bugün

avrupa birliğine girme yolunda zinayı yasallaştıran, süt bankaları açan, domuz etini kasaplık et statüsüne sokarak yoluna devam eden iktidarın benim gözümde hiçbir değeri yoktur.
ülke olsa abd yi devirip ekonomide dünyanın en zengin ülkesi olurdu.
1-2 ülkenin taşıdığı diğerlerinin ise verimsiz üretim ile canına okuduğu birlik. türkiye'nin girmemesi daha hayırlı olur.
Zamanin fazilet partisi uyeleri bunlardan abdullah gul ve tayyip de icindedir, avrupa birligine hristiyan birligi demis bu birligin amacinin muslumanligi zayiflatmak oldugunu ve kesinlikle bu birlige karsi olduklarini dile getirmistir.

Ancak gunumuzde avrupa birligine domalmis daha derine diyerek zevk kahkahalari atiyorlar. Ne degisti ?.
ak parti iktidarının kararlığıyla adım adım yaklaşıyoruz. şehirlerimizin tamamı ab'ye hazırlanıyor. hayaldi, geçek olacak, az kaldı.
ak parti iktidarının türkiye'yi her alanda büyütmesi de tabi ki dikatini çekiyor ab üyesi ülkelerin. yakında vizesiz seyahat de edebileceğiz ab ülkelerine.
türklerin gerekli şartları taşısa bile, müslüman olduklarından dolayı giremediği topluluktur..
(bkz: ukrayna nın ab ye üye olma isteği)
ingiltere Başbakanı Cameron, ingiltere'nin "AB vatandaşlarına sosyal yardım fırsatları sunan ülke" imajından kurtulmasını istiyor.

