feodolite döneminde olan toprak mülkiyeti nedeniyle toprak ağaları yani feodal beylerin halk üzerinde de hak iddia etmesi sonucu evlilik çağına gelmiş kızlar evlenecekleri kişiden önce toprak ağalarıyla birlikte olmak zorundalardı. kızın ilk birlikteliğinin toprak ağasıyla olması da nitekim kızlık zarıyla anlaşılıyordu. bu da kızlık zarı ve bekaret gibi kavramların halk arasında ağaya öncelik olduğu varsayımını doğurarak halk içinde bakire olmayanlar ahlaksızla suçlanırdı. brave heart'ıizleyenlerinizin gözünde bu yazdıklarım canlanmış olacaktır muhtemelen. bunlar asırlar önce yaşanan ahlak kargaşalarıydı. gelelim bugüne; 21. yüzyılda yaşıyoruz ve dergilere çıplak pozlar verdiği halde ahlakıyla övünüp ben bakireyim diyen beynen bakire biri çıkıp bekaretin bir erdem olduğunu savunuyor ve dolaylı olarak bakire olmayanları ahlaksızlıkla suçluyor. bizim ülkemizde bir kadın bu olaya bu kafayla baktığı müddetçe bekaret yüzünden işlenen cinayetlere kim dur diyecek!? kaç zavallı daha 'ahlaksız' damgası yiyerek bu uğurda öldürülecek!? peki o hanım kızımızın aklına gelinliğine bekaret kemeri diye taktığı o kırmızı kuşağın 'bekaret' için öldürülen kızlarımızın kanı buştığı gelecek mi acaba!?
(bkz: siftah)
turkiye'de kadın olmak bu sorunsalın bir sonucudur. cunku sorunsalı yaratan kadınlardır kaynagından dusunuldugunde. bu durumu sorun eden erkekleri yetistirenler kim? anneler.

bu durumda anne olan her kadının oglunu bilinclı bir sekilde yetistirmesi gerekmektedir. aman oglum elinin kiri, aslan oglum goster bakayım pipini, benim oglum herseyin en iyisine layık, erkektir yapar laflarıyla buyuyen bir cocuk elbette egonun zirvelerinde dolasacaktır...

sonradan gelen edit : verilen kotu oylara inat, yine yuksek egomdan burdan acıklıyorum...hemcinslerim beni yanlıs anlamayın...turkıye'de kadın olmakbaslıgını bir okuyun...
egonun zirvesinde dolasan bir erkekte bazen mantıksız davranıp, bazı kavramları yanlıs anlayabilmektedir, cunku bana gore namus apıs arsında degil tamamen yurekte ve beyindedir. zira namusu apıs arasında bulanlar tore cinayeti ve intiharlarla ugrasmaya mahkumdurlar.

sonradan gelen edit : verilen kotu oylara inat, yine yuksek egomdan burdan acıklıyorum...hemcinslerim beni yanlıs anlamayın...turkıye'de kadın olmakbaslıgını bir okuyun...
bir öneri...
(bkz: evleneceğin kişiyi küçükten yetiştirmek)
(bkz: ağaç yaşken eğilir)
bekarlık hayatında her türlü cevizi kırıp, evleneceği kızda bekaret arayan kişinin durmadan tekrar ettiği sorunsaldır.
kişi liseden mezun olmuştur, üniversiteyi kazanmıştır. ösym kişiye yerleştirme belgesini ulaştırdığında kişin aklında ilk önce şu vardır (üzerine alınmayanları tenzih ederim) "lan acaba kızları güzel mi, off hayata bak, gelsin kızlar gitsin kızlar, acaba barları, eğlence mekanları nasıl" soruları ve hayalleri kafada dolaşır. "ulan bölümü bitirip adam olayım" 2. hatta 3. planda kalır. kızlar içinse durum farklı bir şehirde aileden uzak daha rahat bir yaşam manasına gelir. birçok hatun koleksiyonuna kaç erkek sığdırabileceğini hesaplamaya başlar (bkz: motor). bazı hatunlar oral, anal takılırlar ama namus timsalidirler çünkü yüzeyden 3-4 cm içerideki bir zar onların namusunu temsil etmektedir, hatun hayatında 30-40 farklı erkekle sevişmiştir dolaşmıştır ama yatmamıştır işte o kız namusludur çünkü zarını pis erkeklere vermemiştir kendisini kocasına saklamıştır. erkek de 30-40 farklı hatunla beraber olmuştur hatta çoğuna çıkıp "aşkım" demiştir ama olmaz kız ona evlenmeden vermiştir kız mantalite olarak mükemmel de olsa artık bakire değildir, evlenmeden vermiştir, kız namussuzdur. onunla evlenilmez, salak da olsa bakire bir kız bulunup evlenilmelidir, böylesi daha makbuldür.
namusun kafada değil, 3-4 cm içerideki zarda olduğunu düşünen insanların hiçbir zaman kurtulamayacağı sorunsaldır.
her ne kadar tabu olarak algılansada insanların ilk cinsel deneyimlerini özel birisiyle özel bir zamanda özel bir ortamda yaşamak istemelerinin bir sonucudur.

