bugün
- apo piçtir piç kalacak19
- istiklal mahkemeleri yeniden kurulsun15
- beklenen büyük istanbul depremi9
- içilebilir kuran'ı kerim ayetleri11
- true'nun sanat için soyunması10
- en son ne zaman ağladınız8
- küçükken nasıl çıkıyordun merdivenleri10
- cenaze evinde pide ayran dağıtmak28
- taziye evinde hunharca çay içen akraba8
- anın görüntüsü18
- mide ağrısı9
- işsiz misiniz çalışıyor musunuz10
- hasta ziyaretine götürülen şeyler10
- son kez erdoğan diyoruz9
- faiz yer misiniz'ya da yiyor musunuz18
- hala ak parti ye oy verecek olan insan19
- chpe kazanırsaaa apoyu çıkartacaklaarrrr11
- neden matematiği anlayamıyoruz14
- bir türkiye klasiği soygun ihaleleri10
- ip tv kullanmak vs domuz eti yemek8
- 8 ocak 2025 galatasaray başakşehir maçı10
- sözlüğün en kültürlü kadın yazarı25
- iş hayatında yavşak tipleri sikme stratejileri16
- kıvılcım harika ertunç11
- evrim gerçekse neden ara form yok22
- gecenin şarkısı20
- güzel iççamaşırla ilk buluşmaya gitmek11
- marlboro touch gray14
- evrim teorisi saçmalıktır20
- ferdi vs müslüm vs orhan25
- sözlüğün en zekalı erkeği8
- en son ne yediniz11
- aleyna tilki nin memeleri10
- acıh da bağa vir'in ingilizcesi11
- truenun takip etmediği sözlük kızı16
- 14400 gayet yeterlidir16
- 62 kilonun altındaki sözlük kızları25
- işsizim kafayı yemek üzereyim19
- başka kime oy verecem alternatif yok ki38
- trump'ın grönland bize lazım demesi16
- cumhurbaşkanından akp belediyelerine 45er milyon14
- apo'ya küfür etsek ceza alır mıyız11
- iyi bir insan olmanın modern toplumdaki anlamı13
- libyada köle pazarında satılan insanlar21
- stepne denince akla hemen onu adı gelir8
- kıdem tazminatı tavanı10
- öğretmen maaşının 80000 tl olması13
- sözlük erkeklerinin kombinleri8
- yuzırların küloları11
- aponun sikiyle gerdeğe girilmez15
yalçın tosun imzalı, 2011 yılı notre dame de sion ödülüne layık görülmüş oldukça başarılı bir öykü kitabı. aile, oda ve geçmiş kavramlarının büyük bir uyum içerisinde yenilikçi tarzlarda ve anlaşılır, akıcı bir üslupla verildiği yky basımı eser.
16 öyküden müteşekkil kitabın başta üçüncü hikayesi ölüler uzar olmak üzere hemen hepsi aynı temaları değişik üsluplarla ve değişik zamanlarda, değişik yerlerde ve değişik insanların gözünden işliyor.
adeta şefin tavsiyesi...
16 öyküden müteşekkil kitabın başta üçüncü hikayesi ölüler uzar olmak üzere hemen hepsi aynı temaları değişik üsluplarla ve değişik zamanlarda, değişik yerlerde ve değişik insanların gözünden işliyor.
adeta şefin tavsiyesi...
genel anlamda başarılı bulmadığım kitap.
bu öykü işi cidden çok hassas bi' iş. yalandan bi dünya yaratıyorsunuz ve okuyucuyu buna inandırmaya çalışıyorsunuz.
öykünün yoğunluğundan ve sarkma lüksünün olmayışından söz edilir. bu durumda her cümlenin ayrı ehemmiyeti var.
öykülerin çoğu kahraman anlatıcıyla yazılmış. bu hassasiyeti artıyor. PEKi NASIL?
misal, 16 yaşında bir çocuk bir öykünün ana karakteri ve başından geçeni anlatıyor diyelim.
yazılan cümleler, o çocuğun ağzından çıkabilmesi muhtemel cümleler mi?
bence, karakterlerinin boylarından büyük cümleler kurduğu öykülerin gerçekliği zedeleniyor.
tabii, gerçekliği zedelenmesin diye edebî dilden uzaklaşıp fiil çekimlerinin yalan samimiyetine kapılınca da öykü eksik oluyor.
"bir merak düşüyor içime, okuyorum" ya da "aklımda dün gördüğüm rüya dolanıp duruyor" üzerinde çok düşünülmüş cümleler değil, bence.
"her şey tarih oluyor" isimli öyküde bir cümle VS. ile bitiyor yahu. vesaire bile değil. VS.
sonra, karakterlerin ayrı paragraflarda söz aldıkları bi tekniği birden fazla öyküde uygulamış. aynı numara. ı-ıh.
başkalarının değinmekten çekindiği konulara değinmek iyi güzel ama gerçekliğe de dikkat etmek lâzım.
beni en çok etkileyen metin ölüler uzar oldu. yüklem oldukça az. her şeyi apaçık ortaya koyma kaygısı yok.
bu öykü işi cidden çok hassas bi' iş. yalandan bi dünya yaratıyorsunuz ve okuyucuyu buna inandırmaya çalışıyorsunuz.
öykünün yoğunluğundan ve sarkma lüksünün olmayışından söz edilir. bu durumda her cümlenin ayrı ehemmiyeti var.
öykülerin çoğu kahraman anlatıcıyla yazılmış. bu hassasiyeti artıyor. PEKi NASIL?
misal, 16 yaşında bir çocuk bir öykünün ana karakteri ve başından geçeni anlatıyor diyelim.
yazılan cümleler, o çocuğun ağzından çıkabilmesi muhtemel cümleler mi?
bence, karakterlerinin boylarından büyük cümleler kurduğu öykülerin gerçekliği zedeleniyor.
tabii, gerçekliği zedelenmesin diye edebî dilden uzaklaşıp fiil çekimlerinin yalan samimiyetine kapılınca da öykü eksik oluyor.
"bir merak düşüyor içime, okuyorum" ya da "aklımda dün gördüğüm rüya dolanıp duruyor" üzerinde çok düşünülmüş cümleler değil, bence.
"her şey tarih oluyor" isimli öyküde bir cümle VS. ile bitiyor yahu. vesaire bile değil. VS.
sonra, karakterlerin ayrı paragraflarda söz aldıkları bi tekniği birden fazla öyküde uygulamış. aynı numara. ı-ıh.
başkalarının değinmekten çekindiği konulara değinmek iyi güzel ama gerçekliğe de dikkat etmek lâzım.
beni en çok etkileyen metin ölüler uzar oldu. yüklem oldukça az. her şeyi apaçık ortaya koyma kaygısı yok.
16 yaşında bir gencin literatürünü çokta hafife almamak lazım. Dedirten kitaptır.
Saatlerce oturdu ve hiçbir şey söylemedi. Ben de sussaymışım hep, demek ki bir mazimiz bile olmayacakmış.
"Ah ne kadar benzerdik birlikte yalnızlığa."
"Unutulduk bak sevgilim."
"Unutulduk bak sevgilim."
son zamanlarda okuduğum en güzel öykü kitabı. Ensest, tecavüz, eşcinsellik, transseksüellik gibi hassas konuların etrafında dönen ama mesaj kaygısı yerine "edebiyatın" öne çıktığı, titiz mi titiz bir dil işçiliğinin ürünü.
Ölüler Uzar, Pasta, Unutmabeni Çiçekleri mükemmel.
Ölüler Uzar, Pasta, Unutmabeni Çiçekleri mükemmel.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar