bugün

sabah saat 8 telefon çalar arayan babannedir.
- alo mustafa?
- ne?
- mustafa?
- babanne sen misin? torunun ben. amcamı arayacaktın sanırım yanlışlık oldu.
- vaaaaaaa ben mustafa yı aradım sen niye çıkıyon telifana. (azarlar)
- tamam babaanne kapat ben amcama derim arasın seni.
- dıt dıt dıt....
hiç bir şey söylenmeden telefon kapanır...
o gün bu konuşma üç kez tekrarlandı, babaannem her seferinde amcamı aradığını zannederek beni aradı ve telefonda benim sesimi duyunca beni azarladı... en sonunda numaramı babaannemin telefonundan sildim ve kurtuldum...
tanım: büyük bir sabır ister. ne telefonu öğrenebilir, ne de kullanma isteğinden vazgeçer.
ayrıca bu jenerasyon telefonu bir eliyle tutar diğer elinin işaret parmağı ile tuşlar.

neticede de böyle yanlışlıklar vuku bulur.
(bkz: zor zanaat)
"bakalım sizinkiler yaşlanınca sizinle nasıl dalga geçecek" diyen büyükler acaba haklılarmı diye düşünüyordum, yok biz yakaladık o treni öyle bir nesildiki onların nesli, 10 binlerce yıllık insanlık tarihinde böyle bir vites küçültüp gaz pedalına yüklenme olmamış, o da onlara rastlamış, yani normalde gaz yağı lambasından fiberoptiğe kaç yıllık bir dönüşümde adapte olurki insan?
teyzeye öğretmek kadar zordur.

-...tamam teyze şimdi menülerde nasıl dolaşacağını göstereceğim.
-tamam.
-şimdi bak; üzerinde yukarı ve aşağı doğru ok olan tuşla menüler arasında geçiş yapıyorsun,...,böyle.
-tamam.
-bak burada rehber var; yani telefon hafızasına kayıtlı kişilerin numaralarının bulunduğu yer. burası da mesaj bölümü, mesaj yazmak istediğinde buraya gireceksin. girmek için bak büyük uzun tuşun üzerinde ekranda 'tamam' yazıyor. bu uzun tuşa basacaksın.
-tamam.
-tamam o zaman şimdi sen dene.
-.....
-mesela ayarlar kısmına gel.
-geldim.
-'tamam' de.
-tamam.
-yok teyze, sesli kontrol henüz icat olunmadı. yani 'tamam'a bas !..
(bkz: south park sessizliği)