bugün

japonların bile tee dünyanın öbür ucundan yakaladıkları starımız.
uzun saçlı dev adamı, doğum gününde saygıyla anıyoruz..
Dünya küçük, insanlar kardeş..
doğum gününün kutlu olması gereken çok büyük müzik insanı.
küçükken en çok istediğim şey 7den 77ye programına katılmaktı. bizimkiler tınlamadıydı da katılamadıydım, hatırladıkça içimiz cızlatan az sayıda şeyden biridir. bu da böyle bir anımdır.
(bkz: keşke ölmeseydi denilen ünlüler)
1985-1995 arası çocukluk yaşayan kendi kuşağım için kıymetini anlatmanın çok zor olduğu güzel insan...
gerçekten çok özlenen adam gibi adamlardan, şimdiki sözde sanatçılardan değil gerçek bir sanatçı.
seksenler/doksanların adam olacak çocuklarının onu izleyip onunla büyüdüğü insan.

iyi ki doğdun barış abimiz, sen hiç ölmedin ki!

alla beni pulla beni

http://www.youtube.com/watch?v=cNWqe-SGQB8

dönence

http://www.youtube.com/watch?v=PbpkCq9RqGo

gamzedeyim deva bulmam

http://www.youtube.com/watch?v=ciqhtDyPWZk
Yine yol göründü gurbete güz geldi yapraklar döküldü.
Martılar göç etti turnalar süzüldü yine yol göründü gurbete.
Köyüme kara kış çökse de aşıklar boynunu bükse de.
Desen ki nazlı yar insafa gelse de yine yol göründü gurbete.

Acı keder hep bana kardeş, bacı, ana, baba.
Benim olsa bütün dünya yetmez ki.
Derdimi kimlere söyleyim ben garip Barış'ım neyleyim?
Anadan babadan yuvadan uzakta yine yol göründü gurbete.
türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı sanatçılarındandır. onunla büyüdük. ahh barış abi aşk olsun, aç koynuna kuş konsun..doğum günün kutlu olsun..çok özledik..
güzel insan, büyük sanatçı. türkiyenin en değerli en önemli isimlerinden biri, hatta bana göre en birincisidir. iki tür müzik vardır, barış manço müziği ve diğerleri. doğum günü kutlu olsun gönüllerde yaşayan, ölmez insanın.
artık gerçekten iki kol düğmesini oynadığımız üstattır.
iyi ki tanrı seni bize göndermiş ki; sesin, bestelerin içimize işlemiş. neşemiz, üzüntümüz, aşkımız senin sesinden ve sözünden bir başka güzel. seni seviyoruz.
özlenen insan, büyük sanatçı. iyi ki doğmuşsun iyi ki senin eserlerinle büyüdük büyük insan.
büyük bir sanatçı idi, allah rahmet etsin.
özlenen sanatçı, özlenen insan.
google sayesinde hatırlanan sanatçı. çok acı.
hayatını 45 saniyede çok güzel tanımlamıştır.

http://www.youtube.com/wa...mbedded&v=6DxjKxRJW9A
ülkenin yetiştiriği en önemli yeteneklerden. allah rahmet eylesin tekrardan.
(bkz: barış abi)
hakkında bu kadar çok entry girilince öldüğünü sandığım ressam.
doğum günü neticesiyle resmi google araç çubuğunu süsleyen, rahmetli sanatçı.
iyi ki doğmuş güzel insan. 25-30 sene evvel biz dinlerdik, adam olacaz derdik, şimdi cocuklarımız dinliyor. tüm zamanların ozanı, iyi ki vardın.

http://sketchtoy.com/15431694

güzel sevmeyene adam denir mi
selam almayana yiğit denir mi
altı üstü beş metrelik bez için
boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

yoksul görsen besle kaymak bal ile
garipleri giydir ipek şal ile
öksüz görsen sar kanadın kolunu
kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Barış söyler kendi bir ders alır mı
su üstüne yazı yazsan kalır mı
bir dünya ki haklı haksız karışmış
boşa koysan dolmaz dolusu alır mı
Göğe Selam!
Doğum günün kutlu olsun
Ölümü öldüren,
Uzun saçlı kahraman...
mübarek ve dindar bir zat olarak görüdüüm sanatçı.

El-Fatiha maassalavat
google olmasaydı bugün doğum yıl dönümü olduğunu hatırlamayacağımız rahmetli sanatçı. toprağı bol olsun.
öldüğü gün çocuk aklımla ağladığımı hatırlıyorum.

halbuki beni neden ilgilendiriyorsa, çocuk safiyeti işte!!

kendisi ile ilgili bir gazetede bir imamın hatıraları tefrika edilmişti..

anlaşıldığına göre samimi bir müslüman aynı zamanda..

--spoiler--
“Hatıranın asıl sahibi, Cemal Hoca namıyla anılan mütevazı bir din görevlisi... Ama biz onun arkadaşı Ali Kosif’ten dinlemiştik.
istanbul’da görev yapmakta olan Cemal Hoca, o zamanlar Tekirdağ’da bir camide görevli...
Sabah namazı vakti... Cemal Hoca, minarede ezanı okuyup camiden içeri adımını atarken her zamanki gibi cemaatinin kaç kişi olduğunu biliyor. Üç beş ihtiyardan başka kimse gelmez sabah namazına... Fakat o da ne öyle? Camide hem de en ön safta bir garip kimse oturmaktadır. Tanımadığı bir kimsedir bu. Ama biraz garibine gider. Sonra tüyleri diken diken olur birden. Heyecanlanır yarı korku yarı endişeyle:
-Bu da ne böyle? Bir kadın bu?
Ağzı bir karış açık, adım atamaz halde bakar o köşeye... Evet yanılmamıştır... Uzun saçlarıyla bir kadın, başı öne eğik halde cemaatin geleceği yerde en ön safta oturmaktadır... Rahat mı rahat... Bir iki adım atacak olur... Sonra binbir türlü yorum:
-Sabahın köründe bu kadının camide işi ne böyle? Meczup mu yoksa? Biri evinden mi kovdu? Sahipsiz mi?
Bir iki adım atar... Cübbesini giyip mihraba geçecektir... Ama beyninde düşünceler cirit atmakta... Az sonra cemaat gelecek... Sonra ne olacak? Acaba gidip sorsa mı kendisine? Ama ne diyecek de ne soracak?
-Allah’ım sen sabır ver... Sen bana yardım et!
Cübbesini giyip, sanki o orada yokmuş gibi yönünü o tarafa dönmeden mihraba geçer... Rahleyi çeker önüne ve açar Kur’ân-ı kerimi... Yarı titrek sesle okuyama başlar...
Oooh! Nihayet caminin kapısı hafif bir gıcırtıyla açılmıştır... içeri ilk gelen cemaat imam efendinin yüreğine su serper... Cemaat hiç oralı olmaz. Gelir imam efendinin ta önüne diz çöküp dinlemeye başlar tilaveti...
Bir iki derken, zaten sayılı cemaat tamam olup da sıra namaz kılmaya gelince, herkes ayağa kalkar. Bizim imam efendi, dönüp bakamaz ama o uzun saçlının da cemaatle birlikte namaz için ayağa kalktığını hisseder... Hayırlısı bakalım...
Sünnet kılınır... Sıra gelir farza... Tabii sabah namazında imam efendi açıktan okuyacak kıraati... Heyecan zirvede... Öyle bir heyecan ki, şimdiye kadar hiç böyle bir heyecan duymamış... Biraz daha açıklamak gerekiyor galiba... içindeki şüpheyi giderememenin verdiği heyecan? Nedir o?
-Bu garip âdem kimdir? Bu bir kadınsa cemaatin arasında nasıl duracak? Cemaat ne diyecek? Cemaatten de ses gelmediğine göre, o kadın safta yerini almadı mı yoksa? Yoksa bir tek ben mi öyle gördüm? Yoksa namazdan sonra hava aydınlandığında böyle bir şeyin hayal olduğunu anlayıp şaşıracak mıyım?
işte bu ve benzeri akıl almaz soruların heyecanı... Yoksa Cemal Hocanın başka bir endişesi yok çok şükür... Namaz kılınıyor... Tesbih ve duadan sonra Kur’ân-ı kerim de okunuyor... Cemaat yavaş yavaş camiden çıkmak üzere... Ama o yine aynı yerinde başı öne eğik bekliyor...
Nitekim hocadan önce, en son ayağa kalkan cemaat o oluyor... Göz göze geliyorlar... Aman Allah’ım bıyıkları da var bu saçlının... Bu kadın olamaz... Ama kim ola ki? imam efendi şaşkınlığını belli etmemeye çalışırken, elini uzatıp müsafeha ediyor meçhul şahıs:
-Allah kabul etsin hocam... Nasılsınız iyi misiniz?
-Affedersiniz muhterem, sizi tanıyacak gibi oldum ama?
-Ben Barış... Barış Manço... Buraya turne düzenlemiştik de... Otobüsten erken indik... Sabah namazını kılmak burada nasipmiş...
Evet evet... Bu Barış, bizim “7’den 77’ye” hepimizin tanıdığı, (Şimdi ise milyonların gönlünde taht kuran) Barış Manço’nun ta kendisi...”

Ali Kosif-istanbul

--spoiler--
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar