bugün
- kadınların kocalarını çok sadık sanmaları12
- sözlükte emek veren yazarlar19
- aşık olmak istemek13
- erdoğan'in ülkeyi yönetmedigi gerceği14
- escort10
- genç erkeklerden hoşlanmak9
- yapay zeka insana nasıl et giydirildiğini biliyor9
- cinlerin olduğu aleme geçmek26
- halit ergenç'e soruşturma açılması13
- el sıkışmayı ilk kim çıkarttıysa9
- anın görüntüsü15
- bir tosta 15 tl vermek11
- deepseek9
- özgür başkan özgür türkiye10
- elin gürcüsü9
- pas vermeyen bir kadını ikna etme taktikleri16
- elin gürcüsü türk'e vatan millet dersi veremez8
- pembe giyen erkek10
- barış pehlivan hakkında soruşturma başlatılması8
- sevilen kedinin kendini yalamaya başlaması11
- erkeklerde bulunup kızlarda bulunmayan özellikler11
- artık kimsenin cinsel ilişkiye girmek istememesi28
- yetki alanımda değil demek imajımızı çiğnemektir9
- galatasaray'ın kart sınırındaki topçuları15
- sevilmemek9
- zengin ve fakir arasında ki farklar23
- sözlük kızlarının yedekte tuttuğu erkek sayısı10
- otobüs yolculuğu8
- sözlükteki düzgün erkekler35
- sözlüğe ai ile yaratılmış bir resim bırak17
- artık kimsenin evlenmek istememesi21
- euroya evro diyen gıcık almancı17
- bir insanla ilişkiyi kesmek için yeterli sebepler20
- sudekiray tezek kokuyor silik yemelidir21
- anderson talisca'nın fenerbahçe'ye transferi15
- ressam tatiana kirillova'nın istanbul vapurları9
- istanbul da güpegündüz adam bıçaklamak8
- akp sayesinde vejetaryen olmak12
- sigarayı bırak et ye15
- aynaya bakarken sarf edilen sözler8
- cc geçer not mu9
- vahdettinin hicaz'a kabul edilmemesi10
- pariste doğmak varken kayseride doğmak8
- sözlükten birisi ile ilişki yaşamak15
- sözlük yazarlarının kullandığı ilk telefon22
- ekrem imamoğlu nu desteklemek için sebepler10
- iş arkadaşı9
- muharrem ince'nin chp'ye dönme olasılığı10
- konya da 3 katlı binanın çökmesi12
- 27 01 2025 bolu il özel'i daresi açıklaması38
hasan dedem, bana küçükken kocaman kamyon almıştın ve kahvehanelerde kakao ısmarlardın..
hep dilimdesin.. 20 sene geçti ölümünden ama hala hatırımdasın..
seviyorum seni..
hep dilimdesin.. 20 sene geçti ölümünden ama hala hatırımdasın..
seviyorum seni..
dedem,tv dekilerle konuşmanı,bunları gülümseyerek dinlemeyi özledim.
dedecim sana forma yaptırdım..
arkasına yattığın yatağın numarasını yazdırdım..
1 numara !! sen hepimizin 1 numarasısın..
şimdi yanına içeri gelince sana beşiktaş şampiyon falan olucak çok iyi diyorum ama yalan söylüyorum..
çıkınca bana kızma.
eve gelemiyorum sensiz boğazımı sıkıyorlar bu evde..
eskisi gibi olucaz dedecim evimize gelicez..
seni çok seviyoruz..
arkasına yattığın yatağın numarasını yazdırdım..
1 numara !! sen hepimizin 1 numarasısın..
şimdi yanına içeri gelince sana beşiktaş şampiyon falan olucak çok iyi diyorum ama yalan söylüyorum..
