bugün

Bence öyle değildi. Ferhattan, Mecnundan, Keremden bahsediyorum. Bence öyle değildi. Onlarda herkes gibi sevdi. Biri dağları deldi, biri kül oluverdi, biri ölümü seçti. Peki en büyük aşklar diye anlatılanlar değil miydi bunlar? Bence böyle değil. Seni sevmeyen birine aşık olmak nedir bilir misiniz? Evet onların yaptığı güçtü ama imkansız değildi. O yüzden en büyük aşkta onların ki değildi. Sevdiğin için dağ delinir, sevdiğin için ölünür, sevdiğin için yanılır. Yani bunlar yapılabilir. Fakat iki cihan bir araya gelse de seni sevmeyen biri sevmiyordur. Ölsen de, yansan da , külde olsan bu asla değişmez bir gerçek olarak çıkar karşımıza. Asıl aşk bu değil midir? Seni sevmediğini bildiğin birini sevmek. Evet bu yüce bir kavram. Delicesine, umutla, aşkla, şevkle, canla, başla, her gün biraz daha fazla, aşkını katlayarak büyütmek ve bunu karşılık beklemeden yapmak. Bunun derecesi nedir? Bu imkansızdır. Olanağı olmayan her aşk işte bence bu yüzden diğerlerinden üstündür. Bedenine, gözlerine, tenine değil soyutlaştırarak, kendini aşarak olmayacak duaya amin demek. Hatta sevdiğin bir başkasını seviyorsa birde bu eklenir. imkansızın doruklarında olmasına rağmen hala sevmek duygusunu yitirmeyen bu insanlar için ölmek, dağ delmek, yanarak kül olmak daha az acı vermez mi? Evet onların aşkı da zordu ama imkansız değildi. Sevdiğin kadının sevdiği erkeğe dokunduğunu izlemekteki acı hangi efsanede var peki? Veya daha yoğunlaştırırsak sevdiğin, hayatını verdiğin kişinin başkasına ait olduğunu görüp kahrolmak ve bunu kaldırabilip hala nefret duymamak değil midir asıl efsane? Bu yüzden aşk için örnek verilmemelidir hiç kimse. Aşk içinde yaşanır ve bence aşk somut değil, soyutlaşıp aşığın kendini aştığı dakikada ortaya çıkar. Ama illa örnek verelim derseniz Aşık Veysel milyon örnekten biridir. Sevdiği kadın onu terk ederken çantasına para koyup hala onu düşünüp kötü bir şey düşünmüyorsa ve de bize " güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa" sözlerini sarfedebilen adamda ki yürek takdire şayandır. işte tam bahsettiğim budur. Veysel aşkı aşıp onu kendi içinde yaşatmıştır. Yine de biz örnekleme yerine şunu kavrarsak aşk, sevgi o zaman anlaşılır vücut bulur. Yani bir hikayeye, bir araca ihtiyaç duymadan aşkı kendini aşan hale getirdiğimizde asıl efsane bu olur. işte o zaman efsane sen olursun.