bugün

çok kötü birşeydir efendim. böyle aşık olunacak kızlar listesinde en aşağıya alınmalıdır. seversin kızı. kız kasada durur be. pek de dışarı çıkmaz. nası konuşcaksın sen bununla? para üstü alırken mi? çok zor. birde kızı görmek için bakkala gitmek var. o daha da kötü. kızı görcem diye bakkala gidiyosun, ayıp olmasın diye birşey alman lazım kıza artistlik yapayım derken gidiyor 1-2 lira böyle böyle rahat 80-90 lira gider ayda. hadi diyelim açıldın kıza. kız tersledi, ayarı yedin oturdun. e hayat bitmediki be! sen onlardan ekmek alacaksın, kola alacaksın günde ya da 2 günde bir kere en azından yüz yüze geleceksin. nası bakacaksın yüzüne? zor iş efendim zor, siz siz olun apartman gibi binalarda oturuyorsanız gidin kapıcıyı gönderin.

(bkz: seviyorum be sözlük)
(bkz: seviyorum ulan)
(bkz: kız taze bitti)

(bkz: sakız vereyim)
kapıcının oğluysanız yine gelip kahrolası sınıf farkına toslarsınız.
sonunda karşılıksız kalanın migrosçunun oğlu olması halinde türk filmi senaryosu çıkaracak aşktır. Migrosçunun oğlu bakkalı satın alır, kızın işsiz kalması için yapmadığını bırakmaz. Ve kız migrosda kasiyer olarak işe başlar. Sonra başka bir çocuk kasiyere aşık olur. Bu arada üretim ilişkileri değişmiş ve gelişmiştir tabi. Vaziyetin vehametinin farkına varan migrosçunun oğlu aşkını kalbine gömer, yeni aşıkla kasiyer kızın düğünlerini yapar. migrostaki hissesini satıp tansaş'a ortak olduğundaysa kasiyer kız bu yazıyı okumayı yeni bitirmiştir. aslında o da sevmiştir migrosçuyu; ama ayrı dünyalar teranesine uyup açılamamıştır. Ağlar, ağlar. Günler geceler boyu ağlar. Migrosu sel basar. Böylece tansaş gıda pazarında rakipsiz kalır.
"lütfen veresiye teklif etmeyiniz. aşkın veresiyesi olmaz." dediğinde bakkalın o eski şaşalı dönemdeki bakkal olmadığını anlarsınız. koskoca bir meslek erbabı kaybederken bir tek siz kazanırsınız.
aylık alışverişin de bakkaldan yapılmasını saglayan hadise.sigaraya başlatır adamı,aha bak ben marlboro içiom demek içindir.
''bi biskrem versem'' sempatikliği altında yapılan aşk itirafına ''bi s...r git'' demesi muhtemel kızdır.
(bkz: bakkalın oğlu)
pek matah bir numarası olmasa gerek. zira bugün önemli olan alışveriş merkezinin kızını kendine aşık edebilmektir.
insanı kapıcı gibi yapan durumdur.sürekli bakkala gidip durursun belki onu görürüm diye.zaten evide büyük ihtimal bakkalın üstündedir.
(bkz: bakkalın karısı)
(bkz: b kunu çıkardık)
(bkz: bi gün bende yicem)
erketaya yatıp babanın cuma namazına gitmesi beklenmelidir.
Bakkal : b çocuk : ç

ç: merhaba.
b:merhaba canım.
ç:iki ekmek, bir gazete, 100 gram peynir birde sizin kızı istiyorum.
b:ne dedin ne dedin ?
ç: annem aradıda almış malzemeleri iyi günler diliyorum.

Böyle bir diyalog geçmesi muhtemel olay
- seni seviyorum. noolur aşkıma karşılık ver
+ ay ne münasebet!
- iyi o zaman, büyük rakı ver.
her şeye kulak asmamak gerekir. yoksa çok geç olabilir... kısaca şansın denenmesi şart.

(bkz: aşkın da satılık mı)
(bkz: bakkalın hızına aşık olmak)
kitapçının kızına aşık olmaktan iyidir. Hele kız kasada duruyorsa. En ucuz kitap 1o ytl, ben gazete bayinin kızına aşık olmaya gidiyorum.
evet mahalledeki bakkal amcanın kızına aşık olmak kadar kötü birşey olamaz. bakkalın önünden geçerken hep tedirgin olursunuz o tarafa bakamasınız, yıllarca amca dediginiz bakkalın kızına aşık olmak zor mesele.
(bkz: olmasaydı sonumuz böyle)
tezgahı yanlış yere açmaktır.
müstakbel kayınpederliğinden habersiz bakkalın, köşeyi dönmesini sağlayabildiğiniz eylem.
bir daha veresiye alamamaktır. zira veresiyeyi kesmek demek aç kalmak demek, aç kalmaktansa aşkını kalbine gömmek daha iyidir.
(bkz: merhaba ben bora gerisi gelir zaten)