çıkınca bana kızma.
eve gelemiyorum sensiz boğazımı sıkıyorlar bu evde..
eskisi gibi olucaz dedecim evimize gelicez..
seni çok seviyoruz..
dedecim bana anlatmak istediklerini anlamadım diye bana çok kızdın..
omuz silktin..
kafanı çevirdin..
gözlerini yumdun..
giderken el sallamadın..
doktorla hemşirelerle konuştum..
dedemin birşeyi var birşey anlatmak istiyor ama konuşamıyor işte bir yolu yok mu dedim.
yok dediler..
yoğun bakım sendromu ellerini çözmemizi istiyor bizede böyle şeyler yapıyor dediler..
dedecim ama ellerini çözdüklerinde ağzındaki hortumla üstündeki şeylerle oynuyorsun o yüzden çözemezler..
çok tehlikeli..
sabret..
hala bile kıpır kıpır hareket edip ayağındaki nabız kalp ritmini falan ölcen mandalı pat diye atıverdin..
o makineler bağırınca o kadar çok korktumki..
hasta bakıcı sakindi..
sanırım hep yapıyorsun sen bunu..
hemen ayağına baktı mandalı atmışsın..
kanım çekiliyor dede..
nefes alamıyorum dede..
biticek dede..
iyi olucaksın dede..
inan bana dede..
omuz silktin..
kafanı çevirdin..
gözlerini yumdun..
giderken el sallamadın..
doktorla hemşirelerle konuştum..
dedemin birşeyi var birşey anlatmak istiyor ama konuşamıyor işte bir yolu yok mu dedim.
yok dediler..
yoğun bakım sendromu ellerini çözmemizi istiyor bizede böyle şeyler yapıyor dediler..
dedecim ama ellerini çözdüklerinde ağzındaki hortumla üstündeki şeylerle oynuyorsun o yüzden çözemezler..
çok tehlikeli..
sabret..
hala bile kıpır kıpır hareket edip ayağındaki nabız kalp ritmini falan ölcen mandalı pat diye atıverdin..
o makineler bağırınca o kadar çok korktumki..
hasta bakıcı sakindi..
sanırım hep yapıyorsun sen bunu..
hemen ayağına baktı mandalı atmışsın..
kanım çekiliyor dede..
nefes alamıyorum dede..
biticek dede..
iyi olucaksın dede..
inan bana dede..
içim acıyor dede..
sen bana beni burdan çıkar demeye çalıştıkça içim açıyor..
sabret nolursun.
bizim için sabret..
sen bana beni burdan çıkar demeye çalıştıkça içim açıyor..
sabret nolursun.
bizim için sabret..
dizine oturup,başımı göğüsüne yaslayayım.bana en sevdiğim gofretten al.işte o zaman,hiç derdim olmazdı sanki.hem sen ona kızardın da dede,beni üzdüğü için...seni özlüyorum.
dede; son on yıldır 5 lira harçlık veriyorsun. artık zam yapmanın zamanı gelmedi mi?
rüyamda gördüm seni dün gece.
kokun bile aynıydı. dede kokusu, tabi farklı olacak.
ağlıyordum sana sarılarak. sonra sen de katıldın bana.
yüzünü görmedim rüyamda.
sahi aynı mısın hala?
iki yıl oldu görmeyeli.
çok,
çok özlüyorum seni...
kokun bile aynıydı. dede kokusu, tabi farklı olacak.
ağlıyordum sana sarılarak. sonra sen de katıldın bana.
yüzünü görmedim rüyamda.
sahi aynı mısın hala?
iki yıl oldu görmeyeli.
çok,
çok özlüyorum seni...
dedecim çaktırmadan kapıdan baktım ya sana hani el salladım öpücük yolladım..
gelip sana sımsıkı sarılmamak için zor tuttum kendimi..
21.02.11'den beri yoğun bakımdasın ama sen 2 gün önce sorduğunda 1 haftadır burdasın dedim birazcık yalan söledim.
az kaldı çıkıcaksın ordan..
gelip sana sımsıkı sarılmamak için zor tuttum kendimi..
21.02.11'den beri yoğun bakımdasın ama sen 2 gün önce sorduğunda 1 haftadır burdasın dedim birazcık yalan söledim.
az kaldı çıkıcaksın ordan..
