bugün

Şu yaşa geldim hala bisiklet sürmeyi bilmiyorum ve hep içimde ukte kalacaktır.

Umarım öğrenebilirim.
Yaşlı olanların "ben yaşlıyım bu saatten sonra olur mu?" demeden öğrenmesi gereken şeys.

Terapi gibi bir şey
Yaşamak gibidir, hani ilk gözlerini açarsın ve sonrasında ne olduğunu anlamadan geçer gider ya zaman... işte öyledir bisiklet sürmenin doğası da, bir öğrenip başladın mı pedallamaya, akar gidersin...
Sevdiceğimle yapmak istediğim eylemlerden bi tanesi.
Yüzme seven biri olarak diyebilirim ki bir nevi karada yüzmek kendinizi rüzgara bırakın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Cocukken arkadaslarla kafile seklinde sokaklarda surerdik. Bisiklet abimindi. Uzerine binmek icin kaldirima yanasmak zorunda kaliyordum. Pedal asagi indiginde ayagim yetismedigi icin digerini yukari kaldirirdim filan. Boyum da kisaydi o zamanlar haliyle.
Sonra bir su hortumunun uzerinden gecerken kayip dustum. Epey saglam dustum. Sonra hep on yargili oldum. Cok istedim uzun mesafe yolculugu yapayim ama cesaretim olmadi.
Dünyanın en güzel eylemlerinden biri.

Şimdiye kadar üç bisikletim oldu.
ilki dolma lastik dedikleri, lastikleri üç renk olan pembe çok şeker bir bisikletti. Sonra bize gelen misafir çoçuğunun (çocuk dediğim 14-15 yaşlarında) bisikletimi kırması sonucu kullanılamaz hale geldi.
Ben ağlamaktan telef olunca hemen ertesi günü babam bana gri, güzel bir bisiklet aldı. Bunu uzun süre kullandım. Dizlerimdeki yarık izlerinde hatırası vardır bu bisikletin.
Sonra bu gri olan küçük kalınca pembe, önünde sepeti olan ve arkasında oturma yeri olan muazzam bir bisiklet aldı. Onu çok süremedim, komşuya vermişler annemler sonra.

Dün 7 yaşındaki kuzenimin bisikletini sürdüm, bacaklarım direksiyonuna çarpsa Bile o eski tadı hala yerinde.
Günde 20 25 km sürmesem rahat edemiyorum bu mereti. Çok zevkli eylemdir. Ne yediğinizin önemi yok. Kalori falan bırakmıyor.
güzel bir aktivitedir. hep bisiklet sürmenin keyfi yaşanır hem de spor yapılmış bacak kasları güçlenmiş göbek yağları erimiş olur.
Valla çok büyük nimet olduğunu bugün anladım. Araba gibi statü farkı yaratmasada atabadan ve diğer motorlu araçlardan (motorsiklet dahil değildir.) Kat ve kat daha zevkli. Melela ben 1300 km civarı yol gittim bir ayda hiç masrafı dahi olmadı ama aynı yolu arabayla gitseniz en az 300 kağıt .

Özgürlüğün dağlarda şehirde arazide bataklıkta kaldırımdaki zirvesi bence.

Herkesin güzel şık bir bisiklete rahatlamak için ihtiyacı var.
işe gitmek için pek uygun değil. Birincisi havalar soğuk. ikincisi yollar çok tehlikeli. Direkt ölüm tehlikesi. He küçük bir beldede yaşıyorsan olabilir.
Uçmak gibi birşey.
Rüzgarı yararak ilerlemekten mi, saçların uçuşmasından mı nedir, öyle hissettirir.

Arınmaya, kafa dinlemeye, enerji şarj etmeye yardımcı olur.
Hem form tutarsınız.
Biraz popo ağrısı yaşatır ama o kadar kusur kadı kızında da olur yahu!
Bazen gece 12 gibi bisikletimi alır çıkarım sokaklara. Boş sokaklar ve sakin kaldırımlarla bezeli küçük şehrimi gezerim saatlerce. Bazen insanların tuhaf bakışlarını yakalarım. Deli mi nedir bu saatte? Ayaklarıma kramp girene kadar pedal çevirir sonra bir çorbacıya giderim. Gece 2 gibi Lüks arabalarıyla gelmiş çakırkeyf müşterilerin inadına bisikletimi ulu orta park ederim. Çorbamı içerken kulaklarım açık, dialog yakalamaya çalışırım. Sarhoşken iyi de, ayık kafayla sarhoş muhabbeti hiç çekilmiyor, bunu da orda öğrendim.
Malatya'da bisiklet severler varsa pedal çevirmeye beklerim ara sıra.
Keyifli bir araçtır bisiklet.