insanlar hayvanlar gibi her önüne gelenle cinselliği yaşayamaz, yaşamaya çalışanda uzun sürmez vazgeçer böyle bir hayattan, zaten mahremiyette buradan doğar.

Müstakbel eşinde bekarete önem veren şahıs, bu özelliğe kendiside haiz olmalıki olayın bir "özel"liği olsun...

Özel olmak isteyen insanlar özel bir hayat yaşamalıdır, sıradan yaşayıp özel olma lüksü yoktur.
bu zihniyet ile güvenlik kapagı olmadan almayınız, ilk defa siz açıcaksınız ve el değmeden hazırlanmıştır gibi tüketiciye güven vermek için üreticilerin oluşturdukları sloganlar arasındaki paralelliği görünce ne yazıkkı verilen değer ortaya çıkıyor*.
(bkz: bakire doğdum bakire öleceğim)
o kadar büyütülürki, bağyan kişisi baskılardan sıyrılıp yapmak istese bile , erkek kişisi baskılardan dolayı yapamayacak duruma gelir.
şöyle bir boyutu da vardır. kadınlar hayatları boyunca hep zarar görmeden yaşamak istedikleri için bazen bunu kendilerine kalkan bazen de silah olarak kullanmaktadır. durum böyle olunca bekaret erkek için bir amaç olmaktadır. burada annelere olduğu kadar kızlarına da iş düşmektedir. türkiye de kadın olmak zor değildir. zor olan dilediği gibi yaşayan kadın olmaktır. fakat ülkemizde bunu göze alabilecek kadın sayısı devede kulak kadardır.
(bkz: sebnem scheffer) => (orijinali; "Şebnem Schaefer"dir ama neyse moderasyon düzeltir artık)
bakireyim / bakire miyim?
bakiresin / bakire misin?
bakire / bakire mi?
bakireyiz / bakire miyiz?
bakiresiniz / bakire misiniz?
bakireler / bakireler mi?
namusu, kişinin kafasında, düşüncelerinde değil de bir zarda arayan zihniyetin sorunsalıdır. ki bekaret, tamamen sahibini ilgilendiren bir konudur, kimsenin kimseyi böyle bir konuda yargılamaya, eleştirmeye, yönlendirmeye hakkı yoktur.
ilk okuduğumda,gerçekte böyle bir sorunsal ya da sorun yoktur,bu aslında erkeklerin sorunudur dediğim başlık... çünkü erkekler 'sevgililerinin' mümkünse bakire olmayan, ama evleneceği hatunların, müstakbel eş adaylarının yine mümkünse 'bakire'olmasını tercih ederler...
kızlar için var olmayan erkeklerin kafasında olan ama hep kızlara mâl edilen sorunsal.
iki bakış açısı ile değerlendirilebilecek sorunsaldır.
birinci bakış açısı insanlar eşitse, kadınla erkek eşitse ve sevişmek iki kişilik bir eylemse iki tarafın da yapmasıdan bir sakınca yoktur. bu durumda bir kadının bir erkekle birlikte olması ahlaksızlık, ayıp vs. değildir.
ikinci bakış açısı ise; kadın ve erkeğin insan olarak eşit olduklarıdır. bedensel farklılıkların varolmasının belirleyici faktör olduğudur. kadın can verendir. vereceği cana saygısından kendi bedenine saygı duymalıdır.

bunun dışındakiler faso fisodur. ikisinden birini seçersin. ya önceliği kendine verirsin ve zevk yaşarsın. ya da önceliği doğacak bebeğine verirsin ve zevk yaşarsın.

her şey kadında biter. *
"bedeninin bakire olması önemli değil, ruhun orospu olmasın " diye özetlenecek
sorunsal.
(bkz: bekaret/@sassy girl)
önümüzdeki 150 sene daha sorun olmaya devam edecek sorunsaldır . *
evrensel olarak bakarsak aslında olmayan bir sorunsaldır.

aslında yoktur, sadece yaratılır.. zira polemiğe enfeksiyon kapmaya hazır açık bir yara kadar açıktır. nereye çekerseniz oraya gider. insanların hastalıklı ahlak anlayışlarıyla yoğurulmaya adeta davetiye çıkaran konudur.