çocukken, ufacıkken ben, her ne kadar çocukları çok sevsende yakın olamadım sana bir türlü. en büyük torunundum en büyük evladından olan. hani şu gözünün içine baka baka "sana benim gibi bakan gözler körolsun" diye şarkılar söylediğin kızının çocuğu... hani sırf kızını elinden aldı diye hep kinle baktığın adamın kızı...
garip bir sevgiydi seninki, biliyordum. bana her gelişinde getirdiğin şemsiye çikolataları sevdiğim kadar çok seviyordun beni. "git bak bakayım, montumun cebinde ne var" dediğinde hep bir şemsiye çikolata ve bir de araba anahtarı bulacağımı biliyordum. ama olmadı, yaklaşamadım bir türlü sana.
sonra büyüdükçe gençliğini öğrendim dede. ve nasıl çektirdiğini annemlere... herşey yolunda gidebilecekken dahi hayatı çocuklarına ve eşine nasıl zindan ettiğini az çok öğrendim. içten içe kendimi suçlasam da yakınlaşamamamın nedenini hep senin aslında kim olduğunu hissetmeme bağladım. büyüdüm, sorumluluklarım arttı, işlerim çıktı ve uğramadım yanına sık sık. evet, bahaneler tükenmezdi. ve ikimiz de bilsekte tüm gerçekleri, salağa yatar ve inanırdık güya ürettiğim tüm bahanelere.
sonra bambaşka şehirlere düştü yolum hayatımı kurmak için. bambaşka arkadaşlar, bambaşka dostlar edindim. ve sayende dün akşam bambaşka bir hayat dersi...
dün gece arkadaşlarımla muhabbet ederken senden bahsettim dede onlara. senden ve karadenizli olmandan dolayı yaptığın akıl almaz işlerden. güldük gıyabında.
ama hayat o kadar garip ki dede, meğer adına dualar okunuyormuş o sırada. meğer sen bambaşka yerleri keşfetmekle meşgulmüşsün. meğer bir bilet alıp, binmişsin sonsuza kalkan bir araca. ben seni anarken sen evinden başka bir yerde; kapkaranlık, nemli ve soğuk bir toprağa uzanmış, yapayalnız uyuyormuşsun bir daha gözlerini açmamacasına.
oysa ne çok severdin sıcağı... kedi gibi sobanın kenarına kıvrılır uyurdun hep. zor ikna etmişti ananem seni doğalgaza geçmek için.
dede... hiç birşeyin yokken neden gittin böyle birden bire? sabah 9,30 hiç ölüme yakışan bir saat mi? ananeme temizlik yapıp seni uyutmuyor diye kızmışsın. bu kadar mı çok seviyordun uykuyu? hiç uyanamayacak olmana değdi mi?
insanın bir işi de aksi gitsin. 9,30 da gidip buralardan, ikindide bedenini de toprağa koydurtmaya değdi mi? bu kadar çabuk gidecek kadar mı bıkmıştın ananemin temizliğinden?
dede... sen de benimle birlikte ısrar etmessen ananem hala bana papaaates pişirir mi?
garip bir sevgiydi seninki, biliyordum. bana her gelişinde getirdiğin şemsiye çikolataları sevdiğim kadar çok seviyordun beni. "git bak bakayım, montumun cebinde ne var" dediğinde hep bir şemsiye çikolata ve bir de araba anahtarı bulacağımı biliyordum. ama olmadı, yaklaşamadım bir türlü sana.
sonra büyüdükçe gençliğini öğrendim dede. ve nasıl çektirdiğini annemlere... herşey yolunda gidebilecekken dahi hayatı çocuklarına ve eşine nasıl zindan ettiğini az çok öğrendim. içten içe kendimi suçlasam da yakınlaşamamamın nedenini hep senin aslında kim olduğunu hissetmeme bağladım. büyüdüm, sorumluluklarım arttı, işlerim çıktı ve uğramadım yanına sık sık. evet, bahaneler tükenmezdi. ve ikimiz de bilsekte tüm gerçekleri, salağa yatar ve inanırdık güya ürettiğim tüm bahanelere.
