç, finans, elektrik, gaz ve ulaşım alanlarında da faaliyet gösteriyor.

cargill'in sahipleri olan cargill ailesi abd'nin en zengin 4. ailesi.

cargill türkiye'de faaliyetlerine 1960 yılında bramer ticaret aş ile ortaklık yaparak başladı.
80'li yıllarda pınar'ın sahibi yaşar holding ile birlikte tohumculuk faaliyetlerine başladı.
daha sonra istanbul'da bir mısır öğütme fabrikası satın aldı.

90'lı yıllarda cargill tohumculuk sektöründeki hisselerini bir başka dünya devi olan monsanto'ya sattı.
---------------------
bu monsanto'da küresel çete'nin bir başka şirketi, uzun, upuzun ayrı bir yazı konusu da bu monsanto.
-------------------------

2000 yılına gelindiğinde cargill, bursa-orhangazi'deki hukuk tanımaz, her şeyin üzerinde olan o tartışmalı tesisini faaliyete geçirdi.
aynı yıllarda türkiye'de yem sanayiinin lideri olan purina yem'i satın aldı.

2002'de pendik nişasta sanayii'ni satın alarak burada ülker ile yüzde 50-50 ortak oldu.

bakınız türkiye'de faaliyet alanları;
-nişasta bazlı şeker üretimi.
-tohumculuk.
-yem sanayi.
-tohum ithalatı.
-ilaç sanayi...

cargill'in nişasta bazlı şeker üretip bu milletin anasını ağlatmak için 1997'de bursa-orhangazi'de satın aldığı 213 dönümlük fabrika arazisi, 1. sınıf tarim arazisiydi.
suya, yani iznik gölü'ne yakın olduğu için bu arazi özellikle seçilmişti.

bu araziye fabrika kurulması ile ilgili süreci, yargı kararlarını yukarıda da yazmışlar zaten.
fabrika tamamen hukuka aykırı bir şekilde akp'nin çıkardığı, kamuoyunda cargill yasası olarak bilinen 5403 sayılı "toprak koruma ve arazi kullanım yasası" değişikliği sayesinde faaliyetlerine başladı.

böylece yukarıda bahsettiğimiz 2004 yılında beyaz saray'da abd başkanına verilen söz tutulmuş oldu.

peki cargill bu fabrikada ne üretiyor?
cargill bu fabrikada ortağı rockefeller'in hibrit mısırından, mısır şurubu üretiyor...

örneğin, kola, fanta, enerji içeceği vb günlük tüketilen meşrubatların tamamında bu cargill'in gdo'lu mısırdan ürettiği nişasta bazlı şeker, yani mısır şurubu kullanılıyor.

sanırım rockefeller itinin bu hibrit mısırının gdo'lu olduğunu söylememize gerek yok.
yani cargill bu fabrikada gdo'lu hibrit mısırdan ürettiği mısır şurubu ile ülkemizi, insanlarımızı zehirliyor.
mısır şurubu üretiminde civa kullanılıyor.
bu kullanılan civa sadece cargill'in ürünlerini kullanan insanları değil, fabrikanın yakınında bulunan tarım arazilerini ve iznik gölünü de zehirliyor.

akp'de buna çanak tutuyor.

üstüne üstlük çanak tutması, hukuksuzlukları görmezden gelmesi yetmiyor, akp her geçen gün milletimizi zehirleyen bu küresel çete unsuru cargill'i ödüllendiriyor.

nasıl ödüllendiriliyor?
biliyorsunuz ki ülkemizde bir şeker kurulu var.
bu kurul şeker piyasasını denetliyor, kotalar için hükümete tavsiyelerde bulunuyor.
nişasta bazlı şeker üretiminde firmaların kotaları var, ve bu kotalar içinde aslan payı tabi ki cargill'e ait.
cargill'in istemediği hiçbir firma iç piyasa için nişasta bazlı şeker üretimi yapamıyor.
peki bu şeker kurulu'nun başkan vekili kim?
muzaffer mustafa sayınataç.
kim bu adam?
cargill türkiye'nin başkan vekili.
yani adam hem cargill'in, hem şeker kurulu'nun başında.
bu ödül değil de nedir?