özellikle yönetim biçimi cumhuriyet, çoğunluklu dini ise islam olan bir ülkede, sapık zihinlerin manipülasyonuna en açık olan kavramlardan biridir. yeri geldiğinde radikal din, şeriat propagandası yapan gerzek yobazların elinde maşa olması o kadar alışılmış bir taktiktir ki, insanlar artık buna şaşırmazlar..

kadının fikrinde bitmesi gerekirken binlerce aptal ahlak polisi sayesinde insanlara "orospu" damgası vurulmasını sağlar..

tartışması da asla tat vermez.

çünkü ne kadar tartışırsanız tartışın, bekaret diş geçirmek için çok uygun bir toplumsal fenomene çoktan dönüşmüştür.

ve kötü niyetliyseniz, genelde bu tür fırsatları kaçırmazsınız.
tanım;sadece türkiye'de geçerli bir sorunsal.

öncelikle evleneceği kadının ''Bakire'' olmasını isteyen erkekleri, bu isteklerinin gerekçelerine göre ayıralım;

1)islamiyet dinine inandığı için evleneceği kadının bakire olması isteyenler.
2)türk olduğu için evleneceği kadının bakire olması isteyenler.
3)''Biz anadolu çocuğuz'' diyerek yola çıkanlar.

(birinci grup)(çoğunluğu oluşturan grup)

toplumda gözlemlediğim kadarıyla kafasında bekaret sorunu olan erkekler sırtlarını islamiyet'e veriyorlar. buradan direk olarak kuran-ı kerim'deki konu ile ilgili ''Nur suresi''ne gideceğiz. Nur suresi 3. ayeti der ki;

''Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.''

yani islami değerlere inandığı için, kendi inançları doğrultusunda, ''Bakire'' eş arayan erkeklerin öncelikle kendilerinin bakir olması gerekiyor, 'ben erkeğim ben yaparım' 'elimin kiri' anlayışının islamiyet'te yeri yok. bilindiği gibi islamiyet dininde zorlama yoktur yani kendisini müslüman olarak tanımlayan bir kişi peşinen kuran'da yazılanları kabul eder fakat bunları yapmak-uygulamak kişinin kendi tercihidir yalnız kişi kesinlikle kuran-ı kerim'deki yazılanları kendine uygun olarak değiştiremez kuran-ı kerim'i bozuntuya uğratamaz, kuran'da bu günahın adı ''allah'a şirk koşmak'' olarak tanımlanmıştır.

gördüğünüz gibi islamiyet erkeklere ''bakire'' kadınlarla evlenmek zorundasınız diye bir baskı yapmıyor aksine erkekleri ''bakir'' kalmak konusunda diretiyor ve ayni sure'nin 5. ayetinde

''Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.''

diyerek de bir yerde açık kapı bırakıyor.

(ikinci grup)(birinci azınlık grubu)

ikinci grup kendisinin ''Türklüğe'' sonuna kadar bağlı olduğunu, türk'lerin çok gururlu bir millet olduğunu ve eşlerinin daha önce başkalarıyla düşüp kalkmasını kabul edemeyeceklerini söylerek ''bakire'' eş ararlar. bu gruptakilere birilerinin ''bekaret''in dinsel bir kavram olduğunu, budizm haricindeki bir çok dinin evlilik öncesi ilişkiyi yasakladığını, islamiyet'inde bu dinlerden birisi olduğunu bunun türklükle veya türk örf ve adetlerinle bir ilgisi olmadığını söylemesi gerekir.

(üçüncü grup)(ikinci azınlık grubu)

bu kişiler ''saf anadolu insanı'' olarak tanımlayabileceğimiz gruba girer, bilmeden ''bekaret''i savunurken kötü bir niyetleri yoktur, en azından şehirde elinin altında internet-kitap-bilgili insanlar gibi bir sürü seçenek varken bunları kullanmayıp, halen ''oğlum vursun kızım dursun'' anlayışına sahip insanlara göre daha temizlerdir.

not 1; gruplara ayırmamın sebebi yazının daha kolay anlaşılabilmesidir, tabiki bütün genellemeler yanlıştır ve ben ev ev gezip insanları gruplara ayırmadım.