sonra bambaşka şehirlere düştü yolum hayatımı kurmak için. bambaşka arkadaşlar, bambaşka dostlar edindim. ve sayende dün akşam bambaşka bir hayat dersi...
dün gece arkadaşlarımla muhabbet ederken senden bahsettim dede onlara. senden ve karadenizli olmandan dolayı yaptığın akıl almaz işlerden. güldük gıyabında.
ama hayat o kadar garip ki dede, meğer adına dualar okunuyormuş o sırada. meğer sen bambaşka yerleri keşfetmekle meşgulmüşsün. meğer bir bilet alıp, binmişsin sonsuza kalkan bir araca. ben seni anarken sen evinden başka bir yerde; kapkaranlık, nemli ve soğuk bir toprağa uzanmış, yapayalnız uyuyormuşsun bir daha gözlerini açmamacasına.
oysa ne çok severdin sıcağı... kedi gibi sobanın kenarına kıvrılır uyurdun hep. zor ikna etmişti ananem seni doğalgaza geçmek için.
dede... hiç birşeyin yokken neden gittin böyle birden bire? sabah 9,30 hiç ölüme yakışan bir saat mi? ananeme temizlik yapıp seni uyutmuyor diye kızmışsın. bu kadar mı çok seviyordun uykuyu? hiç uyanamayacak olmana değdi mi?
insanın bir işi de aksi gitsin. 9,30 da gidip buralardan, ikindide bedenini de toprağa koydurtmaya değdi mi? bu kadar çabuk gidecek kadar mı bıkmıştın ananemin temizliğinden?
dede... sen de benimle birlikte ısrar etmessen ananem hala bana papaaates pişirir mi?
babam gibi bir sevimsizin dünyaya gelmesine vesile olduğundan, yapısına koyulacaklar listesine ilk senden başlıyor, yedi ceddinizden de nefret ediyorum.
Dede seni +18 izlerken bastığım günü dünmüş gibi hatırlıyorum hiç unutmadım.
normalde bir insan , bir erkek , doğar , çocuk olur, gençliğini geçirir ve adam olur... ama dedem genç kısmını yaşamamış.o direk çocukluktan adamlığa geçen bir erkek. 6 yaşında annesi ve babası yoktu , ablasının yanında yaşadı , ablası daha fazla bakamadı kimse bakamadı yetim hüsen derlermiş ona. 16 yaşında anneannemle evlendirmişler , 17 yaşındaki... eee evli yetim hüsen , bakmak zorunda... marangozun yanına girmiş sabahları , akşamları dağdan odun kesip eve getiriyormuş 1 saat yürüyerek sırtlanıp. 16 yaşında adam olan dedem , 18 inden sonra asker yolu gözleyen nenem.
ee haliyle çoluk çocuk olacak , yetim hüsen 2 bebesini toprağa verdikten sonra , üçüncü çocuk şükran teyzem doğmuş ve yaşamış. ardından hatice teyzem , annem , dayım... yetim hüsene çocukları olduktan sonra , herkesin yardımına koştuğu için çavuş hüsen demeye başlamışlar. dedem öyle bir insan ki çocuğunu 9 yaşında toprağa vermiş , tüm acılarına rağmen yıkılmamış bir insan. şükran teyzem , 9 yaşında ölmüş. çocuğunun acısını yaşamayı kimse istemez , allah'a dua ederken en çok söylenendir bu dua "çocuğumun acısını gösterme". çok il gezmiş dedem , kamyon arkasında evine ekmek getirebileyim diye , eee çocuk olmuş bakmak gerek.
dedem bakmakla kalmamış annemi ve dayımı üniversiteye göndermiş , haçlık yollamış.
dedemi çocukluktan hatırlarım , demir gibi kuvvetli , kaldırdı mı seni omzuna kafan tavana değerdi. hani dağ gibi adam derler ya o işte. ama bir kötü alışkanlığı vardı. dedemi anlatanlar bana derdi ki hep " deden kibrit kullanmaz" evet kullanmıyordu , paketten bi cigara alırdı daha diğeri bitmeden , sonuyla yakardı onu da... içe içe içe... ciğerler kalır mı ? kalmaz...
