bugün
- yazarların romantiklik seviyesi23
- profesörün sokak köpeği saldırısına uğradığı ülke26
- dini bütün bir kızı etkilemenin yolları21
- zeynep bastık'ın beyaz külodu18
- yazarların kendilerini tanımlama şekli13
- anın görüntüsü14
- bayburtta picasso'ya ait ünlü tablo yakalandı16
- izmir 3 koşuda hangi at gelir8
- kanka olmak istediğiniz yazarlar25
- menzil cemaatinin 17 milyar serveti olması23
- realite manipülasyonu23
- yazarların gurur duydukları özellikleri16
- filistin meselesi bizim milli meselemizdir20
- chatgpt10
- kadınların katlandığı eziyetler15
- sözlük yazarlarının akşam yemekleri11
- izmirde 5 çocuğun öldüğü yangın13
- gül gibi kokan sözlüğün ağır abisi21
- belediye konserleri yasaklansın10
- mesai saatlerinde entry girenleri cimere bildirmek8
- israfa son vermek için yapılması zaruri olan 3 şey33
- müslüman diye hamas'ı savunmak22
- judas'ın ölmesi8
- 17 yaşında bmw vs 3 yaşında egea9
- kedimi kim yedi1'in ölmesi13
- nerede o eski yazarlar9
- güvenmemeyi nasıl öğrendin10
- peter parker'ın mutsuz olması13
- reis deyince akla ilk gelen23
- günün sözü9
- mel mel vs eylulsabahi40
- özlem zengin21
- gece yatarken kurulan hayaller16
- tanışmak istediğiniz yazar14
- bazlama açmayı bilmeyen kız10
- bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri8
- ölsem helvamı hangi yazar yapar22
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur17
- eskiamaeksikbiri21
- b12 takviyesi10
- yazarların en çok sevdiği aylar22
- puura11
- sözlük kızlarının bugünkü kombinleri22
- sigara içen insan aptaldır19
- thusnelda10
- amk diyen kezo8
- sevgilisinden yeni ayrılan kız11
- şalgam suyu10
- sokakta görülen kediye naber lan demek9
- larisalisa13
Sen başlattın ama ben bitiririm.
Aradakiler sadece parazit olur.*
Dip not: abilere küsülmez..
Aradakiler sadece parazit olur.*
Dip not: abilere küsülmez..
Seni rüyamda gördüğüm halde bir şey hissetmiyorum. Aşka inancım gitti be resmen..
eskisi kadar gelmiyorsun aklıma ve ben buna çok üzülüyorum. bazen de seviniyorum. ama çoğunlukla üzülüyorum. sabah sevinip akşam üzülüyorum diyelim. akşam da sevinsem tamamen unutmuş olacam. neyse amk uyumam lazım ya. rüyama gelsene. bi uğra git az göreyim lan hadi. gelirsen konuşma çünkü sesini unuttum, başka sesle düblaj yapmak zorunda kalıyorum. sadece gözlerime bak yeter prenses. hadi bekliyom bak.
Aylardır bekliyorum ama daha ne kadar bekleteceksin beni?
"Çay istiyon mu çay? koyayım mı bi bardak?".
sabretmekten bi bok anlamazsın. her zaman kafanın dikine gitmek zorundasın değil mi? ya da normal hayatta sıfatına bile bakmayacağım kişilerden akıl almaktan vazgeçmeyeceksin değil mi? senin yazmaya cesaretin olmayan şeyleri yazdığım için anlaşamicaz değil mi? kafam mı güzelmiş. ulan ayık halimlede bayık halimlede aynı şeyi söyledim. kaç kere kafam güzelken yanındaydım kendimi kaybettiğim hatırlamadığım veya sadece o anlık ağzımdan çıkan bir şey duydun mu? neyse ne halin varsa gör ben daha ne diyeyim.
Bıktım amk yeter.
bir gün belki seninle aynı evin elektrik faturasına oha lan deriz.
