bugün

görüyorum ve 50. ayetle de arttırıyorum, buyrun şakirtler:

"Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.)"
Nihat hatipoğlu nu izleyip ağlayan ve mal gibi sorular soranlar için 5000 kişilik tribün kuruluyor amk peygamber ne yapsın!

Allahın emri olmasa kapıdan kovsa bacadan girerler.
iyi bir insanı korumak için gönderilen ayetleri takdir edemeyen, halden anlamaz ateisttir.

--spoiler--
AHZAB-37 için 40 meâl bulundu. Mustafa islamoğlu (33/AHZÂB-37: Hani bir zamanlar Allah'ın kendisine ikram ettiği, senin de iyilikte bulunduğun kişiye diyordun ki: "Eşini bırakma ve Allah'a karşı saygılı ol!" Ama Allah'ın açıklayacağı şeyi sen içinde saklıyordun; zira insanlardan çekiniyordun: oysa ki kendisinden çekinmen gereken sadece Allah'tı. En sonunda Zeyd o kadınla ilişkisini tamamen kesip boşayınca Biz onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kesip boşadıklarında kişilerin onlarla evlenmelerinin önünde hiç bir engel bulunmasın: sonuçta Allah'ın emri yerine gelmiş oldu.)
--spoiler--
Ahzab suresinde eve gelenlerle ilgili bölüme değil de isim vererek zeyd'in karısıyla evlenebilmesini sağlayan bölüme takılan ateistlerdir.
son peygambere inen, belki de milyonlarca yıl hüküm sürecek "kutsal kitapta" bahsedilen çok önemli mevzulara itibar etmeyen atayizdir.

buna karşın dinen çok daha önemsiz olan namaz gibi mevzuları ise hadislere bırakmıştır allah-u teala.

ilginç.

peygamberimizin misafir ve zevceleri milyonlarca yıl devam edecek bir farz ibadetin uygulaması kadar önem arz etmiyor demek ki.