salı sabahı uyandırıldım babam tarafından. "kalk çabuk alifuatpaşaya" noldu dedim ses etmedi. dedeme bir şey oldu mu dedim ? "biz yoldayız denizliden çıktık" noldu dedim gene ses etmedi ,sonra sessizce "deden vefat etti oğlum". ben ilk defa bir yakınımı kaybediyorum , her akrabam sağ çok şükür , hiç beklemiyordum. daha 2 gün öncesinde anneme , "ben sakaryaya geçerim çarşamba günü , dedemi görüp denizliye gelirim anne".yetişemedim... yetişip göremedim. yolda hiç ağlamadım ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi bilmiyordum , üzülüyordum , bir daha göremeyeceğim , bana nasihat veremeyecek...
alifuatpaşaya vardım , söz verdim kendime ağlamayacaktım , erkek dik durmalı , dedem öyleydi dimdik , 72 yaşına kadar hala dikti , hiç belinin büküldüğünü görmedim ben... gittim eve yaklaştım , kapıda kuzenim gözler kırmızı , gördüğüm an bir şey oldu anlayamadım , görüşüm buğulandı , durduramıyordum , sarıldım ağladık , içerde kapının önünde dayım , sarıldım sıktı omzumu ,ağlıyorduk hepimiz , nenemi gösterdi git öp dedi elini , içeri girdim göremiyordum ki ne nerde , nenem beli bükük , ben nenemi de 5- 6 yıldır hiç dik görmedim , ama o gün dik duruyordu gitim sarıldım ağladık dayanamadım attım dışarı kendimi. dedem tabutta duruyormuş , soğutuculu tabut , annemgil gelene kadar , defnedemezdiler , bekliyordu onun için ... kardeşim geldi bursadan gözler kırmızı ağladık sarılıp , ama en kötü en kötü annemin gelişiydi. annem öğretmen kaç defa izin alıp sakaryaya geldi ben unuttum 2 gün 3 gün 4 gün en fazla ama geliyordu dedeme moral veriyordu 7 saatlik yol çekiyordu usanmadan... geldi sarıldı dayıma "yaşatamadık , yaşatamadık babamı" ben hayatımda bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum...
ben babamın ağladığını görmemiştim , baktım babam da ağlıyor , bir erkek çocuğunun babasının ağladığını görmesi , nasıl parçalandı içim... ağladık..ağladık...
ben salı günü dedemi kaybettim , bir adamı , dağ gibiydi... bu yazı ne kadar ki , ne kadar... sayfalar dolusu yazabilirim , keşke klavyenin su geçirmeyeceğini bilsem devam etsem...
alifuatpaşa da 3 gün boyunca yağmur yağdı , sadece dedemi defnettiğimiz saat yağmadı. mekanın cennet olsun , huzur içinde yat dedem...
ee haliyle çoluk çocuk olacak , yetim hüsen 2 bebesini toprağa verdikten sonra , üçüncü çocuk şükran teyzem doğmuş ve yaşamış. ardından hatice teyzem , annem , dayım... yetim hüsene çocukları olduktan sonra , herkesin yardımına koştuğu için çavuş hüsen demeye başlamışlar. dedem öyle bir insan ki çocuğunu 9 yaşında toprağa vermiş , tüm acılarına rağmen yıkılmamış bir insan. şükran teyzem , 9 yaşında ölmüş. çocuğunun acısını yaşamayı kimse istemez , allah'a dua ederken en çok söylenendir bu dua "çocuğumun acısını gösterme". çok il gezmiş dedem , kamyon arkasında evine ekmek getirebileyim diye , eee çocuk olmuş bakmak gerek.
dedem bakmakla kalmamış annemi ve dayımı üniversiteye göndermiş , haçlık yollamış.
dedemi çocukluktan hatırlarım , demir gibi kuvvetli , kaldırdı mı seni omzuna kafan tavana değerdi. hani dağ gibi adam derler ya o işte. ama bir kötü alışkanlığı vardı. dedemi anlatanlar bana derdi ki hep " deden kibrit kullanmaz" evet kullanmıyordu , paketten bi cigara alırdı daha diğeri bitmeden , sonuyla yakardı onu da... içe içe içe... ciğerler kalır mı ? kalmaz...