Dört ay önce tam da bugün itiraf etmiştin sevdiğini. Daha doğrusu yalan söylemiştin bolca, seviyormuş gibi. Nasıl bir his arkanda yaşlı bir çift göz bırakmak? Güzel mi, mutlu musun böyle? Daha geçen ay bu zamanlar "Seni seviyorum, seni asla bırakmayacağım.... bilmem ne" gibi sözler diline pelesenk olmuş vaziyetteydin. "Ben seni hep beklerim yea" diye aptal aptal yalanlarla kucak dolusu ümitler vermiştin bana. Ulan Allah'ın odunu senin hiç suçun yok biliyor musun, asıl senin gibi öküze güvenen bende suç. "Ben bitti demeden bitmeyecek.." gibisinden bir mesaj atmıştın ilk başlarda. hatırlıyor musun? Ama bana kendin adam gibi BiTTi diyemerek öküzlük ettin farkında mısın? Ulan azıcık şerefin olsa gelirdin adam gibi ayrılmak istiyorum diye havlar giderdin. Benim bu yazıyı ağlayarak yazmamın da bir önemi yoktur eminim senin için. Eğer bir yerlerden bu yazıyı görüyorsan "Ayy ben nasıl yakışıklıyım süper bi erkeğim reyhan benim için ölüyor yiaa" diye düşünme sakın ola çünkü sen yakışıklı değilsin, erkek hiç değilsin ve ben senin için ölmüyorum. Sadece kendime acıyorum, hayallerime acıyorum, salaklığıma acıyorum. Ve senin anana babana acıyorum, evladının böylesine Allahsız olması gerçekten üzücü. Neyse, Allah belanı vermiş zaten. Diyecek bir sözüm yok artık sana. inşallah beter ol.
öldüğünü sanmıştım.
senin itibarına küfür ederim.
sana yazıp yazıp sildiklerimi yazabilmek için boş bi defter aradım durdum sabahtan beri. sana yazdığımda görmezden gelip kalbimi parça parça ediyorsun çünkü. ki istediğin de bu zaten, anlıyorum ve sana kızamıyorum da. sadece hiç olmaması gereken şeyler olduğunu bunları hak etmediğimizi her şeyin yoluna gireceğini söyleyip duruyorum. senin yerinde kim olsa senin yaptığıni yapardı zaten. neyse sonunda boş olmasa da yazılabilir bir defter bir de kapağı kırık kalem bulup yazmaya başlıyorum. evet defterden medet umuyorum belki. çünkü sana kendimi ifade edemiyorum. kulak vermiyorsun kalbimin sesine. duymak istemiyorum diyip duruyorsun. belki defter acır halime belki bi mucize düşer başına bir güvercinin kanadından ve beni sevdiğini hatırlarsın diyorum. kendimi bu hallere düşüren benim bunu kabul edebiliyorum ama bu kadar acımasız olmanı hiç anlayamıyorum. sana acı içinde gözlerim dolu halde soylediklerimi umursamamanı anlamlandıramıyorum. bir gün sonra bulusacakken, gözlerini doyasıya seyredip kokunu oksijen niyetine içime çekecekken, bitti dediğine inanmıyorum. tamam hepimiz hak etmediğimiz hayatlar yaşıyoruz ama böylesi bir acıyı kalbimin ortasına bırakıp gitmene anlam veremiyorum.kadere inanıyorum, belki diyorum bir gün bu defter bir şekilde eline geçer ve benim gibi hissedebilirsin. Yoruldum, tükendi kelimelerim. her şey için özür dilerim.
bu yazıyı görmenin imkansız olduğunu düşündüğüm için mi yazıyorum yoksa içimde okumana dair bir umut mu var bilmiyorum. eğer unutmadıysan, bu sözlükte olduğumu, bu sözlükteki adımı biliyordun. ama uzun zamandır yazmadığımı sadece okumakla yetindiğimi de biliyorsun. senden sonra, seni kaybettikten sonra, hatta seni sözlükteki bana ait olmayan hatta benimle hiç bir ilgisi olmayan bir yazı yüzünden kaybettikten sonra yazmaya karar vereceğimi tahmin ettin mi acaba? böyle bir şeyi tahmin etmiş olmanı ister miyim. bilmiyorum.
bize olanlar. Çok kötüydü. ama o kadar da yabancı gelmedi. daha önce defalarca aklımdan geçmesi gerekirdi bu olanların. yani, başıma böyle bir şey geleceğini bilmeliydim. ondan bahsedildiğinde verdiğin tepkilerde görmeliydim onu sevdiğini. hala unutamadığını, hala vazgeçemediğini görmeliydim. beni sevdiğini söylemenin sadece beni sevmen anlamına gelmediğini bilmeliydim. bu kadar güvenmemeliydim sana, bu kadar inanmamalıydım. ama benim sana hissettiğim şey öyle değildi işte. yapmamalıydım demek o kadar hafif ki duygularım için.
sen kalbimin ruhuma ait olan kısmındaydın. sen kafamdaki gelecek planlarının kahramanıydın mesela. sen hayatımın merkezindeki adamdın. sen beni asla olmayacağına inandığım her şeye inandırmıştın oysa ki. ben seninle karşıma çıkan bütün insanların istemeyeceği şeyleri hayal ettim. ben seninle kavga etmeyi hayal ettim. ben seninle sırf paramız olmadığı için çok istediğimiz bir şeyi alamamayı hayal ettim. ben seninle işsizliği, parasızlığı hatta belki de bir şeyleri kaybetmeyi hayal ettim. ben seninle hayatın bütün gerçeklerini hayal ettim. çünkü biz gerçektik, hayatın tüm gerçekleriyle beraber sonsuza dek birlikle olacak kadar gerçek.
bütün bunların yanında, ben bütün bu gerçekçi hayallerimin hepsini bir yalan yapan senin kalbindeki o acı gerçeği görmedim. senin çok küçükte olsa, benim kabullenemeyeceğim kadar büyük olan hala onda kalmış o sevgini göremedim. hala onda hapis kalmış hayalleri, umutları, mutlulukları göremedim.
biliyorum sevdiğim, biliyorum seviyorsun beni. Ama canımı acıtıyor hala ona ait olan yanın. canımı acıtıyor adını söyleyememen, canımı acıtıyor adını söyletmemen, ona dair bulduğum o yazı ve belkide odanın duvarlarında asılı olan o kağıtlarda ona yazılmış olabilecek onlarca şiir, o defterlerde ona karalanmış bir kaç cümle... aklıma geldikçe canımı acıtıyor işte. beni sevmen yetmiyor bana özür dilerim. ben "sadece beni" sev istiyorum. onun adını duyduğunda öyle bakma istiyorum. onun adını söylemeden önce öyle acıyla duraksama. Ama benim adımı duyunca gözlerinin içi parlasın istiyorum, benim adımı söylemeden önce gülümse istiyorum. onu kaybettiğin için sevmekten korkmuştun ya sen. ve onu kaybettikten sonra herkesin seni terk edeceğine inanmıştın. bende beni kaybetmekten kork istiyordum. Ve benim seni terk etmeyeceğimi bil. Ben böyle olsun diye elimden gelen her şeyi yaptım. böyle olsun diye senin onu sevdiğini haykıran her şeyine sımsıkı yumdum gözlerimi. sanki gözümden damlayacak bir göz yaşını engellemek ister gibi.
şimdi canımı en çok acıtan şey, sana ve kendime verdiğim sözleri tutamam. ama bilseydim, böyle olduğunu, kalbinde hala onun olduğunu bilseydim sana da kendime de veremezdim o sözleri. seni çekip çıkarmazdım kendini hapsettiğin o karamsarlıktan. eğer ölene kadar seninle güleceğime inanmasaydım yüzünü güldürmek için bu kadar uğraşmazdım. eğer bir gün senin gideceğine inansaydım biriktirmezdim onca anıyı.
ayın 12.si. bu ayın 12.sinde gideceğim her şeyin bir kasımın 12.'sinde bağladığı şehre. giderken bavuluma arasında bir sürü mektubun olduğu o kitabı da koyacağım. görenlerin çok beğendiği gömleğimi de alacağım. hala silemediğim fotoğraflarıda. birde geçen ayın 30'u için alınmış sahafta gördüğün o masal kitabını. oraya gidince de beni her gün kapısına bıraktığın yerden onlarca kolinin arasından iki koliyi bulup alacağım. senin evinin çok yakınından geçeceğim almaya giderken. dönerken de yine o yolu kullanacağım. sonra yeni evime koyacağım o kolileri. içlerini açacağım. birinde sana dair hiç bir şey yok. mutfak malzemelerim var. içinden en sevdiğim bardağımı alacağım. onun için taşımış olacağım onu. o bardağa senin için bir çay koyacağım. öbür koliden bir buket kurumuş çiçek çıkacak. sonra ayı görünümlü bir kelebek oyuncağı. kendi ellerimle yazdığım bir kitap. bir tane gs store poşeti. kül kedisi... onlarca çöp... hepsi sana dair olan.