--spoiler--
ingiliz hükümetinin Avrupa Birliği (AB) ile yürütmek istediği yeniden müzakerelerin temelinde göçü azaltarak serbest dolaşıma sınırlama getirilmesi bulunurken, ülkede yaşayan AB vatandaşları en çok sosyal yardımların kesilmesi ihtimalinden endişe duyuyor. ingiltere Başbakanı David Cameron, AB'nin temel ilkelerinden biri olan serbest dolaşıma karşı olmadığını söylüyor ancak AB göçmenlerinin ingiltere'deki sosyal yardım sisteminden faydalanmasından memnun olmadığını dile getirerek, bu sistemin AB vatandaşları tarafından suistimal edildiğini savunuyor. Cameron bu konuda yapmak istediği yeniden düzenlemeleri, "ingiltere'ye gelmek isteyenleri teşvik eden unsurların azaltılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede, AB ile yürüteceğimiz yeniden müzakerelerde AB göçünü azaltmak için sosyal yardım sisteminde yapılacak değişiklikler önem taşıyacaktır" sözleriyle açıklıyor. Ülkesindeki AB göçmenlerinin fazlalığını ekonomik başarıya bağlayan Cameron, birlik ile önce müzakereler yürütmek ve ardından 2017 yılı sonuna kadar AB üyeliğini referanduma sunmak istiyor. ingiltere Başbakanının bir diğer hedefi de yıllık göçü 100 binin altına indirmek. Cameron bu amaca ulaşmak için kurulan komiteye bizzat başkanlık ediyor. Cameron'ın lideri olduğu Muhafazakar Parti, AB ülkelerinden gelen ancak işsiz olan kişilere yardım etmek istemiyor. Hükümetin ayrıca, 4 yıl çalışmadan vergi indirimi yapılmaması, çocuk yardımı ve konut yardımına sınırlama getirilmesi, 6 ay iş bulamayan AB vatandaşlarının ülkeden gönderilmesi ve çocukları ülke dışında olanlara çocuk yardımının kesilmesi gibi planları bulunuyor. ingiltere'de bulunan özellikle AB vatandaşları yeni düzenlemeler sonucu sosyal yardımların kesilmesinden ve Birleşik Krallık'taki yaşamın kendileri için zorlaşmasından endişe duyuyor. Bu grubun başını ise ülkedeki Polonya vatandaşları çekiyor. Birleşik Krallık'ta 600 binden fazla Polonyalı göçmen yaşıyor ve Polonya, Birleşik Krallık'ta en fazla vatandaşı bulunan AB ülkesi olma özelliğini taşıyor. Polonyalılar Federasyonu Başkanı Tadeusz Stenzel, AA'ya yaptığı açıklamada, "Polonyalılar, ingiliz hükümetinin AB'den gelen göçmenlere yönelik planlarından dolayı endişeliler ancak yeni kuralların hali hazırda burada bulunanların hayatlarını etkileyeceğini düşünmüyorlar" dedi. Özellikle devlet yardımlarında yapılacak kısıtlamalardan Polonyalıların endişeli olduğunu kaydeden Stenzel, "Polonyalıların çoğu ingiltere'nin AB'de kalmasından yana. Polonyalılar serbest dolaşımı fırsat bilerek Avrupa genelinde birçok ülkeye gitti. ingiltere, iyi ekonomik durumu ve ülkedeki serbestlik nedeniyle en popüler ülkelerden biri. Çok kozmopolit bir ülke, bu nedenle Polonyalılar burada bulunmaktan dolayı mutlu" diye konuştu. Stenzel, olası kısıtlamalara karşı ingiltere'de yaşayan Polonyalıların haklarını şimdiye kadar yaptıkları gibi koruyacaklarını ifade etti. Bazı kuruluşlar ise ingiliz hükümetinin göç konusundaki uygulamalarını görmeden endişelerin yersiz olduğunu savunuyor. ingiltere'ye göçün azaltılması yönünde kampanyalar yürüten araştırma ve düşünce kuruluşu "Migration Watch UK" Başkan Yardımcısı, Kıbrıs kökenli Alp Mehmet, "ingiltere'nin göç politikasında Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerden gelen göçmenleri hemen etkileyecek bir düzenleme henüz yapılmadı. Zaman içerisinde ne gibi değişiklikler yapılacağını ve nelerin müzakere edileceğini göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu. David Cameron'ın yıllık göçü 100 binin altına indirme hedefi yeni bir hedef değil. Koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti ile geçen 5 yıl boyunca da bu hedefe ulaşmak isteyen Cameron başarılı olamamış ve alınan çeşitli önlemlere karşın geçen yıl göçün yüzde 50 arttığı ve 318 bin kişiye ulaştığı açıklanmıştı. ingiltere, AB dışından çok AB ülkelerinden göç alıyor. Türkiye gibi AB dışındaki ülkelerden gelen kişiler sosyal yardım talep edemiyor. Yani AB vatandaşı olmayanlar ülkedeki konut, çocuk ve işsizlik yardımlarından yararlanamıyor ama belli bir ücret karşılığı sağlık sisteminden ve oturum durumlarına göre eğitim sisteminden faydalanabiliyor. Ulusal istatistik Kurumu (ONS) verilerine göre, Birleşik Krallık'ta yaklaşık 2 milyon 300 bin AB vatandaşı yaşıyor. AB vatandaşlarından sadece 131 bini ingiltere'deki sosyal yardım sisteminden faydalanıyor. Ancak ingiltere Başbakanı Cameron, AB göçmenlerinin ülkesindeki cazip sosyal yardım sistemi nedeniyle geldiğini ve bu algının değiştirilmesi gerektiğini savunuyor. Birleşik Krallık'ta AB üyeliğiyle ilgili "Pew" adlı kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı son ankete göre, katılımcıların yüzde 55'i ingiltere'nin AB'de kalmasını istiyor, yüzde 36'sı birlikten çıkılması gerektiğini savunurken yüzde 9'u kararsız olduğunu ifade ediyor. 7 Nisan-13 Mayıs'ta yapılan anketle ayrıca, Cameron'ın ülkesinin AB üyeliğine ilişkin referandum yapılacağı sözünü tutacağını açıklamasıyla ingilizlerin AB'den çıkma taleplerinde düşüş yaşandığı ortaya çıktı. ingiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Cameron geçen hafta AB turuna çıkmış ve Almanya, Polonya, Hollanda ve Fransa'da temaslarda bulunmuştu. Mevcut anketlerde Birleşik Krallık'ın AB'de kalmak istediğini ifade eden ingiliz halkının görüşünü, David Cameron'ın referandumun yapılmasının planlandığı 2017 yılı sonuna kadar Brüksel ve AB liderleriyle yürüteceği müzakerelerin etkilemesi bekleniyor. Cameron'ın bu süreç sonunda kamuoyuna "AB'den istediğini kopardığı" mesajını vererek, ülkesinin 28 üyeli Birlikte kalması gerektiğini savunma ihtimali de bulunuyor. ingiltere, AB üyesi olması sayesinde 500 milyon tüketicinin bulunduğu ortak pazarda yer alıyor. ingiltere'nin önde gelen ekonomik araştırma kuruluşlarından Open Europe, ülkenin AB'den ayrılması halinde milli gelirinin yüzde 2,2 oranında azalabileceği uyarısında bulunuyor. AB ile gerekli gümrük düzenlemeleri yapılmadan ülkenin üyeliğinin son bulması halinde bunun ingiltere'ye toplam maliyetinin 2030 yılına kadar 55 milyar sterlini bulabileceği düşünülüyor. Öte yandan resesyondan hızla çıkan ve gelişmiş ekonomiler içerisinde hızlı bir büyüme kaydeden ingiltere, AB'nin "bürokratik işlemlerinin" masraflı ve yavaş olduğunu düşünüyor. Open Europe'a göre AB kurumlarının 100'e yakın bürokratik düzenlemesi ingiltere'nin yılda 33 milyar sterlin kaybetmesine neden oluyor. ingiltere'nin AB'den olası ayrılığının, Birlik ile geçerli olan tüm gümrük anlaşmalarının rafa kalkmasına ve tarafların yeni serbest ticaret anlaşmaları üzerinde uzun sürebilecek müzakereler yürütmesine neden olması da bekleniyor.
--spoiler--
kıbrıs bile burada, az çok inceleyince türkiyeyi kıskandıkları için almadıkları orta da.
Haçlı Birliği.
AB dedigmz olay hristiyan birligidir ve su standard bu standard diyerek musluman ulkeleri kabul etmemektedir biz gibi bakmayin adinin avrupa birligi olduguna kilifina uydurulmus bir yalandan ibaret daha anlatmak isterdim ama bu bile yeter.
uluslararası ilişkilerde otorite olan sözlük gençlerinin burun kıvırdığı birlik.

bir sen biliyorsun aq.
bazıları sürekli "aa şu ülkede maaşlar 500 euro ama bizde daha az" falan diyo, işte bu yüzden avrupa birlğine girmeye calısıyoruz euro para birimi onların çünkü.
girmeyelim lütfen orayı da kirletmeyelim.
Yozlaşmış, yaşlanmış , nüfusta kocaman ama içerikte bitmiş bir birlik. Ne işimiz var bu din temalı oluşumda anlayan beri gelsin.
peşinen not : demokrasi dediğin ab için bir sos isminden öte değil.
bizim yapmış olduğumuz bi savaş filmi izlemiştim duvarda şu işaret gözüme çarptı un? avrupa birliğide bunun gibi güçlü ülkeler dahada çok güçleniyor diğerleri ezilmeye devam.
Gelişmiş ve demokratik açıdan ileri Avrupa ülkelerinin, nispeten geri kalmış ve henüz tam demokratikleşememiş Avrupa ülkelerini kendi seviyelerine çıkarmak için kurdukları birlik.

En azından Birlik'in kuruluş misyonlarından biri buydu. Ama son Yunanistan olayı gösterdi ki, demokrasi sözü bizim ülkedeki kadar eften püften bu birlik için de. Troyka resmen Yunan halkını ezdi geçti. Elbette kreditörler, alacaklılar alacaklarından vazgeçmemeli, paralarını niye kaptırsınlar ki? Ama bir ülke halkı bu kadar aşağılanmamalı, bu kadar hor görülmemeliydi. Kendi kaderleri hakkında birtakım neticeye varan bir halk bu kadar yok sayılmamalıydı. Bu olayda Avrupa Birliği tamamen sınıfta kaldı. Franko-Cermen/ Alman ittifakının aslında sadece kendi çıkarlarının peşinde koşan bir ittifak olduğu, Birlik'in sadece lafta demokratik kaldığı anlaşıldı. Bana kalırsa AB'Nin çözülmesinin başlangıcı oldu bu olay.

2016'daki ispanya seçimlerinden ziyade 2017 sonlarına doğru ingiltere'deki AB referandumu Birlik'in geleceğini belirleyecek gibi duruyor. ingilizler'in de görüşü ortada, o yüzden sanki bir devrin sonuna gelmek üzereyiz.
rayından çıkmış, kuruluş amacından uzaklaşmış, aşırı genişlemesinden dolayı problemler yaşayan birlik.
Kürt diyince barış demokrasi faşist Türkiye , biz bakariz avrupada Kürtlere.. süriyeli diyince, kahrolsun pislikler, yasasin faşizm... reklamını cok iyi yapan ülkeler birliği , aslinda medeniyetten uzaktır.
https://pbs.twimg.com/med...CRtLQ9AVAAEFqI9.jpg:large
türkiye'nin üye olabileceğine pek ihtimal vermiyorum. ekonomik göstergeler bile bunun için yeterli bir sebep. fakat kabul edelim ki gümrük birliği'ne girmemiz fark yarattı.

http://accafin.com/blog/2...-birligi-uyelik-surecimiz
almanyanın yönettği birlik

(bkz: neşeye övgü/#30611920)
haçlı gruplaşması olarakta nitelendirilir ki birlikte tek bir müslüman devlet yoktur.çingen bulgarlar bile birlik üyesi olmuşken türkiye hala fasıllarla uğraşmaktadır.
Haçlı birliği veya islam Birliği... Bunlar klişedir görünen yüzdür herkesin ilk bakışta gördüğü yüzeysel bir belirginliktir. Ab her şeyden önce bir ekonomik işgaldir içinde bulunan kıytırık devletleri sömürdüğü gibi dışındakileri de kendine bağımlı yapar. Finansal bir birliktir sömürü üzerine kuruludur ve sonraki yy da kendi içinde bambaşka krallıklar ve imparatorluklar doğuracaktır.