bugün

leğende yıkandığımız yılları henüz yeni yeni atlattığımız zamanlardı, banyoya güzel bir sobalı kazan alıvermiştik. sobalı evin, hem sobalı hem de kazanlı banyosunda banyo yapmak bizler için artık pek de zor olmuyordu. demiştim ya zaten, geçmiştik o leğende yıkandığımız yılları, yaş olmuş 14, horoz ötüyor, banyoda ne fanteziler dönüyor... ah ulan ah, ne yıllardı hıammını sikeyim!

yaş olmuş 14; ama annede değişen pek de bir şey yok, yine her pazar elinde keseyle banyoda nöbet beklerdi garibim. beni alırdı önce, kardeşimle devam eder, abimle arşa yükselir, babamla da kombo yapıp çayını yudumlak için sobanın yanına geri dönerdi. o soba yok mu, o soba... içine gömerdik odunu, kömürü... çok hoş yanardı kitapsız. üstünde de kazan vardı, musluğundan alırdık sıcak suyu. anam ne sevinmişti lan o banyo kazanını görünce. babam çok romantik adamdı amk, kadına aldığı tek şey banyo kazanı olmuştur şu naçiz ömründe. adamın tek zevki sırtını çiğnetmek ve kese yaptırmak olunca... yatırım yapacağı yeri de iyi biliyor tabii...

bir gün annem, bir daha geri dönmemek üzere gitti ve ben hiçbir şeyin farkına varamadım: banyo aynı banyoydu mesela, salon aynı salon, mutfak aynı mutfak... ilk gün ağlayamadım, ikinci gün ağlayamadım, üçüncü gün yine ağlayamadım... taa ki peder banyoya girip de, bana "gel de sırtımı kesele eşşek sıpası" diye bağırıncaya kadar. önce paçaları sıyırdım güzelce, çıkardım tişörtü, girdim fanilayla buhar diyarına... geçirdim elime keseyi, sürttüm babamın kıllı sırtına, ulan ben sürttükçe kir kalkıyor, ben sürttükçe kir kalkıyor ımını zikeyim. ara sıra bi ooh çekiyor peder, ara sıra da "şuralarda da kir var bak, şuralara da yap" diye talimat veriyor... işte annemin gittiğini o gün anladım ben, bir yandan pederin sırt kiriyle mücadele ederken bir yandan da nemli gözlerimle, içime akıttığım gözyaşlarımın çeteresini tutuyordum. sonra peder anladı tabii durumu, "tamam yeter" dedi, "al şunu da sırtımı köpükle"... hem ağladım, hem köpükledim sırtını rahmetlinin. sonrası da malum işte, bok gibi bir hayat: annesiz... ben, her pazar anam için ağladım yıllarca, babamın sırtını keselerken paslanmış bir banyo kazanının yanında.