bugün avrupa'da kişi başına nişasta bazlı şeker tüketimi yıllık sadece 1.5 kilo iken, ülkemizde 6 kilogramdır.
üstelik avrupa ülkelerinden bazılarında; ingiltere, fransa, hollanda, avusturya, slovakya, yunanistan, isveç, portekiz ve danimarka'da mısır şurubu kullanımı kesinlikle yasak.

civalı zehirli mısır şurubu.
kişi başına tam 6 kilo...
toprağımızın, su kaynaklarımızın zehirleniyor olması da cabası.
----------------------------------
not: bir de purina yem, pioneer yem gibi firmalar tarafından ekilen gdo'lu mısırlar var, onbinlerce hektar alan. bu alanların da civa ile, kimyasal ile zehirlendiğini antiparantez belirtelim.
---------------------------------

cargill sayesinde türkiye'de gdo'lu mısır üretimi patladı.
üretim yetmedi, ithalat da yapıyoruz.
2006'da sadece 30 bin ton mısır ithal eden ülkemiz, 2015 yılında 1.7 milyon ton mısır ithal etmiştir. tam 56 bin kat artış söz konusu.

ithal edilen gdo'lu mısır güya gdo'suz olarak giriyor ülkemize, ama ne yazık ki tamamı gdo'lu.

mersin limanında yakalanan gdo'lu mısırlar ile ilgili davalar halen yargıda. isteyen ufak bir araştırmayla bulabilir.

bugün bu şeker fabrikalarının satılığa çıkarılması hainliği, ülkemizin mısır şurubuna teslim olması küresel çete'nin türkiye'de faaliyet gösteren kurumu olan cargill'in 60 yıllık planının tıkır tıkır işlemesidir.
malesef ülkemizde şeker piyasasının kontrolü cargill'dedir. şeker pancarı ekim miktarını bile bu küresel çete belirlemektedir.
işte bu şeker fabrikalarımızın satılması ile birlikte de ülkemiz insanı bu zehir tacirlerine mecbur bırakılacaktır.

cargill yönetim kurulu başkanı da buna istinaden ellerini ovuşturarak şu açıklamayı yaptı geçenlerde;
"hedefimiz ürün satışında 1 milyar dolar ciro..."

ne 1 milyarı, kaç 1 milyar?

unutmayın, şeker fabrikalarını satan vatanı da satar...
yagmur ormanlarinda agac kesmeme sözü vermiş mübarek dini bütün şirket.
dünyadaki iki yüksek fruktoz içeren mısır şurubu üreticisinden biridir.
yüksek fruktoz içeren mısır şurubu ucuz olması nedeniyle abur cubur üreticilerinin şekere tercih ettiği bir tatlandırıcı.
yani bıraksan ucuz diye sırf bunu kullanırlar.
ancak bütün gelişmiş ülkeler bu tercihi kısıtlamak için mısır şurubuna kota getirdi.
bunun birinci nedeni ülkelerindeki şeker üreticilerini korumak. 2. nedeni mısır şurubunun sağlığa olan sayısız zararı. obeziteden, diyabete ve hatta alzheimer'a kadar pek çok zararın yanı sıra insan saglığı için her miktarda zararlı bir zehir olan civa içermesi gibi.
insan vücuduna çok çok zararlı şeyler üreten firma
Ve Bursa'da tarım arazisine çok zarar veriyor.

"E nasıl uzak duracağız." Diyorsanız da ülker'den uzak durun o bile büyük ölçüde yeter.
Apple'a boykot uygulayan reizin en çok boykot uygulaması gerekirken unuttuğu nişasta bazlı gdolu şeker ureticisi firma.

Bir diğeri için;

(bkz: monsanto)