bugün

bana benziyorsun dediği an.
beraber olduğumuz veya ayrı kaldığımız her an.
senin için sevgilisini terk ettiği, senden daha çok kimseyi sevmeyeceğine söz verdiği andır.
yaşadığım her an.
sevgisini hissetmeyi herşeyden çok isteyip de sonsuza kadar hissedemeyeceğinizi anladığınız zaman insanın canını belki de başka hiçbirşeyin acıtamayacağı kadar acıtan anlardır.
''nah öderim kredi kartını geber öl !! '' demesinden 5 dk. sonra borcunuzun sıfırlanması akabinde yaşanılan an
ya tebe lubil bez uma
ya lublu tebe do slaz

seni dusunmeden ve gozyaslarima kadar sevdim denilen anlar. anlar mi? anlar her halde
deprem anı.
ancak bakışlarından anlarsınız, kızgınken bile şefkatle bakar onlar.

not: zaten biliyordum da, bu başlıktaki girdileri okuyunca anladım.
ilk aşık oldugun adamdan ayrıldıgını anneden öğrendiğinde sevgilisi mi var diye düşünmeyip üzüldüğüne üzüldüğü, gece uyudugunu sanıp yanagını öptüğü an.*
asansör boşluğundan düştüğümüz zaman babamın kendine dokundurtmayıp beni hastaneye göndertmesi. seneler olmuş düşeli, gidiş sırasını iki hafta önce öğrendim. vah babam vah.
para lazım olduğunda harçlık verdiği anlardır.
- nasılsın yavri?
- napim baba şimdi okuldan geldim, yumurta kırdım. biraz arttı. kalanını yarın yicem.
- her gün her gün yumurta mı yenir oğlum?
- ya zaten kahvaltı yapmamıştım. öğle yemeği ile aradan çıkardım işte.
- çıkıp adam gibi bişeler yesene evladım.
- napim baba çok seviyorum yumurtayı. yemeden duramıyorum.
- yine paran bitti dimi?
- yok baba nerden çıkarıyosun allah aşkına.
- tamam ne kadar yollayim yarın?
- (yavşak bir şekilde) ya valla şaapmasaydın baba.
- uzatma dürzü ne kadar?
- bilmem gönlünden ne koparsa. 500$ falan.
- tamam yarın gönderiyorum.

telefon kapandıktan sonra babanın değeri tekrar anlaşılır. zira kimse kimseye karşılıksız tek kuruş vermiyor.
toplumdaki "erkeklerin duygularını tam olarak belli etmemeleri" geleneği nedeniyle -şükür ki yeni nesilde bu azalmaya başladı- anneye oranla daha az olan anlardır. az olduğu için de sanırım daha özeldir ve yaşandığında büyük mutluluk verir.
yoktur, her zaman baba çocuğunu sever.
eşşek sıpası dediği anda olabilir.
Doğum gününüzde gece tam 00.00 da yan odadaki babadan iyiki doğdun mesajı gelmesi.

Herşeyde destek olması

(bkz: 1 250 ytl kredi kartı borcu ödemesi)
"şöyle gel bir sarılayım sana, keçebaş." *
oğlunun okul taksitlerini karşılamak için günde*18 saat direksiyon sallaması. ve bir kez olsun şikayet etmemesi.
sevgilinden ayrılmış, göğsünde ağlarken; saçlarını okşayıp 'geçer canım benim' dediğinde.
maddi durumunuz çok da iyi olmadığı bir sırada,

sırf siz istediniz diye dişleri paramparçayken size gidip dişlerine ayırdığı parayla bisiklet alması ve onu eve getirdiğindeki bakışları.
bide;

her zaman ama her zaman telefonunuzun modelinin onunkinden iyi olmasıdır. **
bazı önemli kapışmalardan ötürü çok ciddi bir kasıt ile "cenazeme gelmeyeceksin, bu gelirse benim cenazeme kovun" lafını söyleyecek kadar öfkelendiği halde çok kısa sürede sadece unutup tekrar enseye tokat olması.
"sen gez kizim, hakkettin. bizi düsünme, iyiyiz. seni cok seviyorum ve özledim." diye mesaj attigi andir...
ha bir de dogdugum günden bu güne, cok az birlikte olmamiza ragmen, yine de bana sarildigi her andir...yanima uzandigi her an...
sabaha karşı saat dörtte, 38 derece ateşliyken, yaz mevsiminde hem de, sırf siz istiyorsunuz diye mandalina bulup getirdiği an.. (hala bilemiyorum nasıl başardığını.)

bunu babadan bir başka adam yapmaz, yapamaz herhalde.. (mandalinadan başka bir şeyi kaldıramayacak kadar midem bulanıyordu ve evet 20 yaşındaydım o zamanlar.)
siz askere giderken, sizin arkanızdan ağladığı an. * * *