bugün

direk olarak gözümüze sokulmasa da çoğu yazarın hal ve hareketlerinin alt anlamlarından rahatlıkla çıkarılabilecek bir sonucun kelimelerle vücut bulmuş hali. ulan cidden kasıyor bu tanım yapma işi yaa, deli gönül sizi kasmadan çatır çatır söylemek ister gerçekleri ama format var elden ne gelir...

anasını satim nedir bu oy tutkusu anlamadım gitti. eksi alan yazar direkt olarak, sarı kart yemiş emre belözoğlu gibi klavyesine sarılıyor, başlıyor sövüp saymaya, artı oy almak için de narin kıçlarını bir şekilde ortadan ikiye ayırmayı başarabiliyorlar.

" bu yazıya eksi veren kendini bilmezler, sizin gibiler oldukça ben bu yazıları yazmaya devam edicim, " tarzı serzenişleri gördükçe kıpraşıyor içim çocuklar gibi. gülümsüyorum.

oğlum ya bana benzeyin az, bakın sözlüğe üye olduğumdan beri denizde kum gibi artı ve eksi oy aldım ve ikisinde de haklı bir gurur sardı sarmaladı benliğimi. çünkü size eksi veren yazar da sizi ciddiye alıyor demektir. unutmayın.
'bana oy verin, okunduğumu bileyim...' demeye niyetli kişinin abartılı isteği.
manyaklıktır.
"size 24 saat mühdet, bu karma tavan yaptı yaptı yoksa karışmam efendim." diye gider...
Oyu fazla kafasına takmış hatta hastalık haline getirmiş yazarın söylemidir.