Yalnız hayatınızda isveç, danimarka, almanya ve hatta yunanistan'da bisikletle ulaşım sağladığınız bir kısım varsa türkiye acı veriyor.

Hani araba daha rahat, herkese yol veriyon olmadı levyeylen iniyon. He levyeyi alıyom da kadınım diye kimse kavgaya girmiyor o ayrı konu.
daha ucuz pek az mutluluk vardır bundan.
En keyifli ve ucuz sürüştür.

Benzin zammı umurunuzda değildir, kasko, trafik sigortası, muayene gibi dertleri yoktur.

Bin ve pedalı çevir.
Bırak rüzgar yarenlik etsin yoluna!
ilk defa ilkokul dördüncü sınıfta bisikletim olmuştu. uzun yalvarışlar ve ikinci el olsun hemen olsun ısrarıyla. kemikli jantlı, bmx bir bisikletti. o bisikletle sürmeyi öğrendim, düştüm, çakıldım, uçtum, gezdim, küçük çaplı kaza yaptım, tek elle sürdüm, iki el bırakıp sürdüm, ayağımı orta demire koyarak hareket çektim, yan oturarak direksiyonu kontrol ettim, aynı sınıftan hoşlandığım kızın sokağından heyecanla geçtim, arkadaşlarla biraz uzaklara açıldım ailemin haberi olmadan, arka tekerin oraya plastik su şişesi veya kutu kola koyup mahalleyi inlettim, zincir attı uğraştım, fren tutmadı ayağımı tekere sürerek durdurdum ve sair.

hevesimi aldım ve bıraktım. zincir olayı bayınca bir ara tamir ederiz diyerek çatıda terk ettim.

ilk ve son bisikletimdi. iki yılı bulmadı bu heves alma olayım ama bisiklet işinin bende bir karşılığı yok artık. yokuş çıkarken yorulmak veya kendini trafikte tehlikeye atmak gibi çağrışımlar ve çocukluk anıları kafi.

fakat bisikletlere göre dizayn edilmiş bir şehir fikrine sıcağım ve pek sevmesem de bisiklet kullanabilirim.

hatta bu kültür oluşsa biraz tuhaf gelse de cincıra geçerim belki.
Zevklidir. Çiğköftemi de aldım. Oturdum bir mahalle arasına. Yiyorum kaldırımda.

görsel
Yeni haftasonu hobim.
En sevdigim aktivitelerden biri. Özellikle maltepe sahilinde atilan turların haddi hesabı yok.

Kulaklık da takmışsan Kopuyorsun hayattan. Motosikletin yerini tutmaz ama yine de insana yaşadığını hissettiren müthiş buluş tekerin en sevdiğim hali.
"ne yürümek kadar yavaş ne de otomobil kadar hızlıdır bisikletin kendi zamanı vardır"
fassonejdat.
oldukça keyiflidir ancak uzun bir aradan sonra bindiyseniz bir kaç gün yıpratır.

dün geceden bir kare.

görsel
Hastayken ateşim çıkmadıkça istirahat'e inanmıyorum. Zaten iyice yamulmadıkça hasta olduğumu da kabullenemem. Sadece şunu anladım ki, hastalık şüphesi taşırken bisiklet sürmek bizi hasta olduğumuza ikna edebilir. Nasıl bir soğuk almışsam haftalardan beri bunu inkar edip her gün bisiklet sürmeye devam ettim ve şu an sizlere ömür vaziyetinde dolaşıyorum.
Sıklıkla yaptığım eylem bu akşam yine sahildeyim.
zevkli bir eylem. acaba çıkıp birkaç tur mu atsam ne yapsam, sıkıldım evde. şöyle boş yolda, kimseye yanaşmadan ve temasta bulunmadan... virüs kapmayız herhalde.