sonra ne olacak bilmiyorum. bana kalsa bunların hiç biri olmayacaktı zaten. ama bir şey oldu ve benim sana olan güvenim yok oldu.
seni hala çok seviyorum biliyorsun. başkaları da biliyor. böyle bir şeyi bilmemek imkansız. seni özlediğimi de biliyorlar. hatta beni gerçekten tanıyanlar şu dünyada zaten bir tek seni özlediğimi de biliyorlar. şimdi senin yanında olabilmeyi, elime telefonu alıp saatmiş günmüş düşünmeden seni arayabilmeyi o kadar çok isterdim ki. eskiden olduğu gibi. hiç düşünmeden, sırf sesini duymak için arayabilmeyi. şimdi eskiden olduğu gibi uyanınca canın öyle istediği için, sırf beni görmek için beni de uyandırıp sabahın köründe pijamalarımla sokağa çıkardığın gibi yine arayabilmeni o kadar çok istiyorum ki.
ama bunların hiç biri hiç bir şeyi değiştirmiyor. çünkü sevgi karşılıklı olsa bile tek başına hiç bir işe yaramıyor.
bütün bu olanları hazmedemediğim ve bizi ayrılmak zorunda bıraktığım için özür dilerim. ama emin ol, eğer elimden bir şey gelseydi senden önce kendime çektirmezdim bu acıyı. buna katlanmaya çalışmak çok zor.
hoşçakal sersem...
bize olanlar. Çok kötüydü. ama o kadar da yabancı gelmedi. daha önce defalarca aklımdan geçmesi gerekirdi bu olanların. yani, başıma böyle bir şey geleceğini bilmeliydim. ondan bahsedildiğinde verdiğin tepkilerde görmeliydim onu sevdiğini. hala unutamadığını, hala vazgeçemediğini görmeliydim. beni sevdiğini söylemenin sadece beni sevmen anlamına gelmediğini bilmeliydim. bu kadar güvenmemeliydim sana, bu kadar inanmamalıydım. ama benim sana hissettiğim şey öyle değildi işte. yapmamalıydım demek o kadar hafif ki duygularım için.
sen kalbimin ruhuma ait olan kısmındaydın. sen kafamdaki gelecek planlarının kahramanıydın mesela. sen hayatımın merkezindeki adamdın. sen beni asla olmayacağına inandığım her şeye inandırmıştın oysa ki. ben seninle karşıma çıkan bütün insanların istemeyeceği şeyleri hayal ettim. ben seninle kavga etmeyi hayal ettim. ben seninle sırf paramız olmadığı için çok istediğimiz bir şeyi alamamayı hayal ettim. ben seninle işsizliği, parasızlığı hatta belki de bir şeyleri kaybetmeyi hayal ettim. ben seninle hayatın bütün gerçeklerini hayal ettim. çünkü biz gerçektik, hayatın tüm gerçekleriyle beraber sonsuza dek birlikle olacak kadar gerçek.
bütün bunların yanında, ben bütün bu gerçekçi hayallerimin hepsini bir yalan yapan senin kalbindeki o acı gerçeği görmedim. senin çok küçükte olsa, benim kabullenemeyeceğim kadar büyük olan hala onda kalmış o sevgini göremedim. hala onda hapis kalmış hayalleri, umutları, mutlulukları göremedim.
biliyorum sevdiğim, biliyorum seviyorsun beni. Ama canımı acıtıyor hala ona ait olan yanın. canımı acıtıyor adını söyleyememen, canımı acıtıyor adını söyletmemen, ona dair bulduğum o yazı ve belkide odanın duvarlarında asılı olan o kağıtlarda ona yazılmış olabilecek onlarca şiir, o defterlerde ona karalanmış bir kaç cümle... aklıma geldikçe canımı acıtıyor işte. beni sevmen yetmiyor bana özür dilerim. ben "sadece beni" sev istiyorum. onun adını duyduğunda öyle bakma istiyorum. onun adını söylemeden önce öyle acıyla duraksama. Ama benim adımı duyunca gözlerinin içi parlasın istiyorum, benim adımı söylemeden önce gülümse istiyorum. onu kaybettiğin için sevmekten korkmuştun ya sen. ve onu kaybettikten sonra herkesin seni terk edeceğine inanmıştın. bende beni kaybetmekten kork istiyordum. Ve benim seni terk etmeyeceğimi bil. Ben böyle olsun diye elimden gelen her şeyi yaptım. böyle olsun diye senin onu sevdiğini haykıran her şeyine sımsıkı yumdum gözlerimi. sanki gözümden damlayacak bir göz yaşını engellemek ister gibi.
şimdi canımı en çok acıtan şey, sana ve kendime verdiğim sözleri tutamam. ama bilseydim, böyle olduğunu, kalbinde hala onun olduğunu bilseydim sana da kendime de veremezdim o sözleri. seni çekip çıkarmazdım kendini hapsettiğin o karamsarlıktan. eğer ölene kadar seninle güleceğime inanmasaydım yüzünü güldürmek için bu kadar uğraşmazdım. eğer bir gün senin gideceğine inansaydım biriktirmezdim onca anıyı.
ayın 12.si. bu ayın 12.sinde gideceğim her şeyin bir kasımın 12.'sinde bağladığı şehre. giderken bavuluma arasında bir sürü mektubun olduğu o kitabı da koyacağım. görenlerin çok beğendiği gömleğimi de alacağım. hala silemediğim fotoğraflarıda. birde geçen ayın 30'u için alınmış sahafta gördüğün o masal kitabını. oraya gidince de beni her gün kapısına bıraktığın yerden onlarca kolinin arasından iki koliyi bulup alacağım. senin evinin çok yakınından geçeceğim almaya giderken. dönerken de yine o yolu kullanacağım. sonra yeni evime koyacağım o kolileri. içlerini açacağım. birinde sana dair hiç bir şey yok. mutfak malzemelerim var. içinden en sevdiğim bardağımı alacağım. onun için taşımış olacağım onu. o bardağa senin için bir çay koyacağım. öbür koliden bir buket kurumuş çiçek çıkacak. sonra ayı görünümlü bir kelebek oyuncağı. kendi ellerimle yazdığım bir kitap. bir tane gs store poşeti. kül kedisi... onlarca çöp... hepsi sana dair olan.
sonra ne olacak bilmiyorum. bana kalsa bunların hiç biri olmayacaktı zaten. ama bir şey oldu ve benim sana olan güvenim yok oldu.
seni hala çok seviyorum biliyorsun. başkaları da biliyor. böyle bir şeyi bilmemek imkansız. seni özlediğimi de biliyorlar. hatta beni gerçekten tanıyanlar şu dünyada zaten bir tek seni özlediğimi de biliyorlar. şimdi senin yanında olabilmeyi, elime telefonu alıp saatmiş günmüş düşünmeden seni arayabilmeyi o kadar çok isterdim ki. eskiden olduğu gibi. hiç düşünmeden, sırf sesini duymak için arayabilmeyi. şimdi eskiden olduğu gibi uyanınca canın öyle istediği için, sırf beni görmek için beni de uyandırıp sabahın köründe pijamalarımla sokağa çıkardığın gibi yine arayabilmeni o kadar çok istiyorum ki.
ama bunların hiç biri hiç bir şeyi değiştirmiyor. çünkü sevgi karşılıklı olsa bile tek başına hiç bir işe yaramıyor.
bütün bu olanları hazmedemediğim ve bizi ayrılmak zorunda bıraktığım için özür dilerim. ama emin ol, eğer elimden bir şey gelseydi senden önce kendime çektirmezdim bu acıyı. buna katlanmaya çalışmak çok zor.
hoşçakal sersem...
kendini bir bok zannetme ben seni görmezden geldim diye görmezden geliyorsan eğer ben seni artık yok sayıyorum!
sadece özledim.
kendini sıradanlaştırdığın gibi başkalarını da sıradanlaştırdın tebrikler! düşmanlarını bana yakın görürsen şaşırma! onlar da en az senin kadar yabancılar!
Şuan otobüsteyim ve senle mesajlaşarak kavga ediyoruz. Daha dün bana seni itler gibi seviyorum yaptıklarım için özür dilerim evet seni bırakmamalıydım derken şimdi ise bir sessizliğe burunuyorsun. ben uyuyunca sen uyanıyorsun beni aldatıyor musun bilmiyorum ama mesafeler ağır geliyor arada bazen zaman çabuk geçerken bazen su gibi akan zaman donuyor. Her ne sikimse beni üzme allahsizin kizi insan hayata bir kere geliyor ve bir kere aşık oluyor *. Tam seni seviyorum yazacakken gelen mesajla moralimi siktin "bazen küçük sorunlar benden bir şeyler eksiltiyor. Sevgi gibi". Neyse vazgeçtim. Amına koyayım senin. Allahsız kitapsız.
sen geleceksin ben gideceğim bu yüzden beklemiyorum seni biliyorum zamanında olmayan hiçbir şeyi istemedim!
En sonunda içimde ki seni bitirdin ya gerçekten kutluyorum seni. Bir insan bir sevgiyi mahvetmekte ancak bu kadar başarılı olabilir. Tebrikler.
Dün içimden çok şey yazmak geliyordu ama şuan ona bile üşeniyorum.
yazamıyorum artık eskisi gibi. yetmiyor kelimelerim. küfür gibi, yazamıyorum. allah kahretsin ki yazamıyorum, dökemiyorum içimi. bekliyorum sadece. tek cümlem var: o gemi gelecek. en kötüsü ne biliyor musun? yazamamak, içini dökememek değil. hiçbir şey yapamamak, eli kolu bağlı oturmak. zaman her şeyi düzeltir diyorlar, doğru mu? doğru olmasını umuyorum. ne kadar zaman peki? kaç haziran uzağımdasın? ne diye soruyorsam önemi varmış gibi. kaç haziran geçse yine bekleyeceğim zaten. ama insan yoruluyor işte. beklemekten değil, sürekli kaybetmekten yoruluyor. hayatımda yolunda giden bir şey yok, uzun zamandır kaybediyorum ben. arkadaşlarımı, mutluluğumu, yaşama sevincimi... bunlar önemli değil de, seni kaybediyorum ben sürekli. hem de hiç kazanmamışken. ne yaman çelişki. neyse çok konuştum yine, affet beni.
başta her şey rüya gibiydi dimi? ilk ayların güzelliği, ilk buluşmanın heyecanı. anlatsam belki daha farklı binbir türlü duygu. sana kızdım, öfkelendim, şaşırdım, sevdim. kısaca seninle hayat buldum. yavan hayatıma renk katmıştın anlaşılan.
aylar geçti gitti. bende gitmek zorunda kaldım. aslında yapabilir miydik? belki. ama seni riske atabilir miydim? kesinlikle hayır. seni kendimden soğutacak şeyler yaparak ayrılmanı sağladım. ama açıkçası beklemiyordum speedy. bensiz olmaya bu kadar çabuk alışacağına. belki ruhlarımız hiç eş olmadı.
özür diliyorum. zavallıca bir yöntem ile ayrılmanı sağladım için.
aylar geçti gitti. bende gitmek zorunda kaldım. aslında yapabilir miydik? belki. ama seni riske atabilir miydim? kesinlikle hayır. seni kendimden soğutacak şeyler yaparak ayrılmanı sağladım. ama açıkçası beklemiyordum speedy. bensiz olmaya bu kadar çabuk alışacağına. belki ruhlarımız hiç eş olmadı.
özür diliyorum. zavallıca bir yöntem ile ayrılmanı sağladım için.
pasiflikten kurtulup acilma vaktin gelmedi mi artik. herseyi ilk ben yapamam.
Uzun uzun cümleler de kurulurdu lakin göz kapaklarım beynimi esir aldı. Tüm yüreğimle özledim bil istedim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar