bugün

henüz dünyanın renklerinin bulanmadığı, hayallerimizin fidelerini yeni ektiğimiz, çocuksu coşku ve heyecanımızla hayata sımsıkı sarıldığımız, depresyon nedir bilmediğimiz, içki ve sigaranın yanından bile geçmediğimiz, hatırlaması bile insanın içini ısıtan günler.
(bkz: kreş terk)
sınıf pek bir güzel kokardı bu beslenme saatlerinde.
aslında eşitliğin olduğu günlerdi. öğretmen, her gün için bir liste yapardı. ama bu listeler kabarık değil, çikolatalı ekmek, elma vs. herkes aynı yemeği yerdi. ama şimdi yeğenimin sınıfında, birisi ekmek arası domates vs. yerken diğeri pizza yiyor.
edit: eksilenince aklıma geldi. pizza olayını sallıyorum zannedenler olabilir. yeğenim anlatmıştı. domatesi değil de pizza getirmiş çocuk okula. inşallah beyaz yalanlarından birisidir.
(bkz: yerli malı)
haşlanmış yumurta getirenlerden nefret ettiğim günlerdir.
annelerin beslenmeye bugün ne koysam diye kıvrandığı günler.
sürpriz yumurtadan çıkan oyuncak gibi beklerdik beslenme saatini, çantadan ne çıkacak diye. bazen de özel sipariş doğrultusunda hazırlanırdı. ah ah..
aslında hiç özlememişim sanırım :/
yanımızda robot suluklar taşıdığımız günlere tekabül eder aynı zamanda.
el ele tutuşup civciv çıkacak kuş çıkacak oynadığımız günlerdir.