salı sabahı uyandırıldım babam tarafından. "kalk çabuk alifuatpaşaya" noldu dedim ses etmedi. dedeme bir şey oldu mu dedim ? "biz yoldayız denizliden çıktık" noldu dedim gene ses etmedi ,sonra sessizce "deden vefat etti oğlum". ben ilk defa bir yakınımı kaybediyorum , her akrabam sağ çok şükür , hiç beklemiyordum. daha 2 gün öncesinde anneme , "ben sakaryaya geçerim çarşamba günü , dedemi görüp denizliye gelirim anne".yetişemedim... yetişip göremedim. yolda hiç ağlamadım ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi bilmiyordum , üzülüyordum , bir daha göremeyeceğim , bana nasihat veremeyecek...
alifuatpaşaya vardım , söz verdim kendime ağlamayacaktım , erkek dik durmalı , dedem öyleydi dimdik , 72 yaşına kadar hala dikti , hiç belinin büküldüğünü görmedim ben... gittim eve yaklaştım , kapıda kuzenim gözler kırmızı , gördüğüm an bir şey oldu anlayamadım , görüşüm buğulandı , durduramıyordum , sarıldım ağladık , içerde kapının önünde dayım , sarıldım sıktı omzumu ,ağlıyorduk hepimiz , nenemi gösterdi git öp dedi elini , içeri girdim göremiyordum ki ne nerde , nenem beli bükük , ben nenemi de 5- 6 yıldır hiç dik görmedim , ama o gün dik duruyordu gitim sarıldım ağladık dayanamadım attım dışarı kendimi. dedem tabutta duruyormuş , soğutuculu tabut , annemgil gelene kadar , defnedemezdiler , bekliyordu onun için ... kardeşim geldi bursadan gözler kırmızı ağladık sarılıp , ama en kötü en kötü annemin gelişiydi. annem öğretmen kaç defa izin alıp sakaryaya geldi ben unuttum 2 gün 3 gün 4 gün en fazla ama geliyordu dedeme moral veriyordu 7 saatlik yol çekiyordu usanmadan... geldi sarıldı dayıma "yaşatamadık , yaşatamadık babamı" ben hayatımda bu kadar ağladığımı hatırlamıyorum...
ben babamın ağladığını görmemiştim , baktım babam da ağlıyor , bir erkek çocuğunun babasının ağladığını görmesi , nasıl parçalandı içim... ağladık..ağladık...
ben salı günü dedemi kaybettim , bir adamı , dağ gibiydi... bu yazı ne kadar ki , ne kadar... sayfalar dolusu yazabilirim , keşke klavyenin su geçirmeyeceğini bilsem devam etsem...
alifuatpaşa da 3 gün boyunca yağmur yağdı , sadece dedemi defnettiğimiz saat yağmadı. mekanın cennet olsun , huzur içinde yat dedem...
keşke ucuz yollu arazilerden birkaç dönüm çevireydin, cocukların ah buralar copluktu gecekonduydu zamanında almadık da diye hayıflanıp duruyor valla
ebemi siktin.
kıymet bilmeyi kaybedince anladığımız bi dünyada yasıyoruz..kıymet bilme mevzuu olunca "keşke"ler eksik olmuyor tabi..keşke seninle daha fazla vakit gecirseydim..keşke daha cok akıl alabilseydim..keşke senden daha cok sey ögrenebilseydim..keşke....
sen gittiğinde ben yarım kaldım..yarım yamalak, bı yanı eksik..sensiz yarım, ellerin olmadan elsiz gibiyim..dünyalara bedel addeddiğim sen git, hatıraların kaldı..kıyafetlerinde o kokun..anneanne'me yazdığın o şiir kaldı..cizdiğin resimler kaldı..aşçılık yıllarından yemek tariflerin kaldı..en önemlisi senin canından, kanından bizler kaldık..senin hayat'a karşı bakışını, o keskin düşüncelerini, konusmalarını, öğütlerini her daim yaşatacağız..yüreğimde sönmeyen bi alev misali yanıp duracaksın ta ki ben yanına gelene kadar..
sen gittiğinde ben yarım kaldım..yarım yamalak, bı yanı eksik..sensiz yarım, ellerin olmadan elsiz gibiyim..dünyalara bedel addeddiğim sen git, hatıraların kaldı..kıyafetlerinde o kokun..anneanne'me yazdığın o şiir kaldı..cizdiğin resimler kaldı..aşçılık yıllarından yemek tariflerin kaldı..en önemlisi senin canından, kanından bizler kaldık..senin hayat'a karşı bakışını, o keskin düşüncelerini, konusmalarını, öğütlerini her daim yaşatacağız..yüreğimde sönmeyen bi alev misali yanıp duracaksın ta ki ben yanına gelene kadar..
bugün, ölümünün 8. yılını hüzünle andığım şeker, tatlı insan...
tavla oynamayı sen öğrettiydin bana dedem. sen gittin gideli tek zarım eksik, kayıp.
o zamanlar daha çocuktum. annemle-babamla kavga eder, koşa koşa senin yanına gelirdim. sen gittin gideli, her kavgadan sonra, odamın ücra köşelerinde herkesten habersiz ağlıyoruz dede.
her bayram en çok harçlığı senden alırdım.
biliyorum, torunlarından en çok beni severdin.
sen de bil dede, ben seni babamdan daha çok sevdim.
nur içinde yat.
tavla oynamayı sen öğrettiydin bana dedem. sen gittin gideli tek zarım eksik, kayıp.
o zamanlar daha çocuktum. annemle-babamla kavga eder, koşa koşa senin yanına gelirdim. sen gittin gideli, her kavgadan sonra, odamın ücra köşelerinde herkesten habersiz ağlıyoruz dede.
her bayram en çok harçlığı senden alırdım.
biliyorum, torunlarından en çok beni severdin.
sen de bil dede, ben seni babamdan daha çok sevdim.
nur içinde yat.
çok özlüyorum seni dede,
senin için hiç iyi şeyler söylemiyorlar. ama hiç bir delil bani, senin dünyanın en iyi dedesi olduğun doğrusundan vazgeçiremez. en iyi arkadaşımdın sen benim. her ne kadar benden önce ve doğan torunların olsa da, ben senin ilk ve son torunundum. bunu hiç itiraf etmedin ama biliyorum. hangi ortamda ne şartlar altında olursan ol beni düşündüğünü de biliyorum. ve bir gün yine karşıma hayatımı değiştirecek bir şey ile çıkacaksın. adım gibi eminim. hissediyorum. ve emin ol ki, benimde eğer olursa torunum, seni bilecek.
senin için hiç iyi şeyler söylemiyorlar. ama hiç bir delil bani, senin dünyanın en iyi dedesi olduğun doğrusundan vazgeçiremez. en iyi arkadaşımdın sen benim. her ne kadar benden önce ve doğan torunların olsa da, ben senin ilk ve son torunundum. bunu hiç itiraf etmedin ama biliyorum. hangi ortamda ne şartlar altında olursan ol beni düşündüğünü de biliyorum. ve bir gün yine karşıma hayatımı değiştirecek bir şey ile çıkacaksın. adım gibi eminim. hissediyorum. ve emin ol ki, benimde eğer olursa torunum, seni bilecek.
ben doğmadan neden öldün? şimdi ben ne yazıcam buraya? söle bakim ne yazıcam?
bak adamlar soruyo nasıl bilirdin diye ne diycem ben?
ne bilim tanımıyorum ki...
allah rahmet eylesin...
bak adamlar soruyo nasıl bilirdin diye ne diycem ben?
ne bilim tanımıyorum ki...
allah rahmet eylesin...
aslında buraya yazılacak tek şey fatiha ama olmaz heralde.
seni en çok 8 saat boyunca beni aradığını zannedip telefonumun sürekli meşgul olmasına şaşırdığın an sevmiştim. Aslında aradığın kendi ev numarandı dedecim.
anneannem senin yüzünden öldü. Senden nefret ediyorum. Cenazene bile gelmeyeceğim.
