bugün

Sırf seni hâlâ sevdiğim icin kimseye anlatamadim hiçbir şey. Yazamadım bile bitmiş kelimelerim, nefesim.

Olur da gelirsen ve ayaklarıma kapanirsan bile bitti artık.

Bunu bil. Umarim başkasıyla mutlu olursun.
bak milena, en çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil belki, sen kapalı bir antep fıstığısın, ben de durmadan dişimi kırıyorum o fıstıkla.
Ne desem bilemiyorum. Seni tanidigim gunden beri onemsedigim tek sey senin uzulmemen oldu. Bu yuzden beni kirmana goz yumdum. Seni ne kadar sevdigim hakkinda fikrim yok. Seviyor muyum yoksa sevmeye mi calisiyorum bilmiyorum. Seninde hislerin gercek mi yoksa sahte mi onu da bilmiyorum ve hep düsunuyorum. Ne olmasi gerekiyor onu dusunuyorum. Ayrilmaya calistik, bir sansimiz vardi ama ayrilamadik ama tamamiyle bir araya da gelemiyoruz. Ne olmasi gerek ikimizinde uzulmemesi için? Aski hissetmeyi cok isterdim sende ama olmadi, olmayacakta. Peki senin hissettigin ask mi? Sen de emin degilsin. Yarindan sonra bulustugumuzda bir karar vericez, son karar. Ikimiz icin ne dogruysa onu yapariz umarim.
S.ktir git benim sinirimi bozma.
ben senin yerinde olsaydım kar yağmayan o şehri terk ederdim. huzur bulduğun şey makiler ve nemli deniz kenarı mıydı? sen hiç kar yağan bir şehirde senin için kara yazı yazan bir adam tarafından sevildin mi? evet sevildin. sen burada yoktun, kar burnunun ucuna düşmemişti belki de hiç hayatında, ellerin aralıkta sızlayarak üşümüş müydü? sen bilmiyorsun adın bile üşümüştü, karlar buzlar ile onu yazdığımda. çünkü sen karlara buzlara yazdırdın adını. keşke senin şehrinde de kar yağsaydı. görseydin.
Beklemek çok zordur.
Kimi Zaman anneni, kimi Zaman babanı, kimi zaman kardeşini.
En zoru bir yoğumbakım servisinin kapısının önünde kardeşim ölecek korkusuyla beklemek.
Hayatım boyunca hep boş şeylere üzülmüşüm.
O kapıda onu beklerken anladım.
En zoru arada 600 km bir yol ve deli gibi havaalanında uçak bileti diye yalvarmak.
Sabahın olmaması.
Hastaneye yetiştiğin Zaman o kapının sanki hiç açılmayacak olması sakin ol kardeşin iyi demelerini beklemek.
Kendini herşeyin kötüsüne alıştırmaya çalıştırmak.
Çiğerinin cayır cayır yanması.
Senin dokunup kıyamadığın öpmeye doyamadığın kardeşini Canın bir parçasını o yatakta ayağındaki toprak kiriyle görmek.
Ben geldim bebeğim, ablan geldi dediğinde gözü kapalı solunum makinasına bağlı olduğu halde seni hissedip gözünün kenarından bir damla yaş gelmesi.
Ben böyle şeyleri hep filmlerde olur sanmıştım.
Hiç yaşayamayacak gibi...
Doktorun odasına girip size herseye hazırlıklı olun size umut veremem demesi.
Beyinden bir litre kan boşalttım demesi.
Kapının önünde ağlarken hemşirelerin bile size teselli vermeye çalışması.
Hayat benim için bu noktada dönüm noktası oldu.
Kardeş başkaymış.
Siz siz olun kardeşinize bir ah demeyin.
iyi ki onu çok sevdim.
Hiç kırmadım, üzmedim...
içime doğmuş gibi seni cok seviyorum dedim.
Şimdi 18 gün oldu ve ben onu çok özledim.
Seni çok seviyorum canım kardeşim.
Dilime binlerce kelime geliyor da yazamıyorum hiçbirini. Sana nasıl anlatayım çaresizliğimi.
Ben bu şarkıyı sana yazdım ben bu şarkıyı sana yazdım...

(bkz: Cem Adrian)
dün gece bu saatlerde karşımda oturuyordun. keşke geçmişe dönebilsem.

edit: sevgilin varmış. yine başka bahara kaldık.

(bkz: kendi kendine gelin güvey olan kişiler kervanı)
Biliyorum,
Zamanlarımız örtüşecek bir gün
Ve kalkamayacak başımız geçenlere
Sonsuz bir mutluluğa açacağız kollarımızı
Sevince güzel sevenlerdeniz.
o elinde ki rimeli sessizce bırak.
Ellerini boyun hizasına kadar kaldırıp, topuklu ayakkabılarını çıkar.
sonra hafifçe gülümse.

intihara selam duran romantik yavşaklardan birine döndüremedin beni.

Duymak istersen söyleyeyim: ne zaman istersen yine gidebilirsin.
terk edişlerinden sonra, intiharlarına şarkı beğenen ibnelerin çükünü yalamak hep hoşuna gitmiştir bilirim...
sana 2 gün daha yaklaştım...
ben bu yazıyı sana yazdım, küçük dolmabiberi.

içinde beslediğin hayallerini, gerçekleştirmeye yemin ettiğin düşlerini, en sevdiğin rengi, en sevmediğin yemekleri, tenini, ruhunu, gülüşünü, sevişini, nefret edişini, kıskanışını, gıcıklığını, uyuyuşunu her şeyini biliyorum senin.

en çaresiz anlarında aslında ne yapman gerektiğini bildiğini biliyorum. seni neyin iyi edeceğini, neyin de kötü edeceğini adım gibi biliyorum.

ve hala inanıyorum be küçük dolmabiberi hala umudum var yaşamaya, nefes almaya, gülmeye.

lütfen beni hiç terketme, hep kal içimde. seni kaybedersem kaybolurum, tökezlerim düşerim. seni hep hissetmeye ihtiyacım var. ben olduğumu hissetmeye ihtiyacım var. yolumu kaybetmemek için sana ihtiyacım var.

seni çok seviyorum,
seni anlıyorum

ve bir kez daha söz veriyorum sana
başaracağız,
hayal ettiğimiz her şeyi...
Günaydın.
Biraz uzaktayız ama olsun. iyi uyuyabildinmi?
Çok özledim seni, geçen rüyamda gördüm öyle özlemişim ki.
Nasılsın ? Boşver beni kendinden anlat.
Ben herzamanki gibi öylesine yaşamaya devam ediyorum.
Neyse yine konuşmayacaksın. Peki ben işe gidiyorum. Görüşürüz.
ben bu yazıyı size yazdım, niye yazdım, nasıl yazdım, gördüğünüz gibi aldım klavyeyi elime yazdım.
Bilmiyom cok mu gerizekalisin yoksa cok mu gerizekalisin cidden.
Hayatımda bazı insanların gidişinden bu yana kendimi geliştirmeye çalıştım. Genelde o insanlar ile konuşma eylemini artık yapmadığım için sürekli eğitim videolarını, belgeseller, diziler, filmler izlemeye başladım.

Izlemedigim film kaldı mı bilmiyorum. Dizilerin popüler olanlarinin hepsini izlemişimdir.

Hem daha 2. Sınıf olmama rağmen bir mühendisin öğrenmesi gereken 6 tane programin 4ünü en iyi şekilde kullaniyorum. 1inde orta, diğerini de yeni ogrenmeye başladım.

Iş hayatına daha şimdiden hazırlanıyorum diyebiliriz.

Ha unutmadan bir proje ekibine katıldım. Araç yapıyoruz birlikte.

Aracin ne olduğunu merak edenler için; racing aeolus yazarsaniz benzer araclari görürsünüz.

Geçen sene hollandaya gittiler. Ben geçen sene başından beri olmadığım için dışarıdan destek sağladım ama bu sene işin içinde olacağım.

Hollandadan sana kart atarım. Gerçi alır mısın bilemem..
Tekrar seni görme şansım olsa dönupte bana bakar misin yoksa yoluna hicbir şey olmamış gibi devam mi edersin ?
Geçti bor'un pazarı sür eşegi niğde'ye.
gardını al.
Doktor kansızlık der ben ise sensizlik..
Seni yıllardır tanıyordum. Bebekliğini bilirim. Bugün ölüm haberini aldım. Seni sevdim. Bunu hissetmişsindir. Yokluğuna inanmadım ve şu an pek bir şey hissetmiyorum.
Arada fotoğraflarını görünce gözlerim doluyor. Sevgili dostum. Huzur içinde uyu.
bu yazı çocukluğuma olsun...
içim yandı hepimizin içi yandı boş boş baktık öyle kim kimle göz göze gelse ağladı. kıyamadım güldüğümüz,koşuşturduğunuz zamanlar geldi aklımıza " çok büyüdük. " dedi sonra sarıldık eksiğiz dedik bi yanimiz buruk bi yanimiz aci...

bat dünya bat.
orospu.
yapamadığın ne?

veya paylaşmak istemediğin şey?

Ne demek şimdi "ayrılmak da istemiyorum"?

kendini üzüp beni paramparça ediyorsun.
yapma gözünü seveyim.
kendini sev, mutlu et.
ben zaten senin mutluluğunla mutlu olurum.