bugün

bakıyorum da türk aile yapısında, babaya biçilmiş iyi kötü bir rol var. istisnalar hariç babanın durumu bellidir bu topraklarda. kahvesine gider, iki kadeh rakı içer, bir iki iktidar eleştirisi yapar, sonra ekonomiden dert yanar falan.

futbol konuşacaksa da en fazla "transfer olmadı" der, hocayı eleştirir vesair.

içince de illa da takılacaksa bir şeye, oğlunun hala neden evlenmediğine takar. kafa sikecekse yani azıcık hoş olunca bu tip şeyler üzerinde döner muhabbet.

geçen cumartesi karşılıklı demlenirken, gecenin üç buçuğuna kadar 3-5-2'yi ve liberolu sistemi dinledim babamdan.

gençlikteki çapkınlıklarını soruyorum, bi iki kelam ediyor yine dönüyor liberoya. "manita var evlensem mi diyorum torun falan", "sen evlenmezsin benle taşak geçme" deyip 5'li orta sahanın avantajlarından bahsediyor.

en son, "aslında ben hoca olacam çok rahat oynatırım bu sistemi. bi kere mehmet topal gibi bi adam var. direkt onu alırım. koy liberoya tam kesici. valla süpürür her topu. 2 uzun forvet çak, kanatlara ciğerli iki adam. ohhhh misss. amına koyim aykut fatih falan hoca mı bunlar. sistem yok ki kardeş bu ülkede" dedi. "mehmet topal gibi topçu var kullanamıyorlar amına koyarım böyle işin" diye devam edince uyukluyor taklidi yaptım. "ibne hem uyumuş hem bizi konuşturtuyor" deyip söve söve mutfağa gitti.

mehmet topalı mı sikecek bu yaştan sonra anlamadım ki arkadaş.
klasik türk babası sözlerini kullanır.