bu yazdıklarımdan ne çıkar bilmiyorum ama en azından ''her sevgilim versin ama karım bakire olsun'' anlayışı çıkmaz, burada hemcinslerimin ikiyüzlülüğü devreye giriyor, bu olay sadece islamiyet ile ilgili ise, bakir kalırsın bakire eş alırsın yada tam tersini uygularsın eğer islamiyet dinine inanmıyorsan yada dini inançları kuvvetli biri değilsen zaten ''bakir-bakire kalmak'' konularında bir sıkıntın yok demektir, he eğer mesele, ülkemizdeki kadınların ekonomik bağımsızlığı yeterli seviyede olmadığı için onları ezmek, cinsel ayrımcılık uygulamaksa kimse kimseyi yormasın, kendi kendimize takılalım.

(bkz: göster yavrum pipini amcalara)
(bkz: kız senin için kaşını göstermiş diyorlar)
(bkz: #2914191)
tanım; yakın vadede sona erme ümidi gördüğüm sorunsal.

( konu hakkındaki görüşlerimle ilgili vakit kaybetmemek için (bkz: #3465599) )

şehir merkezlerine baktığınız vakitte, batılı bir toplumdan kesitten görürsünüz, bu tarz kesitleri gördüğünüz yerde, artık bu sorunsal yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır. zaten son 10 yılda en azından toplumun belli bir kesimi, konu hakkında yeterince bilinçlendi ve bu kesim kendine göre sebeplerle (kadın-erkek eşitliği vs..) kendi kafalarında bu sorunu yıktı. burada şöyle dediğinizi duyar gibiyim, yav kardeşim kadiköy, beşiktaş gibi yerlerde oturan oturan bilinçli kesim, bu konuyu kendi kafasında bitirmiş olabilir, örnek mahallesi'ndeki tarlabaşı'ndaki aileler böyle düşünür mü? şu anda bu tarz yerlerde böyle bir düşünüş olmasa bile, yada çok taze düşünceler olsada, ilerleyen yıllarda bu tarz mahallelerde de(ki türkiye'nin %60'sından fazlasına tekabül ediyor, örnek mahallesi yada tarlabaşı standartları) şehir merkezi gibi düşünmeye başlayacaktır, çünkü ister muhafazakar olsun ister liberal, her insan'ın kafasında burjuva olma hayalleri yatar, şehir merkezindeki gibi hayat standartları yatar ve bir süre sonra şehir merkezindeki yaşayış, şehrin arka sokaklarına sıçrar, türkiye tarihi'ne baktığınız vakitte, 30'larda kemalist ideoloji, şehirlerde doğup, köylere yayılmıştır, 50'lerde adnan menderes'in milli görüş gömleği, fatih, eyüp gibi yerlerde doğup, şehir arkalarına taşınmıştır, 68' yılında sadece gençlik yada üniversite bazlı bir hareket, 70'li yıllarda ülkenin her kesimine yayılmıştır(ki bana sorarsanız siyasi bir ideolojiye göre bu konunun yayılması daha kolaydır) gerek mantıksal olarak gereksede tarihsel bazlı verileri ele alırsak, şehir merkezindeki düşünüşün kısa vadede şehrin arka sokaklarına yayılcağını varsayabiliriz, varoşlardaki 200 ytl civarı kızlık zarı dikilen yada kürtaj yapılan yerlerin varlığı, varoşlarında bir cinsel hayatı olduğunu kanıtlasada, halen oralarda bekaret sorunsalının devam ettiğini gösterir.

tabi ki bu süreçte ''mına kodumun batılıları'', ''azdınız dimi, kuran okuyun kuran!'' diyenler çıkacaktır, yalnız kendileri gibi onbinlerce kişi bile bulsalar olay artık geri dönülemez boyutlara gelmiştir, ''türkiye'de bakire kız bulmanın zorlukları'' gibi başlıklar altında diğer entry'lerinden son derece muhafazakar bir çevreye sahip olan kişilerin bile ''lan hakketen ben kimle evlenecem?'' yakarışları, durumun hangi boyutlarda olduğunu gösterir, bu olay modernlik midir? bilemem, bekaretin hala konuşulması gerekli midir? bilemem, tek bildiğim şey ise, hangi görüşe sahip olursanız olun, kısa vadede çok farklı bir ''türkiye'de cinsellik'' profili göreceğinizdir.
yoktur.

bekaret lazımdır, iyidir. severiz kendisini lakin bir sorun teşgil etmez. herkesin elindeki kendine.. aittir yani.
bitti, hadi dağılalım...