üç gulhü bi' elam.
yapabileceğin en güzel şeyi ölmekle yaptın.
seni anlatmaya kelimelerin takati kalır mı dedem. sana yazacak o kadar şey var ki..çocukluğumda derlerdi bana.. ileride geçmişe bakmayı öğreneceksin, maziyi anmayı, geride kalan hatıraları karıştırmayı.. işte ben mazinin ummanına dalmışken, bir anı defteri geçti elime.. önce tozunu sildim çok narin bir şeymiş gibi dikkatlice.
seninde 2 sayfayı tutan, anı defterime yazdığın yazını okudum. her satırında göz yaşına boğuldum, burnum sızladı. seni öyle özledim ki.. anlatmaya kalksam ifade edemem bunu.. o kadar büyük ve derin.. dünya aleme sığmaz cümlelerim..
yine yaktım beyaz izmaritli sigaramı.. bilirsin dede ben içmezdim.. sen gittiğinde başladım bu merede.. zira sende içiyordun ve beyaz izmaritli içiyordun. Ben seni hayatımda ki "doğrum"bildim. Senin gibi olmalıydım bende. Bir yerden başlamak lazımdı dede iyi ya da kötü. Tabi sen bunu tasvip etmezdin ama kalkacağım limanı bilemedim, rotamı belirleyemedim.
Duruşunla, hareketlerinle, konuşmanla, bakışınla, ciddiyetinle, adam gibi adamlığınla velhasıl her şeyinle ben "sen"olmalıydım. Şimdi olsaydın yanımda, her sözünü beynime kazısaydım, hareketlerini kendime uyarlasaydım ben ben olmaktan çıksaydımda sen olsaydım. Bir şedde altında birleşseydik, ben yolumu karıştırdığımda bir med gibi uzanıp beni tekrar aynı düsturuda hareket etmem için yardımcı olsaydın. Ne kadar çabalasamda ben sen gibi olamam dede. Kimse sen gibi olamaz. Sen gönül tahtımda padişah olarak kalacaksın.
anlatamam ki dede sensizliğin acısını, 11 ayın sancısını. her gün bir adım daha sana yaklaşıyorum ya.. işte tek tesellim budur.
seninde 2 sayfayı tutan, anı defterime yazdığın yazını okudum. her satırında göz yaşına boğuldum, burnum sızladı. seni öyle özledim ki.. anlatmaya kalksam ifade edemem bunu.. o kadar büyük ve derin.. dünya aleme sığmaz cümlelerim..
yine yaktım beyaz izmaritli sigaramı.. bilirsin dede ben içmezdim.. sen gittiğinde başladım bu merede.. zira sende içiyordun ve beyaz izmaritli içiyordun. Ben seni hayatımda ki "doğrum"bildim. Senin gibi olmalıydım bende. Bir yerden başlamak lazımdı dede iyi ya da kötü. Tabi sen bunu tasvip etmezdin ama kalkacağım limanı bilemedim, rotamı belirleyemedim.
Duruşunla, hareketlerinle, konuşmanla, bakışınla, ciddiyetinle, adam gibi adamlığınla velhasıl her şeyinle ben "sen"olmalıydım. Şimdi olsaydın yanımda, her sözünü beynime kazısaydım, hareketlerini kendime uyarlasaydım ben ben olmaktan çıksaydımda sen olsaydım. Bir şedde altında birleşseydik, ben yolumu karıştırdığımda bir med gibi uzanıp beni tekrar aynı düsturuda hareket etmem için yardımcı olsaydın. Ne kadar çabalasamda ben sen gibi olamam dede. Kimse sen gibi olamaz. Sen gönül tahtımda padişah olarak kalacaksın.
anlatamam ki dede sensizliğin acısını, 11 ayın sancısını. her gün bir adım daha sana yaklaşıyorum ya.. işte tek tesellim budur.
güncel Önemli Başlıklar