bugün

insanların evrimleştikçe git gide cinselliği farklı ve uzun yaşaması onlarda farklı cinsel dürtüler uyandırdı. aşkta, evrimleşen insanın çiftleşme güdüleriyle birbirlerine duyduğu anlamsız yakınlık ve saplantı hissidir bana kalırsa... insanoğlunun saçını taramasından, parfüm sürmesine kadar herşey bilinçaltından gelen karşı cinsi etkileme isteğine dayanır. hani timsahlar dişisini etkilemek için suyun içinde dönüyor felan ya heh kızlar izliyor diye halı sahada gaza gelip on gol atan ahmetin mehmetin hiç bir farkı yok o timsah arkadaştan. aşk duygusu da bu evrimleşip, hayvanlara nazaran çok gelişen çiftleşme duyusunun insana kazandırdığı bir hastalık bana kalırsa. yani kalıtsal hastalıklar gibi bir evrim hatası. aşkla ruhun felan bir bağı yok zira ruh diye bir şey yok... duygularımız düşüncelerimiz korkularımız umutlarımız kişiliğimiz benliğimiz tamamen beynimizdeki sinyallerden ibaret... öldüğümüzde bize ait olan herşey yok olucak. aşkta yok olucaklar listesinde yani...
Homo ve ya da bayan arzusu olmayan birinin de sevdiği ve aşık olduğu gerçeği... Çürütür sanırım bunu.
"biz burada haklıları ve kafası çalışanları sevmeyiz dostum..."

diyerek şukuyu bastığım güzel bir yazı.
evet sevmediğiniz belli oluyor sürekli çaylak yapılıyorum ve eksi manyağı yapılıyorum ''geçmiş zaman olur ki '' kardeş dedirten gerçektir.
hic gerçekten aşık olmamış yazar söylemi. her şeyin bilimsel açıklaması yoktur. illa aşkı erkek-kadın olarak ta algilamamak gerekir. (bkz: vatan aşkı)
Aşkın ne olduğunu iyi bilmeyen yazar beyanı aşk herşeye duyulabilir.
aşk bir araçtır gerçeğidir.
aşkın cinsel isteği azalttığını bilmeyen -aşkı yaşamamış- yazar beyanıdır.
Ozaman sende evrimini tamamla gel.
Yanlış olmayan söylem. Temeli ona dayanır lakin dediği gibi evrimleşmiştir aşk, bundan ibaret değildir. Bazen bu bile olmadığı olur.